AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Bir kapatma süreciyle, hakkında kapatma davası açılmış bir siyasi partiyle ilgili bir bildiri yayınlanırsa kusura bakılmasın, onu cevapsız bırakmak 16 milyon seçmenime ihanettir. Bunu cevapsız bırakamam" dedi.
Erdoğan, ASKİ Spor Salonu'nda düzenlenen partisinin Kadın Kolları 2. Olağan Büyük Kongresi'nde yaptığı konuşmada, sözü Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun bildirisine getirerek değerlendirmelerde bulundu. "Millet olarak, yargıda bizim yargımızdır, yasamada, yürütme de bizimdir" diyen Erdoğan, şöyle konuştu:
"Şunu çok iyi tespit etmemiz gerekir, benim görev alanım bellidir. Benim görev alanımın dışına çıkmamam gerekir. Yürütme alanı bellidir. Belli icraat alanının dışına çıkması söz konusu değildir. Ama bir şeye üzülüyoruz. Bu güne kadar bir kapatma süreciyle, hakkında kapatma davası açılmış bir siyasi partiyle ilgili bir bildiri yayınlanırsa, kusura
bakılmasın onu cevapsız bırakmak 16 milyon seçmenime ihanettir. Bunu cevapsız bırakamam.
Başkanlar Kurulu böyle bir açıklamayı ne Anayasa'dan ne de kanunlardan aldığı yetkiyle değil, durumdan vazife çıkarmak suretiyle yapıyor. Böyle bir yetki olamaz ve bu konuda bizler eğer 16.5 milyon seçmenin oy verdiği hak sahibi olarak idareciler olarak eğer burada suskun kalırsak o zaman sesiz yığınların sesi olarak biz de, sessiz yığınlar olarak kalırız. Herkes işini yapmalı.
Yasama görevini yapıyor. Yasamaya kalkıp ta müdahale edilemez. Yürütme de yasama müdahale edemez, yasama da yürütmeye... Kuvvetler ayrılığı diyoruz. Herkes birbirine saygı gösterecek. Ve bunu, saygıyı da kuralları içerisinde götüreceğiz. Ve 138. Anayasa maddesinden dolayı atıfta bulunulurken ne yazık ki kendileri, 138'i çiğniyorlar. Bunun
neticesi ne olursa olsun buna katılmak mümkün değildir."
Erdoğan: Cumhurbaşkanı herhalde bir adım atacak
-"NE SÖYLEDİĞİMİZİ ÇOK İYİ BİLİYORUZ"-
Yasama, yürütme yargı tüm kurumların Türkiye için var olduğunu ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:
"Aramızda husumete yer olmadığını altını çizerek söylüyorum. Hukukun üstünlüğü prensibine dayanarak, inanarak söylemek durumundayım. Onun için dikkat edeceğiz, hukukun üstünlüğü... Bu hukuk herkes için geçerli. Bakın kanun demiyorum, hukuk diyorum. Çok farklı bir şey. Evrensel değerlerle örtüşen hukuk. Bundan bahsediyorum. Bir yerde farklı, başka yerde farklı, olmaz. Kim söylüyor buna göre hukuk, olmaz. Neyi söylüyor, nasıl söylüyor. Kimse buna bakmıyor. Neye bakıyor? Kimin söylediğine bakıyor. Eğer Tayyip Erdoğan söylerse tuu kaka, filanca söylerse alkış.
Yok öyle bir şey. Hukukta bu yok. AK Parti söylerse tuu kaka, CHP söylerse alkış. Yok böyle şey. Sayın Baykal maşallah ayetler, hadisler okur, Tayyip Erdoğan bırakın onu, 'bunların gözleri var görmezler' diyor, dosyaya koy. Yok böyle şey. Biz ne söylediğimizi çok iyi biliyoruz. Ve inanarak da yolumuza devam ediyoruz. Ve onun için de bu yolculukta bizim her şeyimiz, sizsiniz. Ve biz halkımızı ayırt etmeksizin söylüyoruz, Yunus'un diliyle söylüyoruz. Yaradılanı yaradandan ötürü seviyoruz. Anlayışımız bu." Bütün bu tartışmaların neticesinde Türkiye'nin doğruyu mutlaka bulacağına ve her alanda daha da ileriye gideceğine inandığını vurgulayan Erdoğan, "Ola ki bu tartışmalardan kaygıya kapılıp yaşam biçimlerini tehdit altında hisseden, 'acaba ne olacak' diye endişeye kapılan vatandaşlarım olabilir. Unutmayın, biz birbirimize emanetiz. Benim yaşam biçimim, benim tercih özgürlüğüm sizlere emanettir. Sizin tercih hakkınız da bizlere emanettir. Hiç birimiz tercihlerimizi birbirine dayatma hakkına sahip değiliz. Hepimizin güvencesi, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olan cumhuriyettir" diye konuştu.
Erdoğan, özellikle cumhuriyetin kurumlarının başında bulunanların sorumluluğunun bu rejimi korumaya çalışmakla kalmamak daha ileriye götürmek, güçlendirmek olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
"Ben, etnik kökeni, inancı, yaşam biçimi ne olursa olsun partimize oy versin veya vermesin bizi beğensin veya beğenmesin bütün vatandaşlarımızdan razıyım. Biliyoruz ki sizler hizmetten başka amacı olmayan bizlerden, bu kadrolardan razısınız. Gerisi boş, gerisi lafı güzaf. Baki kalan bu kubbede hoş bir sadaymış. Bu kadrolar, bu makamlar, bizler baki miyiz? Değiliz. İşte onun için Baki bunu öyle söylüyor. Hep gelip geçiciyiz. Millet bizi ilanihaye burada tutmaya da mecbur değil. Sayın Baykal, biz bunu farkındayız, siz bunu farkında değilsiniz. Bir taraftan yüzde 10'luk ülke barajını eleştireceksin ama partinde yüzde 20 kongre barajı koyacaksın. Hangi demokrasi bu. Biz hiçbir ayrıma tabi tutmaksızın halkımıza hizmet ediyoruz."