Türkiye - Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi ilişkileri ve çözüm süreci Erbil'de, Middle East Research Institute ve Al Sharq Forum tarafından düzenlenen bir panelde ele alındı.
Açılışını IKBY Başbakan Yardımcısı Kubat Talabani'nin yaptığı panelde, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun iki başdanışmanı Hatem Ete ve Etyen Mahçupyan da konuşmacı olarak yer aldı. "Türkiye'de barış süreci: Dün, bugün, yarın" başlıklı toplantıda IKBY Sözcüsü Safin Dizayi, Prof. Dr. Mesut Yeğen, Prof. Dr. Vahap Coşkun da birer konuşma yaptı.
Galip Dalay’ın yönettiği forumda konuşan Hatem Ete, “Çözüm süreci, Abdullah Öcalan, PKK ve HDP'nin süreç sonunda ‘statü istemiyoruz’ garantisi vermesiyle başladı” dedi.
Hatem Ete, “çözüm süreci”nin, “PKK ve HDP'nin statü istemediklerine" dair garanti vermesiyle başladığını söyledi.
Ete, "çözüm süreci"ni daha önce başlatılan açılımlardan farklı kılan noktanın, "PKK'nın silah bırakmaya ikna olması ve bunu özerk bir statü talebine bağlamaması, demokratikleşmeyi yeterli görmesi" olduğunu belirtti.
Sürecin başlatılmasının bir ayağının da “silahsızlanma vaadi” olduğunu belirten Ete, devlet ile Öcalan arasında tam mutabakat olduğunu ifade etti.
Başdanışman, Oslo sürecinin, Kandil’in özerklik statüsünde ısrar etmesi nedeniyle bozulduğunu da sözlerine ekledi.
Kobani nedeniyle 6-7 Ekim’de çıkan olayları ve Cizre’de yaşananların, PKK’nin süreç konusundaki tereddüdünü gösterdiğini söyledi. Hatem Ete ayrıca, “İmralı mekanizması pürüzsüz devam ediyor denebilir. Her gün yeni bir kararla yeni bir mekanizma gerçekleştirilerek süreç ilerliyor. Her konuda, izleme kurulu, sekreterya konusunda devlet ile İmralı arasında uzlaşma sağlandı ama mesele gelip şuna dayandı: Evet sürüyor ama bu görüşmelerin sonunda ne olacak? Tamam, izleme kurulu oluşturalım ama izleme kurulu neyi izleyecek? Mesela PKK geri çekilmeyi yeniden başlatmayı düşünüyor mu? Çözüm süreci sadece mekanizmanın devam etmesini sağlayacak bir süreçle ilerliyor ama yeni bir şey sağlayamıyor. Şu anda bir duraklama sürecindeyiz diye düşünüyorum. Ama ısrarla tarafların bu mekanizmanın ilerletilmesine devam etmeleri, yaşanan türbülansın aşılabileceğini gösteriyor.” dedi.
Ete sözlerini şöyle sürdürdü: "Özerklik talebi çözüm sürecinin bir parçası değil. Bunu çözüm sürecinin bir parçası kılmamaya karar verdiler diyorum. PKK-HDP hattı bu fikirden vazgeçti demiyorum ama bu çözüm sürecinde konuşulan meselelerin bir önşartı değil. Eninde sonunda PKK silahı bırakacak. Bu onurlu bir çıkış fırsatı."
Süreci daha kırılgan hale getiren unsurun PKK-HDP'nin yaşadığı kararsızlık olduğunu belirten Hatem Ete, hükümetin 6-8 Ekim olaylarından sonra sürecin ilerlemesi konusunda daha kararlı bir tutum aldığını da söyledi.Aynı toplantıda konuşan Etyen Mahçupyan ise Türkiye'de çözüm sürecine desteğin yüzde 70'ler seviyesinde olduğunu söyledi. Sürecin özellikle iki aktöre yarayacağını söyleyen Mahçupyan, "Şu anda Kürt siyasi hareketi ile Türk hükümeti arasındaki ilişkiye müdahil olabilecek hiçbir üçüncü aktör yok. Tamamen bu iki aktörün bizi nereye götürebileceğine göre çözüm şekillenecek. Çünkü denetleyemiyoruz, tam ne olduğunu da anlamıyoruz, çok anlamak da istemiyoruz. Toplum olarak bir biçimde güvenmek de istiyoruz" diye konuştu.