Adalet Bakanı Sadullah Ergin, TBMM’ye sunulan yargının hızlandırılmasına yönelik paketteki düzenlemelerin dışında, düşünce ve basın özgürlüğünü geliştirmeye yönelik yeni bir paket üzerinde çalıştıklarını, mart ayında konuyu kamuoyuyla paylaşacaklarını söyledi.
Adalet Bakanı Sadullah Ergin yaptığı konuşmada gündeme dair konularda açıklamalar yaptı.
-ÖZGÜRLÜK PAKETİ YOLDA: İfade özgürlüğü ve basın özgürlüğü konusunda yaptığımız ayrı bir çalışmamız var. 15-17 Kasım’da Avrupa Konseyi ile ortak yaptığımız bir çalıştay oldu. AİHM kararları masaya yatırıldı. Türkiye hangi alanlarda ihlal kararlarıyla karşılaşıyor. Çalışma raporu konusunda hocalar çalışma yapıyor. Belli bir aşamaya gelince taslak hazırlayacağız. Asıl düşünce özgürlüğü paketi bu olacak.
- ALGI İLE OLGU FARKLI: Tutuklu yargılama kimseyi mutlu etmez. Ancak ceza adaleti açısından belli davalarda tutuklu yargılama ihtiyacı var. 2009’a kadar böyle bir uzun tutukluluk şikayeti yoktu. Ergenekon gibi davalardan sonra gündeme geldi. Büyük propagandalar yapıldı. Olgu ile algı birbiriyle aynı değil.
- HERKES ADALET İSTEMİYOR: Herkesin adalet istediği kanaatinde de değilim. Kendi pozisyonunu güçlendirecek davranışlar bekliyor. CHP kalkıyor, adalet politikalarını eleştiriyor. Önce kendi çatınızda adaleti sağlayın.
- USUL, ESASIN ÖNÜNDE: Yargılamaların anayasa ve yasalara uygun yürümesi lazım. Usul esasın önüne geçiyor. Usul kurallarını ihlal ederseniz, haklı bir soruşturmada haksız duruma düşme tehlikeniz olur. Hakim ve savcıların usule riayeti şart.
- ABD ELÇİSİ, ÜLKESİNE BAKSIN: Cumhurbaşkanının basın özgürlüğü konusundaki eleştirilerine katılıyorum. Basın özgür değilse ciddi sualler akla gelmeye başlar. ABD Büyükelçisi’nin eleştirileri de var. Kamuoyundaki algıya, tribünlere hoş gelecek sözler söyleme açısından sarf edilmiş sözler. İkiz kulelere yapılan saldırılardan sonra ABD devlet refleksini gözden geçirsin. ABD’ye giden insanların maruz kaldığı muameleleri düşünsün. Sonra laflarını bir daha tartsın derim ben.
- DERT, CEZAEVİNDE SÜRÜNMELERİ DEĞİL: Demokrasiye yapılan müdahalelerle ilgili hesap verilmesinin önündeki engelleri kaldırdık. Toplumun derdi iki kişinin 90 yaşında cezaevlerinde sürünmeleri değil, 30 yıl da geçse demokrasiye kast eden girişimlerin hesap vermesidir. 28 Şubat’la ilgili de suç duyuruları var ama ne çıkar bilme şansımız yok. Uludere’de de devlet vücut diliyle de lisanıyla da özür diledi aslında..