Hükümetin 14 Temmuzda, fındık stratejisi açıkladığını anımsatan Genel Başkan Deniz Baykal, şunları kaydetti:
''Bu politikanın temeli, fındık ekilecek alanların azaltılmasını
amaçlamak olmuştur. Ekilen alanı daraltarak, fındık sorununun çözüleceğini zannetmektedirler. Fındık piyasasına geçmişten bu yana çok uzun süre yön vermiş olan kadroları kendi anlayışına uygun olmadığı için ortadan kaldırdıkları FİSKOBİRLİK'in yerine TMO'yu koydukları, o aşamadan geldikleri noktada 'FİSKOBİRLİK'e de TMO'ya da yer yok' denmektedirler. Bir devlet kuruluşunun piyasada bulunmamasını hedef almışlardır. 'Serbest piyasayı bozan, fındık üretimin fazla olmasıdır' diyerek, bu fazlalığı ortadan kaldırarak sorunu çözeceklerini zannetmektedirler. Bu tutarlı bir politika değildir. Geçmişte de bu
denenmiştir ama işlememiştir. Alternatif ürün politikası da tutmamış, fiyasko olmuştur. Ekim alanlarını daraltarak değil, belki bundan sonraki alanlarda ekimine izin vermeyerek, mevcut ekili alanları en verimli şekilde kullanmak zorundadırlar. Ekim alanlarının daraltılmasına ilişkin politikanın yürütülme imkanı yoktur. Fındığı kaldırdığında heyelana, sel baskınına davetiye çıkaracaksın, orada hangi alternatif ürünü tavsiye edeceksin. Bu doğru bir yaklaşım değildir, işletilmesi de söz konusu değildir.''
Deniz Baykal, geçmişte fındık fiyatını yüksek tutan politikanın tekrar
yapılabileceğini böylece fındık ihracatından sağlanan 600 milyon dolarlık karın, geçmişte olduğu gibi 2 milyar dolara çıkarılabileceğini kaydetti.
Karadeniz üreticilerinin sorumluluğu bulunduğuna dikkati çeken Baykal,
''Bu sorumluluğun gereği mutlaka yapılmalıdır. Fındığa ihanet eden bir iktidarın aldatmacalarına, yalanlarına bundan sonra artık kimse kanmamalıdır'' dedi.