İstanbul'da düzenlenen İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV)'nın "50. Yılında Türkiye-AB İlişkileri" Programı'nda konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bir kaç ülkenin siyasi ihtiraslarının AB ile ilişkilerimizi esir almasına izin veremeyiz. Ben bu noktada sizlere güveniyorum.12 yıl önce bu göreve başladığımızda hiçbir fasıl nerdeyse açılmamıştı. Hiçbir fasıl açılmadığı halde mücadele başlattık. O zamanlar 15 üyeydi AB. Ondan sonra 13 üye aldılar. Ama inanın bu alınan 13 üyenin hiçbirinin de Türkiye ile mukayese edilecek hiçbir yanı yoktur" dedi.
OLMADIK YOLLARA BAŞVURDULAR
Avrupa Birliği (AB) 'nin Türkiye'nin üyeliğinin önüne kesmek için olmadık yollara başvurduğunu söyleyen Erdoğan, "Neler demediler ki 'imtiyazlı ortaklık', neler demediler ki, 'Türkiye büyük'. Neler demediler ki, 'Türkiye'nin inancı bizimle uyumlu değil'. Önümüze bunları devamlı olarak sundular. Müzakere sürecinde bu durumu gördük, yaşadık. Biz ilerleme kaydedelim diye çırpınırken, haritayı gösterip, 'AB herşeyden önce Avrupa kıtası içindedir' dediler. Ama şu anda AB içinde olmayan ülkelerin AB üyesi olduğunu görüyoruz. Türkiye ise iki kıtanın ülkesidir" diye konuştu.
DAYANIŞMA İÇİNDE OLMAMIZ LAZIM
AB ülkelerinin tamamına yakınının NATO üyesi olduğunu hatırlatan Erdoğan, " Biz burda beraberiz ya,niçin bunu engelliyorsunuz ? Burada da bizim beraber yürümemiz lazım. Dayanışma içerisinde olmamız lazım" dedi.
ESER KALEME ALDIĞIMIZDA...
Yeni Türkiye hedefinin asla AB'den bağımsız olmadığını söyleyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan , "Daha güçlü, daha müreffeh, daha demokrat bir Türkiye'yi ifade eden yeni Türkiye hedefimize AB tam üyeliğimizle daha hızlı bir şekilde ulaşabileceğimize inanıyoruz. Katılım sürecinde yaşadığımız sıkıntılara rağmen, inşallah bunları ileride, şöyle bir eser kaleme aldığımız zaman oraya bunları tabi ki dökeceğiz. Neler yaşadık. Nasıl sıkıntılar yaşadık. Bunları beraber o çalışmaları yürüttüğümüz arkadaşlarım biliyorlar. Bütün bunlara rağmen AB en büyük ticari ortağımızdır" ifadelerini kullandı.
AB STRATEJİSİ
Yeni dönemde Türkiye'nin AB stratejisini üç temel üzerinde inşa ettiklerini söyleyen Erdoğan, "Bunlar siyasi reform sürecinde kararlılık, Sosyo ekonomik dönüşümde süreklilik. ve iletişimde etkinliktir. Türkiye'nin katılım müzakerelerindeki düğümün çözülmesi ve ilerleme kaydedilebilmesi için bu yeni vizyonumuzun muhataplarımız tarafından benimsenmesi gerekiyor" dedi
BU FİNALİN YAPILMASI GEREKİYOR
İKV'nin çok önemli bir çalışma yürüttüğünü söyleyen Erdoğan,"Bu çalışmalardan ziyadesiyle istifade ettik. Bugün bu desteğin artmasına ve koordinasyon içinde daha artmasına ihtiyaç var. Çok ciddi bir biçimde uluslararası çapta bir diplomasiye ihtiyaç var. Burada rehavet mümkün değil. Çok heyecanlı olmaylıyız. Gayret göstermeliyiz. Bu finalin yapılması gerekiyor" diye konuştu.
TÜRKİYE İLE MUKAYESE EDİLEMEZLER
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bir kaç ülkenin siyasi ihtiraslarının AB ile ilişkilerimizi esir almamıza izin veremeyiz. Ben bu noktada sizlere güveniyorum.12 yıl önce bu göreve başladığımızda hiçbir fasıl nerdeyse açılmamıştı. Hiçbir fasıl açılmadığı halde mücadele başlattık. O zamanlar 15 üyeydi. Ondan sonra 13 üye aldılar. Ama inanın bu alınan 13 üyenin hiçbirinin de Türkiye ile mukayese edilecek hiçbir yanı yoktur. Hiçbir alanda yoktur. Tamamen bu alınanlar siyasi kararla alınmışlardır. AB müktesebatının gerekleri bunlarda yoktur. Hamdolsun bizde var. Biz çünkü, 'alındık, alınmadık', bunlara bakmadık. Dedik ki, 'bunlar bize gereklidir'.'Yapmamız lazım'. Heran buna hazır olalım" şeklinde konuştu.
BOZKIR: AB İLE VİZELER 2.5 SENE İÇİNDE KALKACAK
Etkinlikte AB Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır da konuştu. AB'nin Türkiye'ye uyguladığı vizenin 12 Eylül askeri darbesinin bir sonucu olduğunu söyleyerek," Vize, 1980 askeri darbesinin ülkemize bıraktığı hediyelerden bir tanesidir. O zamana kadar olmayan vize, insanlara yapılan baskılar, ülkeden kaçmaya zorlayan atmosfer nedeniyle konulmak mecburiyetinde kalmıştır. Şimdi bunu kaldırmakla uğraşıyoruz. Bu konuda da önemli müzakereler yapıldı ve vizenin tamamen kaldırılmasını geri kabul anlaşmasına bağlayan bir formül içinde ilerliyoruz. İnşallah 2.5 sene sonra bütün vizeler kalkacak.Eğer kalkmazsa geri kabul anlaşmasını ondan sonraki 6 ay içinde fesih hakkımız var" şeklinde konuştu.
TÜRKİYE FARKLI
Türkiye ile AB'nin karşılıklı çıkarlarının devam etmesi nedeniyle ilişkinin sürdüğünü söyleyen Bozkır, " Karşılıklı çıkarların devam ettiği sürece bu ilişki devam edecektir. Türkiye AB ilişkisi eşit bir ilişkidir. Bu ilişki amir memur şeklinde kesinlikle yürümemesi gereken bir ilişkidir. Son üye olan 13 ülkenin 11'i eski Komunist ülke kategorisinden geldikleri için ne bahsine olursa olsun AB'ye girip yeniden o günlere dönmeme psikolojisi içinde davrandıkları için, AB'de de bir kanaat oluşmuştur. Ne denirse yapılır. Biz söyleriz yaparlar. Türkiye bakımından bu hiç bir zaman söz konusu olmamıştır. Türkiye'nin 1 oyu vardır. AB'nin 1 oyu vardır" dedi.
VARDAN: ZAMAN ÇOKTAN GEÇTİ
İktisadi Kalkınma Vakfı Başkanı Ömer Cihad Vardan ise, "1959 yılında rahmetli Menderes tarafından ilk girişimleri yapılıp, 1963 yılında Ankara anlaşmasıyla başlayan bu sürecin artık tamamlanma zamanı gelmiş, hatta çoktan geçmiştir" diye konuştu.
HİSARCIKLIOĞLU: DESTEĞİMİZ SÜRECEK
TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu da, " Biz bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da Türkiye'nin AB üyeliği için çalışmaya devam edeceğiz. AB üyesi bazı ülkelerin vizyonsuz, haksız, kabul edilemez tavırlarına rağmen kendimiz için biz bunu başarmalıyız. Başaracağımıza da inanıyorum" diye konuştu.