Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Fethullah Gülen'in ABD'den iadesiyle ilgili, "Kırmızı bülten konuları idari tasarruf değildir. Herhangi bir mahkeme kararı olduğunda söz konusu olabilir. Şu anda bize gelen herhangi bir mahkeme kararı yok" dedi.
Bozdağ, yeni yasama yılının açılışı dolayısıyla TBMM Başkanı Cemil Çiçek tarafından verilen resepsiyonda gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Fethullah Gülen'in ABD'den iadesiyle ilgili sorular üzerine Bozdağ, kırmızı bülten konularının idari tasarruf değil, bir soruşturma çerçevesinde herhangi bir mahkeme kararı olduğunda söz konusu olabileceğini belirtti. Bozdağ, "Şu anda bize gelen herhangi bir mahkeme kararı yok" dedi.
HSYK üyeliği seçimlerine ilişkin değerlendirmesinin sorulması üzerine de Bozdağ, seçimin hakim ve savcıların kendi seçimi olduğunu söyledi.
Seçimle, hakim ve savcıların, tayin, terfi, disiplin ve benzeri konularda son ve kesin karar verme yetkisine sahip kurul üyelerini belirleyeceklerini kaydeden Bozdağ, "Sandıktan ne sonuç çıkacak, sayım, döküm yapıldıktan sonra herkes görecektir. Seçimlerin, sonuçların şimdiden hayırlı olmasını diliyorum. Bizim burada söyleyeceğimiz budur. Çünkü bu seçim, hakim ve savcıların kendi seçimidir. Sonucunu de hakim ve savcılar tayin edecektir" diye konuştu.
-"Hükümet yok, hiç bir yerinde de yok"
Bir gazetecinin, "Bugün bir gazetede HSYK adaylarıyla ilgili, 'İşte paraleller' şeklinde manşet atıldı. Aday olanların bu şekilde nitelenmesi konusunda ne düşünüyorsunuz?" sorusuna karşılık da Bakan Bozdağ, şunları söyledi:
"Basının nasıl yazdığını ben bilmem. Basın kendi yazıyor. Ama şu var, Türkiye'de hakim ve savcıların yaptığı seçime cemaatin müdahale ettiği ... Cemaat kendi adayların seçtirmek için gayret ediyor. Bu seçim, cemaatin seçimi değil, hakim ve savcıların kendi seçimi. Ama maalesef onu da çok net şekilde herkes görüyor. Bazı yerlerde basın, medya haber yaparken bir takım değerlendirmeler yapıyorlar. Hükümeti işin içine çekmeye çalışıyorlar. Hükümet yok, hiç bir yerinde de yok. Hiç bir hükümet yetkilisinin ağzından, bu konuyla ilgili bir şey duyamaz kimse. Ama maalesef Türkiye'de şu anda bilinen bir yapı, HSYK seçimlerine aktif şekilde müdahil oluyor ve bu konuda bütün gücüyle çalışıyor. Bunu bütün Türkiye biliyor. Onun için de bunu açık şekilde ben de görüyorum, herkes de görüyor. Bazıları söylemiyor, çekiniyor. Ama çok açık, çok net. Biz diyoruz ki, bu seçim hakim ve savcıların kendi seçimidir. Cemaatin seçimi değildir. Başka birinin seçimi değildir. Hakim ve savcılar kendi içlerinden, kendileriyle ilgili nihai karar verecek en yüksek kurulu seçiyorlar. Olay budur. Ama maalesef bir, takım kişiler, gruplar, ekipler tarafından farklı yönlere çekiliyor. Farklı değerlendirmeler yaptırılıyor. Büyük bir karalama, iftira kampanyası maalesef yapılıyor. Onun için bunlar noktasında son kararı hakim ve savcılar kendisi verecektir. Hepsi yetkin insanlardır. Ne karar vereceklerini, propaganda yapanlardan çok daha iyi biliyorlar. Eminim ki doğru kararları onlar özgür vicdanlarıyla vereceklerdir."
Bozdağ, "Cemaatin çabası hedefine ulaşırsa, yeni bir düzenleme yapılacak mı?" sorusuna ise "Türkiye'de cemaat yargısı hiç bir zaman olmaz" yanıtını verdi.