Bir dershane restleşmesidir gidiyor... İki isim de farklı açıklamalar yapıyor. Arınç, 'kapatılmayacak' diyor ama Erdoğan bu konuda ısrarlı...
Başbakan Erdoğan'ın geçtiğimiz hafta dersanelerin kapatılacağı yönündeki açıklamasının ardından Bülent Arınç, 'Dersaneler kapatılmayacak' demişti. Bu kez Erdoğan daha net konuştu ve "Dönüş yok dershaneler kapanacak" dedi.
Başbakan, G.Kore'ye giderken yaptığı "Dershaneler kapanacak" açıklamasının ardından başlayan tartışmalara açıklık getirdi.
Güney Kore yolunda "Dershaneler kapanacak" açıklamalarının ardından Türkiye'de büyük bir tartışma başladığını belirten Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bu konuda parti içinden gelen "kapanmayacak, ihtiyaç kalmayacak" beyanatlarına da açıklık getirdi. Erdoğan, "Dönüş yok, dershaneler kapanacak" diyerek son noktayı koydu.
Konunun uzun süredir müzakere edildiğini belirten Erdoğan, "Belki neticelendirilmediği için bazı arkadaşlarımız 'olmayacağı' yönde fikir beyan etmiş olabilirler. Ama bunun yol haritasını belirleyeceğiz ve devam edeceğiz. Biliyorsunuz lider istikameti verir, ondan sonrası alttakilere aittir. Onlar da çalışırlar, bütün hazırlıklarını yaparlar, ona göre yola girilir. Bu bizim için yeni bir şey değil. Biz her zaman şunu söyledik; Vatandaşımızın bu noktada ezildiğini görüyoruz. Bu çok ciddi boyutlara ulaştı. Üniversite hazırlık kurslarımız için iyi bir imkân oldu. Ama artık diyoruz ki; bu güne kadar belli bir doyuma ulaşmıştır. Şimdi bu dershaneler gelsinler okullaşsınlar, zaten bu noktada ihtiyacımız var. Burada onlardan hizmet alımı ile tekrar bir koordine söz konusu olabilir" diye konuştu.
MERDİVEN ALTI ÜRETİMİ GİBİ
Bir dershane temsilcisi "Türkiye'de sadece 20-30 dershane okul olmaya müsait" şeklinde açıklama yaptı.
Bina önemli değil, elinde gerçekten eğitime uygun öğretmen kadrosu varsa yatırım yapar veya uygun bir bina kiralar. Dershanecilik, merdiven altı üretime dönüşmüş durumda. Bakıyorsunuz apartmanın bir katını tutuyorlar, orada dershanecilik yapıyorlar.
4+4+4 konusunda bir anket çalışması yaptınız mı?
Çok farklı anket gruplarıyla değerlendirmeler yaptırdık. Nimet Hanım'ın bakanlığı döneminde yaptığımız Eğitim Şurası'nın bir neticesiydi. Oradan hareketle bu çalışmalar başladı.
Arkadaşlara 'Dünyadaki uygulamaları da getirin' dedim. Amerika, Uzak Doğu, Avrupa bu konuya nasıl bakıyorlar, onların uygulamaları ne... Onlara da baktık ve bütün bu uygulamalar neticesinde, ayrıca bizdeki bölgelerin eğitime yaklaşım tarzına baktık. Taşımalı eğitimi ilk defa biz başlattık.
Niye getirdik, ta mezradaki çocuklarımızı eğitim ile tanıştıralım diye getirdik. Hiçbir iktidar bunu yapmadı. Eşimle beraber "Haydi Kızlar Okula" kampanyasını başlattığımız zaman okuma yazma bilmeyen kızların kadınların sayısı 780 bin idi. Şu anda 300 bin civarına düştü.
Öğretmenlerimizin aldığı ücretler, ilk göreve başlayanlarınki 800 TL filandı. Şimdi ilk göreve başlayan öğretmen, ek ders ücretleri filan hariç 1400 TL maaş alıyor. Kore'ye giderken sizlere burada ilk kez açıkladığım gibi, 'hizmet alımı' ile de süreci başlatalım istedik. Eğitim ve öğretimi böyle başlattığımızda, hazır bir alt yapı imkânı bulacağız. Hemen anında özel okullara da çocuklarımızı gönderebilme şansı yakalayacağız.
Bazı yerlerde okul inşa edilmiş, öğretmen vs. var ama öğrenci bulmada sıkıntı yaşanıyor. Yani özel okullara öğrenci yönlendireceğiz ve her öğrenci için hastanelerdeki gibi belli bir ücret ödeyeceğiz.