'Bu seçim istikrar ile kaos arasında bir karar'

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, Radyo 7 yayınında gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Bugünkülerin ardından 81 şehirde mitinglerini tamamlayacağı belirtilerek, sürece ilişkin değerlendirmesi sorulan Başbakan Davutoğlu, coşkulu, heyecan

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, Radyo 7 yayınında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
 
Bugünkülerin ardından 81 şehirde mitinglerini tamamlayacağı belirtilerek, sürece ilişkin değerlendirmesi sorulan Başbakan Davutoğlu, coşkulu, heyecanlı ve katılımlı bir sürecin geçtiğini belirtti.
 
Davutoğlu, 81 ilde miting yapmayı kendisinin ısrarla istediğini ifade ederek, halkla bir araya gelmeyi başlı başına bir enerji kaynağı olarak nitelendirdi. AK Parti'nin mitinglerinde bütün Türkiye'yi yansıtacak ortak atmosferin hayata geçirildiğini dile getiren Başbakan Davutoğlu, "Diğer partilere kıyas edildiğinde onlar, belli yerlerde belki daha coşkulu, belli yerlerde çok zayıf mitingleri var, bazı yerlerde hiç yapamaz. Biz her yerde miting yapıyoruz ve her yerde aynı coşku ve katılım var" diye konuştu.
 
Mitinglerdeki enerjinin kendisine yorulmayı unutturduğunu belirten Davutoğlu, "Halkın sizi kabullenişi size güç veriyor, sizin söyledikleriniz halka güven veriyor" ifadesini kullandı.
 
Davutoğlu, mitinglere katılanlara teşekkür ederek, süreci heyecan verici, öğretici ve geleceğe dönük umut verici olarak gördüğünü anlattı.
 
"Diğer aktörler açısından..."
 
Yarınki seçimi diğer seçimlerden ayıran özelliğinin sorulması üzerine Davutoğlu, her seçimin kendine has özelliklerinin bulunduğunu ifade etti. Davutoğlu, yarınki seçimin, AK Parti'nin ilk defa halkın huzuruna çıktığı ve kabul gördüğü 2002 seçimlerinden sonraki en önemli seçimlerin arasında yer aldığını dile getirerek, "Bizim için her seçim halkın huzuruna çıkmak için bir fırsattır. Benim gördüğüm, bütün diğer partiler onların arkasında olan güçler bazen paralel yapı şeklinde, bazen HDP örneğinde Kandil gibi, bazen CHP'ye daha yakın duran DHKP-C bağlantılı yapılar gibi, bunların hepsinin şu anda birleştikleri bir gündem var" dedi.
 
Birbirleriyle rekabet bir karşı cepheyle karşı karşıya olduklarını dile getiren Başbakan Davutoğlu, "Onların tek hedefi bu seçimle birlikte AK Parti'yi zayıflatabilmek. Neden? Çünkü bundan sonra 4 yıl seçim yok" ifadesini kullandı.
 
Davutoğlu, söz konusu cephenin bütün güçlerini, yığınaklarını AK Parti'yi zayıflatmak üzerine kurduklarına vurgu yaparak, şöyle konuştu:
 
"Kendileri bir şey söylemedi, kendileri özne olmadı. AK Parti'yi zayıflatarak kendilerine alan açmaya çalışıyorlar tek tek. Sonra bir araya gelip doğrudan ve dolaylı iletişimle 'ortak bir hedefe doğru vurma' stratejisi benimsediler. Bu seçim istikrar ile kaos arasında bir karar seçimi. Aynen 2002'deki değişim gibi, bu sefer de ya bu istikrar devam edecek ya da AK Parti üzerinden Türkiye zayıflatılıp kaotik bir dönemin önü açılacak. İşte bu açıdan bu seçim önemli. Eğer burada AK Parti istikrarla yoluna devam ederse bence 2019'da çok daha normalleşen seçim ortamına gireceğiz. 2023'e kadar bir planlama yaptığımızda bu seçim 2023'e kadar olan dönemin istikrar ya da kaosla geçip gitmeyeceğini tayin edecek bir seçim."
 
"Geleceğim makamı düşünmedim"
 
"Kariyer planlamanızda başbakanlık var mıydı?" sorusuna, Davutoğlu, "Yok, ben daha gençlik yıllarımdan itibaren kariyer planlamasından çok, birikim planlaması yaptım. Yani 'şuraya gelirsem profesör oluyum, şuraya gelirsem şunu yapayım' diye bir kariyer planlaması hiç zihnimde olmadı. Ama, 'ben şu niteliklere sahip olayım, şu birikimi elde edeyim' diye planlama yaptım" cevabını verdi.
 
"Birikiminizi planladığınız zaman, kader sizin önünüze hangi alanı açıyorsa, o birikimi, orada kullanıyorsunuz" diyen Davutoğlu, akademisyenliğin de planları arasında bulunduğunu, bütün dünyaya yayılmış öğrencilerinin, yazdığı kitapların, makalelerin olduğunu söyledi.
 
Davutoğlu, aynı birikimle, önüne siyaset kulvarı açıldığında, önce akademik hayata dönmeyi planladığını anlatarak, "Ülke kaderine, inandığım değerlerin kaderine ve insanlıkla ilgili yapacağım bütün çalışmalara, burada da aynı birikimle hizmet edeceğim kanaati uyandığında, bu kulvarda şey yaptık. Rabbim bana, bunun gelinebilecek en üst yerine kadar getirdi. 'Akademik hayatta profesörlükse, siyasette de bütün siyasilerin hedefi başbakan olmaktır' diye düşünmedim, böyle bir hedefim olmadı. Hiçbir zaman, hiçbir işi yaparken bir sonrasında geleceğim makamı düşünmedim. Hep bir sonrasında yapağım hizmeti planladım" dedi.
 
"Başbakan olduktan sonra en çok neyi özlüyorsunuz?" sorusuna, Davutoğlu, "En çok sokakta serbestçe, rahat bir şekilde yürüyüp, koruma, protokol olmadan bir kitapçı dükkanına girip, saatlerce orada kalıp, sonra bir başka kitapçı dükkanına gidip, rahat bir şekilde İstanbul, Konya sokaklarında dolaşmak... Bu halktan rahatsız olduğum anlamına gelmiyor ama bazen insanın kendi içine dönmek arzu ettiği anlar olabiliyor. Bunu özlüyorum" yanıtını verdi.
 
Arabayı alıp, çocuklarıyla, Anadolu'da, Balkanlar'da tarih ve kültür seyahatleri yaptıklarını kaydeden Davutoğlu, "Arabayı alıp yine çocuklarla, şöyle bir Anadolu turu, Avrupa, Balkanlar turu gibi bir kendi kullandığım arabayla yapmayı arzu ediyorum" diye konuştu.
 
"Yaramazlık yapmayan çocuk yoktur"
 
Davutoğlu, "Müzikle ilginiz nasıl, en çok hangi türküyü seversiniz?" sorusu üzerine, "Müziğe ilgim yakın dinleyici olarak. Keşke bir enstrüman icra edebilseydim, özellikle ney üflemeyi çok isterdim. Ama hayatın akışı içinde bazen istediğiniz her şey olmayabiliyor" dedi.
 
Davutoğlu, türkülerin her birinin güzel bulduğunu ancak ilk aklına gelenin, "Altın Hızma Mülayim", "Sarı Gelin" ve "Acem kızı" olduğunu ifade etti.
 
"Çocukluğunuzda yaptığınız bir yaramazlık var mıydı?" sorusu üzerine Davutoğlu, şu yanıtı verdi:
 
 "Yaramazlık yapmayan çocuk yoktur. Hatta ben erkek veya kız, çocukları sevdiğimde tatlı yaramazlıklara da teşvik ederim onları. 'Annenle, babanla aran nasıl derim' eğer bir öğrencimin çocuğuyla, hemen çocuk dökülmeye başlar, 'şöyle, böyle'. Yaramazlık çocukluğun doğasında olan bir şeydir. Yaramazlık derken, huysuzluk ayrı bir şeydir, yaramazlık ayrı bir şeydir. Yaramazlık sevimlidir, huysuzluk hoş bir şey değil. Sevimli yaramazlık her zaman, hepimiz yapmışızdır. Hele benim gibi 7 sene yatılı okumuş birisi, her tür yaramazlığın içinde olmuştur. Onun için şunu diyemem ben; 'Halim, selim, çıtı pıtı bir çocukluğum oldu' diyemem. Mesele o tatlı yaramazlıkları, sevilecek şekilde yapmak ama huysuzluğa dönüştürmemek, kötü bir ahlaka, huya, davranışa dönüştürmeden yapılabilir."

İlk yorum yazan siz olun
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.

Siyaset Haberleri