CHP lideri Kılıçdaroğlu, CHP Grup toplantısında yaptığı konuşmada, “En geç bir yıl içinde CHP iktidarında öğrenci yurdu sorunu kesinlikle kalmayacaktır. Hiç kimse çözmedi, çözmek istemediler. Birer, ikişer kişilik odalarınız olacak, geniş bant internet erişimi olacak, sıcak, soğuk suyu olacak, anneleriniz, babalarınız ‘kızım, oğlum nerede kalıyor’ diye meraklanmayacak. Bunu biz CHP olarak yapacağız. CHP iktidarında YÖK diye bir kurum kalmayacaktır. 12 Eylül darbesinin bu kurumunu sileceğiz. Üniversite öğrencileri, üniversite Yönetiminde söz ve karar sahibi olacak. Üniversite yönetimine onlar da katılacak”ifadesini kullandı.
Yaşar Kemal’in hayatını kaybetmesi ile ilgili ise Kılıçdaroğlu, “Yaşar Kemal Türkiye’yi kapsıyor. Çeltik tarlalarında, Çukurova’nın ovalarında tarlalarında çalıştı, arzuhalcilik yaptı. Hayatın bütün acıları çekti. Dik durdu, ödün vermedi ilkelerinden. Dik durduğu için komünist damgası yedi, hapislere atıldı, bedel ödedi. Nazım Hikmet acıları nasıl çektiyse o da çekti. Sabahattin Ali nasıl çektiyse, o da çekti. Acılardan yılmadı” şeklinde konuştu.
Kılıçdaroğlu, 12 Eylül’de yaşı büyütülerek idam cezası alan Erdal Eren’in annesi Şadan Eren’e Allah’tan rahmet diledi.
Dolmabahçe’de yapılan toplantı ile ilgili de değerlendirmede bulunan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
“Soyut kelimeler. Şifrelerin arkasında ne var, bilen var mı? açıklamayı yaptılar. Bu açıklama konusunda mutabakat var mı? Eğer mutabakat varsa, mutabakat konuları nelerdir? Mutabakat yoksa neden HDP AKP birbirini suçlamaya başladı? Açıklama yarım ağızla yapılıyor. ‘Sizde buna destek verin’, barışın karşısında olan yok ki. Özgürlüklerin karşısında olan yok ki. Güvensizlik üzerine kurulan bir süreç, barış getirmez. AKP-HDP Arasında seçim işbirliği var. Anlaşma gibi yapalım. Böylece sen de zarar görme, ben de zarar görmeyim.”
İç Güvenlik Yasa Tasarısı’nın devleti ’elinde sopa olan bir kurum’ haline getireceğini öne süren Kılıçdaroğlu, şu ifadeleri kullandı:
“Bu yasayı bu parlamentodan geçirtmeyeceğiz. Kendisine demokrat diyenlere bakın. Bunlar getiremezler. Devleti baskı organı haline getirenler demokrasi getiremez, ülkenin sorunlarını çözemez. Kendisi sorun olan bir hükümet sorun çözeme. Polisin dur demesine gerek yok diyor. Doğrudan doğruya adamı göreceksin, vuracaksın. Bunu biz nasıl kabul edelim. Hangi ahlak, hangi demokrasi kabul eder bunu.”