Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, ''Türk insanı, Türk sanayicisi hem vize hem kota eylemiyle karşı karşıyadır. Bunları insani değerlerle yan yana getirmem mümkün değil, bu insan haklarına aykırı'' dedi.
Bakan Çağlayan, çeşitli temaslarda bulunmak üzere geldiği Brüksel'de Residence Palace'ta düzenlenen, ''Türkiye'nin Ticari İlişkileri-Üçüncü Ülkelere Yönelik Ortak Ticaret Politikası Uygulaması'' konulu seminerdeki konuşmasında, Türkiye'nin AB'ye tam üye olduğu zaman ''birliğe yük katacak değil, tersine AB'nin yükünü alacak'' bir ülke olduğunu dile getirdi.
Gümrük Birliği Anlaşmasıyla Türkiye'nin AB ile entegrasyonu sağladığını, mevzuat ve teknik düzenlemeleri de üstlenmiş bir yapı içinde olduğunu belirten Çağlayan, ''AB gümrük birliği konusunda Türkiye'ye cimri davranmıştır. Türkiye'ye zamanında vermesi gereken destekleri vermemiştir. Türkiye maalesef bu konuda AB'nin çifte standart uygulamalarıyla karşı karşıya kalmıştır'' diye konuştu.
Çağlayan, Türkiye'nin Gümrük Birliği Anlaşması'nın Türkiye'ye, AB'ye tam üyeliğin aracı olarak ifade edildiğini ama bugün gelinen noktada üyelik sürecinin aksak bir şekilde devam ettirilmeye çalışıldığını söyledi.
Hükümetlerinin AB'ye tam üyelik sürecinde sonuna kadar kararlı olduğunu belirten Çağlayan, şöyle devam etti:
''Vize uygulaması çağdışı bir uygulamadır. AB'ye üye olmayan birçok ülkeye ise vize konusunda birçok kolaylık sağlanıyor. Bu doğru, centilmence bir davranış değildir. Türk malları Avrupa'da serbest dolaşamamaktadır. Türk insanı, Türk sanayicisi hem vize hem kota engeliyle karşı karşıyadır. Bunları insani değerlerle yanyana getirmem mümkün değil. Bu insan haklarına aykırı.''
SERBEST TİCARET ANLAŞMALARI
Çağlayan, bir diğer hususunda AB'nin diğer ülkelerle yaptığı Serbest Ticaret Anlaşmaları'na (STA) Türkiye'yi dahil etmemesi olduğuna dikkati çeken Çağlayan, ''Bunu vicdanlarınıza seslenerek söylüyorum. Bu ticarette haksız rekabet yaratan bir durum. Türkiye'yi gerek vize gerek insanların ve malların serbest dolaşımı gerek STA'lar konusunda Avrupa ile iki ortak gibi davranması bizim beklentimizdir'' dedi.
Dış ticaret açığına ilişkin bir soru üzerine, Türkiye'nin ithalatının fazla olması, ihracatının ise istenilen seviyede bulunmamasının nedeninin Merkez Bankasının faizlere zamanında müdahale etmemesi olduğunu söyleyen çağlayan, bütün merkez bankalarının faiz indirimine gittiği bir ortamda Türk Merkez Bankasının faiz artırımına gitmesinin TL'nin aşırı değerlenmesine yol açtığını, bu durumunda üretici üzerinde baskı oluşturarak, ithalatı cazip hale getirdiğini ifade etti.
Çağlayan, Türkiye'nin enerjideki dışa bağımlılığına ilişkin bir soruya karşılık, yenilenebilir enerji konusunda önemli adımlar atıldığını, Türkiye'nin rüzgar, güneş, su başta olmak üzere her türlü altyapıya sahip bulunduğunu, nükleer enerji alanında da 3 yatırım gerçekleştirileceğini bildirdi.
Bakan Çağlayan, farklı para birimleriyle ticaret yapılmasına ilişkin bir soruyu yanıtlarken de, Türkiye'de 17 para birimiyle dış ticaret yapıldığını, burada hiçbir sıkıntının olmadığını söyledi.
''TÜRKİYE AZERBAYCAN İLE TEK MİLLET İKİ DEVLETTİR''
Çağlayan, 2011 yılına ilişkin hedeflerin sorulmasına karşılık, ''2011 büyüme hedefimiz yüzde 6'lar seviyesinde olacak. Bu Avrupa'nın büyümesinin çok üstünde bir rakam. 132 milyar doları geçecek bir ihracat hedefliyoruz. Sürdürülebilir tek haneli enflasyon devam edecek. Bu yıl yapılacak genel seçime rağmen bütçe açıklarını yüzde 2'nin altında tutmayı amaçlıyoruz'' dedi.
''Azerbaycan ve Ermenistan ile ilgili politik bir tıkanma oldu. Türkiye bu tıkanmayı açacak bir girişimde bulunacak mı?'' sorusuna da Çağlayan, ''Türkiye her yerden enerji kaynağı bulur ama burada Türkiye'nin üzerinde hassasiyetle durduğu Ermenistan tarafından işgal edilen Azerbaycan topraklarından Ermenilerin çekilmesidir. Türkiye Azerbaycan ile tek millet, iki devlettir. Onların hassasiyetleri bizim hassasiyetlerimizdir. Türkiye'nin olmazsa olmaz şartı Dağlık Karabağ sorununun çözülmesidir. Türkiye Azerbaycan'ın hassasiyetlerini kendi hassasiyetleri olarak kabul eden bir davranışı sürdürecektir'' yanıtını verdi.