Başbakan Ahmet Davutoğlu, Manisa mitinginde yaptığı konuşmada, "Bu terör siyasetine biz hak ettiği cevabı verdik. Bu puslu havadan istifade etmek isteyen çakallara hadlerini bildirdik" dedi.
1 Kasım genel seçimleri öncesi mitinglerine başlayan AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, Samsun ve Erzurum'un ardından 3'üncü mitingini Manisa'da gerçekleştirdi. Hava yoluyla İzmir Adnan Menderes Havalimanı'na iniş yapan Davutoğlu, oradan da helikopterle Manisa'ya geldi. Şehir içerisinde seçim otobüsünden halkı selamlayan Davutoğlu, ilk olarak Manisa Valisi Erdoğan Bektaş'ı ziyaret etti. Davutoğlu'na eşi Sare Davutoğlu, eski Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, eski Ulaştırma Denizcilik ve Haberleştirme Bakanı ve İzmir Milletvekili adayı Binali Yıldırım da eşlik etti.
Valilik ziyaretinin ardından Davutoğlu, bayrak ve pankartlarla süslenen Cumhuriyet Meydanı'nı dolduran Manisalılara seslendi. Sözlerine Manisa'nın ilçelerine selam göndererek başlayan Davutoğlu, Manisa'ya bakanlık yaptığı dönemler dahil olarak 5. kez geldiğini söyledi. Davutoğlu, "Manisa'da olmak bize haz ve feyiz veriyor. Manisa müstesna bir şehir. Manisa, bilin ki ben aldığım devlet terbiyesi ile Manisalıyım. Bu topraklara aşkımla Manisalıyım. Şehzadeler şehri Manisalı olmakla gurur duyuyorum. Şehzadeler şehri Manisa devletin başına kimin geleceğini bilir. 17 şehzade Manisa'da bulunmuş, 7'si sultan olarak İstanbul'a gitmiş. Allah bu tarih ruhunu bu topraklardan eksik etmesin. Sayın Bülent Arınç siyasette fidan olarak Manisa'da başlamıştı, şimdi bir çınar olarak Türkiye'ye siyaset dersi veriyor. Kendisine Manisalılar adına teşekkür ediyoruz. Aday belirleme döneminde kendisi beni ziyaret etti; "Bana ne görev verirseniz hizmete hazırım ama artık genç arkadaşlara görevi devretme vakti" dedi. İşte Manisa içerisinde yetişen siyasi çınar olmak böyle bir şey. Türkiye'nin her yerinde AK Parti için dolaşmaya devam ediyor. Bizde mevki makam hırsı yok. Bizim tüm gayretimiz genç fidanların yolunu açmak içindir. Biz Manisa'yı severiz, Manisa da bizi sever" dedi.
"YA MÜBAREK "HAYIR'DAN BAŞKA BİR ŞEY BİLMİYOR"
7 Haziran'dan günümüze kadarki sürece değinen Davutoğlu, şöyle konuştu:
"7 Haziran'dan bu yana neler yaşadık? 7 Haziran'da millet dedi ki bütün partiler bir araya gelin, Türkiye'de yönetecek bir hükümet kurun. Herkes şikayet etti. Biz dedik ki milletin kararı başımızın üstündedir. Bu kararı bu şekilde yorumladık öyle yola çıktık. Üstümüze düşen her şeyi yaptık. Sorumluluk duygusundan hiç vazgeçmedik. Hükümet ve koalisyon görüşmelerini sonuna kadar samimiyetle götürdük. Muhatabımız olan siyasi partiler ne yaptı? Bütün gayretlerimize rağmen uzlaşma arayışlarına cevap vermediler. 3 partinin kullandığı dili söyleyeyim; bizimkisi birlik dili. Diğer 3 parti CHP blok siyasetine soyundu. Dedi ki "Yüzde 60'lık bir blok var'. Şimdi MHP'li kardeşlerime söylüyorum, MHP'li kardeşlerim ile HDP'lileri aynı kefeye koydu. Kutuplaşma siyasetini takip etti. MHP'li kardeşlerim bu siyaseti kabul etmedi. Ama sayın Bahçeli herkese "hayır" dedi. Dedik ki "tabanlarımız yakın gelin sizinle koalisyon görüşmeleri yapalım'. Sayın Bahçeli "hayır önce gidin CHP ile görüşün" dedi. Gittik görüştük tekrar geldik. Sayın Bahçeli "gelin hükümetsiz bırakmayalım ülkeyi, beraber hükümet kuralım" dedik. "Hayır" dedi. Gelin beraber seçim hükümeti kuralım dedik, "hayır" dedi. Erken seçim kararını Meclis'te alalım, "hayır" dedi. "Biz azınlık hükümeti kuralım gelin bize destek verin dedik, "hayır" dedi. Ya mübarek "hayır'dan başka bir şey bilmiyor. Sadece red diyor. Bu ülkenin kaderiyle kendi kaderini bir gören MHP'li kardeşlerimin çoğu sayın Bahçeli'nin bu siyasetini benimsemedi. Çünkü memlekete hükümet lazımdı. Çünkü terör tehdidi vardı. Gel elini taşın altına koy dedik ama koymadı. Gel beraber mücadele edelim şu terörle dedik yapmadı."
"TERÖR ÖRGÜTÜ İLE SELFIE ÇEKMEKTEN VAZGEÇ DE MEŞRU SİYASET ZEMİNİNE GEL"
HDP'nin 8 Haziran'dan sonra silahlanmaya, ayaklanmaya ve terör siyasetini takip etmeye başladığını belirten Davutoğlu, konuşmasına şöyle devam etti:
"HDP ise terör siyaseti takip etti. 8 Haziran'dan sonra silahlanmaya, ayaklanmaya, "sırtımızı terör örgütüne dayadık" demeye başladılar. Bu terör siyasetine de biz hak ettiği cevabı verdik. Bu puslu havadan istifade etmek isteyen çakallara hadlerini bildirdik. Bir milletin imandan gelir bütün irfanı, yiğitliği. Bizim ordumuzun adı peygamberler ocağıdır. Bizim askerimizin adı Mehmetçiktir. Türküyle, Kürdüyle, Sünnisiyle, Alevisiyle "Mehmet" adıyla anılır. Bu mücadeleyi kararlı bir şekilde sürdüreceğiz. Bakın telsizden sesi kaydedilen bir terör baronu ne diyor; "Halkı canlı kalkan yapın, vurun sorumluluğu da polisin, askerin üzerine atın'. Biz de buradan HDP'ye diyoruz ki terör örgütü ile selfie çekmekten vazgeç de meşru siyaset zeminine gel. 7 Haziran seçimlerinden sonra CHP blok siyaseti, Bahçeli "hayır" siyaseti, HDP terör siyaseti yaptı. Biz ise birlik siyaseti yaptık, birlik."
"SAYIN BAHÇELİ TERÖRLE MÜCADELE EDERKEN ŞİMDİ NEREDE?"
Muhalefet partilerini eleştiren Davutoğlu, "13 yıllık AK Parti iktidarından rahatsızlar, peki gelin 2 ay birlikte hükümet kuralım da millet de sizi bir görsün nasıl yapıyorsunuz, hizmet ediyor musunuz. 2 aylık bir hükümete bile girmeye cesareti olmayanların 4 yıl milletin yükünü taşımaya yürekleri olur mu? Olmaz ise 1 Kasım'da göstereceksiniz. Sınırlarımızda olaylar yaşanıyor. Peki siz Manisalılar hükümet boşluğu hissediyor musunuz? Kim bu sorumlulukları üstlendi. Hiç tereddüt ettik mi, bir an durduk mu? Peki onlar 3 ay dahi gelip bu işin ucundan tuttular mı? "Terörle mücadele edin" diye yıllarca söyleyen Sayın Bahçeli, terörle mücadele ederken şimdi nerede? Kayıp. Eğer hükümette olsaydı Sayın Tuğrul Türkeş gibi diğer bakanlar da hükümete gelse hep beraber bu taşın altına elimizi koyardık. Şu 4 ay göstermiştir ki milletimizin sesine kulak veren yegane parti AK Parti'dir. Bütün bu sorunların karşısında duracak tek parti AK Parti'dir. 4 ay değil, 4 yıl değil, 4 asır sürse bile bu davayı yürütecek yegane parti AK Parti'dir. 1 Kasım'da sizden bunları sandıklara söyletmenizi istiyorum. Yeni sloganlarımızdan biri de 4 ay gösterdi ki AK Parti için mesele parti meselesi değildir, bizler için mesele şahsi mesele değildir. Mesele memleket meselesidir. Şimdi tek başına iş başına diyoruz. AK Parti yenilenmenin, yenilemenin adıdır. AK Parti yasakçı, tek tip bir anlayıştan demokratik, özgürlükçü ve çoğulcu bir anlayışa geçişin adıdır. AK Parti bazı kesimleri sahiplenip bazı kesimlerini dışlayan bir parti değildir. AK Parti bir çıkar grubunun partisi olmamıştır. AK Parti, şu veya bu sermaye kurumunun partisi olmamıştır. AK Parti 81 vilayetin, 78 milyon vatandaşımızın sadece ve sadece Türkiye'nin partisi olmuştur. Memleket meselesinin partisi olmuştur. AK Parti asla statükonun bir parçası olmamıştır, olmayacaktır. Sayın Cumhurbaşkanımızın öncülüğünde başlayan 12 yıllık sessiz devrimi ile eski Türkiye arasındaki farkı siz çok iyi bilirsiniz. 3 Kasım 2002'den sonra Türkiye bambaşka bir ülke oldu. Artık eski Türkiye yok. Her alanda zirveye oynayan bir Türkiye var. Artık şampiyonlar liginde oynayan bir Türkiye var. Türkiye 13-14 yıl önce krizler ülkesiydi. Şimdi ise Türkiye rekorların ülkesi oldu. 13 yıl önce IMF kapısında bekleyen bir Türkiye vardı. Şimdi borcumuzu ödedik, artık borç veren bir Türkiye var. Bunu da biliyorsunuz değil mi? Dünyanın 17'nci, Avrupa'nın 6. büyük ekonomisi olduk. Dünyanın ilk 3 katlı tünelini boğaz altına İstanbul'a yapıyoruz. Avrupa-Asya'yı birleştiriyoruz. Biz hem Osmanlı torunu hem de Cumhuriyetin çocuklarıyız. Cumhuriyeti korumak, kollamak masa başında bir takım şeyler yazmakla olmaz. Cumhuriyeti yüceltmekle olur" diye konuştu.
SEÇİM VAATLERİNİ SIRALADI
Yeni bir reform dönemine girdiklerini belirten Davutoğlu, "Biz bütün toplum kesimleriyle konuştuk. Yol haritasını masa başında değil, halkla konuşarak hazırladık. Her gün büyüyen, zenginleşen Türkiye'nin ihtiyaçlarını karşılayacak yeni bir reform dönemi başlatıyoruz. Emeklilerimizin maaşlarına yıllık bin 200 lira ek katkıda bulunacağız. Zaten bin 100 liraya kadar emekli maaşı alan emeklilerimize 100 lira vererek yılda bin 200 TL vermiştik. Onlara böylece yıllık 2 bin 400 lira ek katkıda bulunuyoruz. Bin lira olan asgari ücreti bin 300 liraya çıkarıyoruz. Hemen 2016 başında inşallah. Kırsal kalkınma desteklerini tüm illerimize yaygınlaştıracağız. Topraklarımız bereketlenecek Allah'ın izniyle. Esnaf kardeşlerimiz basit usul ile vergilendiriliyorsa yıllık 8 bin liraya kadar olan kazancı üzerinden hesaplanan vergiyi almayacağız. Esnafımıza düşük faizli vergi uygulaması devam ederken 30 bin liraya kadar da faizsiz kredi vereceğiz. Kadın girişimcilerimize geçmişte olduğu gibi 30 bin liraya kadar kredi imkanı sağlayacağız. Gençler, okuyorsunuz ya da bir yerde çalışıyorsunuz. Anneniz-babanız da "artık büyüdün bir iş güç sahibi ol" diyor. Sizin için iki yol var önünüzde ya kendi işinizi kuracaksınız ya da birinin yanına gidip çalışacaksınız. Kendi işinizi kurmak istiyorsanız biz diyoruz ki size üniversite bitirmiş ol, lise bitirmiş ol, ilkokul mezunu ol, gel bana bir projeni getir senin cebine 50 bin lira koyacağız. Ama senin işin daha fazla para gerektiriyorsa 100 bin lira da faizsiz kredi veriyoruz. 50 bin TL'yi geri istemiyoruz. Ananın ak sütü, babanın mirası gibi bu toprağın çocuğu olmak adına sana helal olsun. Çiftçisin elma bahçen var, üzüm bağın var. Manisa'da her şey yetişir, ne yaparsa. O zamanda diyoruz ki sana 30 bin lira faizsiz ve geri ödemesiz doğrudan sermaye. Allah aşkına böyle bereketli devlet olur mu? Olur. Ne zaman olur? AK Parti iktidara geldiği zaman. Tek başına iş başına geldiği zaman memleketi yönettiği zaman. Şimdi gençler "ben iş kurmak gibi bir telaşa girmeyeceğim'. Ne yapacak birinin yanında çalışacak. Biz de işverene diyoruz ki "eğer bu genci işe alırsan bu gencin bir yıllık maaşını ben ödeyeceğim'. Sana da hiçbir yük yok. Gence de diyoruz ki git iş bul, bir yıllık maaşın devletten. O sırada iş eğitimi ile de iş sahibi olacak. Güzel fikir değil mi? Muhalefete böyle fikirler gelir mi? Onlar fikirleri bizden alırlar sonra satmaya çalışırlar ama satamazlar. İşi kurdunuz ya da işe girdiniz. Ne lazım şimdi? Eş lazım. Anadolu'da bizim Yörük Türkmen geleneklerinde vardır. Kaşığı pilava saplamak derler. Babanıza annenize diyeceksiniz ki benim işim var. Kız istenecekse ben gelir dünürbaşılık yaparım. Ama kız tarafı olurum bilmiş olun. Bizim kızlarımız kıymetlidir. Kızlarımıza kim fiske vurursa bizi bulur. Kadına karşı şiddete hep beraber karşı olacağız. Kızlarımıza, kadınlarımıza biri el uzatırsa en sert şekilde ona karşı duracak mıyız Manisalılar? Hanımlarımıza, kız çocuklarımıza muhabbetin en güzel şekliyle davranacak mıyız? Efeler, Zeybekler, Yörükler. Bizim obaların en muhterem insanları ninelerdir, babaannelerdir, kadınlardır. Başımızın tacıdır. Mitinglerin hepsi güzel de en güzeli ne biliyor musunuz? Ben sınıfları, anfileri özlüyorum. Gençlik öyle bir gözüme bakıyor ki aynı özlediğim sınıflardaki gibi hissediyorum. Ben gençlerle birlikteyim. Varoluşumuzun gerekçesi gençlerdir. Yaşlılarımıza hürmet ederiz, gençlerimizin önünü açarız. Gençler, bu fidan şehrin fidanları. Bize gençlerden bir internet talebi geldi. Size ücretsiz internet sözü veriyorum. Nerede olursa olsun, nasıl olursa olsun. Yeni bir program başlatıyoruz gençlere. GENÇDES programıyla gençlere destek. Kültür, sanat, spor faaliyetleri yapan gençlerin projelerine destek vereceğiz. "Ben iyi bir ressamım', "ben iyi bir sanatçıyım', "ben iyi bir hat ustası olmak istiyorum" diye bize proje geldiğinde bunlara karşılıksız destek vereceğiz" şeklinde konuştu.
Kendisinin de orman köylüsü çocuğu olduğunu vurgulayan Davutoğlu, şöyle konuştu:
"Bende orman köylüsü çocuğuyum. Toroslar'ın çocuğuyum. Orman köylülerinin ne sorunu varsa çözeceğiz inşallah. Öğrencilerin üzerindeki baskıyı azaltmak için yükseköğretimdeki sınavların sayısını artıracağız. Dışişleri Bakanlığı'ndan beri takip ettiğim bir proje var. Gençlerden pasaport harçlarını kaldırıyoruz inşallah. Yurt dışına gitmek isteyen gençlerden pasaport harcı alınmayacak. Gençleri sevdiğimiz için THY'de de indirim yapıyoruz. Yeter ki gençlerimiz, şu Manisa'nın yiğitleri dünyayı gezsin görsün. Her yere ilim irfanımızı götürsün. Çalışmak isteyen gençler çalışabilecek. Burs veya kredisi kesilmeyecek. Barınma sorunu bitiyor. Yurtta kalmak isteyen bütün öğrencilerin masraflarını karşılayacağız. Mezun olduktan sonra iş bulamamış isen iki yıl süreyle sağlık hizmetlerini biz prim almadan sağlayacağız. Bunu da çok istismar ettiler, kesin çözüm diyoruz. Önümüzdeki dönemde yurt dışı eğitim kontenjanlarını artırıyoruz."
"MANİSA BİZİM GÖZ BEBEĞİMİZ"
7 Haziran'dan önce Manisa'ya geldiğinde özel müjdeleri olduğunu da hatırlatan Davutoğlu, "Bizim sözümüz er sözüdür, yiğit sözüdür. Hanım da olsa, erkek de olsa yiğit yiğittir. Biz sözümüzden dönmeyiz. İnşallah seçimden sonra bu verdiğimiz sözlerine yerine getirecek yetkiyi de bize siz vereceksiniz. Manisa bizim göz bebeğimiz. 2002 yılından bu yana Manisa'nın imarı için, gelişmesi için büyük çaba sarf ettik. Manisa 13 yılda 11,7 milyar yatırım yaptık. İhracat rakamı 312 milyondan 2 milyar dolara ulaştı. 3 bin 750 derslik, 44 sağlık tesisi, 64 taşkın koruma tesisi, 2 organize sanayi bölgesi, 3 adalet saray ve 3 bin 726 konut inşa ettik. Bunlara şahitsiniz değil mi? 336 kilometre bölünmüş yol yaptık. Manisa'yı İzmir'e, Balıkesir'e, Uşak'a, Denizli'ye bölünmüş yollarla bağladık. Manisalı çiftçilerimize 1.7 milyar lira nakit tarımsal kredi verdik. 65 milyon fidan diktik 151 bin dönüm araziyi sulu tarıma açtık, Kula'nın içme suyu problemini çözdük. Bugün itibariyle Manisa'nın sulanabilir tarım alanının yüzde 78'ini sulamaya açmış durumdayız. Hedefimiz tüm tarım arazilerini en gelişmiş yöntemlerle suyla buluşturmak. Seçim beyannamemizde de yazdık. 2003'te Manisa'ya doğalgaz getirdik. Manisa'ya hizmet bizim için ibadet mesafesindedir Türkiye gibi. Şimdi bundan sonra ne yapacağız? 6 bin 442 yeni konut, 3 taşkın koruma tesisi, 20 gölet ve 6 organize sanayi bölgesi daha yapıyoruz. Aralarında iki dev stadyumunun olduğu 6 spor tesisi inşa ediyoruz. 560 yataklı şehir hastanesini inşa edip Manisa'yı şifa merkezi yapmak için Merkez Efendi'den aldığımız mirası gelecek nesillere ileteceğiz. Bu dev yatırımın yanında 18 sağlık tesisi yapıyoruz. İki büyük barajımızın yanında Kelebek ve Gördük Barajlarını da yapacağız. Sizlere buradan müjdesini vereyim. 4 yıl içinde 410 bin dönüm araziyi daha sulamaya açacağız. Sabuncubeli tünelini de en kısa sürede tamamlayıp Manisa-İzmir arası sadece 15 dakikada olacak. Böylece Manisa ile Ege denizini de buluşturuyoruz" şeklinde konuştu.
ARINÇ DA MANİSALILARA SESLENDİ
Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun konuşması öncesi eski Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç hemşerilerine seslendi. Arınç, "Sayın Başbakanımıza ve bizlere göstermiş olduğunuz dostluk ve kardeşlik için çok teşekkür ediyorum. Sayın Başbakanımızın 1 yılı aşan başbakanlığı döneminde Manisa'ya 3. gelişleri. Manisa'yı bu kadar ısrarla ziyaret ediyorsa, sizden gelen sevgiye mukabele etmek istiyorsa bu size verilen bir değerdir. Bu değeri biliyorsunuz ve karşılığını gösteriyorsunuz. Ne mutlu sizlere kardeşlerim. Bugün 7 Haziran seçimlerinde sonra hemen ikinci seçime gidiyoruz. Bu tekrar seçimdir. Yeni bir seçim değildir. İlk defa 7 Haziran'da AK Parti tek başına iktidar olamadı. Bizim dışımızdaki 3 muhalefet partisi, AK Parti aleyhine çalıştı, bizi sendeletti ama yere bile düşüremedi. Yüzde 41 oy aldık. 18 milletvekilimiz daha olsaydı yeni bir AK Parti iktidarı ile kucaklaşmış olacaktık. Ama nasip olmadı. Diğer 3 partiyi toplayın bizim kadar milletvekili çıkarabildiler. Manisa olarak sizden hiç bir şikayetimiz yok. AK Parti'ye her zamanki gibi en büyük desteği verdiniz" dedi.
"TÜRKİYE İKTİDARSIZ VE AK PARTİ'SİZ KALMASIN"
Bu dönem milletvekili adayı olmadığını dile getiren Arınç, "Ben 20 sene milletvekilliğinden sonra artık yeni kardeşlerimizin hizmete koşmasını arzu ediyorum. Bu seçimlerde genç kardeşimiz Murat Baybatur da yeni milletvekilimiz oldu. 4 milletvekili çıkardık. Bu seçimde niye 5 olmasın, niye 6 olmasın bunun mücadelesini vereceğiz. 2002'de verdiğiniz desteği bu seçimde de vereceğinize inanıyorum. Ben her yerde iftiharla Manisalı olmaktan gurur duyacağım. Manisa'ya hizmet etmeye devam edeceğim. 1 Kasım'da şunu düşünmeniz lazım. Bu seçimde 7 Haziran'dan farklı olarak ne yapmalıyız. Birinci partiyiz. Yüzde 41 oy oranımız var. 258 milletvekili çıkardık. 18 milletvekili olsaydı biz iktidardık. Bizim aramızda milletvekili pazarı kurup transfer yoluyla ahlakı kıt bir tek insan yok. Biz milletin verdiği destekle yolumuzda devam edeceğiz. Ben tek başıma iktidar olacağım diyen birisi çıkıyor mu içlerimden birisi yine barajı aşma telaşında birileri yüzde 15 diğeri yüzde 25'lerde. Bunların iktidar olma iddiaları yok. Böyle kıytırık koalisyonlarla Türkiye bir yere varamayız. Türkiye iktidarsız ve AK Partisiz kalmasın. Bizden daha iyisini biliyorsanız ve onların tek başına iktidar olma ihtimali varsa hakkınızı kullanın. Ama gidin onların genel başkanlarına sorun. Sizin böyle bir iddianız var mı diye sorun. Hiç birinin böyle bir iddiası yok. Geçen seçimlerde 350 bin oy verdiniz. Biraz daha fazla desteğinize ihtiyacımız var. Manisa'dan 450 bin oy bekliyoruz. Türkiye'nin hiçbir meselesine vizyonu olmayan partilerle yol alamazsınız. Bu işin en iyisini AK Parti biliyor. Bu işin en doğrusunu, en iyisini AK Parti yaptı. 1 Kasım akşamı büyük zaferimizi Manisa meydanında kutlamak üzere sizleri Allah'a emanet ediyorum" diye konuştu.