CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, TBMM'de basın toplantısı düzenledi. Ak Parti'nin dün TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu'na, yüksek yargıya ilişkin görüşünü ifade eden madde taslaklarını sunduğunu belirten Hamzaçebi, "Anayasa Uzlaşma Komisyonu'na sunmuş olduğu öneri ile AKP'nin kuvvetler ayrılığı gibi bir ilkeye tahammülü olmadığını ortaya koymuştur. Yüksek yargıya ilişkin olarak gerek Anayasa Mahkemesi'nin gerekse Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu üyelerinin atanma usulüne baktığımızda bunun büyük ölçüde siyasi gücün kontrolüne girdiği görülmektedir. 17 üyeli Anayasa Mahkemesi'nin de tamamının başkan veya Meclis parlamento çoğunluğuna sahip iktidar partisi tarafından atanacağı görülmektedir. Bunun anlamı kuvvetler ayrılığına, demokrasiye elveda demektir" diye konuştu.
BAŞBAKAN ERDOĞAN'IN BAŞBUĞ İLE İLGİLİ SÖZLERİ
Başbakan Erdoğan'ın eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ ile ilgili açıklamaları ve "Deniz Kuvvetleri'nde gemileri kullanacak amiral kalmadı" sözlerini değerlendiren Hamzaçebi, "CHP bu davaları başından beri 'hukukun üstünlüğü, adil yargılama ilkesi gibi kavramları bir kenara atarak yürüyen davalar' olarak gördü. Başbakan'ın bu noktaya gelmesini olumlu buluyoruz. Ancak bu bir kanaat ifadesidir. Anayasa'nın 145. Maddesi askeri yargının görev alanını tarif ediyor buna göre Anayasal düzeni ve bu düzenin işleyişine karşı işlenen suçlara ilişkin davalar adliye mahkemelerinde görüleceği hükme bağlandı. Ancak 148. Maddeye 12 Eylül 2011 referandumunda ilave edilen maddeyle bu genel hükme bir istisna getirilerek Genelkurmay Başkanları ile Kuvvet Komutanlarının görevleri ile ilgili suçlardan dolayı Anayasa Mahkemesi'nde yargılanacağı esası getirildi" dedi.
"YASA DEĞİŞİKLİĞİNİ GELİN HEP BERABER BİRLİKTE YAPALIM"
Hamzaçebi, "Yargı bu konuda görüşünü Anayasa koyucunun milletin iradesinden daha farklı bir şekilde ortaya koymuştur, o halde TBMM'ye bu Anayasa değişikliklerini kabul ederek halka götüren parlamentoya bir görev düşmektedir, 12 Eylül 2011 tarihindeki iradesini daha açık bir şekilde ortaya koymak. Önerim şudur: Genelkurmay Başkanları ile Kuvvet Komutanlarının yargılama yerinin Anayasa Mahkemesi olduğunu açık bir şekilde ortaya koyacak bir Anayasa değişikliğini veya yasa değişikliğini gelin hep beraber birlikte yapalım" dedi.
"BUNUN ANLAMI KUVVETLER AYRILIĞINA, DEMOKRASİYE ELVEDA DEMEKTİR"
Ak Parti'nin dün TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu'na, yüksek yargıya ilişkin görüşünü ifade eden madde taslaklarını sunduğunu belirten Hamzaçebi, " 12 Eylül 2011 referandumuna gidilirken Başbakan 26 maddelik anayasa değişikliğinin özünü oluşturan yüksek yargıya ilişkin düzenlemeleri hukukun üstünlüğü, daha demokratik temsil, kuvvetler ayrılığı, bağımsız yargı gibi kulağa hoş gelen kavramlar çerçevesinde anlatmıştı. O tarihten bu yana fazla bir zaman geçmedi. Ama şimdi Anayasa Uzlaşma Komisyonu'na sunmuş olduğu öneri ile AKP'nin kuvvetler ayrılığı gibi bir ilkeye tahammülü olmadığını ortaya koymuştur. Yüksek yargıya ilişkin olarak gerek Anayasa Mahkemesi'nin gerekse Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu üyelerinin atanma usulüne baktığımızda bunun büyük ölçüde siyasi gücün kontrolüne girdiği görülmektedir. 22 üyeli HSYK'nın 16 üyesi başkan veya hükümetin kontrolünde olan kişiler veya parlamento tarafından seçileceği ortaya çıkmaktadır. Anayasa Mahkemesi'nin yapılanması aynı şekildedir. 17 üyeli Anayasa Mahkemesi'nin de tamamının başkan veya Meclis parlamento çoğunluğuna sahip iktidar partisi tarafından atanacağı görülmektedir. Bunun anlamı kuvvetler ayrılığına, demokrasiye elveda demektir. Sayın Başbakan aklından başkanlık sistemini çıkarmıyor, bundan vazgeçmeyeceğini ifade ediyor. Ve başkanın nelere kadir olacağını da bu teklifi ile ortaya koyuyor" diye konuştu.
"BU PROJE ANAYASAYI ORTADAN KALDIRMA PROJESİDİR"
Hamzaçebi, "1789 Fransız insan ve yurttaş hakları bildirgesinde 'hakların güvence altında olmadığı, kuvvetler ayrılığının olmadığı ülkelerde anayasa yoktur' ilkesi yer alıyor. Kuvvetler ayrılığı yoksa yargı siyasi gücün kontrolüne, emrine giriyor ise ortada demokrasi de yoktur, Anayasa da yoktur. Bu proje Anayasayı ortadan kaldırma projesidir. Demokrasiyi ortadan kaldırma, temel hak ve özgürlüklere veda etme projesidir" şeklinde konuştu" dedi.
HÜSEYİN ÇELİK'İN ABD BÜYÜKELÇİSİ'NE YÖNELİK SİZLERİ
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik'in ABD Büyükelçisi'ne yönelik sözlerini değerlendiren Hamzaçebi, "ABD büyükelçisi daha önce hükümetin uygulamalarına yönelik olarak hükümeti destekleyici mahiyette açıklamalar yapıyordu. O zaman AKP'nin hiç sesi çıkmıyordu. Yani o zaman Büyükelçi iyiydi de, şimdi yargıya ilişkin olarak bir takım şikâyetleri veya kendi değerlendirmelerini ortaya koyunca kötü mü oldu? İnsan hakları, özgürlükler iç hukukun konusu değildir. Bir ülkenin iç meselesi değildir. Temel haklar ve özgürlükler, insan hakları gibi konular uluslararası hukukun konusudur. Herkes görüş beyan edebilir. Bu benim iç meselem sen bu konuda görüş beyan edemezsin demek demokrasiyi hazmetmemiş olmak demektir" diye konuştu.
"İÇİŞLERİ BAKANI'NI HASSASİYET GÖSTERMEYE DAVET EDİYORUM"
Hamzaçebi, "Milletvekillerinin, siyasetçilerin sözleri, uygulamaları, politikaları nedeniyle herkese karşı, halka karşı, topluma karşı sorumluluğu var. Siyasetçiler sözleri nedeniyle toplumdan destek alabilir, toplumdan eleştiri alabilir, toplum onun sözlerine tepki gösterebilir, bunların hepsi siyasetin tabiatında vardır. Siyasetçiler amacını ifade etmek isterken maksadını aşan cümleler kurabilirler, kelimeleri iyi seçememiş olabilirler. Ancak kamu görevlilerinin demokratik hakkın ötesine geçerek görevleriyle bağdaşmayacak şekilde bir Milletvekilini bu şekilde, kabul edilmesi mümkün olmayan bir sıfatla isimlendirmeleri kabul edilemez. Bu çok yanlıştır. Sayın İçişleri Bakanı'nı da bu konuda hassasiyet göstermeye davet ediyorum. Türk emniyet teşkilatı çok güçlü, çok büyük bir teşkilattır. Ülkenin, toplumun huzuru ve güvenliği için gece gündüz fedakâr bir şekilde çalışmaktadır. Emniyet teşkilatına saygımız büyüktür. Bu tip davranışların Emniyet Teşkilatı'nın tümüne de mal edilmesi mümkün değildir, her büyük kurumda bu tip davranışlar olabilir, bu da kurumu bağlamaz"dedi.