CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, Kart, Meclis'te türbanlı vekilin, "Demokrasi, çoğulculuk ve katılımın gereği" olduğunu belirterek, "Artık Türkiye'nin bunları aşması lazım. Toplumda yer alan her kesim, Meclis'te de temsil edilebilmeli" dedi.
Kart, yaptığı açıklamada, türban konusu ikiye ayırdı; İlk olarak, "Devlet adına egemenlik kullanan ve hizmet veren" kesimin durumunu değerlendiren Kart, bu noktada türban gibi dini simgelerin kullanılmasına karşı olduğunu söyledi. "Bu konuda, partimle tamamen aynı görüşteyim" diyen Kart, şöyle konuştu; "Devlet adına hizmet götüren, devletin egemenlik hakkını kullanan kesimler, yürütmede yer alanlar, mesela yargıç, öğretmen, kolluk kuvveti gibi kesimler laiklik ilkesi gereğince tarafsız olması gereken kesimler. Bu sadece kadınlar için değil, erkekler için de geçerli. Yani devlet adına egemenlik kullananlar, dini, siyasi inançlarına ilişkin hiçbir unsuru üzerlerinde taşıyamazlar. Bu konuda Anayasa'nın 70. maddesi geçerli olmalı ve korunmalıdır. Parti görüşümüz de zaten bu yöndedir. Benim kişisel görüşüm de budur."
"TÜRKİYE BUNU AŞMALI..."
Ancak TBMM'de temsil konusunun, devlet adına egemenlik konusundan farklı olduğunu, Meclis'teki vekillerin siyasi bir kimlikleri olduğunu ve toplumun bir kesimini temsil ettiklerini söyleyen Kart, "TBMM'de vekiller, siyasi kimlikle görev yapıyorlar. Dolayısıyla ahlaka ve adaba uygun olması koşuluyla, dini ya da siyasi simgeler de dahil olmak üzere, istedikleri gibi giyinebilirler. Türkiye bunu aşmalı" dedi.
"PARTİMİN DEĞİL, KİŞİSEL GÖRÜŞLERİM..."
Anayasa yazma komisyonunda da bu görüşlerini "partisinin değil, kendi kişisel görüşleri" olarak tutanaklara not ettirdiğini de vurgulayan Kart, "böylece dini konular üzerinden siyasi rant elde edilmesinin önüne de geçirilmeli. Tıpkı yüzde 10 seçim barajının kaldırılmasının gerekliliği gibi, toplumda bulunan her kesimin de Meclis'te temsil edilmesinin sağlanması gerekir" diye konuştu.
"BAKANLIK AYRI TARTIŞMA KONUSU.."
Kart, "yürütmede yer alanlar, dini ya da siyasi sembol kullanmamalı dediniz. Peki ya türbanlı bir kadın vekil bakan olursa" sorusuna ise, "bunun da tartışılması gerekir. Bakanlık, ayrı bir tartışma konusudur. Ben burada bir ilkeyi koyuyorum. Bunun üzerinden tartışma yapılabilir" diye konuştu.
"CHP'nin TBMM'de türbanlı vekil konusuna nasıl baktığı" sorusuna ise Kart, "Partim adına görüş beyan etmek durumunda değilim. O konuda kurullar var, istişareler yapılıyor, parti bir karar verir ve açıklanır. Bu, benim kişisel görüşlerimdir" dedi.
"CUMHURİYETİN KAZANIMLARINA AYKIRI DEĞİL"
TBMM'de türbanlı vekil konusunun, cumhuriyetin kazanımlarıyla çelişmediğini de söyleyen Atilla Kart, "Bu, demokrasinin özüdür. Çoğulculucukluk, katılımdır. Her görüş TBMM'de temsil edilmeli, şiddete başvurmadan, ifade ve temsil edilmelidir" dedi.
KILIÇDAROĞLU NE DEMİŞTİ?
TBMM'de türbanlı vekil konusu, bir önceki seçimlerden önce de gündeme gelmiş ve bizzat CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na sorulmuştu. Kılıçdaroğlu o dönemde yaptığı açıklamalarda, "TBMM'de türbanlı vekil olacağını sanmıyorum" yanıtını vermişti. Kılıçdaroğlu, son genel seçimler öncesinde, ''2011 yılında yapılacak seçimlerde türbanlı kadın milletvekili adaylarının da olabileceği, Başbakan Recep Recep Tayyip Erdoğan'ın kızı Sümeyye Erdoğan'ın da aday olabileceğine ilişkin iddialar var. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?'' sorusuna, ''Sanmıyorum, böyle bir şey olmaz. Ülkenin bu kadar sorunu varken, böyle bir şey olacağını sanmıyorum. O konuyla ilgili geçmişte yaşanan bir süreç var, yargı kararları var. Başbakanın da böyle bir girişimde bulunacağını düşünmüyorum'' yanıtını vermişti.
Kılıçdaroğlu, Mart 2011'de yine TBMM'de türbanlı vekil konusundaki sorular üzerine de şöyle konuşmuştu; "Meclis’te giyilecek kıyafet şartları bellidir. Ben kravatsız genel kurula giremem. Ya da jeans’le. Milletvekili olan hanımefendiler pantolonla gelemezler. Burada kurallar bellidir. Dışarıda kimin nasıl giyindiği kendisini ilgilendirir. Hatırlayın MHP’den bir dönem milletvekilliği yapan Nesrin Hanım’ı. (21. dönem MHP milletvekili Nesrin Ünal.ms) Kendisi dışarıda örtülü bir hanımefendiydi. Ama Meclis’e geldiğinde başını açıyordu. Meclis’in kurallarına uyuyordu. Nesrin Hanım’ın tavrı önemli bir örnektir.”