MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 1 Kasım'da kilitlenen Türkiye'yi millet iradesinin açacağını söyledi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin Çorum İl Teşkilatı tarafından düzenlenen Genişletilmiş İl Divan Toplantısı'na katıldı. Burada partililere hitap eden Bahçeli, 7 Haziran öncesi AK Parti ile yaptıkları koalisyon görüşmeleri, yeni dönemde hangi şartlar altında koalisyon kuracakları ve gündeme dair açıklamalarda bulundu. 7 Haziran genel seçimleri sonrası koalisyon görüşmeleri için Başbakan Ahmet Davutoğlu'na randevu verdiklerini belirten Bahçeli, "Geldiklerinde Türkiye'nin genel siyasetinden bazı bilgiler aktardılar. CHP ile görüşmelerinden sonuç alınamadığını, böyle durum karşısında CHP- AK Parti koalisyonunun mümkün olmadığını ifade ettiler. Bazı konularda MHP düşüncelerini net ifade etmiştir. Televizyonlardaki yalanlara kapılarak AK Parti ile örtülü, gizli ilişkiler içerisine giren bir takım ülkücülere aldanarak, AK Parti'nin hayır propagandası ile MHP'yi suçlamaya kimsenin hakkı yoktur. Bunlardan bir tanesindeki görüşümüz azınlık hükümetinin kurulmasına MHP hayır diyorsa, ikincisi Meclis'te erken seçim kararı alınması için Meclis'i toplantıya çağırıp erken seçim kararı alınmasına erken seçime hayır diyor. Üçüncüsü bütün bunlar sonrasında Cumhurbaşkanının Anayasa'nın 116. maddesine dayalı olarak seçim hükümeti kurulması için cumhurbaşkanının böyle bir hükümetin kurulması ve Meclis Başkanını görevlendirerek 25 tane Bakanlar Kurulu'nun partilerin Meclis'teki temsil oranları çerçevesinde hangi partiye ne kadar bakanlık düşeceğinin hesaplanmasından sonra oluşacak olan temsil seçim hükümetinde MHP bulunmayacaktır. Orada bulunmaya da hayır diyoruz. Sebebi nedir? Meclis'e birçok çevrenin desteğiyle gelen PKK'nın siyasallaşmış unsuru olarak kabul edilen bir partiyi flu gördüğümüzü ifade ettik. Onlara oy veren vatandaşlarımızı saygıyla karşıladığımızı milli iradenin temsilcileri olarak algıladığımız ama onların oyuyla da olsa Meclis'e gelmiş olan PKK'nın uzantısı bir partiyi flu kabul ettiğimiz için onlarla birlikte seçim hükümetinde görev almaya da hayır diyoruz. Kala kala MHP ile AK Parti'nin koalisyonu kalıyor. Bazı çevreler, bunlar bir araya gelip koalisyon kurabilirler. Biz bu hayır düşüncelerimizi Davutoğlu ile bir araya gelmeden de kamuoyuyla paylaşmıştık. Bizim 4 ilkeyi kabul ederseniz sizlerle AK Parti-MHP koalisyonunu kurar, taşın altına elimizi değil, gövdemizi koylarız dedik" dedi.
MHP'nin AK Parti koalisyonu için koyduğu şartları hatırlatan Bahçeli, "Anayasa'nın ilk 4 maddesinde tereddüde mahal bırakmayacak şekilde içten bağlılık ve saygının ispatı vazgeçilmez ön şartımızdır. Yani nedir bunlar milli devlet, üniter yapı, toprak bütünlüğü, başkentin Ankara olması, bayrağımızın al bayrak olması. Bundan ben Türk milliyetçisiyim diyen hiçbir insanın vazgeçmesi mümkün değil. Türkiye'nin yıkım ve çözülmesine hizmet eden çözüm sürecinin eksiksiz, bahanesiz tümüyle tasfiyesi müzakere kabul etmeyen talep ve beklentimizdir. Çözüm süreci tamamen ortadan kalkacak. Buzdolabında bulunmasının bize göre anlamı yok. Çözümün buzdolabında ise fişinin çekilerek çürümeye terk edilmesiydi. Türk devlet ve toplum hayatını felç eden, adalet ve ahlak kurallarını hiçe sayan rüşvet yolsuzluk vakalarının 17-25 Aralık kapsamında ucu kime dayanırsa dayansın üzerine gidilmesi tartışmasız isteğimizdir. Dördüncüsü anayasal yetki ve sorumlulukları çiğneyen, hiçbir kurul tanımayan cumhurbaşkanının yasal görevinin gerektiği meşru ve hukuki zeminde bulunması istikrarlı ve sağlıklı koalisyon için aradığımız temel şarttan birisidir. Bunu cebimden çıkardım. Kendisine olduğu gibi okudum. Eğer bu 4 ilke kabul ediliyorsa hemen siyah çantaya elimi uzattım. O çantayı açtım koalisyon nasıl kurulacak, MHP'nin ilkeleri ve öncelikleri nelerdir, protokolü nasıldır, Bakanlar Kurulu'nun dağılımı nasıldır, bunları gündeme getirir, bunlar üzerinde tartışırız. Bu 4 maddeyi kabul ettiğiniz anda dosyalar açılır, tekrar görüşülür, bütün bunlardan sonra isterseniz Kuran'a da el basarız milletin huzurunda. İnançlı insanlarız, daha bağlayıcı, caymaz davranışı da sergileyebiliriz" diye konuştu.
Bahçeli, bu konularda bir şey söylemeden kendilerinden ayrılanların dışarıya çıktıktan sonra "Bunlar koalisyon kurma derdinde değil, bunlar her zaman hayırcı" diyerek MHP'yi suçlamalarını da siyaseten, ahlaken bağdaşmayan utanç verici davranışlar olduğunu söyledi. MHP'nin hayırlarının millet için hayırlı olduğunu kaydeden Bahçeli, "Türkiye'nin bölünmesine evet diyorsanız biz hayır diyoruz. 17-25 Aralık hırsızlığa, yolsuzluğa evet diyorsanız, bir hayır diyoruz. Çözüm sürecine evet diyorsanız biz hayır diyoruz. Cumhurbaşkanının Çankaya Köşkü yerine kaçak sarayda oturmasına siz hayır diyorsanız biz evet diyoruz. Ama ille de kaçak sarayda oturacak diyorsanız biz hayır diyoruz. Bizim hayırlarımız milletimiz için hayırlı olandır. Tüm bunların altında yatan AK Parti'nin herhangi bir şart altında bir başka partiyle koalisyon kurup hükümet olması halinde kendilerinden bazı hesapların, bazı alınan kararların, yolsuzlukların hesabı sorulacak, yüzleşilecek korkusudur. Bu korku Recep Tayyip Erdoğan'ı sardığı için seçim yapmayın da ne yaparsanız yapın, tekrar milletin huzuruna gidelim 400 milletvekili isteriz, tek başımıza iktidar oluruz hevesidir. Türkiye bu yönüyle kilitlenmiştir. Çıkış yolu millet iradesi olmuştur. 1 Kasım'da kilitlenen Türkiye'yi millet iradesi açacak. Önümüzdeki günlerin önemi buradan geliyor 1 Kasım seçimleri bu yönüyle önemlidir. Birinci görevimiz sandığa gitmektir. İkinci görevimiz oyumuzu mutlaka ve mutlaka gönlünden geçen partiye rahatlıkla verebileceği güvenliğin sağlanmasıdır. Üçüncü görevimiz Türkiye'nin bu genel gidişatına karşı MHP'nin duruşunu, kararlılığını, samimiyetini ülke yönetimine yönlendirebilecek siyasi başarının elde edilmesidir. Tek başına iktidar olmayı hedefliyoruz. Bu hedefimizden vazgeçmeyeceğiz. Bu hedefe hiçbir parti ulaşamaz ise kaygılanma aziz milletim, 4 şartı kim kabul ediyorsa HDP dışında hükümet olmaya, elimizi taşın altına, gövdemizi taşın altına koymaya hazırız. 1 Kasım seçimleri inşallah hayırlara vesile olur. MHP'de koalisyon kurma şartlarına da hazır haldedir. Ve bunu da başarmak mecburiyetindeyiz" diye konuştu.
Bahçeli, ülkücülerden AK Parti'ye oy veren vatandaşlarla karşılaştıklarında onlara "Türkiye'yi Recep Tayyip Erdoğan'ın korkusu uğruna felakete sürüklemeyiz. Recep Tayyip Erdoğan'ı korumak, onu tek başına iktidara taşıma gibi bir mecburiyetimiz yoktur" demelerini istedi. AK Parti yöneticilerinin vesayet altında olduklarını savunan Bahçeli, "Onların Recep Tayyip Erdoğan'dan vazgeçecekleri yok. Ama AK Partili kardeşim sen Recep Tayyip Erdoğan yerine ülkenden vazgeçme. Yoksa bunun vebali altında kalırız" ifadelerini kullandı.
Türkiye'de bir sessiz öfke olduğunu, halkın olaylar karşısında öfkesini dışarı vuracağı yerde sesiz kalmayı tercih ettiğini söyleyen Bahçeli, "Vatandaş biraz uzakta kalıyor diye kendinizin geleceğinizden şüphe etmeyiniz. Vatandaş sizi seviyor. Sevmemesi için de sebep yok. Ama sessiz öfke sandıkta patlarsa milletimiz ve demokrasimiz açısından hayırlara vesile olur. Sandıkta patlamak iktidar değişikliğini beraberinde getirir. Ama bu mümkün olmazsa bu sessiz öfke "Artık ümidim kalmadı, bu memleketin gidişatı hayırlı değil, ne olduğu meçhul bir haldeyiz, zulüm var, baskı var, otorite var, diktatorya var" derse o zaman bu baskılar sokakta patlarsa kardeş kavgası kapının önünde demektir. Herkesin aklını başına alması gerek. Bu gerçeklerle hareket edin. Son 3 günümüz kaldı. Çalmadık kapı bırakmayın" dedi.
Siyasi hayatın en kurnaz kesimin muhtarlar olduğunu söyleyen Bahçeli, "Köye gelip gidenlerle köyün sorunlarını nasıl çözdüğünü, köye gelip gidenleri nasıl ağırladığını muhtara sorun. Nasıl onları sevgi ile karşılayıp ikna ettiğini muhtara sorun. Köylüyü ikna edip, köyden gelen herkesi ikna edecek de bir sarayda bir lokma yemek yedi diye Recep Tayyip Erdoğan'a inanacağını mı zannediyorsunuz. Kaçak sarayda bulunanların kim olduğu önemli değil, oraya gidenin ne kadar ikna olduğuna baktığınız vakit kendi kendini kandıran sadece Recep Tayyip Erdoğan'dır" diye konuştu.