Türkiye Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP'li Özkoç'un AK Partili Zengin'e yönelik sözlerine ilişkin, "Önce bu şizofrenik vakaları parlamentodan temizlemek lazım. Bunun adımlarını atmak lazım. Bu şizofrenik vakalardan parlamentomuzu temizleyemezsek, Türkiye Cumhuriyeti'nin bu parlamentosuna yazık olur." dedi.
Erdoğan, "Bunca yıl başbakanlık yaptım, cumhurbaşkanlığı yaptım; en çok hayıflandığım konulardan biri, şöyle dişime göre bir ana muhalefet bulamayışımdır." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle;
Genel Merkez'de hem rutin çalışmalar hem de kongre ile çalışmalar sürüyor. AK Parti asla seçimden seçime milletin karşısına çıkan bir parti olmamıştır.
Bölgemizdeki gelişmeler karşısında kararlı ve onurlu duruş sergiliyoruz. Halka tepeden bakanların devrini sona erdirdik. Yönetim sistemini değiştirerek bunu kalıcı hale getirdik.
Eski Türkiye'de olduğu gibi kendi kabuğumuza çekilip iç çekişmelerle uğraşmıyoruz. AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak bize düşen görev milletimizin güvenine layık olacak işler yapmaktır.
Ülkemizin 81 vilayetinin tamamında milletimizle gönül bağı güçlü teşkilat yapısıyla yolumuza devam edeceğiz. Şahsım başta olmak üzere her AK Partili davamızın ve hedeflerimizin tabii neferidir. Bizim gündemimiz nasıl daha iyi nasıl hizmet edeceğimizdir. Partimizi de buna uygun yönetmeye çalışıyoruz.
(Meclis'teki Ecevit tartışması)
Türkiye'nin 2. büyük partisinin manzarası bambaşka. Grup başkanvekili çıkıp 'haddini bildirin' ve 'ulan' diyor. Şizofrenik vakalar sadece sokakta değil parlamentonun içinde de var. Önce buradan temizlememiz lazım. Beklerim ki parlamentoda hakaret eden bu zat 'benim dokunulmazlık hakkımı kaldırın' desin.
Dokunulmazlık zırhı olmazsa bu şizofrenik vakaların gideceği yer belli. Akıl hastanesi... Hukuk devleti sınırları içinde kişisel hakkını, hukukunu korumak suretiyle grup başkanvekilimiz hakkını arayacaktır.
(Beştepe'ye giden CHP'li isim iddiası)
Güya bir CHP'li filmlere taş çıkartacak senaryoyla gizlice bizimle görüşmüş. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi milletin evidir. Herkes gibi CHP'lilerin de buraya gelmeye hakkı vardır. Cumhurbaşkanlığı adaylığı döneminde Muharrem İnce bizimle görüşmek için Külliye'ye değil ama partimize gelmiştir. İBB Başkanı İmamoğlu da geldi, onu da kabul ettik. Seçim sonrası tüm büyükşehir belediye başkanlarını da kabul ettik.
Türkiye'nin meselelerini ülkenin ikinci büyük partisi ile konuşmaktan tartışmaktan çekinmeyiz. Yaşananlar ne kadar saçma olursa olsun CHP'nin ibretlik halini ortaya koyuyor.
Bu iddianın neresini düzeltelim bilmiyoruz. Böyle bir görüşme olmadı. Külliye'ye giren araç da çıkan araç da bellidir. Hiçbir CHP'liye genel başkan olması gerektiği yönünde telkinde bulunmadık. Kılıçdaroğlu'ndan daha ideal bir genel başkan olmaz. CHP'nin başında kimin olduğunu bizi ilgilendirmez. Yazar bugün özür dilemiş teşekkürler. Peki, bu iddianın üzerine 'doğrudur' diyerek adeta tüy diken genel başkan ne yapacak? İddia o kadar saçmaydı ki cevap bile verme gereği duymadım.
Yalan en önemli mesleğidir bu zatın. İddialar çürütülür ama bu zat aynı şeyleri söylemeye devam eder. CHP'li yetkililerin hala bizi suçluyor olması işin trajikomik tarafıdır. Şimdi yeni bir senaryo daha çıktı. Yatta bir aradaydılar. Şimdi birbirlerini suçluyorlar.
İddianın sahibi belli değil, hedefi belli değil, en sonunda işi 'yandı bitti kül oldu'ya getirdiler. CHP kendi kendine bir orta oyunu oynadı ve artık bitti. Taht oyunlarını gölgede bırakan bir oyun seyrediyoruz. Onurlu bir siyasetçinin yapacağı iş özür dilemektir.
Mahalli seçimlerde kazandıkları birkaç belediye bunların dengesini iyice bozdu. Kendilerini yerden yere atmaya başladılar.
(İstanbul ve Ankara uyarısı)
"Biz bu şartlarda Ankara’yı yönetemeyiz” diyorlar. Niye yönetemiyorsun? Kazandın ya yönet. Ben buradan Ankara’nın suyundaki kirliliği gideremem. Devletten parayı alıyorsun. Parayı yönetme sanatını ortaya koyman gerekir. Kredi bulmak senin işin. Aynı şey İstanbul için geçerli. Biz de bu mesleği icra ettik. Ankara’da İstanbul’da görevlendirdiğimiz başarılı olan belediye başkanı arkadaşlarımız var. Gelen haberler çok hayra alamet değil. İstanbul'da 3 ay gibi süre sonra havalar böyle giderse susuzluğa doğru yürüyor. Benzer şey Ankara için de geçerli. Yapacaksın arkadaş... Çözeceksin bu sorunu.
En çok hayıflandığım konulardan biri şöyle dişime göre bir ana muhalefet bulamayışımdır. Bakalım yarın hangi senaryoyla karşımıza çıkacaklar.
(Ekonomideki gelişmeler)
Ekonomideki toparlanma süreci tüm hızıyla sürüyor. Açıklanan her veri bu gerçeği doğruluyor. Kendilerini en güçlü hissettikleri dönemde yaşadıkları ortada. Rabbim ülkemizi ve milletimizi CHP afetinden korusun.
Borsa 107 bin puanın üzerine çıkarak 18 ayın zirvesini gördü. Perakende satış hacmi bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 2,7 arttı.OECD Türkiye'nin büyüme tahmini yukarı revize etmiş durumda.
Tüm milletine sesleniyorum... Doları bırakalım Türk Lirası'na dönelim.
Tarım Kredi Kooperatifi Türkiye genelinde 500 noktada kendi satış mağazalarını açacak. Türkiye örneğine ancak savaş durumunda rastlanabilecek sertlikte bir ambargoyla karşı karşıyadır.
(Tank Palet Fabrikası)
Arifiye'deki bu Tank Palet Fabrikası, satılmamıştır, 25 yıllığına Katar ve Türk sermayesi BMC firmasına burası tahsis edilmiştir. Burada satış kesinlikle yok. Mevcut tanklarımızın, paletlerimizin tamiri burada yapılacak. Tank Palet Fabrikası'nın satışı kesinlikle söz konusu değil. Bay Kemal bunları öğren.
Milli füze 'Bozdoğan'
Bize tüfek, tabanca vermeyince sandılar ki elimiz boş kalacak. Daha iyisini ürettik.
Milyonlarca dolar verip aldığımız havadan havaya füzelerin yerlilerin seri üretimi için gün sayıyoruz. Füzemiz, Milli Muharip Uçağımıza ve F-16 savaş uçaklarımıza monte edilecek. Ses hızını çok üstünde uçan füzemizin uçaktan atış testleri önümüzdeki yıl yapılacak. Testlerin ardından 2020'de TSK envanterine girecek.
Biz bu gündemlerle yolumuza devam etmekte kararlıyız.