Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, 24 TV'de katıldığı canlı yayında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Tarabya'daki Huber Köşkü'nde 40 gündür Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile çalışmalarını sürdürdüklerini ve gerekli tedbirleri aldıklarını anlatan Kalın, "Cumhurbaşkanımız gayet iyi korunuyor, sağlığı gayet iyi." diye konuştu.
Salgın sürecinin ramazana denk geldiğini, orucun dünyanın geçiciliğini anlatan kolektif bir ibadet olduğunu ifade eden Kalın, içinde bulunulan sürecin ramazanın manevi boyutuna katkı verdiğini söyledi.
İbrahim Kalın, salgın sonrası için şu değerlendirmede bulundu:
"Bu dönemin en önemli yanı önceliklerimizi tanzim etmektir. Uluslararası düzen pek çok alanda köklü değişimlerden geçecek. Uluslararası kurum ve kuruluşların meşruiyetinin sorgulandığını biliyoruz. AB, bu salgına verdiği veya veremediği cevaplardan dolayı ciddi bir eleştiri altında. Dünya Sağlık Örgütü, bu süreçte ne kadar etkin bir rol oynadı, bu da sorgulanan konulardan. İslam İşbirliği Teşkilatı aynı şekilde sorgulanıyor çünkü yeterince güçlü bir liderlik ortaya konabilmiş değil."
Bu süreçte önem kazanacak 3 alanı "Biyolojik ürünler, silahlar, ilaçlar, teknoloji ve tedavi yönetemlerini kapsayacak şekilde biyogüvenlik", "siber güvenlik" ve "gıda güvenliği" olarak sıralayan Kalın, "Bu üç alan ülkelerin Ar-Ge yatırımı yapacağı alan olacak." dedi.
Kovid-19 aşısının henüz bulunamadığına dikkati çeken Kalın, "Farklı ülkelerin farklı çalışmaları var. Bu dağınık yapı içerisinde bunları bir araya getirecek mekanizmaların da olması gerekiyor. Önümüzdeki hafta Sayın Cumhurbaşkanımızın da katılımıyla AB'nin öncülüğünde bir ortak aşı fonu oluşturulmasıyla ilgili bir çalışma yapılacak. Biz de katkı sunacağız." bilgisini verdi.
"TÜRKİYE SAĞLAM ALTYAPISINI GÜÇLENDİRMEYE DEVAM EDECEK"
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, bu dönemde en önemli unsurun, milli imkan ve kabiliyetlerle uluslararası iş birliği arasındaki dengeyi kurmak olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Bugün ilk defa yerli imkanlarla üretilen ventilatörler Cumhurbaşkanımızın talimatıyla Somali'ye gönderildi. Çok kısa bir sürede Türk mühendislerinin özverili çalışmasıyla yapıldı. Dünyanın en kıymetli cihazları şu an bu ventilatör yani solun cihazları, bunlar hayat kurtarıyor. Kendi ihtiyacımızı karşıladıktan sonra kardeş ve dost bir ülkeye gönderdik. Bu, bu milletin alnını ağartacak bir hamledir. Somali Cumhurbaşkanı da arayarak Sayın Cumhurbaşkanımıza teşekkür etti. Cumhurbaşkanımızın vizyoner ve vicdani liderliği sayesinde oraya sağlık ekipmanları gönderdik. Çünkü ilkemiz, insanlık yaşasın ki insanlar yaşasın."
Kalın, sağlık altyapısına yapılan yardımlar olmasaydı salgına çok daha hazırlıksız yakalanabileceğine dikkati çekerek, "Ekonomi ve orduları bizden daha güçlü ve büyük ülkelerin ne hale geldiğini gördük. Biz elimizdeki imkanları en iyi şekilde kullanarak, neler yapılabileceğin bu vesile ile göstermiş olduk. Bundan sonrası için tarım, gıda, biyogüvenlik, siber güvenlik gibi alanlarda Türkiye sağlam altyapısını daha da güçlendirmeye devam edecek. Böylece bir afet, salgın olduğunda ve diğer ülkelere yardım söz konusu olduğunda Türkiye yine dimdik ayakta durmaya devam edecek." değerlendirmesinde bulundu.
"TERÖR ÖRGÜTÜNÜ MEŞRULAŞTIRAN HİÇBİR YAKLAŞIMI KABUL ETMEMİZ MÜMKÜN DEĞİL"
ABD'nin YPG'ye sağlık malzemesi gönderdiği iddialarının sorulması üzerine Kalın, PKK, onun iltisaklı grupları PYD, YPG gibi örgütlerle hiçbir iş birliğinin meşru zemini olamayacağını, bunu ABD'ye, diğer koalisyon ortaklarına da defaatle söylediklerini anlattı.
Kalın, "Terör örgütünü şöyle veya böyle meşrulaştıran, estetize eden hiçbir yaklaşımı ya da politikayı kabul etmemiz mümkün değil. Bu konuda Amerikalılara ve diğer ülkelere çok açık bir görüş ayrılığımızın olduğu ortada." dedi.
Terör örgütü YPG/PKK'nın Afrin'deki saldırısına değinen Kalın, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Mübarek ramazan günü bile dinlemeden 11 çocuk 40 insanın hayatına kıyan, hunharca bir saldırı gerçekleştirdiler. Tabii ki bunu kınadık. Kınamakla kalmıyoruz, bu teröristlerin peşinden de gidiyoruz. Oradaki insanların can ve mal güvenliği aynı zamanda bizim can ve mal güvenliğimizdir. Biz bunu gündeme getirdiğimizde diğer ülkelerin açıklamalarına bakıyorsunuz, adeta bunu görmezden geliyorlar. Türkiye'de PKK terör örgütüne meşruiyet sağlamaya, ona arka çıkmaya çalışan, günahlarını ve cürümlerini, suçlarını ve katliamlarını örtmeye çalışan çevrelerin nasıl sessiz kaldığını da gördük ama hakikati bilen biliyor. İşin gerçeği bu terör örgütü ne ramazan ne bayram dinliyor. Daha önce ülkemizde de benzer saldırılar yaptılar. Suriye'de de bunları yaptılar. Bunlara asla taviz, prim vermeyeceğiz. Bunlarla mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz. ABD veya başka ülkeler bu tür terör örgütleriyle iş birliği yaptıkları sürece karşılarında bizi bulurlar. Bu alanda bir iş birliği yapmamız asla söz konusu değil."
"CUMHURBAŞKANIMIZ İNSANİ VE VİCDANİ KÜRESEL LİDERLİĞİN BAYRAKTARLIĞINI YAPIYOR"
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, Amerika'ya tıbbi yardımların, tamamen insani kaygılarla gönderildiğini belirterek, "Son tahlilde NATO'da müttefik ülkeler olarak biz 'Bir müttefik nasıl olur, bir ittifak ilişkisi nasıl yönetilir, zor günde dostunun, komşunun, ihtiyaç sahibinin yardımına nasıl nasıl koşarsın?', bu alanlarda bütün dünyaya örnek bir tavır sergiledik. Cumhurbaşkanımız bu konularda gerçekten insani ve vicdani küresel liderliğin bayraktarlığını yapıyor. Bir doğal afet söz konusu olduğunda geçmişte olduğu gibi bugün de bundan sonra imkanlarımız ölçüsünde bu yardımları yapmaya devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.
"ABD'nin YPG'ye sağlık malzemesi gönderdiği" iddiaları doğruysa bunu kabullenmenin mümkün olmadığını ifade eden Kalın, PKK'nın DEAŞ'tan, DEAŞ'ın El Kaide'den, El Kaide'nin DHKP/C'den hiçbir farkının olmadığını, onlara destek verenlerin de bu hatalarını eninde sonunda mutlaka anlayacağını söyledi.
"RUSYA'DAN TALEP GELMESİ DURUMUNDA YARDIMCI OLMAYA ÇALIŞIRIZ"
"Türkiye, Rusya'ya da yardım eli uzatacak mı? sorusuna Kalın, "Rusya'dan bize bu yönde bir talep gelmedi. Gelmesi durumunda mutlaka bunu değerlendirir ve imkanlarımız ölçüsünde yardımcı olmaya çalışırız." yanıtını verdi.
İbrahim Kalın, Somali'den önce Filistin'e yardım gönderildiğini hatırlatarak, "koronana diplomasisi" ya da "maske diplomasisi" denen dönemde, bu tür insani jestlerin yapılmasının son derece önemli olduğunu vurguladı.
Türkiye'nin ihtiyacı olan hiçbir şeyi yurt dışına göndermediklerini dile getiren Kalın, şunları aktardı:
"Önce kendi vatandaşımızın emniyetini dikkate aldık, ihtiyaçlarını esas kabul ettik. Ondan sonra ihtiyaç fazlası olan şeyleri paylaştık. Bu ilke hiçbir zaman değişmedi. Bu süreçte de diğer ülkelerle mukayeseli olarak baktığınız zaman Türkiye'nin çok iyi bir konumda olduğunu görüp buna şükretmemiz lazım. ABD, İtalya, İspanya, Fransa ve Belçika'daki durumu görüyoruz. Yani buralarda vaka sayısına baktığınızda, vaka sayısına oranla can kayıplarına baktığınızda kıyas kabul edilmeyecek bir fark var ortada. Bu birçok unsurun doğal bir neticesi. Yani nüfusumuzun genç olması, sağlık altyapımızın güçlü olması, tedbirlerin erken alınması, devlet birimleri ve kurumları arasında çok iyi eş güdüm sağlanmış olması, bütün bu unsurlar bir araya geldiğinde bu mücadeleyi çok başarılı bir şekilde verdik."
"YENİ NORMAL, ESKİ NORMALDEN FARKLI OLACAK"
Normalleşme sürecine ilişkin yol haritasının sorulması üzerine Kalın, normalleşme sonunda ortaya çıkacak "yeni normal"in, "eski normal"den farklı olacağını, maskelerle sosyal mesafeyi gözeterek ve diğer tedbirlerle yaşamaya devam edileceğini anlatarak, tedbirlerin tamamen ortadan kalkacağı tarihe ilişkin bir kehanette bulunmanın mümkün olmadığını söyledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın geçen haftaki Kabine Toplantısı'nda Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay'a normalleşme takviminin oluşturulması ve tedbirlerin kademeli olarak esnetilmesine ilişkin bir görev verdiğini anımsatan Kalın, şunları anlattı:
"Biraz önce de Cumhurbaşkanımızla beraberdik. Fuat Oktay Bey, çalışmanın son halini vermek üzere olduğunu ifade etti. Cumhurbaşkanımız da pazartesi günü Kabine Toplantısı'nda bununla ilgili son değerlendirmeleri yapacaklar. Uygun görülmesi halinde bu takvimin belli bölümleri açıklanabilir. Şimdiden bir şey söylemek istemiyorum. Çünkü bu bütün bakanlıklarımız ve sektörler arasında tam bir eş güdüm ve koordinasyonla yapılması gereken bir şey. Bu işin kurumlararası koordinasyon ayağı ama en az bunun kadar en önemli bir diğer konu da Bilim Kurulu'nun bu konudaki görüş ve kanaati. Çünkü burada önceliğimiz insanımızın sağlığı. Salgının durdurulması, yayılmanın önlenmesi. Bir kademeli olarak esnetme dönemine yani normalleşme sürecine geçtiğinde, ikinci br dalganın gelmemesi için de gerekli tedbirleri alamak zorundayız. Bunun için Bilim Kurulu'nun görüşü son derece önemli. Yönlendirici değerlendirmeler, kanaatler oradan gelecek ama nihai olarak tabii ki siyasi idare oturacak, bununla ilgili bir karar verecek. Önümüzdeki Kabine Toplantısı'nda bu eğer bir karara bağlanırsa Cumhurbaşkanımız pazartesi günü millete sesleniş konuşmasında açıklayabilir."
"MASKENİN PARAYLA SATILMASI GÜNDEMİMİZDE YOK"
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, "Maske satışına izin verilebilir mi?" sorusunu, "Hayır, şu anda maskenin ücretle, parayla satılması gündemimizde yok. Ücretsiz olarak bütün vatandaşlarımıza maskeler dağıtılmaya devam ediyor, bundan sonra da devam edecek. Bu konuda devletimiz bütün tedbirleri aldı. Üretim noktasında maske sıkıntımız yok." diye yanıtladı.
Maske dağıtımı noktasında zaman zaman sıkıntı yaşandığını belirten Kalın, maske ulaşmayan vatandaşlara, bulundukları ilde valiliklere, belediyelere, Vefa Sosyal Destek Gruplarına, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının ilgili birimlerine başvuru yapmaları çağrısında bulundu.
"CUMHURBAŞKANIMIZIN 65 YAŞ VE ÜSTÜ İÇİN PAZARTESİ GÜNÜ GÜZEL HABERLERİ OLABİLİR"
"65 yaş ve üstü vatandaşlar ile 20 yaş altı gençler için sokağa çıkma yasağında bir esneme olabilir mi?" sorusu üzerine Kalın, şunları söyledi:
"65 yaş ve üstü bütün büyüklerimiz yaklaşık 45 gündür evden çıkmadılar. Sağ olsunlar, bu kurala riayet ederek çok tarihi bir görevi de yerine getirdiler, hem kendi hayatlarını korudular hem salgının yayılmasını önlediler. Ülkemizde yaklaşık 7 milyon kadar 65 yaş ve üstü vatandaşımız var. Bu şikayetleri biz de alıyoruz. Cumhurbaşkanımız da bunları dinliyor. Cumhurbaşkanımızın şöyle bir talimatı oldu. 'Bilim Kurulu'nun bu konudaki değerlendirmesini aldıktan sonra pazartesi günü Kabine Toplantısı'nda bu konuyu değerlendirelim. Bilim Kurulu'nun kanaati çerçevesinde de bu konuda bir karar alalım.' dedi. Pazartesi günü Cumhurbaşkanımızın bu konuda da bazı güzel haberleri olabilir."
İbrahim Kalın, 20 yaş altının da hatırlatılması üzerine, "Bilim Kurulu'nun da kanaati öncelikli olarak 65 yaş ve üstü grubunun belli gün ve saatlerde dışarıya çıkmasının sağlanması şeklinde." dedi.
"İKİNCİ BİR DALGANIN OLMAMASI İÇİN TEMKİNLİ OLMAMIZ LAZIM"
Bazı AVM'lerin açılış yapacakları tarihi açıkladıklarını ve esnaf için hükümetin bir çalışması olup olmadığı sorusu üzerine Kalın, normalleşme takviminin sektör sektör çalışıldığını, bazı illerin durumunun daha iyi olduğunu, bunlar göz önüne alınarak normalleşme sürecine geçileceğini ifade ederek, bu kapsamda hükümetin esnafa yönelik bir çalışmasının da söz konusu olabileceğini söyledi.
"Yeni normal sürece" geçildiği zaman eğer insanlar kurallara uymayıp rehavete kapılırsa ikinci bir dalganın olabileceğine dikkati çeken Kalın, "O yüzden temkinli gidiyoruz. Elbette iş dünyamızın normale dönmesini, okullarımızın açılmasını, turizmin tekrar başlamasını istiyoruz. Hepimiz mahallemize, parkımıza çıkmak istiyoruz. Camilere, kütüphanelere, AVM'lere gitmek istiyoruz. İkinci bir dalganın olmaması için temkinli olmamız lazım. Şu ana kadar devlet ve millet olarak çok iyi getirdik." diye konuştu.
Kalın, halkın uyarılara uyduğunu ve vaka sayısında düşüşe geçildiğini belirterek, tedbirlerin ramazan ayı ile bayramda da devam edeceğini vurguladı.
"Bayramda sokağa çıkma kısıtlaması ihtimaller dahilinde mi?" sorusuna Kalın, şu karşılığı verdi:
"İhtimaller dahilindedir. Bu önümüzdeki üç haftada salgının seyri tarafından belirlenecek bir takvim. Şu an bir şey söylemek erken. Bu konuyla ilgili Bilim Kurulu'nun önerileri alındıktan sonra varılacak nihai kararı, Sayın Cumhurbaşkanımız kamuoyuyla paylaşacaktır."
Bazı Avrupa ülkelerinin futbol liglerinin sonlandırıldığı, Türkiye'de böyle bir durumun söz konusu olup olmadığı konusunda da açıklama yapan İbrahim Kalın, bu konuda Gençlik ve Spor Bakanlığı ile Türkiye Futbol Federasyonunun yoğun bir mesai harcadığını belirterek, sadece futbol değil, tüm liglerle ilgili salgının seyrine göre karar verileceğini söyledi.
Salgınla beraber dünyada yaşanan ekonomik daralma konusuna da değinen Kalın, şu değerlendirmede bulundu:
"Ekonomistlerce koronavirüsün dünya ekonomisine maliyetinin 6-7 trilyon dolar olacağı tahmin ediliyor. Tabii çok ciddi bir rakam. Küresel ekonominin küçülmesinden herkes etkilenecek. Dünya ekonomisinin normale gelmesi için de küresel bir çaba gerekiyor. Ulusal ekonomilerin ve küresel piyasaların toparlanması zaman alacak. Biz Türkiye olarak bu sürecek hazırlıklı girdik. Açıkladığımız paketler, Hazine ve Maliye Bakanlığımızın açıkladığı paketler; hamdolsun işçimizin, işverenimizin, KOBİ'lerimizin, memurlarımızın, serbest meslek erbabının herkesin nefes almasını sağladı. Tabii hayatın ve ekonominin normale dönmesi için üzerinde çalıştığımız konular var."
ABD Başkanı Donald Trump'ın koronavirüs salgını nedeniyle Çin Halk Cumhuriyeti ile Dünya Sağlık Örgütü hakkında yaptığı açıklamalara da değinen İbrahim Kalın, bu sürecin iki ülke arasındaki ilişkileri daha da gerebileceğini, ancak bu süreçte ülkelerin rekabet içerisine girmeden salgınla mücadele etmesi gerektiğini anlattı.