Erdoğan'ın avukatı Hüseyin Aydın'ın Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına verdiği dilekçede, Pekşen'in 9 Ocak 2018'deki "Türkiye Nereye" adlı televizyon programına katıldığı belirtildi ve Pekşen'in buradaki, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ilgili sözleri nakledildi.
Haluk Pekşen'in ifadeleriyle, Erdoğan'a alenen hakaret ettiği kaydedilen dilekçede şunlar kaydedildi:
"Şüphelinin, açıklamalarında geçen hususlar tamamen gerçek dışı olup hayal mahsulüdür. Bu tarz akıl ve mantık dışı iddialarla gündeme gelmek, şüphelinin siyasi alışkanlığı haline gelmiştir. Ancak konumu ne olursa olsun hiç kimsenin iftira atma ve hakarette bulunma özgürlüğü bulunmamaktadır. Başkalarının onur, şeref ve saygınlığı ifade özgürlüğünün sınırlarından biri olup, bu sınıra tecavüz edenlerin eylemlerinden sorumlu tutulması hukuk devleti olmanın bir gereğidir."
Pekşen'in açıklamalarının Türk Ceza Kanunu'nun 299. maddesinde düzenlenen "Cumhurbaşkanına hakaret" suçunun unsurlarını ihtiva ettiği belirtilen dilekçede, Anayasa'nın 104. maddesine göre Cumhurbaşkanının, devletin başı olduğuna ve bu sıfatla Türkiye Cumhuriyetini ve Türk milletinin birliğini temsil ettiğine dikkat çekildi.
Dilekçede Pekşen'in açıklamalarının düşünce ve ifade hürriyeti çerçevesinde değerlendirilmesinin mümkün olmadığı belirtildi.
Gerek ifade özgürlüğünün, gerekse bireyin şeref ve itibarının korunması haklarının, Anayasa'da ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nde (AİHS) düzenlendiğine yer verilen dilekçede, iç hukukta ve AİHS'de güvence altına alınan iki hak arasında hiyerarşi bulunmadığı bildirildi.
Bununla birlikte ifade özgürlüğünün sınırsız bir hak olmadığı ve AİHS'nin 10. maddesinin 2. fıkrasında belirtilen amaçlarla sınırlandırılabildiği kaydedilen dilekçede, "Başkalarının şöhret ve haklarının korunması, yani özel hayata saygı hakkı da ifade özgürlüğünün sınırlandırılmasında meşru amaçlardan biri olarak hem sözleşme hem de Anayasa tarafından kabul edilmektedir." denildi.
Dilekçede, bu doğrultudaki Anayasa Mahkemesi ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararları örnek gösterildi ve Pekşen hakkında "Cumhurbaşkanına hakaret" suçundan kamu davası açılması istendi.