Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Macaristan ziyareti dönüşünde gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan günübirlik Macaristan ziyaretine ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:
"Değerli dostum Macaristan Başbakanı Viktor Orban’ın davetine icabetle bugün (20 Ağustos 2023) gerçekleştirdiğimiz ziyaretimizi tamamladık. Şahsıma ve heyetime gösterdikleri samimi misafirperverlik için Macaristan Başbakanı Orban ve Cumhurbaşkanı Sayın Novak başta olmak üzere tüm Macar dostlarımıza teşekkür ediyorum. Ziyaretimizle dost Macar halkının milli gün kutlamalarında sevinçlerine biz de ortak olduk. Budapeşte malumunuz 19. Dünya Atletizm Şampiyonasına da şu anda ev sahipliği yapıyor. Macaristan’ı üstlendiği organizasyon dolayısıyla tekrar kutluyor, şampiyonanın sağlıklı şekilde tamamlanmasını temenni ediyorum. Dün başlayan şampiyonada Türkiye, 13 branşta 17 sporcumuz tarafından temsil ediliyor. Son yıllarda sporcularımız atletizm dahil hemen her branşta milletimizi gururlandıran başarılara imza attı. Sporcularımızın bu şampiyonada da ülkemizi en güzel şekilde temsil edeceklerine yürekten inanıyorum.
"HİÇBİR ZAMAN UNUTMAYACAĞIZ"
Stratejik ortağımız ve NATO müttefikimiz Macaristan’la köklü ve sağlam dostluk bağlarına dayanan kapsamlı ilişkilere sahibiz. Macaristan deprem felaketi sonrasında her alanda ülkemize destek ve dayanışmasını gösterdi. Cumhurbaşkanı Sayın Novak, mart ayındaki ziyareti sırasında deprem bölgelerinde incelemelerde bulundu, vatandaşlarımızla bir araya geldi. Macaristan’ın bu kara gün dostluğunu hiçbir zaman unutmayacağız. Bu sene Türkiye-Macaristan ilişkilerinde tarihi bir dönüm noktası olacak.
"TİCARET HACİMİNİ BÜYÜTECEĞİZ"
18 Aralık 2023 tarihinde Türkiye-Macaristan Dostluk Anlaşmasının 100’üncü yıl dönümünü idrak edeceğiz. Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi 6’ncı toplantımızı bu tarihe denk düşecek şekilde Budapeşte’de düzenleyeceğiz. Bu sayede ayrıca 2024 Yılı Türkiye-Macaristan Kültür Yılı Etkinliklerinin açılışını yapacağız. İlişkilerimizin her alanında önemli gelişmeler kaydediyoruz. İkili ticaret hacmimiz 2022 yılında 3,5 milyar dolar düzeyini yakalayarak tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştı. Macaristan’la geçtiğimiz sene Karma Ekonomik Komisyon Mekanizmasına ilaveten ekonomi ve ticaret ortaklığı noktasında da bir hedef belirledik. O da 6 milyar dolar. Şimdi Ekonomi ve Ticaret Ortaklık Komitesini de tesis ettiğimiz için bu rakam daha da büyüyecek. Tabii Başbakan Orban ve Cumhurbaşkanı Novak’la olan görüşmelerimizde bu konudaki kararlılığımızı teyit ettik. Temaslarımızda ayrıca stratejik ortaklık ve iş birliğimizin gerek ikili gerek bölgesel alanda hayırlı sonuçlara vesile olduğunu gördük. İş birliğimizi geliştirilmiş stratejik ortaklığımız çerçevesinde daha da güçlendirmek amacıyla ortak adımlar atma konusunda mutabık kaldık. Macaristan’ın, Avrupa Birliği üyeliğimize desteğini bir kez daha güçlü bir şekilde vurgulaması bizleri ayrıca memnun etti.
Ziyaretim vesilesiyle etkinliklere iştirak eden Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev, Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic, Bosna Hersek Devlet Başkanlığı Konseyi Üyesi Zeljka Cvijanovic ve Bosna Hersek Sırp Kesimi Başkanı Milorad Dodik ile de görüşmeler yaptım. Sayın Cvijanovic ve Dodik’i kabulümde Türkiye’nin Bosna Hersek’in istikrarına verdiği önemi özellikle dile getirdim. Etkinliklere Azerbaycan, Katar, Kırgızistan ve Türkmenistan liderleri, Çekya ve Slovenya eski başbakanları ve Rusya Federasyonu Tataristan Cumhuriyeti reisi de katıldı. Davetli devlet ve hükümet başkanlarıyla da ayak üstü de olsa sohbetlerimiz oldu. Günü birlik gerçekleştirdiğimiz Macaristan ziyaretimizin her açıdan verimli geçtiğini memnuniyetle ifade etmek isterim. Macar makamlarına hüsnükabulleri için tekrar teşekkür ediyorum. Verimli temaslarımızın devamını da özellikle aşkla, heyecanla inşallah Aralık’ta bir araya gelmek suretiyle devam ettireceğiz."
SORU-CEVAP
SORU: 2023’ün Şubat ayında yaşadığımız Kahramanmaraş depreminin ardından 6 ay geçti. Siz depremin hemen ardından başlattığınız yoğun çalışmaların bir parçasını seçim beyannamenize de koydunuz. AK Parti’nin seçim beyannamesinde Afetle Mücadele Acil Eylem Planı vardı. Bu aslında çok fazla ve çok detaylı bir çalışmanın bir parçasıydı. Bugün itibarıyla başta beklenen İstanbul depremi olmak üzere olası afetlere karşı ne derece hazırlıklıyız, durumumuz nedir?
Asrın felaketinin yaralarını sarmak, 11 ilimizde hayatı normale dönüştürmek için başta Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanım olmak üzere AFAD, İçişleri Bakanımız hepsi yoğun bir şekilde çalışıyor. 6 Şubat depremlerinin hemen ardından 680 bin yeni konut için çalışmalarımızı başlattık. 11 ilimize biliyorsunuz biz koordinatör valiler atadık, onlarla birlikte bu süreci devam ettiriyoruz.
Türkiye’yi depreme dayanaklı hale getirmek için yürüttüğümüz çalışmalarımızda İstanbul’u, Marmara’yı ayrı bir başlık altında değerlendiriyoruz. İstanbul için 1,5 milyon konutun dönüşümünü şu anda öngörüyoruz ve bunun için boşa harcanacak bir vakit yok. Gerek deprem bölgesi gerekse diğer illerimizde olsun hiçbir çalışmayı ağırdan alacak durumumuz yok.
İstanbul’dan öte Marmara ile ilgili hazırlıklarımız başta ilgili bakanlar olmak üzere devam ediyor. Kocaeli, Yalova, Sakarya, Düzce, Bolu depremlerini yaşadık. Her an, her yerde, her zaman bu tür depremlere hazırlıklı olmamız gerekiyor. Orta Anadolu havzası sürekli beşik gibi sallanıyor. Daha yeni Adana’da yine 5,5 şiddetinde depremler yaşadık. Kahramanmaraş’ta yine aynen devam ediyor. Bunlara karşı hazırlıklı olmak durumundayız.
Asrın felaketinden etkilenen illerimizde konutlarımızı zemin artı 3, zemin artı 4 şeklinde inşa ediyoruz. Bunun yanında köy evlerini inşa ediyoruz. Vatandaşlarımıza evler konusunda daha ne gibi destekler verebiliriz bunu çalışıyoruz. Buralarda çelik konstrüksiyon ile bu binalarımızı yapıyoruz, hafif yapı elemanları kullanarak bunları devam ettiriyoruz ve inşallah 1 ile 1,5 yıl içinde konutları da sahiplerine teslim edeceğiz.
Vatandaşlarımızın da yerinde dönüşüm projelerimize ilgisi bizleri memnun ediyor. Yerinde dönüşüm projemize 200 bine yakın başvuru var. İnanıyorum ki bu sayı artacaktır. Hazırladığımız plana göre yapılanma bunlar devam ediyor. Yoğun bir şekilde de bu inşaatlarımızı devam ettiriyoruz.
İstanbul’un tüm ilçelerine de koordinatör vali atamalarını yaptık. İşlemlerin hızlı ve etkili olması bakımından koordinatör valilerimizin faydasını gördük. İstanbul’un ilçelerinde olası bir deprem sonrası iletişimin sağlanması için yeni telsiz sistemi kurduk ve çalışır hale getirdik. Toplanma alanlarını, rezerv alanları yeniliyor ve aktif kullanıma hazır olmaları için çalışmalarımızı yapıyoruz. Bunun yanı sıra Kanal İstanbul’un iki yakasına 500’er bin nüfusu barındıracak projemiz de olası İstanbul depremine yönelik tedbirlerimiz kapsamındadır.
"YAŞANILAN SIKINTILARIN FARKINDAYIZ"
SORU: Son Kabine toplantısından sonra önemli bir açıklama yaptınız. ‘Ekonomik zorlukları göz ardı etmiyoruz, dillendirilen serzenişlerini de çok yakından takip ediyoruz. Biz başkaları gibi şikayetler karşısında millete parmak sallayanlardan olmadık. Bizim görevimiz, eleştirilen hususları en aza indirip vatandaşımızı memnun etmek’ şeklinde. Bu serzenişler başlığı altında size hangi kanallardan ne tür serzenişler geliyor? Özellikle Ocak 2024 itibarıyla bilhassa dar ve sabit gelirlilere ne tür mesajınız olacak?
Şu anda memurlarla ilgili çalışmayı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımız yetkili sendikalarla sürdürüyor. Bu ay sonuna kadar da devam edecek. Nitekim birinci, ikinci, açıklamalar Bakanım tarafından yapıldı. Emeklilerle ilgili de ayrıca Bakanlığımız çalışmalarını sürdürüyor. Memurlarımıza bu zamanlar gelirken, emeklilerimize hiçbir şeyin gelmemesi olacak bir şey değil. Onları da inşallah memnun edecek adımları atacağız.
Her fırsatta vatandaşlarımızla bir araya gelmeye özen gösteriyorum. Resmi programımızın izin verdiği ölçüde şehirlerimizde ev ziyaretleri gerçekleştiriyorum. Deprem bölgesindeki insanlarımızla her zaman görüşüyoruz, 6 Şubat’tan bu yana muhabbetimizi hiç kesmedik. Tüm bunların yanı sıra Cumhurbaşkanlığı Külliyemizde icra ettiğimiz programlarımızda toplumun tüm kesimleriyle bir araya gelmeye özen gösteriyorum. Partimizin yetkili organları da vatandaşlarımızın nabzını tutuyor. Biz seçimden seçime vatandaşın ayağına gidenlerden hiç olmadık. Partideki yönetici arkadaşlarımız her zaman için vatandaşlarımızla bir arada.
Yaşanılan ekonomik sıkıntıların, zorlukların farkındayız. Görüştüğüm vatandaşlarımızdan yaşadıkları sorunları, sıkıntıları dinliyorum. Hayata geçirdiğimiz tedbirleri anlattıkça, gelecek günlerin daha güzel olacağına olan inançları artıyor. Vatandaşlarımız gönüllerini ferah tutsunlar, ekonomi kadrolarımız işinin ehli. Türkiye’de enflasyonu tek haneye düşüren bir iktidar olarak, enflasyonu yine tek haneye AK Parti kadrolarının düşüreceğine inansınlar.
YEREL SEÇİMLERDE ADAYLAR
SORU: İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı yaptınız, büyük başarılara imza atmıştınız. Sizden sonra gelen AK Partili belediye başkanları da hizmette yarış yaptılar. Ancak son 4 yılda hizmet anlamında bir düşüş, verilen sözlerin yerine getirilmediğini görüyoruz. İstanbul ve Ankara belediye başkan adayları belli oldu mu, öğrenebilir miyiz?
Daha 7-8 ay var. Bu kadar aceleci olursak yanlış olur. İstişare bizim en büyük silahımız. İstişaremizi kimlerle yapacağız? Teşkilatımızın tüm yetkili birimleriyle yapacağız. Ana kademe, kadın kolları, gençlik kolları hepsiyle istişarelerimizi yapacağız. Önümüze onlar alternatif olarak hangi arkadaşlarımızı çıkarırlarsa, onların içerisinden birinci derecede İstanbul ve Ankara olmak üzere adımlarımızı atacağız. Çünkü İstanbul ve Ankara bunların eline bırakılmaz. İstanbul ve Ankara bunların eline kaldı, hali gördünüz. Dün bir gazetede İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin karşısındaki çöp yığınlarını gösterdiler. Yakışır mı bu? Şimdi ben göreve geldiğimde üç şeyi konuşuyorduk, çöp, çukur, çamur. Şimdi aynı durumu İstanbul’da, Ankara’da, İzmir’de yaşıyoruz. Nerede bir CHP belediyesi varsa bunları yaşıyoruz. Benim halkım buna layık değil. Nasıl biz o çöp dağlarını ortadan kaldırdıysak, nasıl susuzluğu giderdiysek, o çukurlardan İstanbul’umuzu nasıl kurtardıysak inşallah şimdi de şu sıkıntıları aşacak bir kadroyla 31 Mart’a hazırlanıyoruz.
22 yıldır Türkiye’de marka olmuş bir belediyecilik anlayışımız var. AK Parti belediyecilik anlayışını, AK kadroları tüm seçim bölgelerinde vatandaşlarımızın hizmetine sunacağız. Bugüne kadar olduğu gibi 2024 yerel seçimlerinde de AK Parti’yi en iyi şekilde temsil edecek, vatanına hizmet etmeyi aşk bilen adaylarla milletimizin karşısına çıkacağız. Her bir seçim bölgesi için ayrı ayrı çalışıyoruz. Uzun yıllar çöp, çamur ve çukur siyasetine maruz kalmış CHP’lilerin elindeki belediyeler için de kapsamlı çalışmalar yürütüyoruz.
"EN HAYIRLISI ÇEKİLİP GİTMESİ"
SORU: Seçimlerden sonra CHP’de başlayan değişim tartışması devam ediyor. Tartışmanın fitilini ateşleyen Ekrem İmamoğlu, geçtiğimiz hafta İstanbul’a yeniden aday olacağının sinyalini verdi. Bir emanetçi genel başkan formülü üzerinde durulduğu, seçimi, yerel seçimi bu şekilde geçmenin planlandığı konuşuluyor kulislerde. Sayın Kılıçdaroğlu da pek koltuktan kalkmaya niyetli gözükmüyor efendim. Tecrübelerinize istinaden sormak isterim, CHP’de bir değişim, bir genel başkan değişimi bekliyor musunuz?
Bunu şimdi halkımıza soracağız. Halkımız değişimse değişim, eğer kalsın diyorsa diyecek bir şeyim yok. Çünkü egemenlik kayıtsız, şartsız milletindir. Biz, böyle inandık. Bu yola böyle çıktık. Biz, üzerimize düşeni yapacağız. Nedir? En ideal isimleri biz halkımıza takdim edeceğiz ve bu ideal isimlerle yola devam edeceğiz ama Kılıçdaroğlu dersen benimle kaç yarışa girdi? 13’te 13 yaptı. Şimdi 14’te olsa, 15’te olsa bu arkadaştan bir şey olmaz. En hayırlısı kendisi çekilip gitmesi lazım. Yani dünyada ülkeleri görüyorsunuz, bir seçim kaybediyorsa bir lider ne yapıyor, hemen istifasını veriyor, çekip gidiyor. Fakat bunda böyle bir şey yok. Bunlar şimdi birbirleriyle koltuk yarışında. Bolu’nun belediye başkanı otobüsün üstüne çıkıyor, oradan koltuk atıyor. Genel merkezin önünde yapıyor bunu ve bu Bolu Belediye Başkanı. Önce neydi? Milletvekili. Sonra Bolu’ya belediye başkanı. Bundan sonra da bunlar da en ufak bir değişim söz konusu olmaz. Bunların içinden çıkan genel başkanlar yok mu? Var. Şimdi bu genel başkanların her biri de ‘ben meydandayım’ diyor. Birisi gitti milletvekili oldu. Şimdi onun görevi Kılıçdaroğlu’nu savunmak. Genel başkan yardımcısı için sen de ‘istifa etmen lazım’ diyor. CHP, ana muhalefet ne hale geldi? Demokrasi mücadelesinde muhalefet çok çok önemli ama ne yazık ki Türkiye’nin en büyük kaybı, demokrasi mücadelesinde karşısında muhalefet yok, ana muhalefet yok.
SOKAK KÖPEKLERİ: NE GEREKİYORSA YAPACAĞIZ
SORU: Çocuklarımız ve yaşlılarımız için çok öncelikli bir mevzu haline geldi. Sokaklarımızda 10 milyon civarında başıboş, sahipsiz sokak köpeği var ve baktığımız zaman son 2 sene içerisinde 48 vatandaşımız hem beden bütünlüklerini kaybettiler hem de hayatlarını kaybettiler çok acı bir şekilde. Toplumun beklentisi özgür bir şekilde sokaklarda yürüyüş yapabilmek. Şu an gerçekten bir köpek terörü ortaya çıktığı için insanlarımız özgürce sokaklarda yürüyemiyorlar ve bundan çokça şikâyet ediyorlar. Siz de Gaziantepli 4 yaşındaki Asiye'nin tedavi sürecini yakından takip etmiştiniz. Sokak köpeklerinin toplanmasına dönük yol haritası acaba netleşti mi? Bu kapsamda Avrupa modeli gibi bir yol haritası ortaya konabilir mi?
Başıboş, sahipsiz köpeklerle mücadele konusunda yasal düzenleme mevcut. Gerek ilgili bakanlık gerekse belediyeler sahipsiz, başıboş köpekleri barınaklara topluyor, ama toplamak işi bitirmiyor. Bunları barınaklar çerçevesi içerisinde bir yerlerde toparlamak lazım. Örneğin Konya Büyükşehir Belediyesi'nin, İstanbul'da Beykoz Belediyesi'nin barınakları var. Belediyelerimizde bu konuya hassasiyet gösteriyoruz ve yasal düzenlemeyle de bu işi kontrol altına almanın gayreti içerisindeyiz. Ben mesela Beykoz Belediye'mizin çalışmasını takdir ettim. Tabii bunlar için çok çok büyük alanlar gerekiyor ve bu büyük alanlarda da bunların teşhis, tedavi hatta gerekirse ameliyatlarına varıncaya kadar bunları yapmaları şart. Beykoz bunu yapıyor, gördüm. Aynı şekilde Konya bunu yapıyor. Bundan sonraki süreçte de bunu bizler yapmaya kararlıyız ve bu kararlılığımız devam edecek.
Gelişmiş ülkelerde, Avrupa’da bu sorun nasıl çözüme kavuşturulduysa bizde aynı uygulamaları hayata geçireceğiz. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile Tarım ve Orman Bakanlığına gerekli talimatlar verilmişti. Sokaklarımızı çocuklarımız, insanımız için güvenli hale getirmek görevimiz. İlgili bakanlıklarımız çalışmalarını yapıyor. Başıboş köpeklerle ilgili hangi kurumun yetkili ve görevli olduğu kanunlarımızda belli. Belediyeler, sokaklarda yaşayan hayvanları barınaklara almalı. Bu konunun takipçisiyim. Çocuklarımız, insanlarımız için güvenli şehirler, sokaklar için ne gerekiyorsa yaptık, yapacağız.
Fakat ne yaparsanız yapın bu iş bir defa vatandaşın kendi köpeğine sahip olmasını gerektiriyor. Eğer sahip olmazsa, o bir gün gelir kendi evindeki çocuğuna da aynı darbeyi vurur.
PUTİN İLE GÖRÜŞME NE ZAMAN?
SORU: Rusya Devlet Başkanı Putin'in Ağustos ayı içerisinde Türkiye'ye gelmesi bekleniyor. Netleşen bir tarih var mı? Tahıl Koridoru Antlaşması da 17 Temmuz'da sona ermişti ama Ukrayna limanlarından o tarihten sonra bir konteyner gemisi çıktı ve iki gün önce de tabii Boğaz'dan geçti. Bu süre zarfında da Rusya'nın bir müdahalesi olmadı. Bunu nasıl değerlendireceksiniz? Bu kapsamda yeni bir rota mı oluşturuldu ve tabii bundan sonra nasıl bir yol haritası izlenecek?
Ukrayna'dan, Odesa'dan çıkan bu gemi bir tahıl gemisi değil, bu bir konteyner. Bununla ilgili Millî Savunma Bakanlığımız zaten açıklamayı yaptı. Buradaki bütün hedefimiz, Sayın Putin ile yaptığımız telefon görüşmelerimizle, Rusya'nın tahıl koridoru meselesindeki takınacağı olumlu tavırdır.
Eylül ayı içerisinde Hindistan’da G-20 toplantısı, ABD’de Birleşmiş Milletler Genel Kurulu var. Bu yoğunluk içerisinde fırsat bulursak Sayın Putin ile yüz yüze bir araya gelip konuşacağız.
Yakında Dışişleri Bakan'ım bir Rusya seyahati yapabilir. Çünkü bu işin yüz yüze olması büyük önem arz ediyor ve bu şekilde neticeyi almak çok daha isabetli olacaktır.
SORU: Peki sizin arabuluculuğunuzla tekrar bir barış görüşmeleri gerçekleşir mi bu süreçten sonra?
Biz ona gayret ediyoruz, temennimiz odur. Yani Zelenski'nin gelişi, onunla yaptığımız görüşmeler, aynı zamanda NATO Liderler Zirvesi'nde yaptığımız görüşmelerde bunları etraflıca konuştuk. Temennim o ki iki liderin burada bizim arabuluculuğumuza eyvallah etmesiyle netice alırız.
MACARİSTAN İLE İLİŞKİLER
SORU: Macaristan yeni çağda Türkiye'nin rolünü en iyi bilen, farkında olan ülkelerden bir tanesi ve bunu ciddi anlamda hissettiriyor. Dünya barışına katkısı, bölgesel meseleler ve enerji güvenliği meselesinde Türkiye'nin varlığının farkında oldukları görünüyor. Özellikle Ukrayna-Rusya krizinde de zat-ı alinizin arabulucu olması yönünde ciddi talepleri var, onlardan da bu şekilde talepler geliyor. Size bu yönde bir beklentilerini iletiyorlar mı?
Macaristan Başbakanı Viktor Orban bu konularda çok çok hassas ve Avrupa Birliği üyesi bir ülke olarak da Türkiye'yi iyi tanıyor, bizleri iyi tanıyor. Bir de Türk cumhuriyetleriyle ilgili orada bir gözlemci üye sıfatıyla da bizim ne pozisyonda olduğumuzu gayet iyi biliyor. Şu anda Viktor Orban, önümüzdeki yılın ikinci yarısında Avrupa Birliğinde dönem başkanlığını alacak ve temenni ederiz ki o süreçte çok daha farklı adımları atabiliriz. Macaristan, Türkiye'ye tarihi itibarıyla farklı bakışlarla yakın bir ülke ve bu yakınlığını da ortaya koyduğu tavırlarla ispat ediyor. İlişkilerimiz gayet iyi, ticaret hacmimizi 3,4 milyar dolardan 6'ya çıkarma gibi hedefimiz var. Bu olur mu? Olur. Bizim şu anda inşaat firmalarımızın Macaristan'da ciddi yatırımları var. Sürekli de bu gelişiyor. İnşallah bu gelişme daha da güzel günlere vesile olacaktır, ben buna inanıyorum.
SORU: Dönem başkanlığı döneminde Türkiye'yle ilgili olumlu beklentiniz var mı?
Olumlu gelişmeler şüphesiz ki olabilir. Fakat dönem başkanı olmak neticeyi getirmiyor. Neticeyi getirebilmek için her şeyden önce üye ülkelerin vereceği destek önemli.
"NİJER'İ DE ÇÖZÜME KAVUŞTURMAMIZ LAZIM"
SORU: Batı Afrika ülkeleri Nijer'e askeri müdahale kararı aldılar. Önümüzdeki süreçte bölgenin daha da gerilmesi, tansiyonun daha da artması bekleniyor. Bu konuyla alakalı Türkiye'nin tavrı nedir? Önümüzdeki dönemde Ankara nasıl adımlar atacak?
Şu an itibarıyla henüz bir çözüme gidilemedi. Biz de şu anda Dışişleri Bakanlığımızla vesaire buradaki anahtar rolümüzü nasıl oynarız bunun üzerinde duruyoruz, duracağız ve inşallah Nijer'i de bir çözüme kavuşturmamız lazım.
Dost ve kardeş ülke Nijer’in de en kısa zamanda anayasal düzene, demokratik bir yönetime kavuşmasını ümit ediyorum. Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğu’nun da Nijer’e askeri müdahale kararını doğru bulmuyorum. Bu kararın ardından Mali ve Burkina Faso da Nijer’e böylesi bir askeri müdahalenin kendilerine karşı savaş açmak olduğu uyarısında bulundu. Nijer’e yapılacak askeri müdahale, istikrarsızlığın Afrika’nın birçok ülkesine dağılması demek olur. En kısa zamanda Nijer’de toplumsal barışın ve istikrarın yeniden tesis edilmesini temenni ediyorum. İnanıyorum ki Nijer halkı demokrasiye sahip çıkarak, en kısa zamanda seçime gidecektir. Türkiye olarak, dost ve kardeş ülke Nijer halkının yanında yer almaya devam edeceğiz.
"SALDIRILAR DEVAM EDERSE, KUSURA BAKMASINLAR..."
SORU: İsveç'te yaşanan olaylar hala devam ediyor. Terörle etkin bir mücadele sürdürmüyorlar. İsveç’in NATO üyeliğiyle ilgili süreç Meclis'e geldiğinde, Türkiye’nin tutumunda bir değişiklik olacak mı? Ve bu konu MHP ve Cumhur İttifakı partileriyle müzakere edildi mi?
İsveç’in NATO’ya katılım protokollerinin TBMM’ye gönderilmesi ve sürecin Meclis’ten hızlı şekilde geçmesi İsveç’in verdiği sözlere sadık kalmasıyla doğru orantılı. Bu işin kararını Parlamentomuz verecek. Bu konu Parlamentomuzda, komisyonlarda ne kadar görüşülür, buralardan ne kadar zamanda geçer onu bilemeyiz.
İsveç'in her şeyden önce Stockholm caddelerine sahip çıkması lazım. Eğer Stockholm caddelerine sahip çıkmazsa, bizim kutsalımıza, kutsallarımıza bu saldırılar devam ederse kusura bakmasınlar…
Tabii ki Cumhur İttifakı'nın kendine ait bazı ilkeleri var. Bütün bunları Devlet Bey ile ve diğer arkadaşlarımızla müzakere etmeden ben de adım atmam. Görüşmelerimizi yaparız, ondan sonra da gereği neyse onu yaparız.