CHP'nin eski Genel Başkanı Deniz Baykal, cumhurbaşkanlığı tartışmalarında isminin geçmesinin onur verici olduğunu söyledi. Baykal, konunun bireysel değil toplumsal bir yaklaşımla çözülebileceğini söyleyerek, bu sürecin en önemli parçasının yerel seçimler olduğunu ifade etti.
Deniz Baykal, İzmir'de gazetecilerin sorularını cevapladı. Türkiye’nin gerilim tuzağına çekildiğini, siyasi söylemlerle topluma nefret şırınga edildiğini belirten Baykal, milli iradenin duruma el koyması gerektiğini söyledi.
"CUMHURBAŞKANLIĞI ONUR VERİCİ"
Deniz Baykal, adının cumhurbaşkanı adaylığı için geçmesini soran basın mensuplarına bu görevden onur duyacağını, yerel seçimden sonra değerlendirme yapılacağını söyledi. Baykal, şöyle konuştu:
"Cumhurbaşkanlığı konusu Türkiye’nin önündeki konu değil. Hepimiz yerel seçim için görevlerimizi yapmaya çalışıyoruz. Yerel seçim sonrası konu gelecektir ve orada elbette toplumun etkin siyasi güçleri siyasi partiler başta olmak üzere bu konudaki anlayışlarını ifade edeceklerdir. Böyle bir düşünceyi değerli bir gazetecinin gündeme getirmesi benim için onur vericidir. Bu konu kişilerin kendi tercihleri ile şekillendirileceği bir konu değildir. Bu bir toplumsal olaydır. Taleple, iyi niyetli gözlemcilerin yaptığı değerlendirmelerle sonuçlanmaz, yaşar görürüz ama mesele yerel seçimlerde ülkenin gidişatıyla ilgili temel anlayışı ortaya koymasıdır. Bu yapıldıktan sonra en doğru çözümler ortaya çıkar. Hepimizde Türkiye’ye yakışan cumhurbaşkanı için çalışır ve destek veririz."
"HAYAT BİZE BİRBİRİMİZE MECBUR OLDUĞUMUZU ÖĞRETTİ"
Deniz Baykal, CHP’nin cemaat ile yakınlaştığı yönündeki iddiaların gerçeği yansıtmadığını öne sürse de "Hayat bize birbirimize mecbur olduğumuzu öğretti sözleri dikkat çekti. Baykal, şunları söyledi:
"CHP sadece benim zamanında değil şu anda da inanıyorum bundan sonra da Atatürk ilkelerine değer veren demokratik laik bir anlayışı benimseyen bir partidir. Şikayet söyleminin önemli bir ağırlığı olacağını sanmıyorum. Seçim şartları içinde konjonktür siyaset ortamı güncel sıcak siyasetin yol açtığı çatışmalar siyasi partilere hareket olanakları sunar. Var olan ortamı değerlendirirler. CHP’nin bu anlayışına ülkenin ihtiyacı olduğuna Türkiye bugün yöneldi. Atatürk ve laiklik anlayışına bugün çok ihtiyaç var. ‘Laiklik Türkiye’nin temel şemsiyesiymiş bunu görüyoruz’ diyorlar. Hayat şartlar hepimize ayrı ayrı bunu gösterdi. Dünyaya bakın laiklik ne kadar önemli. Atatürk’ün bugün kimi rahatsız eden nesi var? Eskiden ‘benim ona ihtiyacım yok’ diye tavır takınırdı. Şimdi şartlar öyle gelişti ki ‘benim ona da buna da ihtiyacım var. Benim CHP’ye Atatürk’e ihtiyacım var’ demeye getirdi. Atilla İlhan’ın dediği gibi bizim birbirimize mecbur olduğumuzu hayat bize öğretiyor. Önemli olan bu dersi alacak mıyız almayacak mıyız? Yarın öyle şartlar olur ki hiç hoşlanmadığın insanlarla cephede omuz omuza mücadele edersin. Ezan da ortak değer, kimse dudak bükemez. Bayrağa da ihtiyaç var. Dine dayalı toplumsal düzen isteyen arkadaşım da bayrağı görünce heyecanlanıyor mu? En laik de ezanı duyunca etkileniyor mu? Niye ayrıştırmaya çalışıyoruz. Hepimiz birbirimize mecbur olduğunu anlıyoruz. Husumetlerin temelsiz olduğunu göreceğiz."