Köşk'e çıktığı 28 Ağustos tarihinden bu yana, ilk kez kürsüden bir konuşma yapan Erdoğan'ın ana gündem maddesi, bölgedeki terör faaliyetleri üzerinden Türkiye'ye yönelik yapılan eleştiriler ve haberlerdi.
Erdoğan'ın konuşmasından satır başları;
Esnaf güvenilirliğin, dürüstlüğün simgesidir. Esnaf elinde teraziye tuttuğu kadar gerek silah tutmuş vatanını savunmuştur, gerektiğinde polise hakime savcığa intikal ettirmenden adaleti tecelli etmiş anlaşmazlıkları çözmüştür.Bu genel kurul vesilesi ile tüm ahilerimizi milletle yad ediyorum. 9 asır sonra bu kültürü yaşatan sizlere teşekkür ediyorum. Hem 12. Cumhurbaşkanı olarak hem de halkın oyları olarak seçilmiş cumhurbaşkanı olarak bu tür bir toplantıya katılarak kürsüden hitap ediyorum. İlk kitlesel buluşmayı esnaf ve sanatkarlar ile yapmanın bende ayrı heyecanı var. Yeni bir başlangıcı yapıyor olmanın heyecanını sizlerle birlikte yaşıyorum. Yeni Türkiye bizi biz yapan medeniyet unsurlarının yeniden ihya edildiği Türkiye'dir. Yeni Türkiye derken esasında bir yönü ile tarihimizin ve medeniyetimizin köklerine yüzümüzü dönüyor unutturulanları hatırlamaya başlıyoruz. Büyüme bedeli her ne olursa olsun zenginleşme bizim ilerleme ve kalkınma tarzımız olamaz. Yeni Türkiye acımasız, vahşi, vicdanı olmayan kalkınma modeli değil. Biz 2023'e yanımıza şehitlerimizin ruhaniyetini alarak yürüyeceğiz. 2023'e milletin hayır duası ile, ahilik kültürünü yeniden hatırlayarak gireceğiz.
"85 MİLYON OLACAĞIZ"
77 milyonun birliğini o zaman 85 milyon olacağız inşallah kardeşliği tesis ederek ulaşacağız. Başbakanlığımız döneminde sizlere çözüm sürecini anlattık, desteğinizi istedik. Çözüm sürecinin hem muhafaza edilmesi hem de güçlenmesine esnafın büyük görevi olduğuna inanıyorum. Sorun çözüldüğünde mesele Türkiye gündeminden çıktığında anne, babalar,, gençler olduğu kadar esnafımız da bu süreçten kazançlı çıkacaktır. Esnaf artık kepenk kapatmıyor.
"TAHRİKLERE KİMSE KANMASIN"
Çözüm sürecini tahrip etmek amacıyla sabotaj amaçlı kurulmuş tuzaklara düşmeyeceğiz. Gençlerin ölmediği, sokakların çatışma alanına dönmediği, kepenklerin kapanmadığı dönem için çalışmaya devam edeceğiz. Çözüm süreci tek başına hükümetin tek başına siyasi partilerin değil 77 milyonun ortak meselesidir. Hükümet bu konuda ne kadar dertli ise siyasi partilerin dertli olması gerekir. Terörün bedelini doğu ve güneydoğu ödemedi. 81 vilayetimiz bedel ödedi. Bu meseleyi de77 milyon hep birlikte çözeceğiz. Hiç kimse umutsuz olmasın. Süreci sabote etmek için, baltalamak için, milletin zihnini bulandırmak için yapılan tahriklere kimse almasın. Türkiye'nin önünde bu meseleyi çözmekten başka çare yoktur. Son 30 yıl içinde hem çok sayıda canı yitirdik hem maliyet ödedik. Bu süreç içine yanlışlar yapılmış olsa da terörle mücadeleyi sürdürdük. Türkiye 30 yılı aşkın süredir terörle mücadelede yalnız bırakıldı. İşlenen cinayetler bazı ülkelerde görmezden gelindi. Bebeklerin dahi katledilmesine, camilerde insanlarda kurşuna dizilmesine,kadınların istismar edilmesine belli ülkeler seyirci kaldılar. Hatta bazı ülkeler sadece seyirci kalmakla kalmadılar Türkiye'ye yönelik teröre destek verdiler. Bu bölgede kurulan gücünün de önemli kısmını batıdaki faaliyetlerinden alan kanlı örgütün silahı bu ülkeye doğrultacağını geç de olsa gördüler. Biz terörün hedef ayrımı yapmayacağını söylediğimiz de bize hak veriyor ama o örgütlere göz yumuyorlardı. Şimdi haklılığımızı gördüler. Ama bizimle bu mücadelede ne kadar yer alacak bunu görmemiz lazım.
"İSLAMİ TERÖR DİYE BİR KAVRAMI KABUL ETMİYORUZ"
Türkiye her türlü terör örgütüne karşı olan ülkedir. Türkiye ayrım yapmaksızın her türlü terörün ve terör örgütünün karşısında olan ülkedir. Biz İslami terör diye bir kavramı kabul etmedik ve etmiyoruz. İslam kelime ve kavram itibari ile barış tanımından türemiştir. Barış dini olan İslam'a kimse kalkıp terörü yakıştıramaz böyle bir şey dinimizde yok. Sünni, Şii terörü diye kavramı kabul etmedik. Biz mezhepçiliği dededen dinin mensuplarıyız. Bizim için asıl olan İslam'dır. İnsan canına kast eden her türlü illegal yapı nazarımızla aynıdır yani kötüdür.
"DENSİZLİKTİR"
Dün uluslararası bir gazete, benim ve Sayın Başbakan'ın Hacı Bayram Camii'nde namazdan çıkarken çekilmiş fotoğrafımızı kullanıyor, altına da bir terör örgütünün o caminin bulunduğu bölgeden, terörist devşirdiğini yazıyor.
Çok açık söylüyorum bu en hafif tabiri ile edepsizliktir, alçaklıktır, adiliktir. Türkiye'yi teröre destek veren gibi bir ülke göstermek densizliktir. Yol Türkiye petrol alıyormuş, yok silah veriyormuş. Böyle bir şey asla söz konusu değil.
Türkiye algı operasyonlarına boyun eylemeyecek kadar büyük bir ülkedir. Türkiye yalan haberler karşısında diz çökmeyecek kadar büyük ülkedir. Musul'da alıkonulan 49 can bizim için her şeyden önemlidir. Biz dikkatli konuşmalıyız 49 canın hassasiyetine dikkate alarak konuşmalıyız. İsteriz ki bu ülkenin medyası da siyasi partileri de bu hassasiyetle konuşsun. Ahlaksızca saldırı girişimlerinin de tamamını boşa çıkaracağız. Her ne şekilde olursa olsun cana kıyanların karşısında olmuştur . Ben yaralı Filistinli kardeşlerimi ziyaret ettiğimde ayağı kopmuş olduğunda yavrularımızı gördüğümüzde Türkiye'ye karşı onların o bağlılıklarını gördüğümde mesuliyetimin ne kadar ağır olduğunu hissettim.
"O İKİ KURULUŞLA DA İLİŞKİMİZİ KESERİZ"
Türkiye'deki istikrara yönelik yapılan algı operasyonlarının bir hedefi de ekonomidir. Ulusal ve uluslararası medya ya da bazı medya kuruluşları üzerinden olumsuz değerlendirmelerin yapıldığına şahit oluyoruz. Türkiye bu tuzaklara düşmedi. Dünyanın en güçlü ekonomilerinin daraldığı ya da yerinde saydığı ortamda Türkiye büyüme kaydetti. Kredi derecelendirme kuruluşları iki tanesi Türkiye ile ilgili olumsuz açıklama içine giriyor. Bunların Türkiye ile ilgili yaptıkları açıklama siyaseten çökertemedikleri ülkeyi ekonomik olarak nasıl çökertiriz. Bunlar kendilerini ne zannediyorlar. Biz bundan önce bir kredi derecelendirme kuruluşu ile ilişkiyi kestik. Biz bunlara ücret ödüyoruz. Türkiye bu iki tanesi ile de ilişkisini keser. Biz esnafımızla dünyayı fellek fellik dolaşarak ekonomimizi büyüttük. Bundan sonra da fellik fellik dolaşacağız dünyanın her yerine temsilcilerimiz gidecek adımlarımızı buna göre atacağız.