Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhuriyet Savcıları Zekeriya Öz ve Celal Kara'nın Türkiye'den kaçarak Gürcistan, Ermenistan ardından da Almanya'ya geçtiğini belirterek "Önce Gürcistan sonra Ermenistan şimdi de Almanya. Şimdi Almanya'yı da göreceğiz. Şimdi öyle zannediyorum ki süratle bunlarla ilgili kırmızı bülten çıkartılır. Bakalım Almanya ne yapacak ? Oldu oldu, olmadı Almanya bizden bundan sonra Tayyip Erdoğan imzası ile herhangi bir suçluyu isteyemez, bundan sonra alamaz, vermem. Uluslararası hukukun gereğini yapmalılar" dedi.
Rize Valiliği tarafından sivil toplum örgütlerinin temsilcilerinin katıldığı yemekte konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, siyasi hayatında attığı her adımı büyük zorlukları büyük engelleri aşarak tamamladığını hatırlattı. Erdoğan "Bu engel kimi zaman cezaevinin demir parmaklıkları olarak karşımıza çıkıt kimi zaman da idari veya hukuki zorluk olarak kendisini gösterdi. Vesayetin her türüyle kesintisiz bir mücadele içinde olduk. Yaşadığımız zorluk ne olursa olsun müracaat ettiğimiz merci hep millet oldu. 2007 yılındaki cumhurbaşkanlığı seçimi krizi, hemen arkasından gelen kapatma davası, daha sonraki dönemde yaşanan Gezi Olayları ve 17-25 Aralık darbe girişimi çok önemlidir. Milletimizin bu girişimlere verdiği cevapları çok iyi hatırlıyoruz. Bugün burada Türkiye Cumhireyeti Devleti'nin doğrudan halkın oyu ile seçilmiş ilk cumhurbaşkanı olarak sizlerle birlikte olabilmem milletimizin bu süreçteki irfanı ve dirayeti sayesindedir" ifadelerini kullandı.
7 haziran seçimlerinin ortaya çıkardığı tek parti iktidarına imkan vermeyen meclis tablosu, Suriye'de yaşanan kaos ortamının derinleşmesi ile birlikte Türkiye yeni bir tehdit ile karşı karşıya kaldı. Paralel örgütüyle, bölücü örgütüyle, Esed'çi örgütüyle sözde aydınlarıyla, medyasıyla büyük bir ihanet şebekesinin koalisyonuna şahit oluyoruz. Buyrun işte görüyorsunuz ; ne diyordu o paralel örgütün önde gelenleri, medyası; "hakimler, savcılar yurtdışına kaçar mı ya', "onlar için adli kontrol şeklinde serbest bırakılmak yakışır mı ya" buyurun, kaçtılar mı kaçtılar ama burada bir şey çok anlamlıydı. Onlar kaçmak suretiyle karakterlerinin cibilliyetlerinin ne olduğu orta çıktı. Şahsım ile ilgili kaçacağımı söylüyorlardı. Hatırlarsınız 17-25 Aralık sürecinde Cezayir seyahatine gittiğimde kaçıyor demişlerdi. Ne oldu ben buradayım, geldiğim zaman havalimanında milletimle nasıl bütünleştiğimi sadece Türkiye değil bütün dünya gördü. Ama bak önce Gürcistan sonra Ermenistan şimdi de Almanya. Şimdi Almanya'yı da göreceğiz. Şimdi öyle zannediyorum ki süratle bunlarla ilgili büyük ihtimalle kırmızı bülten çıkacaktır. Kırmızı bültenle beraber Almanya'yı da göreceğiz. Oldu oldu, olmadı Almanya bizden herhangi bir suçluyu bundan sonra Tayyip Erdoğan imzası ile isteyemez, bundan sonra alamaz vermem. Herkes uluslararası hukukun gereği neyse bunu yerine getirecek. Getirmediği takdirde biz de aynen mukabiliyle karşılık veririz. Türkiye bir muz cumhuriyeti değildir. Türkiye topraklarından bir defa ayağa kalkışı farklı olmuştur" diye konuştu.