Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Cumhurbaşkanlığı Türkiye Vizyon Belgesi"ni açıklamak üzere Haliç Kongre Merkezi'ndeki salona, eşi Emine Erdoğan ile el ele geldi.
AK Parti'nin seçim şarkısı "Dombra" eşliğinde konuklarını selamlayan Erdoğan, protokolün ön sıralarında oturanlarla da tokalaştı.
İstiklal Marşı'nın söylenmesi ve saygı duruşunda bulunulmasıyla başlayan toplantıda, Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Erdoğan'ın yaşamını ve siyasi mücadelesini anlatan belgesel film gösterildi.
Filmin ardından Uğur Işılak tarafından hazırlanan "Milletin adamı Erdoğan" şeklindeki yeni seçim şarkısı katılımcılara dinletildi.
İşte Erdoğan'ın konuşmasından satır başları;
Uğur Işılak son bestesiyle de güftesiyle de gönlümüzü fethetti. Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde hazırladığımız vizyon belgesinin tanıtım toplantısı vesilesi ile her birimizi selamlıyorum. Bu vizyon belgesinin ülkemiz, milletimiz, demokrasimiz için hayırlar getirmesini Rabbim'den niyaz ediyorum. Davetimize ikamet ederek bu anlamlı toplantıya iştirak eden tüm dostlarımıza gönülden şükranlarımı sunuyorum.
"YÜZDE 69 İLE DEĞİŞİM SAĞLANDI"
Sesimizin dünyaya duyurulmasında emeği olan herkese teşekkür ediyorum. Türkiye'de ilk kez milletin oyları ile cumhurbaşkanı seçilecek. 2007 yılında yaptığımız değişiklikle cumhurbaşkanını halkın seçmesini sağlamış olmanın memnuniyetini yaşıyorum. TBMM'ye huzurlarınızda bir kez daha teşekkür ediyorum. Anayasa değişikliği dönemin cumhurbaşkanı tarafından önce veto edildi sonra halk oylamasına götürüldü. Aziz milletimiz yüzde 69 oy oranı ile bu değişikliği sağlandı. İradesine sahip çıkan Türkiye'nin değişimine evet diyen aziz milletimize de elbette teşekkür ediyorum. 10 gün önce şahsımı aday gösteren grubumuza da şükranlarımı ifade ediyorum.
"MENDERES VE BAYAR DÖNÜM NOKTASI"
2. Dünya Savaşı'nın yaşandığı zor yıllarda Türkiye'de zor zamanlar yaşandı. Dünyada yeni kalkınma anlayışının başlamasına rağmen Türkiye bu değişimi yakalayamadı. 1945'te neredeyse tamamen yıkılan Almanya kısa zamanda kendisini toparladı ve dünyanın en güçlü ülkelerinden biri oldu. Japonya değişimin ruhunu anladı ve dünyanın en güçlü ekonomilerinden birine sahip oldu. Avrupa hızla toparlandı. Yanı başımızda Avrupa savaşın ardından değişimi başlatırken Türkiye bu değişimi izlemek zorunda kaldı. 1950'li yıllar demokratik olarak Türkiye'nin sıçrama yaşadığı dönem oldu. Menderes ve Celal Bayar'la başlayan süreç tarihimizde önemli dönüm noktasıydı. 1960'ları-70'leri kayıp yıllar olarak yaşadık. 1980'leri 12 Eylül darbesinin gölgesinde kayıp yıllar olarak yaşadık. 2000'li yıllara bu şekilde ulaştık. Halk cumhuriyet tarihimiz boyunca değişimlere ve gelişmelere paralel olarak ülkemizde değişim istedi. Biz geldik önce millet ve sonra devlet dedik.
"AK PARTİ DEĞİŞİM ARZUSUNUN TEZAHÜRÜ"
Halkın arzu ve talep ettiği değişimi istisnai durumlar dışından bizim haricimizde karşılanmadı. Halkın isteği görmezden gelindi, Hak, özgürlük isteyenler zorbalıkla, işkenceyle, baskıyla sindirildi. Ak Parti 2001 yılında toplumun değişim arzusunun tezahürü olarak ortaya çıktı. 91 yıllık Cumhuriyet tarihimize baktığımızda gurur duyacağımız tablo ile karşılaşıyoruz. Millet olarak her zorluğa sabrettik. Değişim umudumuzu diri tuttuk.
Yıllar boyunca ülkemiz gündemini meşgul eden başörtüsü sorunu statükonun değişime olan direncinin bir neticesidir. Sünni kardeşlerimizin, Alevi kardeşlerimizin, tüm azınlıkların, yazarların, sanatçıların yıllardır çektikleri acı sistemin değişime olan direncinin eseridir. Devlet özgürlüklerden korkmuştur. Statüko değişimden korkmuştur. Rejim değişimi tehdit olarak algılamıştır. Statükonun ağır baskısına, zulmüne rağmen toplumda değişim arzusu kaybolmamıştır. Ak Parti'yi siyasi hareketin sahipleri olarak kurduk. Biz zulümleri yaşadık, arkadaşlarımızın içinde yavruları üniversiteye gidemeyen aileler vardı. Yavruları okulun kapısında tartaklanan aileler vardı. Damdan düşenlerin aramızda olduğu yapıydık. Baskı altına alınana kimselerdik. Siyasi partileri kapatılan partiydik. Ak Parti'yi kurarken sadece kendi sorunlarımızı değil milletimizin sorunlarını da dert edindik. Başörtüsü özgürlüğü kadar ifade özgürlüğünü de savunan biz olduk. Sünni'nin özgürlüğünü savunan kadar Alevi'nin de özgürlüğünü savunan biz olduk. Biz ayrım yapmadık. Büyük acıların içinden gelen kadroyduk. Şiir okuduğu için hapse mahkum olmuş yapıydık. Göreve geldiğimizde 77 milyonun hakkını gözettik. Milletin değişim ve hak taleplerine sessiz kalan inkar eden devlet milleti için zarardır. Bunu söyledik. Ülkemiz kadar, siyaset kadar devleti değiştirmenin mücadelesi verdik. Dünün mağdurları olarak bugün de 77 milyonun mağduriyetini gidermek için çalıştık. Biz herkes için demokrasi istedik. Özgürlük istedik hem de herkes için özgürlük istedik. 12 yıl boyunca her türlü vesayetin karşında dimdik durduk. Tüm darbe girişimlerine, tuzaklara itiraz ettik. Çete ile mafya ile mücadele ettik. Milleti tehdit eden çeteleri temizledik. Akşam sabah hükümet kuran hükümet yıkan çetelerden ülkemizi arındırdık. Darbe girişimi yapan çeteleri temizledik. Sokakta insanların ensesine kurşun sıkan çeteleri temizledik. Devleti değişime karşı koruyan çeteleri temizledik.Her darbeye övgüler düzen hoşgörü görüntüsü ile görünün hizmet eğitimi gibi hizmetleri çeteleri temizledik. Tüm çetelerin temizlendiği anda Pensilvanya'dan irade edilen Türkiye'yi eski Türkiye'ye döndürmeye çalışan çeteye de eyvallah demedik. Elbette mükemmel bir yerde değiliz.
Ölüm tehditleri aldık, suikast girişimleri önlendi. O zamanın manşetlerine bakın Artık muhtar bile olamaz, siyaset hayatı bitti diyorlardı. Şimdi de aday olamaz diyorlar. Muhalefet diyor. Bu ülkede anayasa, yasalar varsa orada kimin nasıl aday olacağı yazıyor. Açın şu anayasayı okuyun. Kendileri aday olamıyor, ısmarlama adayla yarışa giriyorlar.
17-25 Aralık girişimi başarılı olsaydı şuanda Yassıada mahkemeleri gibi mahkemelerde yargılanıyor olacaktık. Tüm tehditlere, darbe girişimlerine karşı cesaretle direndik. Ülkemiz adına biz mücadeleyi verdik. Sandığa giden yolu biz açık tuttuk. Baskı rejimi halkın önüne sandık getirmez. Özgürlük karşıtı hükümet basına özgürlük zemini sağlamaz. Baskıcı başbakan kendisine hakaret edilmesine müsaade etmez. Her özgürlüğü savunduk. Eski Türkiye artık eskide kalmıştır. Eski Türkiye'nin kapıları kapanmıştır.
Eski Türkiye'den bugüne az eser kalmıştır. Terör meselesi eski Türkiye'nin sorunlarından birisidir. O meseleyi de çözdük ve çözüyoruz. TBMM'de dün kabul edilen yasa terör meselesinin çözümünde yeni dönemi başlatacaktır. Terör Türkiye'nin can alıcı meselesi halinden çıkmıştır. Bir sorun daha var. Anayasadır.
İş yapmak isterseniz çözüme siz de destek verirseniz. Türkiye'de en önemli sorun muhalefet sorundur. Muhalefetin güçlü olduğu ülkede sizin sıçramanız da güçlü olur. Maalesef bunu bu dönemde başaramadık. Muhalefet ne yazık ki kendisini değiştirmemiş, değişim taleplerine duyarsız kalmıştır. Yeni Türkiye'de ayakta kalamayacağını düşünen muhalefet yeni Türkiye'ye direnmektedir.
Bir başka sorun da cumhurbaşkanlığı makamıdır. 1960 darbesi ile cumhurbaşkanlığı makamı adeta rejimin bekçiliğini yapan bir makama dönüştü. Her zaman bir tarafta milletin seçtiği hükümet diğer tarafta cumhurbaşkanlığı makamı oldu. Cumhurbaşkanlığına yüklenen anlam devleti milletten korumak gibi rahatsız edici anlamdı. Birkaç istisna dışında cumhurbaşkanlığı makamına askerler, devleti kutsallaştırılmış kişiler getiriliyor. Bu yarışta bizimle beraber olan değerli iki partinin adayı ne diyor ‘icranın başı değildir'. Tavsiye ederim anayasayı okusun. 104. Maddede var. Devletin başı cumhurbaşkanıdır,icranın başıdır. Biz başından beri cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesini savunduk. Ben halk başkanını seçecek dedim bu beyler bundan rahatsız oldu. Cumhur halktır başkan da onun başkanıdır. Bunu iyi incelese yakalayacak işi. Vizyon belgesi yeni dönemin yol haritasını tayin ediyor. Kolektif aklın ürünü olarak vizyon belgesini hazırladık. Haftalardır bunun üzerinde çalışmalar yapıldı. Cumhurbaşkanı olarak Türkiye'ye nasıl ufuk gördüğümüzü bu belgede bulacaksınız.
Cumhurbaşkanımız sürecinde başvuru kaynağımız olacak vizyon belgesi yeni Türkiye yolunda ismini taşıyor. Yeni Türkiye vizyonu ile 12 yıl ülkemizin dört alanda dönüşmesine yollar açtık. Ülkemiz 12 yıl evveline göre çok daha demokratik ülkedir. Hukukun üstünlüğü, vatandaşlık hakları, çözüm süreci demokrasimize sınıf atlatmıştır.
"KENDİ ÜLKEMDE BAŞÖRTÜSÜ İLE OKUYAMADILAR"
Ülkemizin adı sadece belgemizde değil dünyanın geniş coğrafyasında itibar, muhabbetle anılmaktadır. Ülkemiz herkesin güvenle baktığı ülkedir. Biz okumak için kitabımızı bulamazdık. Şimdi gençlere sesleniyorum. Biz sıralarımızın üzerine okullar açılırken kitapları ücretsiz koyuyoruz. Şimdi yeni adım da attık. Dev ihale yapıyoruz. 10 milyon tablet bilgisayar ve tüm sınıflara etkileşimli tahta. Artık Türkiye yardım alan değil yardım veren ülkedir. Takip eden değil takip edilen ülkedir. Kızlarımız yurt dışına kaçıp gittiler burada okuyamadılar ben de kendi kızlarımızı yurt dışına gönderdim. Kendi ülkemde başörtü ile okuyamadılar. Şimdi bunların hepsi özgür hale geldi. Ülkemiz bölündü mü?
"MİLLET MERKEZLİ YÖNETİM ANLAYIŞI"
Çalışmamız 2023 içi hedefi içindir. Cumhurbaşkanını kendisini seçmesi kararını da 2007'deki halk oylamasında milletimiz kendisi vermiştir. 10 Ağustos seçimleri farklı anlam kazanmıştır. Amacımız 2023 yılında 4 temel hedefe ulaşmaktır. Yönetim anlayışımız millet merkezlidir. Yönetim anlayışımız her türkü vesayete karşıdır.
"TAŞ ÜSTÜNE TAŞ KOYMUŞ HERKESİ KUCAKLIYORUZ"
Bizim muhatabımız gelecektir, millettir. Bizim mayamız birliktir. Bizim davetimiz çoğulcu eşitlikçi, katılımcı demokrasi davetidir. Biz taş üzerine taş koymuş herkesi kucaklıyoruz. Bu ülkenin Müslüman olsun farklı dinlere mensup olan her vatandaş bizimdir. Onlar bizim güvencemiz altındadır. Türkiye'nin geleceğine sahip çıkan herkesle birlikteyiz.
"ÇÖZÜM SÜRECİNİN TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ"
Yeni Anayasa yeni gelecek demektir. 12. Cumhurbaşkanı seçilirsek bu vizyonun hazırlanması için gerekeni yapmak öncelikle görevlerimiz arasında yer alacaktır. 2023 vizyonunda kimsenin kendisini devlet karşısında ezik ötelenmiş hissetmediği Türkiye'yi tasavvur ediyoruz. Cumhurbaşkanı olursak çözüm sürecini güçlü şekilde sürdürmek için ilgili kurumların yönlendirmeye ve gerekli mesajları veremeye devam edeceğiz. Çözüm sürecinin de en yakın takipçisi olacağız. Çözüm sürecinin inşallah nihayete erdireceğiz. Ülkemizde yaşayan her inançtan, her düşünceden vatandaşımızı düşüncesi demokratik toplumdur. Devlet din üzerinde tahakküm kuramazsa devlet de diğer gruplar üzerinde tahakküm kuramaz. Dini istismar eden örgütlerin devlet içinde yapılanmasına, devletin gücünü kendi çıkarları içinde kullanmasına izin verilemez. Devlet din ilişkisini belirleyen unsur sivilliktir. Cumhurbaşkanlığı makamı yargının demokrasi ile bağının güçlendirilmesinde rol sahibidir. Eğer cumhurbaşkanı seçilirsek bu rolü yerine getireceğiz.
"FİLİSTİN'E SIRTIMIZI DÖNMEYECEĞİZ"
Diyorlar ki, 'Ortadoğu'da tarafsız olmalıyız, Filistin'de tarafsız olmalıyız'. Filistin davası bizim davamızdır. Çanakkale'de şehitleri olan Filistinlilere asla sırtımızı dönmeyecek, onları zulme teslim etmeyeceğiz.
"49 VATANDAŞIMIZ HALA REHİN"
Irak'ta maalesef IŞİD denilen bir örgüt 49 vatandaşımızı kaçırdı ve hala rehin olarak tutuyor. Diyorum ki, bunun size sağlayacağı bir fayda yok ey IŞİD. Bu 49 vatandaşımızı bırakmanız gerekiyor.
"YENİ TÜRKİYE'NİN HAYIRLI OLMASINI DİLİYORUM"
Yeni Türkiye hedefine bıkmadan ilerleyeceğiz. Hangi etnik kimlikten gelirse gelsin. Bütün vatandaşlarımzla can cana ilerleyeceğiz. Yeni Türkiye kendi tarihinden kültüründen uzak kalan değil, aksine ondan gurur duyan bir ülkedir. Yeni Türkiye büyümüş bir ülkedir. Yeni Türkiye toplumsal refah ve ileri demokrasi üzerinde büyüyen bir Türkiye'dir. Yeni Türkiye herkesin vatandaşı olmaktan gurur duyacağı bir Türkiye olacaktır. Yeni Türkiye büyük ve öncü olacaktır. Yeni Türkiye'nin hayırlı olmasını diliyorum.