CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Balıkesir’in Bandırma İlçesi’nin düşman işgalinden kurtuluşunun 91’inci yıldönümü dolayısıyla düzenlenen şenliğe katılmak üzere İstanbul’dan helikopterle Bandırma’ya gitti. CHP Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç ve CHP Gençlik Kolları Genel Başkanı İrfan İnanç Yıldız’ın da eşlik ettiği Kılıçdaroğlu’nu helikopterden inişinde Balıkesir Milletvekilleri Namık Havutça ve Haluk Ahmet Gümüş, Bandırma Belediye Başkanı Sedat Pekel ile partililer karşıladı. Seçim otobüsüne binen Kılıçdaroğlu, Aksakal Beldesi’ne geçti. Burada bir kırathanede çay içen Kılıçdaroğlu bu sırada aralarında Balıkesir İl Genel Meclisi Tarım Komisyonu Üyesi İsmet Koçyiğit’in de bulunduğu bir grup üretici açıklanan ayçiçeği birim fiyatlarının girdi maliyetlerini karşılamadığını gerekçe göstererek beraberinde getirdikleri bir çuval ayçiçeğini yere döktü. Bu gelişmelerden sonra seçim otobüsünden halka seslenen Kılıçdaroğlu, "Ben size hükümeti şikayet etmek için gelmedim ben size bir şey vaadetmeye geldim. Bu ülkeyi adam gibi yönetmek mümkün. Bu ülkede herkesin karnının doyması mümkün. Bu ülkenin bereketli toprakları var. Bu ülkenin çalışan insanları var. Neden birbirimize kızıyoruz? Neden birimiz diğerini ötekileştiriyor? Kızmadan barış içinde huzur içinde yaşamamız mümkün. Bu topraklarda ay yıldızlı bayrağımız var onu gururla göndere çekiyoruz topraklarınmız var. Güneşimiz var, bereketli tarlalarımız var. Biraz önce arkadaşlar ayçiçeğini döktü. Geçen sene verilen fiyatların altında fiyat verildi. Mazot mu ucuzladı? Gübre mi ucuzladı? Elektrik mi ilaç mı ucuzladı? O zaman bir derdimiz var demektir sandığa gideceğiz her yurttaşımızdan şunu kabul etmesini istiyorum. Sandığa giderken elimizi vicdanımıza koyalım ve oyumuzu öyle kullanalım diyelim ki ben bu oyu ülkenin geleceği için kullanıyorum. Çocuklarım için kullanıyorum, alın terim için kullanıyorum. Herkesten bunu istiyorum biz kimseyi ötekileştirmek istemiyoruz. Herkesin kimliğine saygılıyız. Bu topraklarda özgürce ve bağımsız yaşamak istiyoruz. Sadece kendi ülkemizde barış içinde değil komşu ülkelerle de barış içerisinde yaşamak istiyoruz. Huzur varken savaş neden. Barış varken savaş neden? Onun için buraya geldim belediyeniz kapatıldı. Kapatılırken size soruldu mu? Niye sorulmuyor siz insan değil misiniz? Belediyeniz kapatıldı haberiniz yok burası belde değil mi? Ortak ihtiyaçlarınızı gidermek için kiminle görüşeceksiniz? Belediye başkanını nereden bulacaksınız? Neymiş efendim burası için belediye lüksmüş. İnsan için yönetim lüks değildir. Her yere yönetim lazım" dedi.
ÖNCE MİLLETİN DERDİNİ ÇÖZ
Manyas İlçesi’ne bağlı Salur Beldesi’ne geçen Kılıçdaroğlu, burada belediye tarafından yaptırılan arıtma tesislerinin açılışına yaptı. Açılış öncesi belde meydanında toplanan vatandaşlara hitap eden Kılıçdaroğlu şunları söyledi: "Belediyeleri kapatıyorlar. Size sordular mı kapatırken. Size söz olsun. CHP iktidar olduğunda Salur Belediyesi yeniden açılacak. Kapanan tüm belediyeleri açacağız. Önümüzde seçimler olacak. Sandık başına gideceğiz. Sandık önünüze geldiğinde vicdanınızın sesini dinleyin oyunuzu vicdanınızda tartın ona göre oy verin. Bayrağımız dalgalanacak Büyük Atamızın dediği gibi ‘Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır.’ Hiç endişe etmeyin. Cumhuriyet Halk Partisi olduğu sürece, ülkenin çimentosuyuz, bu ülkenin bölünmesine asla izin vermeyeceğiz. Bu devleti acıyla, göz yaşıyla kurduk biz. Millet sana oy verdi. Milletin derdini çöz diye oy verdi. Sana git şununla, bununla pazarlık yap diye oy vermedi. Milletin derdi var. Git o derdi çöz önce."
BU MİLLETİN YAKASINDAN DÜŞÜN ARTIK
Cumhuriyet Halk Partisi’nin devleti kuran parti olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu sözlerini şöyle sürdürdü: "Cumhuriyet Halk Partisi Çanakkale’de vardır. Gelibolu’da da, Maraş’ta, Afyon’da, İzmir’de, Kocatepe’de vardır. Cumhuriyet Halk Partisi her yerde her zaman vatandaş için vardır. Sizin derdinizi dile getirmek bizim boynumuzun borcu. Türkiye’nin her karış toprağını geziyoruz. Vatandaşın derdini dinliyoruz. Siyaset vatandaşın derdini dinleme sanatıdır. Siyaset siyasetçinin cebini doldurma sanatı değildir. Birileri cebini dolduruyor. Köşeyi dönüyor. Size gelince din, iman edebiyatı. Arkayı dönüyor han, hamam sahibi. Yeter artık. Bu milletin yakasından düşün artık.Bizim sınırlarımızı birileri çizmedi. Kanımızla çizildi."
RECEP TAYYİP ERDOĞAN’DAN FAZLA MAAŞ ALDIM, AMA GEMİCİKLERİM YOK
Konuşmanın ardından hareket eden bir vatandaş Kılıçdaroğlu’nun otobüsünün önüne atladı. Salur Beldesi’ndeki Atık Su Arıtma Tesisi’ni açan Kemal Kılıçdaroğlu, yol üzerindeki Kızıksa Beldesi’nde de köylülerle çay bahçesinde sohbet etti. Kendi eliyle köylülere çay ikram eden Kılıçdaroğlu, bir vatandaşın tespihini alıp çektikten sonra geri verdi. Otobüsten köylülere seslenen Kılıçdaroğlu, siyasetçinin halkın cebinini düşünmesi gerektiğini vurguladı. Kendi cebini düşünen siyasetçinin vatandaşa kaybettirdiğini söyleyen Kılıçdaroğlu şöyle konuştu: "Siyasetçi cebini düşünürse birisi kaybeder o da sizsiniz hepiniz kaybediyorsunuz. Çiftçi, besici, sanayici, üretici kaybediyor. Her şeyi sineye çekebilirim, ama kul hakkı yiyene eyvallah demem. Kim kul hakkı yiyorsa yakasına yapışırım. Hayatımın her döneminde Recep Tayyip Erdoğan’ın aldığı maaştan fazlasını aldım. İspat ederim. Ama onun gemicikleri var. Sormayacak mısınız nasıl aldın diye. Sizin sırtınıza binerek aldı. Onun için diyorum halkın gücü en büyük güçtür. Yarın sandığa gidip çocuklarınız için geleceğiniz için, Türkiye için oy kullanacaksınız. Artık temiz süt emmiş birisi gelsin diyeceksiniz. Emin olun Türkiye’yi siz kurtaracaksınız."
MÜSLÜMAN MÜSLÜMAN'IN KANINI DÖKMESİN
Türkiye’nin kötü yönetildiğini kaydeden Kılıçdaroğlu, "Bakın savaşın eşiğine geliyoruz neredeyse. Savaşacaksan kendi çocuklarını gönder. Milletin çocuğunu niye gönderiyorsun? Çocuğun askerlik yapmaz ondan sonra milletin çocuğunun sırtından savaş ilan etmeye kalkarsın. Arkadaş biz kendi ülkemizde savaş istemiyoruz. Komşularımızla da savaş istemiyoruz. Müslüman, müslümanın kanını dökmesin istiyoruz. Kendi ülkemizde komşularımızla barış içinde yaşamak istiyoruz. O ülkede bir soru varsa eyvallah. Sorunun çözülmesine yardımcı olalım. Ama onun eline silah verip. Sınırı geçirip, oraya göndermeyelim. Onun için sizden istirhamım. Geçmişte Doğru Yol Partisi, Demokrat Parti’ye oy verdiniz. Hepsine saygım var, ama şimdi. Geldiğimiz noktada bir tarafta Cumhuriyetçiler var, bir tarafta Cumhuriyete karşı olanlar var. Eğer bu ülkeyi bizim babamız dedelerimiz alın teriyle göz yaşıyla, şehit kanlarıyla kurdularsa o Cumhuriyete sadece benim sahip çıkmam doğru olmaz. Hep beraber sahip çıkacağız."
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu daha sonra Bandırma’nın kurtuluşunun 91’nci yıl dönümü için düzenlenen şenliklere katıldı.
"GEZİ EYLEMLERİNDEKİ GENÇLER MUSTAFA KEMAL’İN GENÇLERİ"
CHP’li Bandırma İlçe Belediyesi tarafından düzenlenen kurtuluş törenlerinde konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye Cumhuriyeti’nin kimseye el açılmadan alın teriyle kurulduğunu söyledi. Bağımsızlık savaşı verenlerin barışın önemini bildiğini belirten Kılıçdaroğlu, "Mustafa Kemal Atatürk ‘Zorunlu olmadıkça savaş bir cinayettir’ dedi. Neden mi zorunluydu çünkü topraklarımız işgal altındaydı. Çıkın diyorduk çıkmıyorlardı tek çare vardı. Savaşmak. Onurumuzla savaştık. Onurumuzla o bayrağı koruduk. Onurumuzla, şehit kanlarıyla süsledik. Ama savaştan sonra Mustafa Kemal hemen şunu söyledi ’Yurtta barış dünyada barış’. Bu ülkeyi kuranlar demirağlarla ördüler, fabrikalar kurdular, sata sata bitiremedikleri o fabrikaları o insanlar yaptılar. Hiç kimseden borç almadılar" dedi.
"CUMHURİYET KÜÇÜK ESNAFIN OĞLU GÜL’ÜN CUMHURBAŞKANI OLMASI"
Gençlerin geçmişi bilmesi gerektiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, kendi uçağını, gemisini yapan Türkiye’nin 1950’lerde ekonomik buhrana girdiğine dikkat çekti. Gençlerin geçmişlerini unutmamalarını isteyen Kılıçdaroğlu, "Bizim geçmişimiz pırıl pırıl. Biz bütün ülkelerle barış içerisinde yaşamak isteriz. Savaş insanlığın reddettiği bir şeydir. Barışın adresi Türkiye Cumhuriyeti’dir. Ama bunu yapabilirsek, barışı yeniden inşa edebilirsek. Kırılan, dökülen yaralarımız var. Bunu yeniden onaracağız. Yeniden ayakları üzerinde duran, dünyada yalnızlaşmayan, sesi sözü dinlenen bir Türkiye’yi yeniden inşa edeceğiz. Gücümüzle bağımsızlık ruhumuzla yeniden inşa edeceğiz. Biz üç büyük devrimde imzası olan bir partiyiz. Cumhuriyeti kurduk. Cumhuriyet halka danışmaktır. Halkın iradesine sahip çıkmaktır. Cumhuriyet şu demektir. Tunceli’nin küçük bir köyünde doğan, küçük bir ailenin, küçük bir memurun çocuğu Kemal Kılıçdaroğlu okudu, yetişti Cumhuriyet Halk Partisi’ne genel başkan oldu. Cumhuriyet aynı zamanda Kayseri’de küçük bir esnafın oğlu Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanı olmasıdır. Cumhuriyet fırsat eşitliği yaratmaktır. Cumhuriyeti korumak her şeyden önce bizim görevimizdir. Birileri cumhuriyeti küçümsüyor. Tabelalardan Türkiye Cumhuriyeti’ni çıkartmak istiyor. Biz varken, gençlik varken Cumhuriyet Halk Partisi varken kimsenin gücü onu oradan almaya yetmez" diye konuştu.
"DÖRDÜNCÜ DEVRİM ÖZGÜRLÜK VE DEMOKRASİ"
Cumhuriyet Halk Partisi’nin, çok partili, sosyal demokrasi devrimlerini gerçekleştirdiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, "Dördüncü devrim özgürlük ve demokrasi devrimi olacak. Herkesin düşüncesini özgürce açıkladığı bir Türkiye. Hiç kimsenin düşüncesinden ötürü ötekileştirilmediği bir Türkiye. Hiç kimsenin inancından ötürü ötekileştirilmediği bir Türkiye. Herkesin düşüncesini özgürce dile getirdiği bir Türkiye. Gençliğin iş ve aş sahibi olduğu bir Türkiye. Üniversitelerinde özgürlük türküleri söylenen bir Türkiye. Gençliğin sokaklarda rahatlıkla eylem yaptığı bir Türkiye. Dünyada saygınlığı olan bir Türkiye istiyoruz. Bunu gençler Gezi eylemleri ile dile getirdiler. Onlar özgürlük ve demokrasi istiyorlardı. Kendi kentlerine sahip çıkmak istiyorlardı. Kentlerinin ağacına, parkına sahip çıkmak istiyorlardı. TOMA’larla, palalarla, biber gazıyla, normal kurşunlarla üstlerine gittiler, gençler yılmadı. Öldüler yine yılmadılar. Yılmayacaklar. Çünkü onlar Mustafa Kemal’in gençleri" dedi.