Erdoğan’dan Tel Abyad açıklaması

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Tel Abyad'a DAİŞ giriyor, daha sonra DAİŞ oradan çıkıyor ve Tel Abyad'a bu defa PYD giriyor. Peki orası kime ait? Yüzde 95'i Arap ve Türkmen, yüzde 5'i Kürt. Böyle bir yerde şuanda orası boşaltıldı, önce ülkemize geldi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Tel Abyad'a DAİŞ giriyor, daha sonra DAİŞ oradan çıkıyor ve Tel Abyad'a bu defa PYD giriyor. Peki orası kime ait? Yüzde 95'i Arap ve Türkmen, yüzde 5'i Kürt. Böyle bir yerde şuanda orası boşaltıldı, önce ülkemize geldiler, sonra tekrar Tel Abyad'a geri döndüler. Dert, orayı kantona dönüştürmek ve kanton ilan ettiler. Şimdi bu artık Türkiye'ye bir tehdit oluşturmaya başlamıştır. Öyleyse gereğini Türkiye yapacaktır" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Memur-Sen Konfederasyonu'nun Ankara Arena Spor Salonu'nda düzenlenen "Millete Vefa Yolunda 20 Yıl" programında yaptığı konuşmada, "İstanbul'da Hilton arazisine el koymak isteyenler, orayı milyar dolarlık ranta çevirmek isteyenler istedikleri olmayınca PKK ile aynı dili kullanabiliyor, teröre aleni destek verebiliyor, terörü meşrulaştırmak için, terörü perdelemek için ellerinden geleni yapabiliyorlar. Gruplarının televizyon kanallarında bakıyorsunuz art arda rahatlıkla bu teröre destek verenlerin cici kızlarını oraya çıkarıyorlar, oradan saldırıyorlar" ifadesini kullandı.

"Bunların meselesi memleket meselesi değil, bunlar kendi rantlarını, kendi çıkarlarını düşünüyor ve bunun için gerekirse PKK ile gerekirse DAİŞ ile işbirliği yapabiliyorlar" diyen Erdoğan, "Tel Abyad'da yaptıkları bu değil mi? Tel Abyad'a DAİŞ giriyor, daha sonra DAİŞ oradan çıkıyor ve Tel Abyad'a bu defa PYD giriyor. Peki orası kime ait? Yüzde 95'i Arap ve Türkmen, yüzde 5'i Kürt. Böyle bir yerde şuanda orası boşaltıldı, önce ülkemize geldiler, sonra tekrar Tel Abyad'a geri döndüler. Dert, orayı kantona dönüştürmek ve kanton ilan ettiler. Şimdi bu artık Türkiye'ye bir tehdit oluşturmaya başlamıştır. Öyleyse gereğini Türkiye yapacaktır. Bunu herkes bilsin" dedi.

"EY KÜRT KARDEŞİM, BU OYUNU GEL 1 KASIM'DA BUNU BOZ"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:

"Bunların ne kadar kolay yalan söylediklerini görüyorsunuz değil mi? İşte Kobani'de bu yalanı söylediler. Neydi o yalan? "Kobani'den 200 bine aşkın insanı biz Türkiye'de misafir ettik. O bombalardan onları biz koruduk." Ondan sonra benim bundan keyif çattığımı söyleyecek kadar yalan söyleyerek ileri gittiler. Benim Kürt kardeşlerim de bu oyuna geldi. Ya bu kapıları açan biziz. Onları çadır kentlerde, konteyner kentlerde, Türkiye'mizin değişik yerlerinde ağırlayan biziz. Ondan sonra Kürtlere bizim "Kobani elden gidiyor" diyerek güya bunu söylemişim. Ya bu ifade benim ifadem değil, bu ifade Sayın Obama'nın ifadesidir. Bunu ben anlatıyorum, bana söylediği ifade o. Biz kapılarımızı açtık, Peşmegeleri kendi topraklarımızdan Kobani'ye, Özgür Suriye Ordusu'nu aynı şekilde topraklarımızdan Kobani'ye biz gönderdik ve DAİŞ'le onların mücadelesine orada desteği biz verdik. Ey Kürt kardeşlerim, bu oyunu gel 1 Kasım'da boz. Bu oyuna gelme. Ey benim Kürt kardeşim unutma, Rabbim bizi kavimler halinde yarattı ama kavimler bir din değildir, ırkçılık bir din değildir. Bunu da unutma. Ve biz bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız. Bunun başka çıkışı yok. Onun için haftaya pazar çok önemli, 1 Kasım çok önemli."

"AYNI MERKEZDEN TALİMAT ALIP İTTİFAK HALİNDE KONUŞUYORLAR"

"Bizi bölmek isteyenlere, bizi parçalamak isteyenlere 1 Kasım'da inanıyorum ki biz Rabia diyeceğiz" ifadesini kullanan Erdoğan, "Tek millet" diyeceğiz. Burada Türkü var, Kürdü var, Arabı var, Lazı var, Çerkezi var, Gürcüsü var, Abazası var, Romanı var, Boşnağı var. 78 milyon var. İki, tek millet, tek bayrak diyeceğiz. Rengi şehidimizin kanı. Hilal, bağımsızlığımızın ifadesi. Yıldız, şehidimizin ta kendisi. Biz o bayrağımıza alternatif üretenlere 1 Kasım'da diyoruz cevabı verelim. Üç, tek vatan diyoruz. "Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır." Biz bu topraklar uğruna ölen şehitlerin evlatlarıyız. Ve dört, Rabia, tek devlet. Devlet içinde devlet kabul etmiyoruz. Paralel devlet yapılanması, paralel yapı. Tanımıyoruz. Milli Güvenlik Kurulu kararımızı aldık. Nedir? Ulusal güvenliğimizi tehdit eden, legal görünüm altındaki illegal örgütlere karşı bu mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceğiz. Her gün gazete sayfalarından, ekranlarından maalesef siyaset kürsülerinden hiç utanmadan, hiç sıkılmadan, hiç haya etmeden bu yalanları söyleyebiliyorlar. Her gün askerimize, polisimize kahpece kurşun sıkıyorlar, ertesi gün bakıyorsunuz PKK medyası, Pensilvanya medyası, Doğan medyası, diğerleri ve maalesef siyasi partiler çıkıp utanmadan "Bunu saray yaptı, bunu devlet yaptı" diyebiliyorlar. Aynı dili kullanıyorlar, çünkü aynı merkezden talimat alıp ittifak halinde konuşuyorlar" diye konuştu.

"İSTANBUL'UN BİR YERİNDE BU YAPILAR BİR ARAYA GELİYORLAR"

Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle devam etti:

"İstanbul'un bir yerinde bu yapılar bir araya geliyor ve Amerika'dan gelen bir kampanya organizatörü bunlarla beraber bir araya oturup onlara istikamet veriyor. Diyor ki "Yalan söylemeden çekinmeyeceksiniz. Doğruyu bile defalarca yalan makinesi kullanacaksınız ve ondan sonra o aynen doğru olarak kabul edilir" diyor ve kampanyayı da bunun üzerine bindiriyorlar. Son zamanlarda ne demeye başladı, malum bir tanesi, "Bizim PKK ile alakamız yok, PKK'nın da bizimle alakası yok." Buna bu millet inandı mı, inanıyor mu? Ama bak bunu söylemesinin sebebi, kampanya yürütücüsünün verdiği talimattır. Bunlara göre sadece terör örgütü masum, onun dışında herkes suçlu. Bu ülkeyi içeride ve dışarıda "DEAŞ terör örgütüne destek veren ülke" gibi gösterecek kadar hainler, o kadar alçaklar, o kadar yalancılar. Açık açık ifade ediyorum bizim edebimize güvenip hiç kimse edepsizlik yapmaya kalkışmasın. Biz yalan söylemeyiz, biz iftira üretmeyiz, biz mahreme, aileye, kutsallara dil uzatmayız. Ama kusura bakmasınlar, bu edepsizliğe ve bu edepsizlere meydanı bırakmayız. Biz bu saldırıların, bu ittifakın, bu birbirine benzemezler korosunun bizi değil Türkiye'yi hedef aldığını görüyoruz ve buna karşı da son nefesimize kadar mücadeleyi sürdüreceğiz."

"MESELE RECEP TAYYİP ERDOĞAN MESELESİ DEĞİL"

Meselenin Recep Tayyip Erdoğan olduğunu zannedenlerin çok büyük bir yanılgı içinde olduğunu belirten Erdoğan, "Hangi partiye oy verirlerse versinler, hangi etnik kökene mensubu olurlarsa olsunlar, Kürt, Türk, Arap, Çerkez vesaire hangi mezhepten olurlarsa olsunlar, 78 milyon Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının şunu bilmesini istiyorum; bunların meselesi Recep Tayyip Erdoğan değil, bunların meselesi Türkiye, bunların meselesi yeni Türkiye, güçlü Türkiye. Bunlar Sultan Abdülhamid cennet mekana bunu yapmadılar mı? Ona "diktatör" başlıklarını atmadılar mı? Bunlar aynı başlıkları merhum Özal'a yapmadılar mı? Aynı başlıkları, aynı yayın organları, aynı kaynaktan beslenenler şimdi de bu kardeşinize yapıyorlar. İşte onun için uyanık olacağız. 78 milyon onun için bir olacağız, beraber olacağız. Tarih boyunca olduğu gibi bugün de yarın da hep birlikte Türkiye olacağız" ifadelerini kullandı.

"BİZİM SEVDAMIZ, TÜRKİYE SEVDASIDIR"

Milletin sözünü sandıkta söylediğini vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı:

"1 Kasım'da milletin önüne sandık geliyor. Bugün Avrupa ve diğer ülkeler sandıkta sözünü söyledi, bitti. İnanıyorum ki bu aziz millet 1 Kasım'da sandığın başına gidecek. Türkiye düşmanlarına, millet düşmanlarına, terörün vesayetinde siyaset yapanlara, terörden medet umanlara, terörle kolkola gezenlere cevabını en güzel şekilde verecektir. Buradan tüm seçmenlere özellikle çağrıda bulunuyorum. Tüm vatandaşlarıma, tüm seçmenlere, kardeşlerim mutlaka sandığa gidin. Yeni Türkiye yolunda bu kritik seçimde asla ve asla oy kullanmayı ihmal etmeyin. Bu, bizim namusumuzdur, bu, bizim şerefimizdir, bu şerefimize, bu namusumuza gölge düşürmeyelim. Muhakkak oylarımızı kullanalım. Demokrasi, milli iradeyi tehdit edenlere meydanı vermeyin, onlara fırsat tanımayın. Bu terör yandaşı medyaya, terörle aynı dili kullanan siyasete de asla ve asla prim vermeyin, onlara da itibar etmeyin. Bizim sevdamız, Türkiye sevdasıdır. Biz bu ülkeye sevdalıyız, biz bu millete sevdalıyız. Biz Türkiye sevdamızı eserlerimizle gösteriyoruz. Diğerleri ne ile gösteriyor? Biz milliyetçiliğimizi 78 milyonu kucaklayarak ispat ettik, ispat ediyoruz. Biz Türk'ü, Kürt'ü, Arap'ı, Sünniyi, Aleviyi. 78 milyonu hep birlikte kucaklıyor hem de her birinin derdini kendimize dert edinerek yürüyoruz. Dertliyiz ya, bizim derdimiz var. Ama bunların böyle bir derdi yok. Biz kutuplaştırmıyoruz, kucaklaştırıyor, kucaklaştırmanın mücadelesini veriyoruz. İnşallah son nefesimize kadar da bu şekilde yürüyeceğiz. Bu mücadeleyi Memur-Sen ile birlikte vermekten her zaman gurur duyduk, büyük memnuniyet duyduk. Bizlere sizin gibi Memur-Sen gibi, Memur-Sen'in tüm arkadaşları gibi yol arkadaşları nasip ettiği için Rabbim'e sonsuz kere şükrediyorum, hamd ediyorum. Millete vefa yolunda 20 yılın kutlu, mübarek olmasını niyaz ediyor, tüm Memur-Sen ailesini hürmetle, muhabbetle selamlıyorum."

İlk yorum yazan siz olun
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.

Siyaset Haberleri