Financial Times, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın birbirinden ayrılan ortaya koydu. Gazetenin Ankara Muhabiri Dan Dombay imzalı haber, 'Cumhurbaşkanı Türkiye'yi Avrupa Birliği yolunda kalmaya çağırdı' başlığını taşıyor.
Erdoğan ile Gül arasındaki farkları sıralayan gazate konuyu 4 başlık altında inceledi...
1- Abdullah Gül Avrupa Birliği'ne yakın dururken, Erdoğan'ı daha çok Ortadoğu politikalarıyla ön plana çıkarıyor.
2- Haberde Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığının yetkilerini artırmak istediği detayına yer verilirken, Gül'ün bunun aksine, ""Onun söylemi benimkinden farklı" ifadelerine yer veriliyor.
3- Gül'ün siyasi muhaliflerine karşı daha çatışmacı bir tutum takınan Erdoğan'dan farklı bir şekilde, demokratik denetim mekanizmasının işlemesi için Türkiye'nin güçlü bir muhalefete ihtiyacı olduğunu söylediği aktarılıyor.
4- Erdoğan'ın başkanlık sistemine odaklanırken, Gül'ün bu durumun aksine anayasanın bir uzlaşmayla yapılması gerektiğini söylüyor
GÜL'ÜN BAŞARISININ NEDENİ AB'Yİ İSTEMESİ
Haberde, Gül'ün Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne girme çabasını, Ankara'nın son on yıldaki başarısının nedeni olarak gördüğü belirtiliyor. Bu durumun da, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın tutumuyla net bir farka işaret ettiği vurgulanıyor. Gül'ün yeni anayasanın uzlaşıyla yapılmasının Türkiye için gerekli olduğunu söylediğini aktaran Dombay, Erdoğan'ın yeni anayasaya yürütmenin yapısıyla ilgili çeşitli maddelerin konulması için yürüttüğü kampanyayı hızlandırdığını belirtiyor.
ERDOĞAN ORTADOĞU BAĞLARINI ÖNE ÇIKARIYOR
Erdoğan'ın Batı'dan çok Orta Doğu ülkeleriyle bağları öne çıkardığını belirten Dombay, Başbakan Erdoğan'ın idam cezasını yeniden gündeme getirdiğini hatırlatıyor ve böyle bir hamlenin Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne tam üyelik yolculuğuna son noktayı koyacağını vurguluyor. Gül'ün ise, katılım müzakerelerinde karşılaşılan zorluklara rağmen, Avrupa Birliği'ne tam üyelik için harcanan çabayı, siyasi istikrar ve ekonomik büyümenin kaynağı olarak gördüğü belirtiliyor.
Gül, "Son 10 yılda yapılan reformların bütününe bakarsanız, Avrupa Birliği müktesebatının uyarlanması olduğunu görürsünüz. Burada durmamalıyız. Reformları daha da ileri götürmeliyiz" diyor.
ERDOĞAN YETKİLERİ ARTIRMAYA ÇALIŞIYOR
Haberde, Türkiye'nin laik muhalefetinin zayıf olduğu ve az destek aldığı bir dönemde, ülkenin siyasi yaşamında iki ismin öne çıktığı belirtiliyor. Bu durumun nedeni olarak da özellikle Erdoğan'ın, çok kişinin beklediği gibi cumhurbaşkanlığı koltuğuna talip olmadan önce, bu makamın yetkilerini arttırmaya çalışması gösteriliyor.
Daniel Dombay, Gül'ün, Türkiye'yi son on yıldır yöneten İslami kökenli Adalet ve Kalkınma Partisi'ni Erdoğan'la birlikte kurduklarını vurguladığını aktarıyor ve cumhurbaşkanının "Onun söylemi benimkinden farklı" dediğini bildiriyor.
"CUMHURBAŞKANI OLARAK BEN BİR SİYASETÇİ DEĞİLİM"
Gül, "Cumhurbaşkanı olarak ben bir siyasetçi değilim. Ben resme daha geniş bir perspektiften bakıyorum ve herkesi kucaklıyorum. Ama inanmadığım bir şeyi de söylemem" diyor.
Gül'ün ayrıca, siyasi muhaliflerine karşı daha çatışmacı bir tutum takınan Erdoğan'dan farklı bir şekilde, demokratik denetim mekanizmasının işlemesi için Türkiye'nin güçlü bir muhalefete ihtiyacı olduğunu söylediği aktarılıyor.
Cumhurbaşkanı Gül'ün, ileride başbakan olmak isteyip istemediği sorulduğundaysa, bu ihtimali dışlamadığı ve "Daha çok erken. Bu görevde hala iki yılım var" dediği vurgulanıyor.
ERDOĞAN BAŞKANLIK SİSTEMİNE ODAKLANDI
Financial Times muhabiri, Erdoğan'ın yeni anayasa konusunda özellikle başkanlık sistemine odaklandığını belirtiyor. Ancak Gül için en önemlisinin anayasanın bir uzlaşmayla yapılması olduğunu söylüyor ve Gül'ün, "Yeni bir anayasa yapılması önemli. Ortak anlayış zemini üzerinde yapılmalı" şeklindeki sözlerini aktarıyor.