BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün 2009’da helikopter kazasında yaşamını yitiren Muhsin Yazıcıoğlu için 'O bir şehittir' ifadesini kullandığını belirterek
Destici “Tabii şehitlik mertebesi, illa elinde kılıç savaşırken ölenler şehit olmuyor. İlim yaparken ölse o da şehit oluyor. Muhsin Yazıcıoğlu da inanmış bir insandı, dava adamıydı. Ülkesi, milleti, dini için her türlü fedakârlığı yapmış, taşın altına elini değil bedenini de koyarak bu mücadeleyi sergiliyordu. Bu mücadelesini anlatmak için Çağlayancerit’e gitmiştik. Bu bir suikast da olsa sabotaj da olsa kazayla da düşmüş olsa Muhsin Yazıcıoğlu şehit dedik. Onun için Cumhurbaşkanı’nın söylediği ifadeyi bu anlamda değerlendirmek lazım” dedi.
Destici, partisinin Merkez Karar Yönetim Kurulu toplantısı öncesi bir basın toplantısı düzenledi. 12 Eylül darbesinin ardından başlayan Ülkü Ocakları davasında yargılanan Ali Bülent Orta’nın 29 yıl önce bugün idam edildiğini anımsatan Destici, “12 Eylül darbesinde idam edilen bütün kardeşlerimi, bütün dava adamlarını rahmetle anıyorum” dedi.
Türkiye nüfusunun yaklaşık 35 milyonunun açlık sınırının altında, 25 milyonunun da yoksulluk sınırının altında yaşadığını ifade eden Destici, buna rağmen yardımlaşma kültürü sayesinde Türkiye’de açlıktan ölen kimsenin olmadığını dile getirirken başta Somali olmak üzere birçok ülkede insanların açlıkla karşı karşıya olduğuna dikkat çekti. Dünyanın emperyal güçlerinin bölgeyi sömürerek insanları aç bıraktığını belirten Destici, bu açlığa duyarsız kalmalarının mümkün olmadığını kaydetti ve yapılan kampanyalara destek verme çağrısında bulundu.
-“KÜRT KARDEŞLERİMİZİ PKK’NIN ATEİST SÖZCÜLERİNDEN KURTARALIM”-
Destici, terörle mücadele konusunda hazırladıkları raporu Başbakan ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile paylaştıklarını anımsatarak “Gerçekten bizim aklımız almıyor, ben bunu görüştüğüm bütün muhataplarıma da söyledim. 27 yıldır siz terörle mücadele edeceksiniz ama bir arpa boyu yol alamayacaksınız, terör artarak, sempati kazanarak, büyüyerek devam edecek” dedi. Her şehit haberinin ardından “Terörle mücadelemiz aynı azim ve kararlılıkla sürecek” açıklamalarının geldiğini kaydeden Destici, “Artık bu terörle mücadelemiz aynı azim ve kararlılıkla sürmesin. Aynı azim ve kararlılıkla sürerse bu da terörün sürmesi anlamına geliyor. Burada azim de değişsin, kararlılık da değişsin, konsept de değişsin. 27 yıldır bunun vebali, bu ülkeyi yöneten siyasetçiler, sivil ve askeri bürokrasinin omuzlarındadır” diye konuştu.
Siyasetçilere “Senin döneminde böyle oldu, benim dönemimde böyle’, ‘Sen asamadım, ben asarım’, ‘Al ipi sana veriyorum, sen as” gibi “kayıkçı kavgalarını” bir kenara bırakma çağrısında bulunan Destici, “Bütün siyasetçilerimiz, siviliyle askeriyle bürokratlarımız topyekun bir millet haline gelelim, tek yumruk gibi olalım, ortak bir akıl oluşturalım, ortak bir proje geliştirelim ve çok büyük bir mücadele azmiyle bu işe başlayalım ve bu terör belasından ülkemizi ve milletimizi kurtaralım. Bizim kardeşimiz olan Kürt kardeşlerimizi de bu PKK’nın Marksist Leninist ateist sözcülerinin elinden kurtaralım. Bizim yapmamız gereken bu” dedi.
-“SURİYE’YE LİBYA, IRAK GİBİ BİR OPERASYON OLACAKSA TÜRKİYE DIŞINDA KALMALI”-
Suriye’de yaşanan gelişmeleri de değerlendiren Destici, Suriye’de azınlık bir yönetimin büyük bir çoğunluğu istibdat altında yönettiğini dile getirdi. AKP Hükümeti’nin kısa bir süre öncesine kadar Esad yönetimiyle yakın ilişkiler içinde olduğunu, Beşar Esad’ın Türkiye kamuoyuna “reformcu lider” olarak tanıtıldığını anlatan Destici, son dönemde tablonun tam tersine döndüğüne dikkat çekti. Dış politikada birlik ve beraberlik olmasına inandıklarını belirten Destici, “Elbette ki oradaki insanların zulümden kurtulmasını, demokrasiye kavuşmalarını, huzur ve refah içinde bir hayat sürmelerini istiyoruz. Ama bunun için Libya gibi bir operasyon, Irak benzeri bir operasyon varsa Türkiye’nin bunun dışında olması lazım” dedi. Destici, “Ama bu bir barış müdahalesi olacaksa sadece bir zalimi, gaddar bir devlet adamını devirip yönetim hiçbir emperyal güç oraya girmeden oradaki kardeşlerimize teslim edilecekse tabii ki o noktada Türkiye üzerine düşeni yapmalı, oradaki problemin çözümü, katliamın durması için bir adım atmalıdır diye düşünüyoruz” diye konuştu.
-“CUMHURBAŞKANI YAZICIOĞLU İÇİN ‘O BİR ŞEHİTTİR’ DEDİ”-
Açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Destici, bugün Taraf gazetesinde yer alan açıklamaları anımsatılarak “Sayın Cumhurbaşkanı’nın rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu için ‘o bir şehittir’ ifadesi oldu mu?” sorusu üzerine Cumhurbaşkanı Gül’ün başlangıçta Muhsin Yazıcıoğlu’nun helikopter kazası için “kaza, takdiri ilahi” bakış açısı içinde olduğunu ancak son görüşmelerinde konuyla ilgili derin şüpheler içinde olduğunu gördüğünü aktardı. Cumhurbaşkanı Gül’ün “Görüyorum ki eğer DDK’yı çalıştırmasaydık bu da diğer olaylar gibi Meclis Araştırma Komisyonuyla kapatılacakmış” dediğini de aktaran Destici, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Taraf’taki ifadeyi Sayın Cumhurbaşkanı aynen kullandı, ‘O bir şehittir’ dedi. Biz zaten başından beri bu bir kaza da olsa suikast da olsa Muhsin Yazıcıoğlu’nu ve onunla birlikte hayatını kaybedenleri şehit olarak addediyoruz. Kaza da demedik, suikast da demedik, şahadet süreci dedik. Tabii şehitlik mertebesi, illa elinde kılıç savaşırken ölenler şehit olmuyor. İlim yaparken ölse o da şehit oluyor. Muhsin Yazıcıoğlu da inanmış bir insandı, dava adamıydı. Ülkesi, milleti, dini için her türlü fedakarlığı yapmış, taşın altına elini değil bedenini de koyarak bu mücadeleyi sergiliyordu. Bu mücadelesini anlatmak için Çağlayancerit’e gitmiştik. Bu bir suikast da olsa sabotaj da olsa kazayla da düşmüş olsa Muhsin Yazıcıoğlu şehit dedik. Onun için Cumhurbaşkanı’nın söylediği ifadeyi bu anlamda değerlendirmek lazım.”
-“BANA GÖSTERİLEN ELT CİHAZININ HELİKOPTERİN ÜSTÜNDE OLDUĞUNA İNANMIYORUM”-
Destici, Muhsin Yazıcıoğlu’nun helikopterinin düşmesi konusunda kamuoyunun bilgisiz olduğunu ifade ederken “Mesela Taraf’taki bir ifade var, o konuyu düzelteyim. TİB’den gelen bilgilerle saat 2 sıralarında 2 kilometre alana daraltıldı diyor, o 22 olacak. Tahmin ediyorum arkadaş deşifre ederken 22’yi 2 olarak yazmış. Çünkü oradaki 4 saatlik fark önemli” dedi.
Dün akşam bir televizyondaki tartışmada bir yorumcunun “BBP Genel Başkanı açıkladı, helikopterin karakutusu çalınmış” dediğini anlatan Destici, helikopterlerin karakutusunun olmadığını vurgulayarak “Biz GPS diyoruz, bağıra bağıra söylüyoruz, bunu hiç mi dinlemediniz kardeşim?” diye konuştu. Bir gazetenin GPS cihazını ELT cihazı olarak yazdığını kaydeden Destici, ELT ile GPS cihazlarının farklı olduğunu ifade ederken kendisine gösterilen ELT cihazının helikopterin üstündeki cihaz olduğuna inanmadığını belirtti. Gösterilen ELT cihazının son model bir cihaz olduğunu, helikopterin üstünde olması durumunda sinyal vermemesi gibi bir durumun söz konusu olmadığını dile getiren Destici, “Ya o ELT cihazı o helikopterin üstünde yoktu, ya da onu takan kişi teknisyen, zaten Meclis Araştırma Komisyonu’nda dedi ki ‘Benim aslında bunu takma yetkim yok, ama ben portatif bir şey taktım’ dedi, ya da bunu takan kişi bunun şeyini bilmediği için uyduyla bağlantısını kuramadı” diye konuştu.
-“ÖZEL YETKİLİ SAVCI HER ŞEYİ ORTAYA ÇIKARACAK”-
Destici, helikopter üzerindeki 3 GPS cihazından en az özelliğe sahip olanının bulunduğunu ancak daha fazla uçuş bilgisi verecek 2 cihazın kazadan hemen sonra helikopterin üzerinde olmasına karşın daha sonra kaybolduğunu ifade ederek “Bunu alanlarla ilgili görüntüler var, ve bunlar özel yetkili savcıda, bunu da kamuoyuyla paylaştım zaten. Ben diyorum ki eğer başından beri sağlıklı bir kaza soruşturma kurulu oluşturulsaydı hem yönetmeliğe uygun, tarafsız, liyakatli, ehliyetli kişiler tarafından, oraya gittiklerinde nasıl ELT cihazını getirdilerse, yakıt ve yağ numunelerini aldılarsa önemli cihazlar olan bu cihazları da getirmeleri lazımdı. O zaman iki seçenek kalıyor. Ya bunlar ehliyetsiz olduğu için önemini fark edemediler, almadılar, ya da bıraktılar. Bunu ortaya çıkaracak olanlar özel yetkili savcılar” diye konuştu. Destici, olayın ihmalden mi kaynaklandığı, yoksa organize bir olay mı olduğunu savcının aydınlatacağını ifade etti. Destici, olayın sonuna kadar takipçisi olacaklarını bildirirken, Cumhurbaşkanı Gül’de de aynı kararlılığı gördüğünü belirtti.
Destici, “Olayla ilgili tutuklamalar olabilir mi?” sorusu üzerine “Bu işte hatası, ihmali, kusuru olan, gözaltılar, tutuklamalar, artık somutlaşmış şeyler var. Bizim beklentimiz bu yönde artık” dedi.