Trabzon DEVA Partisi, Kadın Çalışmaları Başkanı İl Başkan Yrd. Hatice Kahraman Ekşi, Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla açıklamada bulundu.
Ekşi şu ifadeleri kullandı;
‘Mirabel Kardeşlerden günümüze kadın mücadelesi’
25 Kasım, kadına yönelik şiddete karşı uluslararası mücadele günüdür. Bugün burada bu şiddete karşı “DUR” demek için toplandık. 25 Kasım 1960’da Dominik Cumhuriyeti'nde, Trojillo diktatör rejimine karşı mücadele veren 3 kız kardeşin, rejim yanlıları tarafından tecavüz edilerek öldürülmesi olayı bu günün sembolü olmuştur. Mirabel Kardeşler olarak anılan bu 3 kız kardeş; yaşanabilir bir dünya için, özgür ve eşit bir toplum için mücadele vermişler, bedelini canlarıyla ödemişlerdir. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu 1999 yılında, bu olaya atıfla 25 Kasım gününü “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü” olarak ilan etmiştir.
‘Kadınların yaşam hakları vahşice ellerinden alınmakta’
Aradan geçen yıllara rağmen kadınlar; halen toplumsal cinsiyet eşitsizliğine, erkek şiddetine, cinsel şiddete, aile içi şiddete, ekonomik şiddete, psikolojik şiddet ve tacize maruz kalmaktadır. Bunun yanında en temel insan haklarından yaşam hakları vahşice ellerinden alınmaktadır. Ülkemizde Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı (ASPB) Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü (KSGM) tarafından; 2014 yılında gerçekleştirilen Türkiye’de Kadına Yönelik Aile İçi Şiddet Araştırması’na göre her 10 kadından yaklaşık dördü, eşi veya birlikte olduğu erkeklerin fiziksel şiddetine; %44’ü psikolojik şiddete; %30’u da ekonomik şiddete maruz kaldıklarını beyan etmişlerdir. 2020 yılında Türkiye genelinde 373 kadın öldürülmüş, 263 kadın ve aile bireyi ise yaralanmıştır. 2021 yılının Kasım ayının ortasına kadar da öldürülen kadın sayısı 345’i bulmuştur.
‘Hükûmet, kadına karşı sorumluluğundan vazgeçmiş’
Kadına yönelik şiddet ile ilgili bugüne kadar en önemli ve yaptırım gücü olan uluslararası düzenleme; “Avrupa Konseyi İstanbul Sözleşmesi” dir. İç Hukukumuzda İstanbul Sözleşmesi’nin yansıması olan 6284 sayılı “Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun” 2012 yılında kabul edilmiştir. Hükümetimiz bu kanun ile, kadına yönelik şiddetle mücadelede “şiddete sıfır tolerans” prensibi ile hareket edeceğinin sözünü vermişse de sözünü tutmamış, kadına karşı sorumluluğundan vazgeçmiş ve ne yazık ki 20 Mart 2021 tarihinde Resmî Gazete’de yayımlanan 3718 sayılı Cumhurbaşkanı Kararnamesi ile İstanbul Sözleşmesi’ni fesih etmiştir.
‘İstanbul Sözleşmesi’nin tekrar tarafı olacağız’
Biz DEVA PARTİSİ olarak İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz. İktidara geldiğimizde İstanbul Sözleşmesi’nin tekrar tarafı olacağız. 6284 sayılı Kanunu, İstanbul Sözleşmesi’ne göre yeniden uyarlayarak kırılgan gruplar ile ilgili ek bir düzenleme yapacak, Kanunun EN ETKİN biçimde uygulanmasını sağlayacağız. Türk Ceza Kanunu’nda ve İnfaz yasasında, değişiklikler yapacak ve kadına yönelik şiddet ile ilgili olarak caydırıcı cezalar öngöreceğiz. Kadına yönelik şiddet ile ilgili koruyucu tedbir kararları verilmesi sonrasında işlenen suçlarda; denetimli serbestlik, iyi hal, haksız tahrik gibi tedbir ve ceza indirimlerinin uygulanmasını engelleyeceğiz.
‘CEDAW Sözleşmesini etkin biçimde uygulayacağız’
Türkiye’nin de taraf olduğu CEDAW Sözleşmesinin etkin biçimde uygulanmasını sağlayacağız. Cezaevlerindeki kadınların yaşam koşullarını ve ihtiyaçlarını temel hak ve özgürlükler kapsamında iyileştirecek, yasal ve yapısal her türlü gerekliliği yerine getireceğiz. Kadınların siyasette erkeklerle eşit bir şekilde yer alabilmeleri için, pozitif ayrımcılık dahil olmak üzere her türlü önlemi alacağız. Bu yönde geliştirilecek projeleri destekleyerek kadınların daha fazla iş, sosyal ve siyasi hayatta yer almalarını sağlayacağız. Kadın istihdamını artıracak, eşit işe eşit ücret alınmasını sağlayacağız. Biz DEVA Partisi olarak her türlü şiddetle mücadele için; STK’ların güçlendirilmesine destek verecek, özellikle Kadın Sivil Toplum Kuruluşları ile birlikte mücadele verecek, ortak akıl ve istişare ile projeler üretip uygulanabilirliğini sağlayacağız.
Unutmayalım ki; Kadına yönelik her türlü şiddet bir İNSAN HAKKI İHLALİDİR. Susmayacağız... Susturanın karşısında olacağız…
BİZ KADINLAR GÜÇLÜ VARLIKLARIZ. Ve biliyoruz ki ŞİDDETİN OLMADIĞI BİR DÜNYA YARATABİLİRİZ.
Bu vesileyle kadına yönelik şiddetin ortadan kaldırılması için her alanda mücadele edeceğimizi bir kez daha kadınların ve kamuoyunun bilgisine sunarım.