Trabzon’da düzenlenen Milli ve Dini Bütünlüğümüze Yönelik Tehditler ve Cumhuriyet Programı'ndaki konuşmasında tüm vatandaşları Cumhuriyete sahip çıkmaya çağıran Prof. Dr. Haydar Baş, “Herkes evine Türk bayrağı assın. Asmazsanız sonra düşmanlar gelir, kendi bayraklarını bizim evlerimize asarlar” dedi.
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Trabzon İl Başkanlığı 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nın ruhuna yaraşır bir kutlamaya imza attı. BTP Trabzon İl Başkanlığı'nın ev sahipliğinde gerçekleşen Milli ve Dini Bütünlüğümüze Yönelik Tehditler ve Cumhuriyet Programı'nda Bağımsız Türkiye sevdalısı binlerce Trabzonlu buluştu. Cumhuriyet Bayramı’nın 93. yıldönümü, davul, zurna ve halay eşliğinde kutlayan partililere BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş da eşlik etti. Coşkulu 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlaması tam 7 saat sürdü. Bağımsız Türkiye Partisi kurmay kadrosundan 20 konuşmacı programda tebliğ sundu. Türkiye'nin dini ve milli bütünlüğünü yok etmek için geçmişten günümüze kurulan tuzakların tüm yönleriyle anlatıldığı programın son konuşmasını ise Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş yaptı. Coşkulu alkışlar arasında geldiği kürsüde konuşmasına 29 Ekim Cumhuriyet bayramını tebrik ederek başlayan Prof. Dr. Haydar Baş ilk önce 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamalarına getirilen kısıtlamalara dikkat çekti.
Çocukluk ve gençlik dönemlerinde yapılan coşkulu kutlamaları hatırlatan BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Baş, "Siyasi partilerin önünde davul çalardı. Halk da gelir horon oynardı. Çok ciddi bir heyecan duyardık. Çocukluk ve gençlik dönemlerimizde bayram sevinci doruk noktada yaşanırdı. Bayram kutlamaları, okulların iştiraki, askerin geçit töreni vs. hakikaten çok ciddi bir etki yapıyordu. Şimdi bakıyorum, bunların hiç biri yok. Hatta halk bayram yerinde yok. Yani millet sönmüş, milleti söndürdüler."dedi.
KUVVETLER AYRILIĞI VURGUSU
"Cumhuriyet halkın kendini idare etmesi demektir. Siz eğer Cumhuriyeti kabul etmiyorsanız kendinizi de idare etmeyi kabul etmiyorsunuz demektir" şeklinde konuşmasını sürdüren Prof. Dr. Haydar Baş şunları söyledi: "Hâkimiyet kayıtsız şartsız milletindir. Hâkimiyet bu! Cumhuriyet bu! Bunun olması için yasama, yürütme ve yargı erklerinin bağımsız olması lazım. Eğer yasama, yargı ve yürütme erkleri bağımsız ise siz tam bir cumhuriyet evladı olursunuz, değil ise hiçbir şey olmazsınız. Endişem şu; eğer bu erkleri kaybedersek ben de o gün sizin dediğiniz noktada olsam iyi bir kral olurum. Yani beni demokratik yolla kral seçersiniz. Aklımızı başımıza alalım, iyi düşünelim, dikkat edelim."
ÜNİTER YAPIYI KAYBEDERSEK PARÇALANIRIZ
Sistem tartışmalarının yapıldığı şu günlerde konuşmasında üniter yapı vurgusu da yapan BTP Genel Başkanı, "Eğer biz demokrasiden istifade etmez de kendi yorumlarımızı hayata geçirmeye çalışır, üniter yapımızı zedelersek vay başımıza gelene. Arkadaşlar üniter yapı devletlerin varmak istediği ama çoğunun varamadığı ve bize de nasip olan en mükemmel bir yapılanmadır" dedi.
"Merhum Mustafa Kemal Atatürk'ün en güzel hediyelerinden bir tanesi de üniter yapıdır" diyen Prof. Dr. Haydar Baş şöyle devam etti: "Şu anda talep edilen sistemler aslında üniter yapının bozulmasını istemektir. Peki, ne olsun? Eyalet sistemi olsun diyorlar. İyi de eyalet sistemi devreye girdikten sonra ne senden bir şey olur ne de benden bir şey olur. O zaman temelde var olan kavgalar, her türlü fitne devreye girer ve başta mezhep kavgası olmak üzere Türkiye'nin hiçbir gününde huzur olmaz. Şimdi her günümüzü kardeşlik duyguları içinde yaşamaya, bir ve beraber olmaya var mısınız?”
NE MUTLU TÜRKÜM DİYEN SÖZÜNÜN ANLAMI
Bazı kişilerin Atatürk'ün 'Ne Mutlu Türk'üm diyene' sözüne tepki gösterdiğini ifade eden BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Baş, Atatürk’ün bu sözünün ifade ettiği gerçek anlamı çarpıcı bir şekilde açıkladı.
Prof. Baş, "İngilizler Güneydoğu’ydu, Musul'du, Kerkük'tü bu civarda bir Kürt devleti kurmak istiyordu. Hatta Lozan'da Kürtlerin hakkı konusu gündeme geldi. Atatürk zaten İnönü'yü Lozan'a gönderirken bu konunun önüne geleceğini çok iyi bildiği için ona, 'Kürtler Müslüman’dır, azınlık değildir' diyeceksin talimatını vermişti. Burada önemli bir konu başlığı açtık. Kürtler azınlık değil Müslüman’dır. Nedir bu, Türk’tür. O günün şartlarında zaten Arap İslam âlemi darmadağın olmuş. Zaten Afrika'daki Müslümanlar İslam dünyasından çok uzakta kalmış. Böyle bir dönemde Osmanlı kuşatılıyor. İngilizler İstanbul'u, İtalyanlar, Fransızlar, Yunan her koldan Anadolu'yu işgal ediyor. Atatürk bunların hepsini def ediyor. Bazıları şimdi kalkıyor ve ideolojik bir dava ile bu insanı yargılıyor. Haydi sen şu anda tüm imkanlar elinde aynısını yap bakalım da görelim. Yapabilir misin, yapamazsın" dedi.
"ATATÜRK HİLAFETİ KALDIRMADI"
Trabzon'da düzenlenen programda, "Başımıza gelen belaların yüzde yüzü Atatürk'ün kıymetini bilip ona sahip çıkmadığımız içindir. Senin ülkeni düşmandan kurtaracak, Misak-ı Milli içinde bir devlet kuracak, sen onun içinde yaşayacaksın ve onu kuran iradeye küfredeceksin, Allah belanı verir senin. Nasıl bir insansın!" diyen Prof. Dr. Haydar Baş konuşmasında hilafet konusunda şu dikkat çekici ifadeleri de kullandı, "Neymiş Mustafa Kemal hilafete karşı çıkmış. Atatürk hilafeti kaldırmadı, hilafeti TBMM'ye verdi. Bunu kanunlaştırdı. Şimdi siz delikanlılık yapıyorsunuz. Hadi bunu hayata geçirin" şeklinde konuştu.
"HERKES EVİNE TÜRK BAYRAĞI ASSIN!"
Konuşmasının sonunda tüm vatandaşları Cumhuriyete sahip çıkmaya çağıran BTP Genel Başkanı, "herkes evine bayrağımızı assın" dedi.
Prof. Dr. Haydar Baş konuşmasını şu tarihi ifadelerle noktaladı: "O günün şartlarında Atatürk bu devleti onlara kabul ettirdi. Şimdi soruyorum Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kuruluşu Türk milletinin lehine mi, değil mi? Bilmeden bir konu üzerine giderek iftirada bulunmak, geçmişimizi suizanlarla karalamak bize hayır getirmez. Onun için yapılması gereken bir ve beraber olup milli ve manevi değerlerimize sahip çıkmaktır. Bunu hayata geçireceğiz. Cumhuriyet bayramını bu duygularla kutlayacağız. Onun için evinize gittiğinizde evinize bayrağımızı asacaksınız. Asmazsanız sonra gelir başka milletlerin askerleri kendi bayraklarını bizim evlerimize asarlar. Bunda hiç kuşkunuz olmasın. Bunun ne demek olduğunu çok iyi bilelim.”