Kürkçü, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, Kobani ilgili gelişen olayların HDP'ye fatura edilmek istendiğini belirtti.
Konuyla ilgili Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın ifadelerini ve kullandığı dili eleştiren Kürkçü, "Böyle başlayan konuşma müzakere masasında bitmez. Biz hükümetle kavga yürütmek değil çözüm ve barış için siyaset yürütme derdindeyiz. Arınç'ın dilinin endazesinin olmadığını anlıyoruz ama daha önemlisi bu dil kendisine partisine temsil ettiği kitleler zarar varan bir dil. Dünyayı başımıza yıkacağından söz ediyor, birinin başına yıkılan dünya hepimizin başına yıkılmış olur" dedi.
"MECLİS ARAŞTIRMASI İSTEDİK"
Toplumsal olaylarda varsa sorumluluklarının, bunu inkar etmeyeceklerini ifade eden Kürkçü, "Atışmalara son verip bizim de hükümetin de varsa sorumluğu, bunun ortaya çıkması için Meclis Araştırması açılmasını istedik. Varsa HDP'nin siyasi sorumluğu, bunun ortaya çıkmasından kaçacak değiliz. Yaptığımızın, söylediğimizin arkasındayız. Hata yaptıysak da hata yaptığımızı söyleriz. Bize boyun eğdirmeye, burnumuzu sürtmeye çalışmak, olayları aydınlatmaya ve müzakere masasına hizmet etmez. Biz sorumluluk üstleniyoruz ama herkes bunu sorumluluğu üstleniyor mu?"
BÖYLE BİR TALEBİMİZ OLMADI
1990 yıllara dönülmemesi için ellerinden geleni yapacaklarını belirten Kürkçü, "Süreci çözüm masasına yeniden iade için hükümeti üzerine düşeni yapmaya çağırıyoruz" diye konuştu.
Kürkçü, Abdullah Öcalan'ın İmralı'dan başka bir cezaevine nakli için çalışma yapıldığı haberlerinin anımsatılması üzerine, şunları kaydetti:
"Bilmiyorum. Bizim böyle bir talebimiz, Öcalan'ın böyle bir talebi yok. Öcalan'ın daha iyi koşullarda, dışarıyla daha yakın temasa imkan veren bir çalışma imkanına kavuşturulması yönünde talep ve ama bu söyleneni bilmiyorum. Böyle bir fısıltı varsa bunun anlamı üzerinde düşünülmesi lazım. Yeterli güvenlik tedbirleri olmaksızın böyle bir şeyin gerçekleştirilmesi düşünülemez. Süreç bakımından, Öcalan'ın güvenliği, sürecin güvenliği anlamına gelir. Bu konuda keyfi davranılmamalı."