HD) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, terör saldırılarına ilişkin, "Bu savaşın başlamasında, büyümesinde, karar alma sürecinde biz yokuz. Ne karar vericisi olduk ne destekleyicisi olduk. HDP'nin zerre kadar çok şükür kararı yoktur" dedi.
Demirtaş, beraberinde milletvekilleri ile birlikte HDP Diyarbakır İl Başkanlığı'nda basın toplantısı düzenledi. Basın toplantısı öncesi yerlerini alan gazetecilerin yanına gelen HDP Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan, kötü bir dönemden geçtiklerini, parti girişinde arama yapamadıklarını belirterek, herkesin güvenliği için gazetecilerin bir birini tanıyıp tanımadıklarını sordu. Aydoğan, basın mensuplarının bir birlerini tanıdıklarını bildirmesinin ardından salondan ayrıldı. Kısa süre sonra Demirtaş, beraberinde HDP Diyarbakır Milletvekili Nimetullah Erdoğmuş ve HDP Diyarbakır İl Eş Başkanları ile basın toplantısı düzenledi.
Normal bir süreçten geçmediklerini belirten Demirtaş, böylesine kaotik bir dönemde Türkiye'de bir kez daha çatışmalı döneme girilmiş olması ve savaş kararıyla birlikte Türkiye'nin kan gölüne dönmesinin büyük bir talihsizlik olduğunu söyledi. Bu savaşın başlamasında büyümesinde karar alma sürecinde kendilerinin olmadığını kaydeden Demirtaş, "Ne karar vericisi olduk ne destekleyicisi olduk. HDP'nin zerre kadar çok şükür kararı yoktur. Polis, gerilla, asker, çocuk her gün birini kaybediyoruz. Kaybedilen canların üniformasına bakmadan bütün acılara sahip çıkıyoruz. Acıları ortaklaştırmaya çalışıyoruz. Henüz maalesef sonuç alabilmiş değiliz. Her gün geçen bedenler tabutlarda gönderiliyor" diye konuştu. Hiçbir koltuğun kalıcı olmadığını dile getiren Demirtaş, "Kalıcı olan insanlıktır. Allah şahittir ki biz kendi çocuklarımıza sarılamıyoruz, öpemiyoruz çünkü o kadar çocuk babasız kaldı ki, kendi çocuklarımıza sarılmaktan utanıyoruz" şeklinde konuştu.
HDP'nin sadece Kürtlerin partisi olmadığını ifade eden Demirtaş, şöyle konuştu:
"HDP bu ülkede iç barışı güçlendirmek ve beraberce özgür yaşamı kurmak için bir partidir sadece Kürtlerin partisi değil. Herkesin hakkını eşit derecede savunan bir partidir. Partimiz Türkiye halklarına umut olmuş ve seçimde önemli bir başarıya imza atmıştır. 7 Haziran seçimlerine gelene kadar, henüz ateşkes devam ediyorken 176 yerde partimize saldırı oldu. 2 gündür partimizi yakıp yıkanlar, terör bahanesiyle bunları yapıyoruz diyenler, sizin alçaklıklarınızı biz seçimden önce de sizleri biliyoruz. Öldürülen bizdik, mitingleri basılan bizdik. 2 gündür olan şeyler teröre tepki falan değildir".
"PROTESTO AMACIYLA SOKAĞA ÇIKANLARA SAYGI DUYARIZ"
Protesto amacıyla sokağa çıkanlara saygı duyduklarını anlatan Demirtaş, şu ifadeleri kullandı:
"Herkesin protesto etme hakları vardır. Bu çerçevede herhangi bir lafımız yoktur. Eleştirileri dinleriz, anlamaya çalışırız. Bizim sözlerimiz AKP ve MİT istihbaratı ile yapılmış görevlendirilmiş çetelerdir. Bunlar isim isim belirlenmiş ve maaşlı insanlardır. Tek elden yönetilen saldırı kampanyası devlet eliyle yürütülmüştür. Bize 400 vekil vermezseniz sizin burnunuzdan getiririz demek istiyorlar. Bunu da açık açık söylüyorlar. Bunu da devletin imkanlarıyla yapabilirler. Devlete el koymuş durumdalar. Yakıp yıkanlar, insanları dövenler, mevsimlik işçilerin çadırlarını yakanlar linç edenler hepinizin görüntüleri var. İşlediğiniz suçlar 20 yıla tabiidir. Bugün olmaz yarın ama illa hesabını vereceksiniz. Arkasında hükümet desteğini hissedip bu linçleri yapanlar yazık size, kendinizi harcatmayın, harcayacaklar sizi, hükümet yok arkanızda. Yakıp yıkanlar, insanları dövenler, mevsimlik işçilerin çadırlarını yakanlar linç edenler hepinizin görüntüleri var. İşlediğiniz suçlar 20 yıla tabiidir. Bugün olmaz yarın ama illa hesabını vereceksiniz. Arkasında hükümet desteğini hissedip bu linçleri yapanlar yazık size, kendinizi harcatmayın, harcayacaklar size, hükümet yok arkanızda, iktidardan düştüler. Cana gelmesin mala gelsin, HDP binaları kurban olsun. Bunları yapanlar cebinde bir çay parası bile olmayan insanlar, onlara da üzülüyoruz acıyoruz."
DAĞLICA SALDIRISI
Cumhurbaşkanı ve Başbakan'ın partilerini isim belirterek hedef gösterdiğini ileri süren Demirtaş, "Ben bu ülkede inanıyorum ki gururlu, onurlu savcılar hala var, onlara çağrı yapıyorum. Dökülen kandan bizi sorumlu tutuyorlar. Lütfen Cumhurbaşkanı ve Başbakan'dan bunun delilini isteyin. Bu ülkenin alçak medyası Dağlıca'daki emri de benim verdiğimi yazdı, nasıl olmuş, emri kim vermiş çıksın istiyoruz ortaya. Biz korkmuyoruz. Şu anda şehit cenazelerinde ağlamaklı konuşan bu ülkenin düşmüş başbakanı Dağlıca'da şehit haberleri geldiği dakikalarda Konya'da gol coşkusu yaşıyordu ve bir şehit çocuğuyla birlikte büyük bir maç coşkusu yaşıyordu ve o saatte maalesef haberi vardı. Bu ülkenin düşük başbakanı maç coşkusuyla seçim pozları veriyor" dedi.
Bugünün kardeşlik var mı yok mu bunu göstermenin zamanı olduğunu kaydeden Demirtaş, "Bu ülkeyi çalan, çırpan yağmalayan siz, saray uğruna bu çocukları savaşa gönderen siz ama ne hikmetse binaları yakılan, hep saldırıya uğrayan biz. Bu işte bir terslik olmalı. Bugün kardeşlik var mı yok mu onu gösterme zamanıdır. Türkiye'nin batısı ne diyor bu yakma yıkmalara? Etle tırnak edebiyatı yapmak kolaydır. Komşusunuz evi, iş yeri yakılırken Türkiye'nin batısı bu işe ne diyor. HDP Türkiye için bir şanstır" diye konuştu.
"KARDEŞLİK DÜĞÜNDE DEĞİL TAZİYEDE BELLİ OLUR"
Kardeşliğin düğünde değil taziyede belli olacağını dile getiren Demirtaş, şunları söyledi:
"Türk-Kürt bugün el ele versin. Kardeşlik düğünde değil, taziyede belli olur. Hakkımızdır bunu görmek istiyoruz, büyük bir zulüm ve baskı altındayız. Polis eşliğinde arşivimiz yağmalandı ve yakıldı. Neredeyse 60 odalı yerimizde tek oda ateşe verildi o da arşiv odamız. Yüzlerce kişi parti merkezinin önünde, aradık uyardık tedbir alınmasını istedik. En son kendim Ankara Valisi'ni aramak zorunda kaldım ama anladım ki kendisi de işin içinde. Bir genel başkana terbiyesizce, saygısızca bir konuşma yaptıktan sonra telefonu kapatmıştır. Buradan o devlet memuruna sesleniyorum, arkadan duran bir iktidar yok. AKP'ye güvenerek yanlış yapmayın sakın. Size yazık olur yıllarca hapis yatarsınız, sizi korumazlar. Paralarını alır yurtdışına giderler."
"KENDİNİZİ SAVUNMANIZ KANUNA GÖRE DE HAKTIR"
Tahriklere prim verilmemesi gerektiğini aktaran Demirtaş, "Biri sizin evinizi yakmaya geliyorsa ona karşı kendinizi savunmanız kanuna göre de haktır. Size evinizi, işyerinizi, partinizi yakmaya yıkmaya çalışanlara karşılık vermeniz hakkınızdır, onları anasından doğduğuna pişman edin. Orantılı bir şekilde herkes meşru müdafaasını yapmalıdır. Parti teşkilatlarımız zara onarılacaktır, çalışmanıza devam edeceksinizdir. HDP bugün Türkiye'nin batısında oy almak için değil, hep beraber yaşamak için parti tabelamızı asıyoruz, onlar sıradan bir tabela değildir, kardeşliğin tabelasıdır. Bugünler gelip geçicidir, korkmak asla kitabımızda yoktur, Allah'tan başkasından korkmadık korkmayız. İnanın hepimiz ölüm tehditleriyle çalışıyoruz, bunlara kulak assak çalışamazdık, bu ülkenin evlatlarından daha kıymetli değil diyoruz. Bedeller büyük biliyoruz, bu acıların hepimizin ortak yaşam harcı yapmak istiyoruz, bunlar geçecek ama emin olun geçecek. Hep birlikte başaracağımıza inanıyoruz" şeklinde konuştu.
CİZRE'DEKİ SOKAĞA ÇIKMA YASAĞI
Cizre'de 6 gündür sokağa çıkma yasağının olduğunu hatırlatan Demirtaş, şöyle dedi:
"Cizre'de sokağa çıkma yasağı kaldırılmıyor. Sıkıyönetimde en vicdansız hükümet bile 1-2 saat zaman tanırlar. 6 gündür kesintisiz sokağa çıkma yasağı var. Cizre halkı direndiği için bunu yaşıyor. Kayıtları var, anons yapılıyor. Madem HDP'ye oy verdiniz hadi bakalım çıkın da görelim, çıkanı vururuz diyorlar. Evde ölenler var, keskin nişancılar tarafından vurulan kadın var. Cenaze defnetmek yasak, ekmek yok su yok elektrik yok. Halk evde ne varsa onu yiyor, bebekler susuzluktan çatlayacak pozisyonuna gelindi. Ben şimdi İsrail ve Filistin'i burada anlatsam hele o sulu göz olanlar hüngür hüngür ağlayacak. İsrail Filistin'e neler yapıyor diyecekti. Müslümanız ya hepimiz vicdanlara sesleniyorum. Kendine Müslüman diyen bir iktidar sokağa çıkma yasağı uyguluyor. Cizre'de ne olacak? AKP'ye oy verecek. Hiçbir şey olmayacak biz daha da çok güçlenip, bileneceğiz. İktidarın vekili kıyım çağrıları yapıyor, isim isim hedef gösteriliyor, saldırın diyorlar. Cizre'yi savaş uçaklarıyla bombalasalar AKP alkışlar. 6 gündür ablukada Cizre, Kerbela'ya çevirdiler, gazeteciler biz böyle bir şey görmedik diyorlar. Yıl 2015, bu rezilliğe göz yumamayız, bugün Cizre'ye hareket ediyoruz. Tek talebimiz var, sokağa çıkma yasağı kaldırılsın. Cizre kaymakamı, valisi samimilerse biz bunun için yola çıkıyoruz. Durumun şiddetsiz bir duruma dönüşmesi için elimizden geleni yapacağız. Askerin de polisin de vatandaşın da canını korumak için gidiyoruz. Bütün halkımızı her yerde bu Cizre yürüyüşümüze sahip çıkmaya çağırıyoruz. Bizim Cizre'den vermeye çalıştığımız sağduyu mesajımız engellenmesin. Umuyorum biz Cizre'ye varmadan sokağa çıkma yasağı kaldırılmış olsun. Şırnak'tan Nusaybin'den kimin ne imkan varsa biz hep birlikte Cizre'de olacağız. Bu Erdoğan-Davutoğlu ikilisinin İsrail'i geçen vahşetine boyun eğmeyeceğiz, inşallah hayırlı bir neticeyle geri dönmüş oluruz. Bütün halkımıza parti çalışanlarımıza, evleri iş yerleri yakılanlara geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Bugünler geçecek ve onurlu duruşunuz bize kazandıracak, bunlar kendi kin ve öfkelerinde boğulacaklar."
"BİZ BARIŞ İÇİN FİZAN'A BİLE GİDERİZ"
Bir gazetecinin "Silahlar sussun çağrınıza cevap geldi mi, İmralı için görüşme talebi yapıldı mı" sorusuna Demirtaş, "Bir KCK'dan biri de Cumhurbaşkanından geldi. Cumhurbaşkanı silahlar susmayacak dedi. KCK biz masaya oturmaya hazırız dedi. Biz barış için Fizan'a bile gideriz. Cumhurbaşkanı ve Başbakan ülkeyi felakete sürüklüyor kimse sesini çıkarmıyor. HDP ne yapsın. HDP Kandil" 30 kere gitse ne olacak? İğne ucu kadar barış gördüğümüz yerden gireriz. Bizden başka barış diyen var mı? Ağızlarından barış, çözüm lafını duydunuz mu" diye cevap verdi.
Ankara'da yapılan saldırıların seçim çalışmalarını etkilemeyeceğini belirten Demirtaş, "Çadır kurarız 3 saatte evraklarımızı tamamlarız yine veririz. 3 saat sonra evraklar yenilenir. Dijital ortamlarda da evraklar kayıtlı. Yok öyle üçkağıtçılık" dedi.
Seçimin yapılıp yapılmayacağı sorusunu yanıtlayan Demirtaş, "Bu ortamda seçim yapılması imkansız dedik. Belki de Cizre'ye sokulmayacağız. Yüzde 85 oy oranımız orada. Cizre'de seçim nasıl yapılacak ben bunu örnek verdim. Nasıl olacak orada seçim bunu söyledim. Bölgedeki durum iyi değil. Böyle ruh halinde değiller. Cenazeler kaldırılamıyor, Vefat eden 12 yaşındaki çocuk buzdolabına konuldu, bir anne bunu yaşadı. 2 gün evde böyle yaşadı. Bu utancı yaşattınız bu ülkeye. İnsanları her gün ölüme gönderip sarayda oturanlardan bahsediyoruz, takdir Türkiye toplumunundur. Vicdanınız varsa bu alçaklardan bu hesap sorulsun. Seçim yapılamaz diye bir öngörümüz yok" diye konuştu.
Son dönemde gazete binası ve basın mensuplarına yapılan saldırıları da değerlendiren Demirtaş, "Yani Hürriyet'e de saldırıyorlar, Dicle Haber Ajansı'na da saldırıyorlar, Koza'ya da saldırıyorlar. Yazdıklarınız, çizdikleriniz engelleniyor sanmayın, sosyal medya artık haberlerinizi görüyoruz merak etmeyin. Saray sanıyor ki siz başınızı kuma gömüyorsunuz ama başka yeriniz açıkta kalıyor dünya görüyor. Hepsinin yanındayız, dayanışma içindeyiz" şeklinde konuştu.
Bir gazetecinin "Kılıçdaroğlu ile görüşecek misiniz" sorusuna Demirtaş, "Ülkede durum kötüleşiyor. Her gün her an memnuniyetle bir araya geliriz. Çözüm için barış için kapılarımız açıktır. CHP ile zaman zaman temas kuruluyor. CHP'de bir çaba bir uğraş var görmüyor değiliz. Bölgede araştırma yapıyor, rapor hazırlıyoruz uğraşıyorlar ama yeterli değil. Kılıçdaroğlu da önümüzdeki günlerde isterse bir araya geliriz memnuniyetle" diye cevap verdi.
Bu arada, Demirtaş'ın açıklamalarını Abdullah Öcalan'ın fotoğrafı altında yapması dikkat çekti.
Demirtaş ve beraberindekiler basın açıklamasının ardından 6 gündür sokağa çıkma yasağının bulunduğu Cizre'ye hareket etti.