Son dönemlerde hükümete yönelik sert eleştirileri ile gündeme gelen Mhp Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada Başbakan Erdoğan'a yönelik sert eleştirilerde bulundu. Erdoğan'ı Türklüğe savaş açmakla suçlayan Bahçeli, "Sayın Başbakan ilkokulda andımızı okurken hiç mi kalbin çarpmadı. Sen de öyle ya da böyle Türküm, Doğruyum veya Çalışkanım derken içten içe Türk olmadığını mı hatırladın. Türklüğe kin ve husumet mi besledin? Türk olmak seni neden bu kadar gocundurmakta, kaşındırmaktadır" dedi.
Irak Tezkeresi'ne destek vereceklerini de belirten Bahçeli, "Türkiye'nin ve aziz milletimizin menfaati, olası terörist saldırıları, Türkmen kardeşlerimizin emniyeti için Irak Tezkeresi'ne onay vermeyi düşünmekteyiz" şeklinde konuştu.
Bahçeli'nin açıklamasından satır başları;
"Milli kimliğin saldırıya uğradığı hazin bir dönemden geçiyoruz. Milli bünyemiz darbeler karşısında korumasız kalmıştır. Sorunların üzerinden gelmek zorlaşmaktadır. Ak Parti ile birlikte eşitsizlikler sivrilmiş, hukuksuzluklar yaygınlaşmış ve her tarafı sarmıştır. Ak Parti iktidarında yandaş milyarderler hızla artmıştır. Türkiye ekonomisi bıçak sırtındadır. İktidarın besleyip büyüttüğü elit, kaymak tabaka geniş imkanlara kavuşurken milletimiz yoksullaşmış. Çalışmadan cebini dolduranlar Ak Parti ile altın çağını kazanmıştır. Yandaşlar, asalaklar, zevk düşkünü tembeller Ak Parti ile altın çağını yaşamışlardır.
"UYUMU HİÇ BOZMADIK"
Malumunuz olduğu üzere siyasetimizin ana fikri önce ülkem ve milletim, sonra partim ve ben anlayışına göre somutlanmıştır. Ben merkezli siyaset bize her zaman yabancıdır. Bizi diğerlerinden ayıran ana vasfımız budur. 44 yıllık yürüyüşümüzde modernlikle geleneğin ilkeli duruşla Çağa ayak uydurmanın bağlantısını iyi kurduk. Uyumu hiç bozmadık. Cesaretimiz çılgınlığa, heyecanımız yılgınlığa yenilmemiş yenilmeyecektir. Mazisi 1 asrı aşan fikriyatımıza tutunarak, şehitlerimizin aziz hatıralarını yaşatarak siyasi mücadelemizi verdik veriyoruz.
"MHP, TAŞIN ALTINA ELİNİ KOYAR"
Türk milliyetçiliğinin kırmızı çizgileri neyi gerektiriyorsa siyasi kabullerimiz neyi şart koşuyorsa onu yapar onun yanında yerimizi alırız. Birileri istedi diye doğrularımızdan ayrılmayız. Birileri kızdı beğenmedi diye çizgimizden dönmeyiz. İç ve dış siyasi tercih tespit ve tavsiyelerimizin hepsi ne olursa olsun Türkiye'nin faydasına dönüktür. Bu ilkesel yaklaşımı kenara itip herhangi bir siyasi aktörle kavgaya girmek şöyle dursun abes olmak şöyle dursun saygınlığımızın hiçe sayılması anlamına gelecektir. Özellikle Türkiye'nin güvenliği milli çıkarları söz konusu olduğunda takınacağımız tavır hiçbir zaman belirsiz olmamıştır. Mevzu Türkiye olduğu sürece Mhp taşın altına elini koymaya vardır.
"KALIN KAFALARINA KOYMALILAR"
Bizim kararlarımızı güdük akıllarınca, küçük beyinlerince ona buna destek çıkma olarak görenler öncelikle kendi işlerine bakmalıdır. Partimizi illaki birilerinin yanına koyma ve peşine takma hastalığına yakalananlar iflah olmaz Mhp düşmanlığı hastalığına yakalandıklarını kalın kafalarına koymalıdır.
"Akp SURİYE'DEKİ GELİŞMELERİ OKUYAMADI"
En uzun kara sınırına sahip olduğumuz Suriye'nin iç savaşa sürüklenmesi ülkemiz adına büyük tehlikelidir. Şam güvenli olmadıktan, Beyrut Rahat yüzü görmedikten, Kahire güvenli olmadıktan sonra Ankara emniyetli olmayacaktır. Tarihi ve kültürel bağlarımız bunu göstermektedir. Türkiye adeta diken üstündedir. Akp'nin yanlış noksan ve milli gerçeklerle bağdaşmayan dış politikası sınır hatlarımızı teröristlere terk etmiştir. Suriye kaynaklı sorunlar insanımızı tehdit etmektedir. Devletin bölünmez bütünlüğünü de hedef almıştır. Erdoğan'ın Esad düşmanlığı ve muhaliflere silah ve lojistik destek sunma aymazlığı Türkiye'yi zor duruma sokmuş taraf durumuna getirmiştir. Akp Suriye'deki gelişmeleri okuyamamıştır. En başta Akçakale, Ceylanpınar ve Reyhanlı olmak üzere il ve ilçelerimiz Suriye kaynaklı teröre açık hale gelmiştir. Milyonlarca Suriyeli mülteci olmuştur. 100 bin kişinin ölümü son derece kaygı verici bir tablo ortaya koymuştur. Türkiye de en çok zararlı çıkan ülkelerden biridir. Sadece İstanbul'da 100 bin Suriyeli var. Ülke genelinde 500 bin kişiyi aşmıştır. Türkiye'den yaşları 18-25 arasındaki gençlerin savaşmak için Suriye'ye savaşmak için götürüldüğü bilinmektedir. Akp'nin kucak açtığı El Kaide ve El Nusra ve Esad yanlısı örgütler Türkiye'de cirit atmaktadır. Bir yanda Pkk'nın militan kadrosuna tehditle eleman takviyesi, diğer yanda değişik terör gruplarına eleman temini göz önünde olmaktadır.
"ERDOĞAN GÜNAH ÇIKARIYOR"
Anlaşılacağı üzere Türkiye terör kuşatması altına alınmıştır. Başbakan ise Esad'a terörist diyerek günah çıkarmaktadır. Asıl katiller kafa kesen alçaklar Başbakan ve hükümetinin himayesi altındadır. Başbakan Esad'la kavga ederken, profesyonel katiller sınırımıza üşüşmüştür. Pkk PYD ittifakı sınırlarımızda hakimiyet alanını genişletme isteğinden bir an olsun vazgeçmemiştir.
"Pkk İLE AYNI HİZAYA GELEMEZDİK "
MHP olarak bir yıl önceki tezkere kararına mesele Türkiye olduğundan dolayı destek verdik. Tezkere kararının uzatılmasını biz önermiştik. 4 Ekim 2013 günü tezkere kararı bir yıl daha uzatılmış olup Mhp olarak şartlı da olsa olumlu yaklaştığımız bilinen bir husustur. Konu Akp'ye destek değildir, asla da olmamıştır olmayacaktır da... Bizi Akp'yi stepne olmakla itham ederler, PKK-PYD ittifakının Türkiye'ye ne gibi bir tehlikeye sebep olacağını hesaplamışlar mıdır? Milli çıkarlarımızı yakından ilgilendiren tezkereye hayır diyerek Pkk ile aynı hizaya gelmiş olsaydık çok mu sevineceklerdi.
TEZKEREYE DESTEK
İçten veya dıştan bize mürebbiye gibi parmak sallayanlar neyi amaçladıklarının farkındalar mıdır? Mhp'nin Akp'ye baston, CHP'ye vagon diyen zeka özürlüler, sizin maksadınız nedir ve kimlere hizmetle görevlisiniz? Türkiye yanarken, Türk milleti saldırıya uğrarken oh olsun mu diyecektir. Irak'ın kuzeyindeki fitne benzeri bir oluşum Suriye'de de oluşurken buna alkış mı tutalım? Bu teröristlere yürüyün mü diyelim? Tavrımızı sorgulayan bizi devamlı bir yerlere yamamaya çabalayan kim olursa olsun, art niyetlidir. Başkalarının nam ve hesabına tetikçilik yapan utanmaz zihniyetlerdir. Bizim Pkk maşalarının beyanlarına sanal medya üzerinde dedikodu yapan küstahlara itibar edecek zamanımız da halimiz de yoktur. Hiç kimse bizden siyasi saiklerle Türk milletini geri plana atmamızı beklemesin. Değil Akp, iktidarda kim olursa olsun bizim milli konularda duruşumuz nettir. Mhp kişilikli kimlikli omurgalı ve tecrübeli milli politikasıyla duruşundan taviz vermeyecektir. Bunun dışına da hiç çıkılmayacaktır. Biz Akp'nin tezkere kararları altında ne dolaplar çevirdiğini biliyoruz. Alınan ve bir kenara bırakılan tezkereleri de biliyoruz. Hükümetin samimiyetsiz adımlarına yakından şahit oluyoruz. Akp zihniyeti bir tarafta Pkk ile pazarlık ederken diğer tarafta Irak'ın kuzeyinden gelen tehlikelere karşı sınır ötesi harekat için Meclis'ten izin talebinde bulunmuştur.
"ÇÖZÜMCÜ BAŞBAKAN NEREYE GİTMİŞTİR?"
2007'den beri hükümet tezkere almaktadır fakat ortada hiçbir icraat yoktur. Sanırım Başbakan Meclis'e yazılan yazıyı okumadan imzalamıştır. O yazıdaki şu ibareler trajikomiktir. "Irak'ın kuzey bölgesinde yuvalanmış bulunan Pkk terör örgütünden kaynaklanan ve ülkenin milli birliğine açık tehdit, bölgede ahiren meydana gelen gelişmelerin etkisiyle devam etmektedir"... Başbakan bu kararnamenin altına imza atıyor. Başbakan sınır ötesi için izin isterken aklı başında mıdır? Çözümcü Başbakan nereye gitmiştir. Silahlar konuşsun diyen Başbakan'a ne olmuştur. Pkk'yı terör örgütü olarak görürken onlarla nasıl masaya oturmuştur?
"SENİ KİMLER YÖNETİYOR?"
Sayın Başbakan seni kim yönetmekte, kimler uzaktan kumanda etmektedir. Pkk senin herşeyini kuşatmıştır. Bu zihniyetin asıl yüzünü bilmemize rağmen yine de olası terörist saldırıları ve Türkmen kardeşlerimizin güvenliği için tezkereye destek verdik.
Başbakan Erdoğan, hafta sonunda Adana'da yaptığı konuşmalarda aklınca bize laf yetiştirmeye gayret etti. Erdoğan bizim İstanbul demokrasi mitinginin gölgesinde kalmamak için apar topar sanal açılışlara katılmıştır. Her gittiği yerde gayri milli özelliklerini bir kez daha ortaya koymuştur.
"TESCİLLİ TÜRK DÜŞMANI"
Andımız slogan değil yemindir. Başbakan şunu demiştir: Türküm dediler Türkiye'nin itibarını süründürdüler, doğruyum dediler yolsuzluğa mahkum ettiler. Bu sözleri ancak ve ancak tescilli bir Türk düşmanı söyleyebilir.
"TÜRK OLMADIĞINI MI HATIRLADIN?"
Başbakan Erdoğan Türklüğe savaş açmıştır. Sayın Başbakan ilkokulda andımızı okurken hiç mi kalbin çarpmadı. Sen de öyle ya da böyle Türküm, Doğruyum veya Çalışkanım derken içten içe Türk olmadığını mı hatırladın. Türklüğe kin ve husumet mi besledin? Türk olmak seni neden bu kadar gocundurmakta, kaşındırmaktadır. Sen ki mahalle aralarında top oynarken bu millet seni Başbakanlığa siyasetin tepesine çıkarmıştır. Sayın Başbakan bizzat sen Türkiye'nin itibarını yerlerde süründürdün.
Milliyetçilik sana çok yabancıdır, BOP'un panzehiridir. Eğer senin bir milliyetin, kimliğin varsa sana tavsiyemiz sen de onun sloganını at onunla övün. Yoksa sus seni arif bilsinler ya da adam sansınlar. Biz göğsümüzü gere gere Türküz diyoruz, sen ne diyorsun?
"HAÇLI SEVDASINDAN VAZGEÇ "
Türklükle uğraşma. Haçlı sevdasından vazgeç. Onlar emellerine ulaşamadı, sen ise asla varamayacaksın. Başbakan, Adana'da milliyetçilik ile ilgili yorumlar da yapmıştır. Sayın Başbakan Andımız slogan değil, adı üstünde yemindir. Her türlü milliyetçiliği ayaklar altına aldığını söyleyen Başbakan'ın milliyetçilik ile ilgili yorumlar yapması ne haddinedir?
"HESABI SORULACAKTIR"
Erdoğan, yıllardır başörtüsünü siyasetin malzemesi yapmıştır. Partimizin girişimi ile başörtüsünün çözümü için harekete geçmiştik. Bizim başörtüsünden rahatsız olmamız eşyanın tabiatına aykırıdır. Başbakan başörtüsünü Pkk'nın rezilliklerinin kılıfı yapmıştır. Bölücü paketine başörtüsünü iliştirme şirretliğinin hesabı şüphesiz sorulacaktır.
Son olarak anayasa değişikliğe ile ilgili tartışmalara değinmek istiyorum. TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu ağır da olsa çalışmalarını sürdürmektedir. Başbakan Erdoğan'ın son günlerde yaptığı açıklamalar komisyon üzerinde baskı oluşturmaktadır. Üzerinde uzlaşılan maddelerin TBMM'ye getirilerek AKP-CHP arasında diyalog vardır. Bizim sözümüz ise öz olarak şudur. Uzlaşma komisyonu faal ve çalışır haldeyken maddelerin bölük pörçük bir şekilde Meclis'e getirilmesine karşıyız. Ama o partiler uzlaşırsa diyeceğimiz bir şey yok.