Ekrem İmamoğlu hangi takımı tutuyorsunuz sorusuna, "Benim takımımı herkes biliyor. Ben Trabzonspor'da yöneticilik yaptım. Ben Trabzonsporluyum. Trabzonspor'da futbol oynamak Şenol Güneş'in yerine kalecilik yapmak istedim. Ama ben sporcuyum herşeyden önce." dedi.
"BAŞAKŞEHİR İLE OLMAZ..."
"Benim lisem 130 yılı aştı. Trabzon Lisesi'ni Mustafa Kemal Atatürk üç defa ziyaret etmiştir.İlk ziyaretinde giydiği kıyafeti ile bir heykelini Trabzon Lisesi'ne hediye etmiştim. Altına da Trabzon Lisesi'nin defterine yazdığı metni yazdık. Fikren çalışmayla beden çalışması aynı paralelde yürürse daha gelişen bir toplumun mesajını veriyor vecizinde. İstanbul'da bu kavram çok aşağılara indi. Belediye sporun içinde değilse o şehirde spor olmaz. İstanbul'da doğru dürüst atletizm pisti yok. 1903'de Beşiktaş'ı, 1905'de kurulmuş Galatasaray'ı, 1907'de kurulmuş Fenerbahçe'si varken siz haka ben takım kurdum şampiyon olacağım diyorsunuz. Ben bu şehrin köklü kulüplerinin bu kentte spor kulüplerinin geliştirilmesinde iş birliği yapacak belediye başkanı olacağım. Sadece bir takımla dünyada marka olan kentler var. Dünyanın neresine giderseniz ilk o anılır. İstanbul Başakşehir vs. gibi kulüplerle sporu beslerseniz, İstanbul'a olimpiyatı vermezler."
İmamoğlu’nun konuşmasından satır başları şöyle;
“Büyükçekmece benim komşu ilçem. Belediye Başkanı Hasan Akgün uzun yıllardır bir arada olduğumuz deneyimli bir belediye başkanı. Süreci canlı canlı takip ettim. Önce Büyükçekmece’yi biraz anlamak lazım. Büyükçekmece göç alan ilçelerden biri. Yılda 10-12 bin nüfusu artan ilçelerden birisi. Beylikdüzün’de biraz daha fazla 16-17 bin…
Bazen öyle açıklamalar duyuyorum ki kulaklarıma inanamıyorum. Dinledikçe insan verileri anlatmak konusunda bu kadar mı acemi? Bu kadar mı kötü niyetli olur insan diye düşünmekten alamıyorum kendimi.
Büyükçekmece’nin seçmen hareketlerinden bahsetmemiz lazım. Öyle bir bahsediyorlar ki sanki bir anda Büyükçekmece’de 20-25 bin seçmen hareketi olmuş gibi bir tarifle insanların zihinlerini bulandırmaya çalışıyorlar.
Seçim tarihi 7 Haziran 2015 seçmen sayısı 158 bin 611. 1 Kasım 2015, seçmen sayısı 161 bin 699. Arada 6 ay var. 6 ayda seçmen sayısı 3 binin biraz üzerinde seçmen sayısı artmış. Kullanılan oy 7 Haziran’da 135 bin 426. 1 Kasım’da 141 bin 811. Geçerli oy 7 Haziran’da 126 bin 069. 1 Kasım’da 139 bin 286.
Hemen bu yıla gelelim. 24 Haziran 2018’de Büyükçekmece’nin seçmen sayısı 172 bin 351. Kullanılan oy 151 bin 331. Geçerli oy 149 bin 138. Deniyor ya 20 bin hareket, 25 bin hareket. Eğer doğru konuşuyor olsalar geçerli oyun 175 binlerde olması gerekiyor. Yerel seçimlerde katılım düşüyor, geçerli oy 31 Mart’ta 144 bin 733. YSK Başkanı çok net taşınmış oy ya da hayali oy diye bir şey yoktur diye açıklamaları var Şubat ayında. Aynı nüfuslara sahip Sancaktepe’te ve Çekmeköy’de daha yoğun nüfus hareketleri var. Eğer dikkat çeken nüfus hareketleriyse. İstanbul Milletvekili Özgür Karabat’ın bir takım verilerini söylemek istiyorum. Çok önemli. Sözüm ona İBB Başkanı Sayın Uysal ve ne yazıkki sözüne çok güvendiğini söyleyen, aslında aldatıldığını ifade edeceğim Sayın Cumhurbaşanı’na burada tekrar güvenini kontrol etmesini önereceğim.
Seçimi karalayarak başka bir mecraya taşıyan insanlara diyorum ki yeter. Yalanla iftirayla yönetmeyin. İnsanları rahatsız ediyorlar yeter. Bir kadın arıyor diyor, telefonla arıyorlar diye. Kapıları çalıyorlar. O niye var niye yok diye. Neyi baskı altına almaya çalışıyorlar. Ne olur bize noral var diye arıyorlar vatandaşlar.
Ben diyorum ki: Uydurma süreçlerden vazgeçin. Hukuk temelli konuları anlatmıyorum. Onların uzmanları var. Polis teşkilatımızın 174. kuruluş yıl dönümünü kutluyorum. Polislerimizi böyle şeyler için yormasınlar. Taşınamazlar mı taşınabilir. Benim derdim değil. YSK alır bakar. Gider vatandaş oy kullanır. Benim, sayın Hasan Akgül’ün derdi değil.
Seçimin kazananı belli Büyükçekmece’den bahsedersek sayın Akgün. Kaybedeni belli. Bu seçimin belli olduğu süreçte kaybedilen süreçte arayış. Büyükçekmece’de AK Parti’de siyaset yapmış insanları biliyorum tanıyoırum. Komşularım arkadaşlarım. Çay içeriz, selamlaşırız, yemek yeriz. İyi biliyorum ki başları öne eğik, üzüntülüler. İftira dolu tanımlamalarla bu ilçeyi bilmeyen bir insan insanları rencide ediyor. Yapmayın kardeşim, seçim bitti işinize bakın. Niye kaybettik diye önününze bakın. Alın başınızı önünüze düşünün. Bir sonraki seçime hazırlanın. Büyükçekmece’den bulduğumuzla Büyükşehir’de ne yaparız diyorlar.”
“100 YILIN MEDYA SKANDALINA ADIM ATTI ANADOLU AJANSI”
“YSK ben verileri 11’de girmeye başladım dedi. Medya devletin kurumuna güvenmek zorunda. Ne zaman 10’da açıklamaya başladık gözler pat bize çevrildi. Şükürler olsun vatandaşımıza duyurular yaptık. Verdiğimiz sözü tuttuk. Gerçekler açıklanmaya başladı 11-12 saat veri veremedi Anadolu Ajansı. Acaba neler planlanmıştı? Şeytanın avukatlığını yapalım.
Bir ortağı AA, bir ortağı AK Parti’nin Genel Başkan yardımcısı. En büyük mağduru Binali Yıldırım. Çıktı, 3 bin 870 oyla seçimi kazandık dedi. Bir alkış koptu. Aldatıldığı için konuşma yaptırımdı Sayın Yıldırım’a. Kimin yüzünden aklı kıt, elindeki verilerle operasyonu yönetebileceğini düşünen 3-5 kişi.
Sabahın köründe afişler asılmaya başlandı. Demokrasi adına bir katletme operasyonu. Binali Yıldırım’ın yerinde olsam o kişilerin yüzüne bakmak, maddi manevi, ahirete dair haklarımı ararım.
Neymiş özür dileyecekmişim. Suç duyurusunda bulunacağım. Milletvekillerine de söyledim. 100 yılın medya skandalına adım atmıştır AA. Sen kime hizmet ediyorsun? Halka mı hizmet ediyorsun 3-5 kişiye mi?”
GEÇERSİZ OYLAR DİREKT AMPULE BASILMIŞ
İmamoğlu, geçersiz oyların sayımında rakibi Binali Yıldırım’a daha fazla oy çıkmasını şu şekilde izah etti;
“Bütün unsurları güvence altına alacak açıklamalar yapıldı. En iddiaları açıklamayı AK Parti yaptı. Biz o kadar iddialı konuşmadık. Milyonun üzerinde sandıkta imzaları var. Fark 24.057 idi birleştirme tutanaklarında. AK Parti’nin itirazları sonucu maddi hataların olduğu tutanaklar değiştirildi. 20 bin 388’e düştü. Bazı ilçelerin tamamı bazı ilçelerde geçersiz oyların sayılmasıyla ilgili karar alındı. 6 bin civarı fark düştü. 14 bin 87’e düştü. Bize de rakibimize oy yazıldı. Direkt ampule basıldığından yanlış yönlendirmeden kaynaklı geçersiz sayılan oylar geçerli hale getirildi.
Sondajla 57 sandık belirlenmişti. Diğerlerinde oyların tamamının sayılması reddedildi. Buradan çıkan sonuçla 13 oy fark elde etmiş olduk. Maltepe sayılıyor sadece şu an. Yavaş bir sayım devam ediyordu. Oraya arkadaşlarımızı gönderdik. 25 günde bitmez. YSK yeni kurul oluşturulması kararı aldı.
Binali Yıldırım, 3 defa yatcaz kalkcaz dedi. 8 gün oldu. Ben yatıp kalkamıyorum. Gece gündüz çalışıyorum. Büyük Şehir belediyesine hazırlık yaptığımız konularla ilgili çalışıyoruz. Ben diyorum ki sayın cumhurbaşkanı ilk gün kabul etti. Sinyali verdi. Sayın cumhurbaşkanı süreçle ilgi camide verdiği bir mesaj var. Psikolojik kısmına girmiyorum, her şeye cevabım var. demek ki orada da kabul etti. 25 yıl yönettiniz. Sakin olun endişe etmeyin. Kapınıza gelip çöpü alacağız, en güzel hizmeti getireceğiz. Önce oy vermeyenlerin kalbini kazanacağız. Gelin bizi dünyaya rezil etmeyin.
AK Partiye hizmet etmiş, kuruculuğunu üstlenmiş isimler var. 17 yıl yönettiler. İyi hizmetler yaptılar. Alkışlamayı severim. Açılışa davet etmediler, kendim gittim.
İyi yapılan şeyi alkışlarım kardeşim. AK Parti’ye hizmet etmiş insanlar bu sürece kızıyor. İftira üzerine ayakta duramazlar. Tek dertleri koltukları. İstanbul’a zaman kaybettiriyorsunuz. Türkiye’ye itibar kaybettiriyorsunuz. Tek dertleri, eyvah benim koltuğum ne olacak?”
TOPAL ÖRDEK YANITI
İmamoğlu, İBB Meclisi’nde çoğunluğun AKP’de olmasıyla ilgili olarak, “Tahmin edemeyecekleri kadar güzel yöneteceğim. Toplumun önünde cereyan edecek her şey. Kaç kişiyiz biz 180 küsür kişi. Ne olacak? Birisi İstanbul’a bile bile ihanet mi edecek? Hadi etsin bakalım. Her birisi İstanbul’a hizmet etmek için geliyor. Dolayısıyla biz o insanların hizmet etmeleri için ortak akıl kavramını devreye sokacağız. İstabul’un 39 belediye başkanı benim yol arkadaşımdır. Hangi partiden seçildiyse… Hepsinin kapısını çalacağım. Benim belediyemi ziyaret etmediler. İzin alamadılar. Benim izin alacak yerim yok. Benim genel başkanım öyle bir şey demez. Bu millet üretken, kabiliyetli. Bu millete fırsat, eşit ortamlar tanıyacaksınız. Birinci zehir partizanlık. Kapımızdan içeri girmeyecek kardeşim. Partiler hizmet için araç, amaç değil” ifadelerini kullandı.
MEDYAYI TEHDİT ETTİĞİ İDDİALARINA YANIT VERDİ
Ekrem İmamoğlu, medya şirketlerinin sahibi olan aileleri tehdit ettiği yönündeki iddialara şu yanıtı verdi;
“Hayatımda tehdit nedir bilmem. Yalan nedir bilmem. Allahıma şükür. İtibarlarını hatırlattım. Aile soyadlarını hatırlattım. 60 yıllık kurumları temsil ediyorsunuz dedim. Yandaş kısmı anmıyorum bile. Onlar vazifeli. Siz öyle değilsiniz yapmayın dedim. Üzüldüm ben kimseye parmağımı sallamadım. Hatırlatmak vazifem. Partinin temsilcisi benim yaptığım toplantıya cevap veriyor. Onu yayınlıyor. Beni yayınlamıyor. Vatandaş ne anlayacak bundan.
İnce hesaplar, beyinde dolaşan tilkiler benim hiç işim değil. Zihnim insanlar hakkında çok temiz. İşlerini yapsınlar bu dil onlara minnettarım der, teşekkür ederim.”