Irak Dışişleri Bakanı Hoşyar Zebari, terör örgütü PKK'dan Irak'tan mümkün olan en kısa sürede çıkmasını istedi.
Zebari, Reuters haber ajansına verdiği demeçte, hükümetinin, TBMM'de tezkerenin kabul edilmesinden "rahatsız olduğunu" belirterek, diyalog çağrısında bulundu.
Dışişleri Bakanı Zebari, Türkiye'nin terör örgütü PKK'ya karşı yakında büyük bir operasyon başlatmasını beklemediğini, ancak bunun muhtemelen kuzey Irak'taki şüpheli terör örgütü mevzilerine hava akınları şeklinde olabileceğini savundu.
IRAK'A ÖCALAN TAKTİĞİ
Öcalan'ın Suriye'den atılmasında da benzer bir süreç yaşanmıştı. 16 Eylül 1998'te Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Atilla Ateş'in Suriye sınırındaki Hatay'ın Reyhanlı ilçesinden yaptığı konuşmada şöyle diyordu:
"Suriye gibi komşular, iyi niyetimizi yanlış tefsir ediyorlar. Apo denen eşkıyayı destekleyerek Türkiye'yi terör belasına bulaştırdılar. Türkiye iyi ilişkiler konusunda gerekli çabayı gösterdi. Türkiye beklediği karşılığı alamazsa, her türlü tedbiri almaya hak kazanacaktır. Artık sabrımız kalmadı."
Ardından Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, "Suriye, Türkiye'ye karşı açık bir husumet politikası izlemektedir. PKK terör örgütüne aktif destek sağlamayı sürdürmektedir. Tüm uyarılarımıza rağmen hasmane tutumundan vazgeçmeyen Suriye'ye karşı mukabelede bulunma hakkımızı saklı tuttuğumuzu, sabrımızın taşmak üzere olduğunu bir kez daha tüm dünyaya ilan ediyorum" diye konuştu.
Dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz'ın "Suriye'ye karşı Birleşmiş Milletler yasasının 51. maddesi bize meşru müdafaa hakkı vermektedir" sözleri, Suriye'ye karşı izlenen politikaya bir nevi son noktayı koydu.
Bu olayların ardından Öcalan, Şam Havaalanı'ndan 9 Ekim 1998'te normal bir yolcu uçağı ile Atina'ya hareket etti. Türkiye, Öcalan'ı adım adım takip etti.
Ve son olarak 16 Şubat 1999'da Kenya'da yakalanarak Türkiye'ye getirildi.