Cumhurbaşkanı Erdoğan, sınırda tampon değil, güvenli bölge kurulacağını, bunun da Suriye tarafında olacağını söyledi. Erdoğan, IŞİD’e yönelik kara harekatının da sinyalini verdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, New York dönüşü uçakta IŞİD kriziyle ilgili kritik değerlendirmelerde bulundu. Suriye sınırı içinde güvenli bölge kurulacağı yönünde mesajlar veren Erdoğan, “Türkiye üzerine düşen görevi yerine getirecektir. Hudutlarımızı elbette korumak durumundayız” dedi. Erdoğan’ın sorulara verdiği cevaplar şöyle:
BM GÖRÜŞMELERİNDE SURİYE İLE İLGİLİ NE KARAR ALINDI?
BM Güvenlik Konseyi daveti ABD Başkanı Barack Obama tarafından yapıldı. 15 üyenin dışında davet edilen ülkeler de konuşma yaptı. Toplantıyı başından sonuna kadar Obama bizzat yönetti. Bizim de yaklaşık 10 dakikalık konuşmamız oldu. Toplantı tamamıyla Irak-Suriye bağlamındaydı. Görüşmede özellikle yabancı savaşçılar üzerinde hassasiyetle duruldu. Türkiye biliyorsunuz devamlı bir ithamla karşı karşıyaydı. Fakat herkes orada itiraf etti. Fransa bine yakın, İngiltere 600 civarında kendilerinden savaşçı gittiğini, Almanya dahil birçok Avrupa ülkesinden geçişler olduğunu... Gelinen noktada bir kararlılık var. O gün Sayın Obama ’Şu ana kadar bu girişimimizi destekleyen ülke sayısı 104 oldu’ dedi. Bu sayı daha da artacaktır.
KOALİSYON MU YOKSA SALDIRILARI DESTEKLEMEK MANASINDA MI SÖYLÜYORSUNUZ?
Koalisyon manasında da koalisyonun attığı adımların amacı noktasında da var. Yani burada tabii birinci derecede teröre, terör örgütlerine ve IŞİD’e karşı bir tavır; bunun üzerinde hassasiyetle duruluyor. 2 Ekim’de Meclis’e tezkere gelecek. Bizim de gerekli adımları atmamız gerekiyor. Zira şu anda Suriye’den 140 bin Kürt kökenli vatandaş, 40 bine yakın Ezidi Türkiye’ye girmiş vaziyette. Toplamda 1.5 milyonu bulduk. Bu çok büyük bir potansiyel. Bu potansiyeli bölgede ne kadar absorbe edebiliriz o ayrı bir sorun. Onun için de bizim üzerinde ısrarla durduğumuz konu, uçuşa yasak bölge ve güvenli bölge ilanı, eğit-donat konusu. Bütün bunlara yönelik öyle zannediyorum mutabakat sağlanacaktır. Şu anda görüşmeler devam ediyor.
Kendi içimizde de görüşmeler yapıyoruz. Bizim her şeye hazırlıklı olmamız lazım. İkinci, üçüncü sınıf bir ülke konumunda değiliz. Burada birinci derecede etkilenen ülke konumundayız.
ÖZELLİKLE TAMPON BÖLGE, GÜVENLİ BÖLGEYLE İLGİLİ ÇALIŞMALAR VAR MI?
Yani tampon demeyelim, güvenli bölge demek daha isabetli olur; Suriye tarafında bir güvenli bölge.
BUNUN ÇALIŞMALARI YAPILDI MI TÜRKİYE AÇISINDAN...
Olmaz olur mu tabii yapıldı.
25 KM DERİNLİĞİNDE DİYORLAR...
Bunlar medyanın yazdıkları. Öyle şeyler vardır ki belli bir noktaya kadar sırdır. Bunu açıklarsanız ondan sonra bu sırrın esiri olursunuz. Kararlı bir tutum içinde işin üzerine gidilmesi gerekiyor.
SİZİN BU GÖRÜŞLERİNİZE BİR MUHALEFET YOK MUYDU?
Yok. Sadece Süleyman Şah Saygı Türbesi’nin zaten 38 km kadar bir mesafesi var. Oradaki hassasiyetimiz devam ediyor. Ama bütün bunlarla beraber girişler devam ediyor. Hükümetimizin şu anda yaptığı, tedbirleri belirlemek ve gerekli gördüğü anda da gereğini yapmaktır.
REHİNELERİN KURTARILMASINDAN SONRA ASKERİ VEYA SİYASİ HAREKÂTA KATILMAK GİBİ BİR AÇIKLAMANIZ OLDU. BU POLİTİKA DEĞİŞİKLİĞİNE GİDİLMEK Mİ DEMEK?
Bölgede karşımızdaki tüm terör eylemlerine karşı hassasiyetimiz var. Sınırlarımız tehdit altına giriyorsa adımlar atılır. Askeri harekât buna karşı yapılacaktır.
KARA HAREKÂTI DA VAR MI?
Bunun hava harekâtını, kara harekâtını kim yürütür, kimlerle beraber yürütülür; bunların planlaması NATO çerçevesinde zaten yapılıyor. ABD, özellikle barajlar bölgesinde doğabilecek tehlikelerden dolayı bombardıman yaptı. O anda biz de her türlü insanî yardımı Kuzey Irak’taki tüm gruplara yaptık. Türkmenlere, Araplara, Ezidilere, Peşmergelere, hepsine... Ve o püskürtülmüş oldu. Yani bugün Kuzey Irak çok ciddi bir sıkıntıyla karşı karşıya kalabilirdi. Bitti mi? Bitmedi. Bunun Suriye’ye doğru yeniden yansıması oldu. Bununla da ilgili de şu anda adımlar atılıyor. Ama önümüzde hassas bir süreç var. Mesela Cidde’deki toplantıya 40 ülke katılmıştı. Ama şimdi destek sayısı 104’e çıkmış durumda.
ŞAM YÖNETİMİNİ BU SÜREÇ NASIL ETKİLER?
Şam yönetiminin bu konudaki tavrı ortada. Fakat Rusya bile IŞİD’e karşı bir tavır koyulmasını BM Güvenlik Konseyi’ndeki toplantıda ifade etti.
SURİYE MUHALEFETİNİ GÜÇLENDİRECEK BİR ORTAM OLUŞABİLİR Mİ?
Sadece IŞİD terör örgütüne değil, aynı zamanda rejime karşı da bir adım atılması artık konuşuluyor. Suriye’deki rejim, meşru değildir. Suriye terör örgütlerinin cirit attığı bir alan haline gelmiştir. 200 bini aşkın insan ölmüştür. Yaklaşık 6 milyona yakın insan göçmen, sığınmacı, mülteci durumunda. Dolayısıyla burada terör palazlanıyorsa, terör örgütleri buradan Irak’a, Türkiye’ye, Lübnan’a, Ürdün’e zarar veriyorsa, burada hakikaten atılması gereken bir adım, gereği yapılması gereken bir rejim vardır. Ya Sayın Obama’nın açıklamasıydı ya Biden’ındı; rejime karşı gereğinin yapılması gibi bir ifade kullanıldı.
BM GÜVENLİK KONSEYİ KARARINA İHTİYAÇ OLURSA RUSYA’NIN TAVRI BELLİ. ACABA GÜVENLİK KONSEYİ YA DA BM DIŞINDA BİR ŞEYLE Mİ YAPILMAYA ÇALIŞILIYOR?
Tabii bu terör örgütünü bünyesinde barındıran bir ülke, bunun bedelini de ödeyecektir. Çünkü bu terör örgütünü palazlandıran bu ülke. Artık onu ödemek durumunda kalacaktır.
AMERİKALILAR GÜVENLİK BÖLGESİNE MESAFELİYDİ, TÜRKİYE BU TEZİNİ KABUL ETTİRDİ DİYEBİLİR MİYİZ?
Tezini kabul ettirmiştir anlamında değil de ona bakarsan, uçuşa yasak bölgede de önce sıcak değillerdi, güvenli bölgede de. Ama zannediyorum şimdi bu iş oturacak...
KARADAN BİR MÜDAHALE İÇİN İŞBÖLÜMÜ YAPILIR DEDİNİZ. BUNUN BİR TAKVİMİ VAR MI?
İlgili ülkeler ve birimler zaten görev dağılımlarını yapıyor. Cidde toplantısından sonra ABD, Arap ülkelerinden bazılarıyla birlikte ortak hava harekâtı yaptı. 5-6 ülke katıldı. Bu yapılırken, içeride de Özgür Suriye Ordusu’nun işini kolaylaştırdı. Kara harekâtı orada yürüyor. Bundan sonraki süreç çok daha farklı olacak. Neden böyle diyorum; çünkü güvenli bölge Suriye tarafında oluşturulacak olan bir bölge. Bir diğer taraftan, burayı güvenli kılabilmek için de uçuşa yasak bölgenin sürekli kontrolü gerekiyor.
BİR GÜVENLİK KONSEYİ KARARI ALINACAK MI, ALINMALI MI? YOKSA KOALİSYONUN KENDİ İNİSİYATİFİYLE Mİ OLACAK?
O safhalar artık aşıldı. BM Güvenlik Konseyi’nde IŞİD’i konuştuk. Konuşurken, Rusya da Çin de aynı kanaati paylaştılar, hiç birisi ’hayır olmaz’ demedi.
TÜM BU ANLATTIKLARINIZ OPERASYONUN ÖTESİNDE BÖLGEYE ŞEKİL VEREBİLECEK BİR DURUM GİBİ GELİYOR.
Gelebilir. Yani siz böyle bir terör örgütünü sadece hava operasyonuyla bitiremezsiniz. Bir defa mütemmim gücü karadır. Kara esastır; ben asker değilim; ama hava lojistiktir. Karanın gitmediği yer hiçbir zaman kalıcı olmaz.
KARŞI KARŞIYA OLDUĞUMUZ TEHDİDİN BOYUTLARI ÇOK MU BÜYÜK?
Daha hâlâ çok mu büyük dememiz, işin farkında değiliz anlamına gelir. 140 bin kişi ülkeme geliyor. Öbür taraftan Ezidilerden 60 bine yakın. 1 hafta 10 günde olan şey... Böyle bir durum karşısında Türkiye’nin eli bağlı kalması doğru mu? Öbür tarafta ABD uçak gemilerinden müdahale ediyor. O müdahaleyi yapmamış olsaydı belki de bugün Kuzey Irak olmayabilirdi. En azından o müdahale, IŞİD’i barajlar bölgesini ve Kobani’yi ele geçirmesini engelledi. Ama geç kalınmıştır. 4 yıldır söylediğimiz ama uygulamada netice alamadığımız işler. 102 gün, 49 insanımız onların elinde rehineydi. Şu anda şartlar, 102 gün öncesinin şartları değil. Döner dönmez yapacağımızı konuşacağız. İlgili ülkelerle görüşmelerimiz sürecek. Her ülkeye bir görev düşecektir. Türkiye de üzerine düşen görevi yerine getirecektir. Hudutlarımızı elbette korumak durumundayız.
CNN VE NEW YORK TIMES, SADECE ABD VE ARAP MÜTTEFİKLERİ VARMIŞ GİBİ DAVRANIYORDU. İSRAİL’İN ADI HİÇ GEÇMEDİ. ONUN KONUMU NE OLACAK?
İsrail’in adı hiç geçmedi. Bizim görüşmelerimizde adı geçen ülkeler ağırlıklı NATO ülkeleridir. Arap ülkeleridir. Fakat birinci derecede Türkiye’yi ilgilendiren bir konudur. Çünkü 1250 km sınırı olan biziz. Bu sorunluluktan kaçamayız. NATO ülkesisin, kalkmışsın ABD’den Almanya’dan, Hollanda’dan Patriotları almışsın, oralarda radar üslerini kurmuşsun. Neden kurduk biz bu üsleri?
SURİYE’DE GÜVENLİ BÖLGENİN ÇÖZÜM SÜRECİYLE İLGİLİ ETKİLERİ NELER OLABİLİR? BİR İLGİSİ VAR MI?
O farklı bir şekilde yürüyor. Çözüm süreci bizim sınırlarımızın içinde attığımız bir adım.
YAPILACAĞINI SÖYLEDİĞİNİZ GÜVENLİK ZİRVESİNDEN SONRA MUHALEFETİ ÇAĞIRACAK MISINIZ?
Gerekirse çağırırız, yaklaşımları malum.
ONUNLA AYNI MASAYA OTURAMAZDIM
BM Genel Sekreteri Ban Ki-Mun’un verdiği yemekte Mısır’da darbe ile iş başına gelen Abdulfettah Sisi ile aynı masaya oturmayı reddeden Cumhurbaşkanı Erdoğan o kararının sebebini şöyle açıkladı: “O zata bir meşruiyet kazandırma gayreti var. Onunla aynı masada olmam anti-demokratik girişimleri onaylamam anlamına gelirdi. Yapamazdım, bunu milletime anlatamazdım. Mursi’nin maneviyatına karşı sorumluluğumu yerine getirmezdim, idama mahkum edilmiş olan insanların ruhaniyeti beni çok çok mustarip ederdi.”