İYİ Parti, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın cumhurbaşkanı adaylığına itiraz dilekçisini, partinin YSK temsilcisi Mustafa Tolga Öztürk'e teslim etti. İYİ Parti Genel Sekreteri Uğur Poyraz, yarın YSK'nın yayınlayacağı geçici aday listesinde Erdoğan'ın isminin olması halinde dilekçelerini işleme koyacaklarını belirterek, "Bu bir siyasi tavır değildir. Bu bir hukuki tavırdır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin yurttaşı olarak hepimizin tabi olduğu Anayasa'ya olan saygımızla alakalıdır" dedi.
14 Mayıs seçimleri öncesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kemal Kılıçdaroğlu, Muharrem İnce ve Sinan Oğan'ın cumhurbaşkanlığı adaylığı kesinleşmişti. Bugün parti merkezinde düzenlediği basın toplantısında gündeme yönelik açıklamalarda bulunan İYİ Parti Sözcüsü Kürşad Zorlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın üçüncü kez cumhurbaşkanı adayı olmasıyla ilgili bugün Yüksek Seçim Kurulu'na itiraz edeceklerini açıkladı.
İYİ PARTİ İTİRAZ DİLEKÇESİNİ TESLİM ETTİ
Zorlu'nun açıklamasının ardından İYİ Parti, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı adaylığı karşısındaki itirazını, partinin YSK temsilcisi Mustafa Tolga Öztürk'e teslim etti. YSK önünde açıklama yapan İYİ Parti Genel Sekreteri Uğur Poyraz, yarın Resmi Gazete'de yayınlanacak geçici cumhurbaşkanı aday listesinde Erdoğan'ın isminin yer alması halinde itirazlarını işleme koyacaklarını belirterek, şunları söyledi:
"RESMİ GAZETE'DEN SONRA EVRAKI İŞLEME ALINACAK"
"Yarın itibarıyla Resmi Gazete'de Cumhurbaşkanlığı Geçici Listesi yayınlandıktan sonra, eğer sayın Recep Tayyip Erdoğan YSK tarafından yapmış olduğu başvurusu, AKP Grubu'nun, MHP Grubu'yla birlikte yapmış oldukları başvuru, YSK tarafından geçici listede yayınlanırsa bununla ilgili Anayasa'mızın ilgili 101'nci madde ve 106'ncı madde ve devamındaki mevzuatımızdaki hükümlere göre üçüncü kez aday olamayacağına ilişkin hukuki görüşümüzü ve hukuki itirazımızı YSK temsilcimize teslim ettik. Resmi Gazete'den sonra evrakı işleme aldıracaktır.
"ANAYASA'NIN GEREĞİ BAŞVURUMUZU YAPIYORUZ"
Bugüne kadar İYİ Parti olarak siyasetimizin temelinde, hukuk, demokrasi ve adalet üzerine oluşturduk. Dolayısıyla biz bugün de herhangi bir muhalif duruşla, duyguyla hareket etmiyoruz. Mevcut, hepimizin tabi olduğu Anayasa'nın ve ilgili mevzuatların gereği olarak biz bu başvurumuzu yapıyoruz. Kaldı ki bugün sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın şu anki döneminin ikinci dönem olarak ilan edilmesi, kaldı ki 2017'deki referandumda yapılan Anayasa değişikliğinde anayasa yapıcı konumda olan iktidarın ve bununla ilişkin metinler hazırlayan iktidarın, bunu unutmuş ya da bununla ilgili dikkatinden kaçmış olma ihtimali yoktur.
"ERDOĞAN 2014 VE 2018 YILINDA CUMHURBAŞKANI SEÇİLMİŞTİ"
Dolayısıyla, cumhurbaşkanının en fazla iki defa seçilebileceği hususu biliyorsunuz 2007 yılında Anayasamızda yer aldı. 2017 yılındaki değişiklikte de bu hususta bir değişiklik yapılmadı. Dolayısıyla, şu anda da hepimiz biliyoruz ki ilk olarak 2014 yılında, ikinci kez de 2018 yılında sayın Erdoğan Cumhurbaşkanı seçilmişti. Bu da Cumhurbaşkanlığı makamı sabit olduğuna göre, hala cumhurbaşkanı sıfatını taşıdığına göre bundan sonraki yapılacak seçimde de üçüncü kez adaylığı söz konusu olacaktır. Anayasa'da da bu çok net bir şekilde ifade edilmemiştir.
"BU BİR HUKUKİ TAVIRDIR"
Anayasa'nın ilgili maddelerine dayanarak başvurumuzu yapıyoruz. Dolayısıyla bununla ilgili YSK'de Anayasa'ya, kanunlara bağlı. Bu bağlılığın yeminini etmiş, üyelerden oluşmaktadır. Onlar da ben ümit ediyorum ki yarın geçici listede YSK, mevcut Anayasa'nın ve kanunların emrettiği şekilde geçici aday listesinde sayın Erdoğan'ın isminin olmayacağını düşünüyorum. Ancak YSK yarın, sayın Erdoğan'ın ismini yayınlarsa o zaman biz de… Bunun bir kez daha altını çiziyorum. Bu bir siyasi tavır değildir. Bu bir hukuki tavırdır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin yurttaşı olarak hepimizin tabi olduğu Anayasa'ya olan saygımızla alakalıdır. O yüzden biz, bu başvurumuzu YSK'ye sunuyoruz. YSK'nin de anayasaya ve kanunlara bağlı ve dikkatli bir şekilde karar vereceğinden de şüphe etmiyorum."
"ANAYASA'DA AÇIKÇA YAZIYOR"
Poyraz, açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız'ın, Erdoğan'ın adaylığı ile ilgili tartışmaları vurgulayan bir soruya "Geçin bunları" yönünde yanıt verdiğinin anımsatılması üzerine Poyraz, şunları söyledi: "Vatandaşımızın sadece şunu bilmesi gerekiyor. Anayasamızda, bir kişi iki defadan fazla Cumhurbaşkanı seçilemez' diyor. Olay aslında bu kadar net. Bunun dışındaki; anayasa yapma tekniğini içeren diğer hukuki, doktrinel görüşler ve tavsiyeler… Bunların hepsi işin detayını oluşturuyor. Mevzuatımızda, anayasamızda; 'Bir kimse iki defadan fazla Cumhurbaşkanı seçilemez' diye açıkça yazıyor. Bunu bertaraf edecek, hiçbir cümle yok.
"BAŞTAN SONA DEĞİŞTİRİLMİŞ BİR ANAYASA YOK"
Bununla ilgili zaman zaman şöyle yorumlar oluyor: 2017'de sistem değişti, hükümet sistemi değişti. Hükümet sistemi değişti, ancak siz burada yeni bir cumhurbaşkanı makamı ve kavramı oluştururken, bu ülkede yeni bir devlet kurulmadı. Yeni bir anayasa, baştan sona değiştirilmiş bir anayasa yok. Bu bir anayasa değişikliği. Anayasa değişikliğinde de bu maddeyi unutmadılarsa, bu madde ile ilgili bir özensizlik ortaya koymadılarsa mevcut anayasada, çok net bir şekilde bu durum ifade ediliyor."
"BAKANLAR DEVLETİN BÜTÜN İMKANLARINI KULLANACAKLAR"
Öte yandan basın toplantısında konuşan İYİ Parti Sözcüsü Kürşad Zorlu, şunları söylemişti: "Sayın Cumhurbaşkanı, Kabinenin, 17 bakanın milletvekili adayı olacağını açıkladı. Seçimlerin olmazsa olmazı adil, şeffaf ve dürüst bir biçimde yapılabilmesidir. Anayasa 106. madde: 'TBMM üyeleri Cumhurbaşkanı Yardımcısı veya bakan olarak atanırlarsa üyelikleri sona erer.' Bugün miting yapmayacağını açıklayan Cumhurbaşkanı, AKP Genel Başkanı olarak, devletin bütün imkanları kullanılarak miting benzeri faaliyetler yapmaya devam ediyor temel ve açılışlar adı altında. Bu bakanlar devletin bütün imkanlarını kullanacaklar.
"ARTIK BÜTÜN BAKANLAR SAHAYA İNİYOR"
AKP için oy isteyen bakanlarla, milletin iradesinden yetki alma sorumluluğu için sahaya inen milletvekili adaylığı bir bütün haline getiriliyor. Bu, getirdikleri ucube sistemin içerisinde bile yer almayan, onun bile kabul edemeyeceği bir ilkesizlik. Daha öncesinde ne vardı? Kağıt üzerinde de olsa bakanlar seçimle birlikte istifa etmek zorundaydılar. Bunun bir mantığı olduğu için, bir kaygının ürünüydü bu madde. Artık bütün bakanlar sahaya iniyor."