İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin grup toplantısında konuştu. Akşener'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle;
"Değerli dava arkadaşlarım bugün geldiğimiz noktada, ne yazık ki iktidar siyaseti, palyatif bir alana sıkıştırdı. Yeni bir çözüm, yeni bir vizyon, yeni bir seçenek oluşturmayı beceremedikleri için hatta onu geçtim, daha 6 ay önce verdikleri, vaatleri bile gerçekleştiremedikleri için uzunca bir süredir, günü kurtarmaya yönelik geçiştirici tedbirler üzerinden, siyaset yapıyorlar.
"AĞRI KESİCİLERLE MİLLETİMİZİ OYALAMAYA DEVAM EDİYORLAR"
Sistemdeki bozuklukların, yönetimdeki çarpıklıkların, artık kangren olmuş yaraların, üzerini örtmek için kısa süreliğine etki gösteren, ağrı kesicilerle, milletimizi oyalamaya, devam ediyorlar.
İşte bu ağrı kesiciler kimi zaman, verilen maaş zamlarıyla, kimi zaman, edilen boş vaatlerle, kimi zaman da, bol keseden verilen sözlerle hamasi nutuklarla, karşımıza çıkıyor. Geçtiğimiz hafta, Merkez Bankası Başkanımız, Plan ve Bütçe Komisyonu’nda, enflasyonla mücadeleyle ilgili, bir sunum yaptı. Öncelikle Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın, ilk kadın başkanı olan sayın Hafize Gaye Erkan’a ve Başkan Yardımcısı sayın Hatice Karahan’a görevlerinde başarılar diliyorum. Sayın Erdoğan’ı, bir dediğini iki etmeyerek, arkasında bir enkaz bırakan ve bunun üzerine de adeta ödüllendirilerek BDDK Başkanlığı’na getirilen, selefinden sonra işleri oldukça zor. Allah yardımcıları olsun.
Allah tabi ki, milletimizin de yardımcısı olsun. Hayatta kalma mücadelesi veren, emeklilerimizin çocuklarına harçlık vermekte zorlanan, anne babalarımızın karnını doyuramayan, çocuklarımızın, barınma sorunu çeken üniversite öğrencilerimizin de yardımcısı olsun. Çünkü, Merkez Bankası Başkanı, geçen haftaki sunumunda, enflasyonun, yani hayat pahalılığının mayıs ayına kadar, artarak süreceğini, enflasyondaki kalıcı iyileşmenin ise 2025 yılında ancak hissedileceğini söyledi.
Ülkemiz yüzde 73 gıda enflasyonu ile, dünyada rekor kırıyor. Hâlbuki, gelişmekte olan ülkelerin ortalaması, yüzde 15’ten fazla değil. Biz, İYİ Parti olarak, bugüne kadar her fırsatta söyledik. 'Hayat pahalılığı ile mücadele sadece, Merkez Bankası’nın,faiz politikalarına bırakılamaz.' dedik. 'Enflasyonla mücadele, ciddiyetle ve çok yönlü ele alınması gereken, istikrar isteyen bir iştir' dedik.
EMEKLİ MAAŞLARI HAKKINDA AÇIKLAMA
Ve maalesef, bugün gelinen noktada, yıllardır uygulanan, yanlış tarım politikaları sonucunda, çiftçimiz artık tarlasını ekmez oldu. Gıda enflasyonu, en önemli milli güvenlik sorunlarımızdan biri haline geldi. Buradan, iktidar mensuplarına, bir kez daha sesleniyorum. Eğer ki, enflasyonla samimi bir mücadele yapacaksanız işe tarımdan başlayacaksınız. Ayrıca sanayi politikasındaki, ithalat bağımlılığını azaltacaksınız ki, kur her zıpladığında, enflasyon da artmasın.
2018 yılından bugüne kadar, emekli maaşı, yaklaşık 5 kat artmış. Peki, bu maaş ile geçinebilmeleri mümkün mü? Bir yandan kira, bir yandan elektrik, su, doğalgaz faturaları, diğer yandan da, temel giderlere, gıda harcamalarına, 7 bin 500 lira yetebilir mi. Elbette yetmez. Yetmiyor da. İktidar emekli maaşlarını, TÜİK’in, uydurma rakamlarına göre değil de, çarşının pazarın, gerçek fiyatlarına göre düzenleseydi şu anda, en düşük emekli maaşının, 13 bin lira civarında olması gerekiyordu.
"EĞER MASUMLARI ÖLDÜRÜYORSAN BU TERÖRDÜR"
Aziz milletim insanlık adına, utanç verici günlerden geçiyoruz. Radikal siyasetin ve terörün, nasıl da, birbirini besleyen bir sarmal olduğuna, bir kez daha, acı bir şekilde şahit oluyoruz. Geçtiğimiz hafta sonundan beri, İsrail-Filistin ekseninde başlayıp, dün itibariyle, Suriye ve Lübnan’a da yayılan, çatışmalarla beraber, bölgede maalesef uzun süreli sonuçları olacak, bir dönüm noktasındayız.
Öncelikle, şunu söylemek isterim ki yıllardır İsrail’in sürdürdüğü, orantısız güç kullanımı, ve 'güçlüyüm, öyleyse haklıyım.' yaklaşımı Filistin’i günden güne, daha da daralan bir coğrafyaya sıkıştırdı. Ve ne yazık ki, bu sıkışmışlıktan barış yerine, huzur yerine, terör doğdu.
Savaş kötüdür. Ancak savaşmanın, bir hukuku vardır. Eğer masumları öldürüyorsan bu savaş değil, terördür. Eğer kadınların, ırzına saldırıyorsan bu savaş değil, terördür. Eğer, asker veya sivil ayrımı yapmadan, saldırıyorsan bunun, meşru bir yanı olamaz, bu terördür. Yani, her şart ve ortamda, önce, terörün adını koymamız lazım. Eğer bunu yapmazsak, başka ülkelerin, PKK/YPG terör örgütünün, alçak eylemlerine gösterdiği, iki yüzlü tavra karşı durma meşruiyetimiz de azalır.
"EN BÜYÜK ZARARI FİLİSTİN HALKINA VERDİ"
Gazze’de yaşananlar terördür. Ve Hamas yapmış olduğu bu eylemler ile, Filistin halkının haklı mücadelesine, kara bir leke sürmüştür. 1967 sınırları çerçevesinde, bağımsız bir Filistin Devleti’nin, kurulma çabaları sürerken bölgenin istikrara kavuşması için, dünya kamuoyu destek verirken bu terör eylemi, en büyük zararı, Filistin halkına vermiştir. Ve nitekim, yıllardır uluslararası hukuku çiğneyen İsrail’i, bugün, dünya kamuoyu nazarında mağdur hâline getirmiştir.
Biz İYİ Parti olarak her konuda olduğu gibi bu konuda da, Türkiye’nin, her şeyden önce,
milli menfaatlerimiz çerçevesinde, hareket etmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu doğrultuda Dışişleri Bakanlığı’nın, bugüne kadar sergilemiş olduğu, sağduyulu ve dengeli duruşu, doğru buluyor en azından şu ana kadar, eski hatalardan ders çıkartılmış olmasından, memnuniyet duyuyoruz. Konuyu, uluslararası hukuk çerçevesinden değerlendiren ve bölgede barışın tesis edilmesini önceleyen, mevcut yaklaşımı, destekliyoruz."