Devlet Bakanı Faruk Nafiz Özak, ''Günümüz oy kaygısıyla, siyasi hesaplarla acıya, ağrıya, sızıya kulakları tıkama günü değil, gün heyecan dolu, hamaset dolu nutuklar atmayarak, ölümlere, kanayan yaraya çare bulma günüdür'' dedi.
Bakan Özak, AK Parti Trabzon İl Başkanlığınca Zorlu Grand Otel'de düzenlenen bayramlaşma töreninde yaptığı konuşmada, AK Parti'nin iktidara geldiği andan itibaren demokrasinin çıtasını yükseltmek için çeşitli atılımlar içinde olduğunu ifade ederek, terör sorununu da ortadan kaldırmak için ''Demokratik Açılım'' sürecini başlattığını belirtti.
Terörün farklı, yörede yaşayan vatandaşların farklı, teröristlerin farklı olduğunu kaydeden Bakan Özak, ''Bunları ayırt etmemiz lazım. Zaten kamuoyu yoklamalarında 'biz birlikte yaşamak istiyoruz' diyen etnik kökenli vatandaşlarımızın oranı yüzde 95'den yukarı. Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır. Hiç bir bayrakta kan yok, ay ve yıldız yok. Bayraktaki kan kimin? Bu kanda Tayyip beyin dedesi var Sarıkamış'ta, benim de dedemin babası var. Sizin de dedeniz var, ama Diyarbakırlı Ahmet, Batum'daki İsmail, Kerkük'teki Mustafa kardeşimin de dedesinin kanı var. Çanakkale'deki 57. Alaya bakınca bunu görürsünüz'' diye konuştu.
Bakan Özak, şunları söyledi:
''Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk diyor ki 'bir dakika sonra şehit olacağını bilen benim askerim, bilen Kuranı Kerim okuyor, bilmeyen kelimei şahadet getiriyor. Ve ona emir veriyorum gidip şehit oluyor, bu ne ruh halidir ey yüce Allah'ım' diyor. İşte bu ülke böyle kurtuldu. Böyle insanlarla beraber yaşıyoruz. Bu ülke hepimizin, bu anlayışla biz yola devam ediyoruz, çünkü biz insanı Cenabı hak yaratmışsa eşrefi mahlukattır, dili, dini ne olursa olsun bizim için saygı değerdir.''
Özak, 1989'da bundan daha büyük bir ''Demokratik Açılım'' yapmaya cesaret edip, o gün ''Özel okullarda dahi kendi dilini kullanabilirsin'' diyenler olduğunu ifade ederek, ''O dönemde bunu söyleyenler bugün çıkıp, 'hayır ben öyle demedim' diyorlarsa ya unutkanlık vardır ya da siyasi bir etiksizlik, siyasi bir yanlış vardır. Benim ifadem daha ileriye gitmiyor. Siz 20 sene evvel diyeceksiniz ki 'özel okullarda kendi dilleriyle eğitim yapabilirler' bugün, 'hayır bu (Demokratik Açılım) değildir' diyeceksiniz. Hükümetimiz bu süreç için çok önemli çalışmalarda bulunmuştur, bu çalışmalarımızı sabırla her yerde anlatıyoruz, anlatmaya da devam edeceğiz'' diye konuştu.
-''ÜÇ TARAFIMIZ DENİZ, DÖRT TARAFIMIZ DOST''-
Devlet Bakanı Özak, artık Türkiye'nin 'üç tarafımız deniz, dört tarafımız düşman' yalanıyla yatıp kalkmadığını vurgulayarak, şöyle devam etti:
''Üç tarafımız deniz, dört tarafımız dost. Sebep, bu kardeşlerimizin Türkiye'ye ihtiyacı var. Gürcistan'ın, Rusya'nın, Romanya'nın, Bulgaristan'ın, Suriye'nin, Irak'ın, İran'ın, Ermenistan'ın var. Onun için biz Azerbaycanlı kardeşlerimizle ilgili yaptığımız bu uğraş, Karabağ'dan Ermenilerin çekilmesi ve Azeri kardeşlerimizin bu topraklara kavuşması için uğraşıyoruz, ama aksi takdirde kapı açılmaz. Ermenistan bunu mutlak yapacaktır, yapmak durumundadır. Onlar da bunu biliyorlar. Dost ürettik, düşman üretmedik. Biz komşumuzun ihtiyaçlarını, sıkıntılarını biliriz, ama etnik kökenini bilmeyen bir milletiz, bizi ilgilendirmez. Etnik kökeninden dolayı sevme ya da sevmeme hakkımız yok. Bizim tarihimiz, kültürümüz, sevincimiz, kıblemiz, acılarımız, peygamberimiz bir. Buradan yola çıkmamız lazım. Siperlerde yan yana düşerek, bu toprakların bölünmezliğini tescilleyenler de bu memleketin dört bir köşesinden gelmişlerdi, hepsi bir ideal uğruna can verdiler ve bu aziz bayrağı ve vatanı bize armağan ettiler.''
''Günümüz oy kaygısıyla, siyasi hesaplarla acıya, ağrıya, sızıya kulakları tıkama günü değil, gün heyecan dolu, hamaset dolu nutuklar atmayarak, ölümlere, kanayan yaraya çare bulma günüdür'' diyen Bakan Özak, şunları kaydetti:
''Bu ülke 72 milyon vatandaşımızın ülkesi, bu bayrak 72 milyon vatandaşımızın bayrağı, bu İstiklal Marşı 72 milyon vatandaşımızın marşı. Bu süreçte bu toprakların üzerinde yaşayan evlatları için aynı ağıdı yakan, aynı duayı okuyan annelerin evlat acısı çekmemesi için başlatılmış, 72 milyon vatandaşımızın her birinin faydasına, yararına olacak bir süreçtir. Bu uzun bir süreçtir ve sabırlı olmak lazım. İnsafsızca, saygısızca eleştiri alıyoruz. Bütün bunları sabırla karşılayacağız ve her yere bunu anlatacağız. Çünkü ecdadımız, dinimiz bize bunu emrediyor, yüce Atatürk de bunu emrediyor bize. Atatürk'ün Meclis'teki konuşmalarına dikkat edin, en fazla 'Demokratik Açılım' var. Nereye bakarsanız bakın bu size talimattır, emirdir ve görevimizdir. Bunu yapmak Türkiye'ye yapılacak en büyük iyiliktir. Türkiye, İstiklal Savaşı'nda taşıdığı azmi, kararlılığı, ruhu, istikbal savaşında da yaşıyor, yaşayacak ve yaşatacaktır. Bunda AK Parti'ye büyük görev düşüyor. Birliğimizi, dirliğimizi bozmadan sabrederek, hoşgörülü olarak, vatandaşı dinleyerek, vatandaşın hizmetkarı olma anlayışını devam ettirerek yola devam edeceğiz.''