CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan'dan iki konuda özür beklediklerini söyledi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Antalya’nın Batı ilçeleri ziyaretleri kapsamında Kaş ilçesi Emin Erdem Meydanı'nda parti otobüsü üzerinden halkla buluştu.
Konuşmanın ardından Kılıçdaroğlu, halk pazarının temel atma törenine katıldı. "Geleceğe umutla bakacağız, hoşgörüyle bakacağız, insanımızı seveceğiz" diyen Kılıçdaroğlu, "Umutları asla yitirmeyeceğiz. Koşullar ne kadar zor olursa olsun umudumuz, yüreğimizin bir köşesinde kalacak. Kurtuluş Savaşı’nın hangi koşullarda yapıldığını, hangi zorluklarla mücadele edildiğini sizler bilirsiniz. Hiç umudumuzu kaybetmedik, bağımsız, çağdaş Türkiye’yi ellerimizle kurduk” diye konuştu.
Türkiye iyi yönetilmediğini savunan Kılıçdaroğlu, “Kimsenin geleceğe umutla bakmasının sağlamak istemiyorlar, önlerine engeller konuluyor. En son Adana’da Valiliği şikayet ediyor, milletvekillerine isimsiz şikayet gönderiyor, vali bir vatandaştan şüpheleniyor, gece yarısı evi basılıyor, götürülüyor. Bakıyorlar ki bu vatandaşın hiçbir kabahati yok. Böyle bir anlayış olabilir mi? Varsa bir şüphen, ifadesini alırsın çağırırsın. Baskıyla şiddetle toplumu baskılamak, korkutmak istiyorlar” dedi.
"TELEFONLARIMIZI DİNLEMELERİNDE YARAR VAR"
Konuşmasını, "Sizin öncünüz, sizin adınıza yürüyecek olan tek bir parti vardır o da CHP’dir" sözleri ile sürdüren Kılıçdaroğlu, “O nedenle umudumuzu yitirmeyeceğiz. İstedikleri kadar baskı yapsınlar. Telefonlarımızı dinliyorlarmış, dinlemezlerse namertlerdir. Dinlesinler. Telefonla ihale mi dağıtıyoruz? Bir yerde haksızlık varsa onu duyarlar, çiftçiliğin sorunun dile getirdiğimiz duyarlar, esnafın sorunu varsa onu dile getirdiğimiz duyarlar. O nedenle bizim telefonlarımızı dinlemelerinde yarar var. Belki vatandaşın dertlerin öğrenmiş olurlar” şeklinde konuştu. 2B konusuna da değinen Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
“2B konusu Antalya’nın en yaygın konularından biridir. İki gündür bunu işliyorum. Biz düşüncemizi seçimlerden çok daha önce açıkladık. Yasa teklifimizi verdik. Bunlar daha sonra bir teklif getirdiler, yüksek rayiç bedeller belirlediler, faturayı yine vatandaşa kestiler. Biz itiraz ettik. Rakamlar yüksektir, köylü bunları ödeyemez, dedik. Bu arsalar köylünün dedesinden kalan miraslar, şimdi onun kullandığı araziyi satıyorsun, dedik. Makul fiyatla ver, dedik. Ona bu imkanı sağlayacaksın ki tapusunu alsın, bu davada bitsin. Emlak vergisinde bedel neyse o bedel tespit edilsin. O bedel üzerinden çiftçi ödesin ve bu iş de bitmiş olsun. Bizim görüşümüz bu. Onlar rayiç bedel belirlemişler, yüzde 90'ını ödeyeceksiniz. İtiraz ettik. Komisyondaki milletvekillerine telefon etmişler, ‘Acele toplanıyoruz, yüzde 50'yi düşüreceğiz’ diyorlar. Bu da yüksek emlak vergisi değerini alıncaya kadar CHP bunun takipçisi olacak. Herkes bunu iyi bilsin."
Kaş'ın turizm cennetine dönüştürülmesi gerektiğinin altını çizen Kılıçdaroğlu, “Merkezi yönetimin de destek vermesi bekliyoruz. CHP olarak bu işin takipçisi olacağız” dedi. Kılıçdaroğlu konuşmasına şöyle devam etti:
"Başbakan Mardin'e gitti, bir konuşma yaptı. Dedi ki, 'Biz her türlü milliyetçiliği ayaklarımızın altına alıp, eziyoruz.’ Biz ülkeyi ayrılık gayrılık olmadan, beraber mücadele ederek özgürlüğe bağımsızlığa kavuşturduk. Çanakkale’de yatan şehitler içinde Diyarbakırlı, Edirneli, İzmirli var. Beraber mücadele ettik. Hiç kimseye diğer vatandaşın etnik kimliğin nedir diye sormadık. Huzur içinde yaşamak, barış içinde yaşamak istedik. Etnik kimliklerin çok fazla olduğunu biliyoruz. Her birimizin kimliği farklı olabilir. Ama hepimiz bu toprakların insanıyız. Bu topraklarda mücadele ediyoruz. Türkiye’nin bağımsızlığı, özgürlüğü için mücadele ediyoruz. Diyor ya, ‘Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, toprak eğer uğurunda ölen varsa vatandır.’ İşte biz bu vatan için mücadele ediyoruz. Ayrılık gayrılık bizde yok, ben ülkemi seviyorum, burada yaşıyorum, bayrağımı seviyorum, Misak-ı Milli’ye bağlıyım, Sevr’i bir köşeye atıp Lozan’da Türkiye Cumhuriyeti’nin tapusunu şehitlerin kanlarıyla 7 düvele kabul ettirdim mi, ettirdim. Mesele bitmiştir. Bizim milliyetçilik anlayışı budur. Buna Atatürk milliyetçiliği diyoruz.”
"HALKI BİRBİRİNE DÜŞÜREMEYECEKLER"
Her etnik kimlikten farklı yurttaşlar olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Ne kadar mücadele ederlerse etsinler halkımızı birbirine düşüremeyecekler. Halkımızın sağduyusu yüksektir, kafatası milliyetçilik değildir, vatanseverlik, yurtseverliktir. Kim kime diyebilir, 'Ayaklar altına alıyorum.' Kimsin sen Allah aşkına, bu ülkenin yurtseverlik anlayışını ayaklar altına alıyorsun. Bu kez sandığa giderken şu cümleyi unutmayın, ‘Ben her türlü milliyetçiliği ayaklar altına aldım’ diyen kişiyi unutmayın, kendisine söyledim, git bakalım kullandığın cümleyi Rize’de kullanabiliyor musun, merak ediyorum” dedi.
Sinop’ta yaşanan olaylara değinen Kılıçdaroğlu, “Sinop’a gittiler, kavga çıktı. İlk suçladıkları parti CHP oldu. Sonra baktılar ki CHP’liler yok. Belediye başkanını suçladılar. Eşi kanser başkanın. Samsun’da tedavi görüyor. Kendisi de orada. Çıktı Tayyip Erdoğan, CHP'yi suçladı, BDP’liler özür dilediler. Şimdi de Tayyip Erdoğan’dan özür bekliyorum. CHP’den özür dileyeceksin sen” ifadelerini kullandı.
CHP’liler olarak siyasetteki amaçlarının ülkede barışı ve huzuru sağlamak olduğunun altını çizen Kılıçdaroğlu, “Amaç, herkesin iş, aş sahibi olduğu ülkeyi sağlamaktır. Bütün insanlar bizim için güzel" dedi.
"CHP’li belediyeler ihale yapıyor, bu ihalelerde PKK’ya yardım ediyor" söylemlerine ise Kılıçdaroğlu şöyle yanıt verdi:
“Sen Başbakansın, hangi CHP belediyesi bunu yaptıysa ortaya çıkar. Çıkarmazsan namertsin. Çıkaramadı. İkinci özür alacağım var. CHP’lilerden özür dileyecek. Bizim belediye başkanlarımız halka hizmet ediyor. Bizim belediye başkanlarımız hesap vermekten korkmaz. Her hesabı verirler ama bunu önce halkına verirler."
Kılıçdaroğlu, konuşmasının ardından halk çarşısının temelini attı. Kaş Meydanı'nda vatandaşlarla çay içip sohbet eden Kılıçdaroğlu, bir vatandaşın, "Sizden bir istirhamım var. Marifetiniz dünya üzeri ama grup toplantılarında masaya sert vurun ki dünya inlesin, Türkiye inlesin. Sen kibar, güzel insansın” sözleri üzerine, "Ben masaya vurduğum zaman da bana, 'Çok sert vuruyorsun' diyorlar. Anlamıyorum” yanıtını verdi. Vatandaş ise Kılıçdaroğlu’na, "Yavuz hırsız ev sahibini bastırır, meydan bırakmayın” diye cevap verdi.
Kılıçdaroğlu bir vatandaşın elini öptükten sonra Kaş’ın Kınık ilçesine hareket etti.