CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin 2010 yılının son grup toplantısında gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulunuyor. Konuşmasının başında dün Ankara'da izin verilmeyen Seğmen yürüyüşüne değinen Kılıçdaroğlu 'bu hatırayı hatırlatmayı Seğmenler'e çok gördüler.' dedi. İşte Kılıçdaroğlu'nun açıklamasından satır başları:
KENTLER KENDİ TARİHİNİ UNUTAMAZ
Dün cumhuriyet tarihimizin önemli bir günüydü. Seğmenlerin Mustafa Kemal’e güç vermeleri. Ve Ankara’yı Ankara yapan gündür 27 Aralık. Kentler kendi tarihlerini unutmazlar. Ama dün bir şey oldu. 1932’den bu yana yapılan Seğmen yürüyüşüne izin verilmedi. Bu hatırayı hatırlatmayı Seğmenler’e çok gördüler.
Mehmet Akif’i de saygıyla anıyoruz. Kendisine şükranlarımızı sunuyoruz.
15. Olağanüstü Kurultayımızı yaptık. Toplantımızı gerçekleştirdi. Arkadaşlarımız önümüzdeki bir ayda hedeflerini sunacaklar. Hepimiz çalışacağız MYK üyeleri daha fazla çalışacak. Kimsenin Ankara’da oturma lüksü yok. Bir gerçeği daha paylaşmak isterim. Türkiye Cumhuriyet, tarihinin en büyük kapalı siyasal toplantısını gerçekleştirdik. Umutlarımızı hedeflerimizi geleceğimizi söyledik. Halkımızla paylaştık.
BİZİM HER KONUDA DÜŞÜNCEMİZ VAR
Bazı çevreler “hiç önerisi yok” diye eleştiriler. Oysa bizim her konuda düşüncemiz var. Ya biz tam olarak anlatamıyoruz ya da anlamamalıktan geliyorlar. Bu kurultayda bir daha anlatalım da Mısır’daki sağır Sultan bile duysun dedik. Üç sözcükle hedeflerimizi özetledik: mutlu birey, mutlu aile, mutlu toplum. Yani mutlu Türkiye…
Biz anlattık ama kıyamet koptu. Başta Başbakan, “Vay efendim siz bu sözleri nasıl verirsiniz. Bunu maliyeti 200 milyar lira. Olay çarpıtılacak ya. Bizim sözlerimizin parayla ilgisi yok. akılla mantıkla ilgisi var. Ama bunların aklı paraya çalıştığı için.. Parayı götürmeye alışmışlar.
Dedik ki özel yetkili mahkemeleri kaldıracağız. Askeri, yüksek idare mahkemelerini kaldıracağız. Toplumu sivilleştireceğiz.
Mayınlı arazileri temizleyip köylüye vereceğiz. Yüzde 10 seçim barajını kaldıracağız. Parayla ne ilgisi var. Demiyor muydun halkın iradesi meclise yansısısın demokrasi bunları işine gelmiyor.
TAŞERONLUĞA SON VERECEĞİZ
Milletin iradesi bunlarda sadece sözde. Dokunulmazlıkları kaldıracağız dedik. Bunun parayla ne ilgisi var. Dolaylı ilgisi var malı götürenler götüremeyecekler
TÖBDER’in mallarını geri vereceğiz. Sen zaten 12 Eylül’de el koymuşsun. TDK’yı TTK’yı eski haline getireceğiz. Kamuda taşeron işçiliğe son vereceğiz dedik. İki milyon işçi kardeşim benim sözüme güvensin Halkın iktidarında kamuda taşerona ihtiyaç kalmayacak.
Sanıyorlar ki taşeron kalkınca baştan para ödenecek. Oysa işçiye para zaten ödeniyor. Ama onlar korkuyorlar. Ek yük getirmez. Ek haklar getirir. O haklar birileri tarafından gasp edilmeyecek. YÖK’ü kaldıracağız dedik. Bunun parayla ne ilgisi var. Düzeni değiştireceğiz.
“AHLAKLI ADAM SİYASET YAPSIN”
Siyasi ahlak yasasını getireceğiz dedik. Siyasi ahlakın olmadığı yerde kul hakkı korunamaz. Ahlaklı adam siyaset yapsın bunun parayla ilgisi var mı?
Halkın iktidarına kesin hesap komisyonu kuracağız dedik. Bütçe kaynaklarının nereye harcandığını iktidar partisi hesap verecek dedik. Komisyon başkanı da muhalefet partisinden olacak. Çünkü biz kendimize güveniyoruz.
Onlar hesap vermek istiyorlar mı? Malı götürdüysen hesabını vereceksin. İşlerine gelmez.
REKTÖR PAKDEMİRLİ’YE ELEŞTİRİ
Bugün bir gazetede vardı. Polis üniversitede istediği kişiyi arayabilecekmiş. İşte AKP’nin özgürlük anlayışı bu kadar. Gençler karar alma sürecinde olacak dedik. Bunu parayla ne ilgisi var. Bunlar bizim gençlerimiz değil mi?
18 yaşında idam edeceksin, 22 yaşına gelmiş gence sus diyorsun. Kimliğiniz alıp sizi kovarım diyor rektörün biri. Böyle üniversite hocası olur mu?
Esnafın derdi yok mu? Var. Büyük alışveriş merkezleriyle ilgili AKP’nin ısrarla Meclis’e getirmediği yasayı çıkartacağız. Esnaf dükkan kapatıyor. Dükkan kapatan esnaf vergi de veremez ülkeye katkı da yapamaz. Ama bunlar ısrarla anlamıyorlar.
Bu söylediklerimin kaynağa ihtiyacı yok. Aksine kaynak yaratacak. Onlar demokrasiyi amaç değil araç olarak görüyorlar.
Onların amaçlarıyla bizimkiler arasında taban tabana zıtlık var. Ama sadece AKP değil hık deyicileri de aynı şeyi söylüyor. Elimize bir kağıt kalem alıp hesap yapalım ne diyorlar bakalım demiyorlar.
“BAŞIMIZDA MELEZ İKTİDAR VAR”
The Economist demokrasi endeksini yayınladı. Bizim ki melez demokrasi çıktı. Çünkü başımızda melez bir iktidar var. Bunlarla ancak bu kadar olur.
Halkın iktidarına içişleri bakanı çıkacak “öğrenciler kendilerini polisin önüne atıyor” diyecek. Buna izin vermeyiz. Diyeni de görevden alırız.
Biz Türkiye’nin külfetlerine talibiz. Nimet halkın nimetidir. Bu iktidar cumhuriyet tarihinin en büyük yolsuzluklarının yapıldığı iktidardır. Yolsuzluk eşittir AKP. Yolsuzluk yapmasa adalette kaçar mı? Kurultayda söz verdik. Şimdi söylüyoruz. Yoksullukla mücadele edeceğiz. AKP ne söylerse söylesin Aile Sigortasını mutlaka ama mutlaka çıkartacağız.
Sen mal veriyorsun ben adam gibi para vereceğim bankadan çekecek harcayacak. Sözde dindar geçiniyorsun. Yoksulluğu sömürü aracı haline getirdin. Aç oku bakalım kitapları. Sağ elin verdiğini sol el görmeyecek deniyor. Senin yaptığın ne?
“İNSANLARIN ONURUYLA OYNAMAYACAĞIZ”
Yoksul ailelerin onuruyla oynamayacağız. İnsanın onurunu koruyoruz. Hem de demokratız insanlara özgürlü getireceğiz.
Biz bunları saydık hemen ellerine kağıt kalem aldılar. “Efendim, Türkiye’de 16 milyon yoksul varmış”. Bunu kendileri itiraf ettiler. Ne söyledim, “Benim adım Kemal. Ben bu yoksulluğu gidereceğim.”
Hani bunlar kömür makarna dağıtıyorlar ya. Orada bile yolsuzluk yapıyorlar. İnsaf dinin ayrısıdır diyor Başbakan. Orada bile yolsuzluk varsa hangi insaftan bahsediyorsun.
Aile sigortası ile ilgili yasa 1971 yılında parlamentodan geçmiş. Ama ağızlarına bile alamazlar. Sen 8 yıldır iktidardasın. Kaynak da para da var ama sen çarçur ediyorsun.
Biz aile sigortası deyince fakir fukaraya para yok diyorsun. Sen İran’a kullanmadığın doğalgazın parasını ödedin. Aklına fakir fukara gelmedi mi?
“AKP 2012’DE YEŞİL KARTI İPTAL EDECEK”
Yeşil Kart’ı iptal edecek dediler. Yok öyle bir şey ama Yeşil kart’ın iptali ile ilgili yasayı AKP çıkardı. 2012’den itibaren uygulamaya başlayacak. Halkımız bunu bilsin.
Biz bu hükümete pırlanta hükümeti diyoruz. Fakir fukaranın yemeğinden vergi alır ama pırlantadan vergi almıyor.
KEMAL ONUN BEYNİNDE MARKALAŞACAK
Sayın başbakan “Adınız Kemal mi Hıdır mı diyor. Adımın Kemal olduğunu öğrenmiş. Bu iyi bir şey. Kemal onun beyninde markalaşacak.
Sözde bana Hıdır diyerek küçümsemeye çalışıyor. Bu ülkede her insanımın adı benim için onurdur. O adı taşımak benim için onurdur. Kemal adının yanında herhangi bir yurttaşımızın bana verilmesinden onur duyarım.
HALKTAN KOPTU BAŞBAKAN
Recep Bey belki alınabilir ama ben insanımı seviyorum. Anadolu ve Balkanlar’da onlarca Hıdır baba türbesi var. Hıdır’ın aslı Hızır’dır. Bozatlı Hızır yardımcın olsun denir. Başbakan bunları unuttu. Halktan koptu Başbakan.
Hadi o halktan koptu. Onu yanındakiler de mi halktan koptu. Hıdır’ın günahı ne Başbakan.
EVİYLE KOOPERATİFİ DEĞİŞTİRELİM
Benim kooperatif evime de takmış. Ona bir teklifim var. Gelsin Çamlıca’daki evle benim kooparatifi evini değiştirelim. Söz veriyorum Çamlıca’daki villayı Kızılay’a bağışlayacağım.
Halkımızın dertlerine Hızır gibi yetişeceğiz. Bana her ismi verebilirsin ama kimse bana Recep Bey diyemez. Çünkü Recep bey halkını kandıran adam demektir.
Çünkü Recep Bey siyasete yırtık ayakkabı ile girip dünyalığını yapan demektir.
Çünkü Recep Bey yolsuzluklara kol kanat geren adam demektir.
Çünkü Recep Bey sabah Ofer’i tanımıyorum, öğle hatırlamıyorum, akşam da evet tanıyorum diyendir
Ama bana Recep diyebilirsiniz. Bu Recep Beyler en çok nerede görülür? Zübük’ü okursanız orada ne kadar çok Recep Bey olduğunu görürsünüz.