CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ankara'da Sincan ve Etimesgut ilçelerinin mahalle muhtarlarıyla biraraya geldi. Kılıçdaroğlu, burada yaptığı konuşmada, 16 Nisan halk oylamasına ilişkin, “Türkiye’nin tamamını bu anayasa değişikliği ifade ediyor mu? Hayır. Ama hepimizi ilgilendiriyor. Asgari ücret, eğer başkan isterse asgari ücreti bir günde dondurabilir. Çünkü böyle bir hakkı ve yetkisi olacak. Başkanın kaç yetkisi olacak bilen var mı? Arzu ettiği kadar ister 50 ister 100 ister 500, arzu ettiği kadar başkanın yardımcısı olacak. Bakan sayısı hiç belli değil. Başkanın takdirine bağlı. Kim müsteşar olacak? Başkan belirleyecek. İster dayısının oğlu, ister amcasını oğlu herhangi bir kişiyi tayin edebilecek” ifadelerini kullandı.
“Bu değişiklik geçerse ne olur?” sorusunu yönelten Kılıçdaroğlu, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:
“Bu değişiklik geçerse, bir kişiyi ikna ederseniz, en geç 24 saat içinde Türkiye Cumhuriyeti’ni ele geçirirsiniz. Başkan bütün valileri, bütün müsteşarları, kaymakamların tamamını yeniden tayin etme yetkisine sahip. Elimizi vicdanımıza koyup düşünelim. Bu Türkiye’nin lehine midir? Aleyhine midir? FETÖ diye şikayet ediyoruz. FETÖ devlete kaç yılda sızdı? 35 yılda. 35 yıl çalışmaya gerek yok. Bir kişide çalışacaksınız ve devleti ele geçireceksiniz. Devletin bütün kurumları bir kişiye teslim edilmez. Başkan kızdı. ‘Merkez Bankası’nı kapattım’ dedi. Başkan kızdı, ‘falan bankayı kapattım’ dedi. Bütün ekonomik kararları almada, sosyal kararları almada yetkili, bunlar doğru mu?”
“Milletvekili sayısı 600’e çıkarılıyor. 550 neyimize yetmiyor. 187 trilyon lira ek para ödeyeceksiniz”
Kılıçdaroğlu, mevcut yönetim modelinde kararların meclis tarafından alındığını dile getirerek, “Bütün bu yetkiler meclisin elinden alınıyor. Bir kişiye veriliyor. Bir kişi bütün bunların hepsini belirleyecek. Bana göre doğru değil. Devlete liyakat sistemini çökertiriz. Milletvekili sayısı 600’e çıkarılıyor. 550 neyimize yetmiyor. 187 trilyon lira ek para ödeyeceksiniz. Yeni seçilecek milletvekillerine. Bakan ve başkan yardımcısı olacakların milletvekili olmaması lazım. Peki siz meclise niye geleceksiniz. Milletvekili ile niye görüşeceksiniz? Benim bu derdimi çözün diye niye konuşacaksınız? 600 milletvekilini neden arttırıyoruz? Şunu diyecekler sonunda; ‘bu 600 milletvekiline de ihtiyaç yok. Bu meclise de ihtiyaç yok’ diyecekler. ‘Boşu boşuna oturuyorlar. Bizde 600 milletvekiline para ödüyoruz’ bu doğru değil.”
“Böyle bir ballı kaymağı muhtarın çocuğuna mı verirler? Manavın, bakkalın çocuğuna mı verirler? Kimin için geliyor bu?”
Söz konusu değişiklik ile milletvekili seçilme yaşının 18’e ineceğini sözlerine ekleyen Kılıçdaroğlu, “Elinizi vicdanınıza koyun. ‘Benim 18 yaşındaki çocuğum milletvekili olacak’ diyen bir muhtar arkadaşım var mı? 18 yaşında milletvekili olacak, ömür boyu askerden muaf olacak, yetmiyor. İki yıl sonra ballı emeklilik hakkına sahip olacak. Böyle bir ballı kaymağı muhtarın çocuğuna mı verirler? Manavın, bakkalın çocuğuna mı verirler? Kimin için geliyor bu? Ha diyorsunuz ki ‘bu doğrudur. Bu Ankara’daki beylerin çocukları milletvekili olsun. 2 yılda emeklilik hakkı kazansın’ gidip ‘evet’ oyu vereceksiniz. ‘Bu yanlıştır’ diyorsanız, gidip ‘hayır’ oyu vereceksiniz. Çok karmaşık bir şey değil bu 18 madde rahat anlaşılabilir maddeler” şeklinde konuştu.
“Bu anayasa değişikliği milletin hangi derdini çözecek”
Kılıçdaroğlu, “Anayasa bir toplumsal uzlaşma belgesidir” ifadelerine yer vererek, şöyle konuştu:
“Benimde hakkımı korur, benim gibi düşünmeyen arkadaşımın da hakkını korur. Benim gibi düşünmeyen insanın düşüncesi de makbuldür, onu da dinlemek zorundayız. Belki ben eksik biliyorum. Ben şu çağrıyı da yaptım, bana çıkıp diyorlar ki, ‘Kılıçdaroğlu, doğruları söylemiyor’ ben de şunu söylüyorum, ben yanlış söylüyorsam sizi çok büyük bir fırsat veriyorum. Çıkalım herhangi bir televizyon kanalına siz belirleyin veya devletin kanalına çıkalım. TRT’ye bende anlatayım sizde anlatın beni mahcup edin. Bende deyim ki ‘kusura bakmayın, ben bunu bilmiyordum’ özür dileyim diyeyim ben bunu. Gelmiyorlar, çünkü benim doğruları söylediğimi onlarda biliyorlar. Bu anayasa değişikliği milletin hangi derdini çözecek. Ben bunu merak ediyorum. 600 milletvekili neden geliyor? 18 yaşında milletvekili niye geliyor? Ömür boyu neden askerlikten muaf? Garibanın çocuğu El-Bab’a gidecek eksi 35 derecede dağlarda, taşlarda terörle mücadele edecek. Bu beylerin çocukları hiçbir şey yapmayacak. Milletvekili olacak, askerlikten muaf olacak. Milletvekili emeklilik hakkını kazanacak. Böyle bir şey olmaz. İnsanın aklı ile alay etmek demektir bu. Bunları ben anlatıyorum. Desinler bu yanlış, beni ikna etsinler, vatandaşı ikna etsinler.”
“‘Evet’ diyende bizim vatandaşımızdır. ‘Hayır’ diyen de bizim vatandaşımızdır”
Anayasa değişikliğine ilişkin açıklamalarını sürdüren Kılıçdaroğlu, “ Bu anayasa değişikliğinde ‘evet’ ya da ‘hayır’ kim kullanıyorsa başımın üstünde yeri var. ‘Evet’ diyende bizim vatandaşımızdır. ‘Hayır’ diyen de bizim vatandaşımızdır. ‘Evet’in vebali çok ağırdır. Fazla değil en geç 5 yıl içinde nasıl bir vebal ile karşı karşıya kaldığımızı elbet göreceğiz. ‘Hayır’ olursa hiçbir kaos çıkmaz. Sayın cumhurbaşkanı yerinde mi? Evet ne zamana kadar? 2019’ kadar, bir daha ki seçimlere kadar. Bir daha ki seçimlere girme hakkı var. Başbakan yerinde. Diğer partilerde yerinde yani 141 yıldır ne yapıyorsak, 142’inci yılda da aynısını yapıyor olacağız, bu sistemin eksik yerleri var. Düzeltilmeli, bir araya gelip düzeltebiliriz. Ben bunun sözünü veriyorum. Türkiye eğer bugün farklı bir tablo ile karşı karşıyaysa bunun sorumlusu darbecilerdir. 12 Eylül’de darbe yapanlardır. Bunun önüne geçmemiz lazım. ‘Bu çıkarda ekonomide istikrar olacak’ 15 yıldır ekonomide istikrar oldu da birisi karşı mı çıktı? İstediğiniz kanunu çıkarıyor, istediğiniz kararı alıyorsunuz? İstediğiniz yatırımı yapıyorsunuz, ekonomide bir belirsizlik varsa bu anayasadan kaynaklanmıyor ki. Bu hükümetin aldığı kararlardan kaynaklanır. Anayasalar toplumsal uzlaşma belgesi için önemlidir. İngiltere’nin bir anayasası yoktur ama İngiltere demokrasinin beşiğidir. Gelenekleri vardır İngiltere’nin. İngiltere Maliye Bakanı 100 yıldan fazladır bütçeyi eski bir çantanın içine koyar ve meclise öyle götürür. Geleneğine, örfüne, adetine bu kadar bağlıdır” değerlendirmesinde bulundu.
"Biz 141 yıllık geleneğimizi bir seferde çöp sepetine atıyoruz"
“Biz 141 yıllık geleneğimizi bir seferde çöp sepetine atıyoruz” diyen Kılıçdaroğlu, “Niye? Osmanlı yapmış, bizde yapmışız. Osmanlıda nasıl bir düzen vardı. Padişah vardı, veziriazam vardı, vezirler vardı. Biz onların adını değiştirdik Cumhurbaşkanı, TBMM Başkanı, Başbakan, Bakanlar, muhalefet partileri, demokratik ülkelerde hangisi varsa aynısını yapıyoruz. Osmanlı düzeninin bile gerisine gidiyoruz. Hepimizin oturup sağduyuyla düşünmesi lazım. Bizim çocuklarımıza, cumhuriyetimize karşı görevimiz var. Bu memleket kolay kurulmadı. Bu memleketin temelinde acı vardır, kan vardır, gözyaşı vardır, şehitlerimiz, dedelerimiz, büyük babalarımız vardır. Birlikte onlar mücadele ettiler güzel bir Türkiye için. Siyasette elbette zaman zaman gerilim olur. Bu sadece bizim ülkemize ait değil bütün dünyada böyledir. Ama sonuçta her çaba bu milletin hayrına olmak zorundadır. Bu anayasa değişikliği neden mecliste görüşülürken televizyonlarda naklen verilmedi? Neden? Vatandaş neden anayasa değişikliğini bilmesin? Onun da bilme hakkı var. Hep birlikte oturup yeniden düşünmek zorundayız. Benim sorumluluğum var bunları gittiğim her yerde anlatıyorum. Muhtar olarak sizin de sorumluluğumuz var. Vatandaş olarak da sorumluluğumuz var. Biz ne istiyoruz 80 milyon birarada huzur içinde yaşasın. Israrla ama ısrarla söyledim, her terör olayından sonra söyledim. Terörü bitmek için bizden ne istiyorsanız vallahi yapacağız dedik yine de demeye devam edeceğiz. Neden bu ülke terörden çok çekti acılar çekti” ifadelerini kullandı.
"Hem AK Parti hem MHP istiyordu. İkisi beraber yaptılar niye idamı koymadılar?"
Kılıçdaroğlu, konuşmasının devamında şunları kaydetti:
“15 Temmuz’dan sonra meydanlarda idam istendi mi? İstendi. Yenikapı mitinginde idam istendi. Aradan geçti aylar, anayasa değişikliği geldi. Niye idamı koymadılar. Hem AK Parti hem MHP istiyordu. İkisi beraber yaptılar niye idamı koymadılar? Biz mi engel olduk? Çünkü niyetleri yok, milleti kandırmanın alemi yok. Bir tarafa söyleyeceksiniz, dönüp öbür taraftan başka bir şey yapacaksınız. Siyaset bunlardan bıktı. Bir şeyi yapıyorsanız biz yapıyoruz dersiniz gereğini yaparsanız yaparsınız. Yapmıyoruz derseniz hangi gerekçeyle yapmayacağınızı çıkıp anlatırsınız bu kadar basit. İşin özeti, birlikte huzur içinde yaşamak istiyoruz. Hapishanelerin boş olduğu bir Türkiye istiyoruz. Hiçbir vatandaşımızın mağdur olmadığı bir Türkiye istiyoruz. Muhtarın, belediye başkanının, milletvekilinin, bakanların, başbakanların ve Sayın Cumhurbaşkanının görevini yaptığı bir Türkiye istiyoruz. Herkes kendi görev alanı içinde, görevini yerine getirirse, başımızın üstünde yeri vardır. Sonuçta milletin takdiridir. Milletin takdirine biz her zaman saygı duyarız. Bize dediler ki Anayasa Mahkemesine gidin, bir milletin kaderini bir mahkeme belirlemez. Bir milletin kaderini belirleyecek olan o milletin kendisidir. Onun için AYM’ye gitmedik. Demokrasiyi istiyorsan oyunu vereceksin, demokrasiyi istemiyorum otoriter bir sistem istiyorsan yine oyunu vereceksin. Takdir milletin takdiridir. Ben demokrasiyi isterim vatandaşımın büyük bir kısmı demokrasiyi istemez, ‘başımızda bir adam olsun elinde bir sopa olsun, kim konuşursa kafasına vursun’ o da bir sistemdir. Takdir vatandaşındır. Milletin kaderini, milletin azim ve kararı belirleyecek diyorsak burada da millete gidiyoruz. Bütün Müslüman dünyasına örnektik şuana kadar. Demokrasisi gelişmiş dünyada ter Müslüman ülkeyiz. Parlamentosu, saygınlığı olan, büyümesini, kalkınmasını sağlayan en önemli ülkelerinden birisiyiz İslam dünyasının. Bu başarıyı sürdürecek miyiz? Yoksa bu başarıdan geri adım mı atacağız. Mesele bu kadar basittir.”