CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yine "diktatör bozuntusu" dedi.
Mecliste partisinin grup toplantısında konuşan CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik yine ağır ifadeler kullandı. Kendisi ile ilgili SSK'yı batırdığı yönünde iddialar olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, emekli aylıklarının ödenmesi ile ortaya çıkan finansman açığı ile ilgili 1999 yılında devletin sosyal güvenlik kurumuna aktardığı paranın 2 milyar 750 milyon lira, 2015 yılında ise bu rakamın 80 milyar 629 milyon lira olduğunu belirterek, "Benim zamanımdaki açık 2 milyar 750 milyon lira, senin zamanında 80 milyon 629, kim batırmış SSK'yı" dedi.
Toplantıya 20 dakika geç gelen CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, kendisini bekleyen partililere neden geç geldiğini şu sözlerle açıkladı: "Nedeni bizi kimse dinlemesin diye bu kez de kaymakamlarla birlikte bir toplantı yapmış ve bizim grup toplantısı saatine denk getirmiş, insanda biraz ahlak olur, erdem olur."
Toplantının başında Mustafa Koç, Tahsin Yücel, Uğur Mumcu, Gaffar Okkan'ı anarak rahmet dileyen Kılıçdaroğlu, hayatını kaybeden CHP eski milletvekili Kamer Genç'e rahmet dileyince salonda bulunan partililer ayağa kalkarak alkışladı. Kılıçdaroğlu, Kamer Genç için, "Gerçekten de milletin vekili. Yoksul bir aileden geldi, önemli görevler yaptı, parlamentoda uzun süre görev yaptı. 12 Eylül baskı yönetimine net karşı çıkan bir kimlik sergiledi. Rüzgara karşı yürüyen birisiydi. Bir muhalefet partisinin yapması gerekeni tek başına yapan birisiydi" ifadelerini kullandı.
"TÜRKİYE'NİN ÇIKARLARINI KORUYAN BİR POLİTİKA İZLERLERSE BİZ HÜKÜMETE HER TÜRLÜ DESTEĞİ VERİRİZ"
Hükümeti dış politikası konusunda defalarca uyardıklarını, hükümetin kendilerini dinlemediği ve Türkiye'nin Ortadoğu politikalarında yenilgi almış bir ülke konumuna geldiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, hükümetin Suriye için Cenevre'de oluşturulacak masaya Türkmenlerin de oturmasını sağlaması durumunda Suriye konusunda kesintisiz destek vereceklerini açıkladı. Kılıçdaroğlu, "Cenevre'de bir toplantı yapılacak. Şunu açık ve net söylüyoruz, bizim önerilerimiz şu anda Cenevre'de görüşülüyor. Şu anda hükümet de bizim geldiğimiz noktada. Eğer orada gerçekten de Türkiye'nin çıkarlarını koruyan bir politika izlerlerse biz hükümete her türlü desteği veririz. Biz ülkemizi seviyoruz, Ortadoğu'da daha güçlü olmak istiyoruz, Türkmenleri de masaya oturturlarsa ki, oturtmaları gerekiyor, o zaman Suriye sorununun çözümünde kesintisiz destek veriyoruz. Davutoğlu'na şunu söylemek isterim, sakın şu ağzına "kırmızı çizgiler" lafını alma. Sen "kırmızı çizgi" diyorsun ertesi gün başka bir şey oluyor. Siz Salih Müslim'i hangi gerekçe ile Türkiye'ye davet ettiniz? Senin lafın havada kalmıyor mu? İtibarı kaybolan bir Türkiye ile karşı karşıyayız. İtibarımızı kazanmak için bizden ne istiyorlarsa onu yapmaya hazırız. Ama eğer Türkmenleri masaya oturtmazsanız bunun hesabını bu millete vereceksiniz" dedi.
"TÜRKİYE'NİN 3 MİLYON AVROYA TOPLAMA KAMPINA DÖNMESİNİ DOĞRU BULMUYORUZ"
Başbakan Davutoğlu'nun yurtdışında ana muhalefet partisini şikayet ettiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, "Merkel ile oturdular bir basın toplantısı yaptılar. Merkel'e diyor ki, "Suriye'den mülteciler geldi, muhalefet propaganda yaptı bunları göndereceğiz" diye. Doğrusunu söyle, yalan söylemek bir ülkenin Başbakanına yakışmaz. Evet Suriyelileri göndereceğiz ama ne zaman, Suriye'de barış ve istikrarı sağlayacağız, bütün Suriyelileri de kendi ülkelerine göndereceğiz" diye konuştu.
Türkiye'nin kendi iradesini satmaması gerektiğinin altını çizen Kılıçdaroğlu, "Bu süre içinde Türkiye'nin 3 milyon avroya toplama kampına dönmesini doğru bulmuyoruz" şeklinde konuştu.
"BİRİSİNİN SANA AHLAKI, NAMUSU, ŞEREFİ HATIRLATMASI LAZIM"
"13 yıldır bunlar ülkeyi yönetiyorlar. Toplumdaki çürümüşlüğü bugüne kadar kimse çıkıp toplumun önüne koymadı" açıklamasında bulunan Kılıçdaroğlu, bazı rakamlar verdi, ardından da Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik ağır ifadeler kullandı. Kılıçdaroğlu, "Bir; bugün Türkiye'de her dört kişiden birisi depresyonda. Antidepresan ilaç kullanımında sayı 1 yılda 26 milyon. İki; boşanma olayları hızla artıyor. Yüzde 37.3 boyanma olaylarındaki artış oranı. 6 milyon işsiz, 17 milyonu aşkın yoksulumuz var, ailelerin yüzde 85'i geçim sıkıntısı çekiyor. Üç; intihar olaylarındaki artış. İntihar olaylarındaki artış yüzde 33. Dört; uyuşturucu. 13 yılda yaygınlaşan uyuşturucu Türkiye'nin başına bela olmuştur. Son 13 yılda toplum ahlaki temeller olarak sarsılıyor. Uyuşturucu bağımlılığında artış oranı yüzde 678. Yüzde 90.4 oranında fuhuşta artış var. 300 bini aşkın kadın fuhuş çetelerinin elinde. Bana söyler misiniz Adalet ve Kalkınma Partisi ne yapıyor? Cezaevlerinin tamamı tıklım tıklım. Şimdi bana diyorlar ki, "neden ahlaktan, namustan, şereften söz ediyorsun." Ben bunları bildiğim halde konuşmazsam ben bu ülkenin namusunu, şerefini nasıl korurum. Oturdunuz yemin ettiniz, ben etmedim sen ettin. Sen Cumhurbaşkanısın, millete örnek olmalısın. Yaşam tarzınla, konuşmalarınla, insan sevginle, ettiğin yemine sadık kalarak örnek olacaksın. Sen örnek oldun da biz sana saygısızlık mı yaptık. Tam tersi, birisinin sana ahlakı, namusu, şerefi hatırlatması lazım. Bunu biz yapmasak kim yapacak. Birilerinin bu gerçeği toplumun önüne koyması lazım. Sen ettiğin yemine sadık kalmazsan, vatandaş kanuna sadık kalmaz. Liderlerin bir görevi vardır, cumhurbaşkanlarının, bakanların bir görevi vardır, topluma örnek olmak zorundadır. Samimi dindarlara seslenmek isterim, benim bu söylediklerimin tamamı doğrudur. Eğer siyasetin temeli ahlaksa, ahlaksızlık yapanlara ceza vereceğiz. Toplumun kanaat önderleri bizim başımızın tacıysa ahlakı yücelttikleri için başımızın tacılar. Bir ülkenin Cumhurbaşkanı ettiği yemine sadık kalmazsa topluma örnek olamaz, toplumdaki çürümeyi besler. 13 yılda toplumdaki çürümeyi böyle besliyorlar. Din, iman edebiyatı yaptılar. Böyle bir anlayışı biz kabul etmiyoruz" diye konuştu.
"CUMHURUN BAŞKANI OLAN KİŞİ BÖYLE KONUŞURSA NE OLACAK BU MEMLEKETİN HALİ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Aslında bu zatın asıl karın ağrısını ortaya dökerim ama ben bu konuları konuşmaktan hicap duyuyorum" ifadelerini kullandığını kaydeden Kılıçdaroğlu, karnından yana bir ağrısı olmadığını söyledi. Kılıçdaroğlu, "Bu sözler cumhurun başkanı olduğunu söyleyen zata ait, "ananı da al git, artistlik yapma lan, niye kaçıyorsun lan İsrail dölü, ahlaksız, şerefsiz, rezil, cibilliyetsiz, edepsizler, cahil ve ahlaksız, boyunlarındaki tasmalardan kurtardık, gavur İzmir, çirkef, kitap taşıyan merkepler." Bunları ben değil söyleyen kendisi. Cumhurun başkanı olan kişi böyle konuşursa ne olacak bu memleketin hali. Diyor ki, "benim terbiyem müsaade etmediği için ben ona cevap vermiyorum." Ya terbiyen müsaade etseydi ne olacaktı. Nasıl söylüyorsun bunları. Okurken "bana ait değildir" dememin nedeni o, ben sıkılıyorum ama o sıkılmıyor" ifadelerini kullandı.
"ŞİMDİ SÖYLE BAKALIM SOSYAL GÜVENLİK KURUMUNU KİM BATIRDI"
Kendisinin SSK'yı batırdığı yönündeki iddiaların yalan olduğunu belirten ve "Senin müfettişlerin de rapor verdi yok öyle bir şey. Biz Allah'tan korkarız kul hakkı yemeyiz, ama sen tıka basa yersin" açıklamasında bulunan Kılıçdaroğlu, 1999 yılında kendisinin SSK'dan emekli olduğunu hatırlattı. Kılıçdaroğlu, "1999'da devletin sosyal güvenlik kurumuna aktırdığı para 2 milyar 750 milyon lira. Emekli aylıklarının ödenmesi ile ortaya çıkan finansman açığı. Geliyorum 2015'e, sosyal güvenlik kurumuna aktardıkları para 80 milyar 629 milyon lira. Şimdi ben soruyorum, sosyal güvenlik kurumunu kim batırdı? Benim zamanımdaki açık 2 milyar 750 milyon lira, senin zamanında 80 milyon 629, kim batırmış. Üstelik ben genel müdürlük yaptığımda emeklilik yaşı kadınlarda 38, erkeklerde 43'tü. Şimdi emeklilik yaşını 65'e çıkardı, yine 80 katrilyonluk bir açığı kapatıyor. Şimdi söyle bakalım sosyal güvenlik kurumunu kim batırdı. Ha 80 milyar aktarılsın mı, evet aktarılsın. Ama sırf beni eleştirmek için bu rakamı özenle gizliyorlar" dedi.
"BENİM KARNIM AĞRIMIYOR, BENİM YÜREĞİM AĞRIYOR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan'a "Ey diktatör bozuntusu" ifadesiyle seslenerek karın ağrısı olmadığını, yüreğinin ağrıdığını belirten Kılıçdaroğlu, "Diyor ki, "Kılıçdaroğlu benim rakibim değil" diyor. Allah korusun, ben kul hakkı yemem nasıl senin rakibin olacağım, kimse o konularda senin eline su dökemez. Onun karın ağrısını biliyorum diyor, ama açıklamadı. Biraz daha konuşursak belki açıklar. Açık ve net söylüyorum, ey diktatör bozuntusu, benim karnım ağrımıyor, benim yüreğim ağrıyor. Ülkenin bir bölgesi Iraklaştı, Suriyeleşti, yerle bir oldu. Memleketin fidan gibi çocukları şehit oluyor, benim yüreğim ağrıyor ne karın ağrısı. Sınırlarımız kevgire döndü, komşularımızla ilişkilerimiz bitti, benim karnım değil, yüreğim ağrıyor. Özgürlüklerin yok edilmesi benim yüreğimi ağrıtıyor. Ben bu diktatör bozuntusunun yüreğinin olmadığını iyi biliyorum, yüreği işkembesine indiği için. Bir insanın yüreği işkembesine inmişse ondan bu memlekete fayda gelmez. 17-25 Aralık'ta yediklerinin midesinde sorun yarattığını biliyorum. Ben senin rakibin olamam, çünkü sende işkembe bende de yürek var. Bir ülkenin Cumhurbaşkanı böyle eleştirilmemeli, doğrudur, hak ediyorsa ben eleştirmek zorundayım. Ya anayasal sınırları içine çekilir, tarafsızlığını korur saygı görür, ya da ben eleştirmeye devam edeceğim" diye konuştu.