Koray Aydın'dan Bahçeli Hesabı

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin olağan kurultayda rakipleri arasında bulunan Koray Aydın, MHP'nin nasıl yüzde 40 oy alacağının hesabını yaptı.Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) 4 Kasım'da 10. Olağan Büyük Kurultayı'nı topluyor. Partinin efsanevi lideri

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin olağan kurultayda rakipleri arasında bulunan Koray Aydın, MHP'nin nasıl yüzde 40 oy alacağının hesabını yaptı.

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) 4 Kasım'da 10. Olağan Büyük Kurultayı'nı topluyor. Partinin efsanevi lideri Alparslan Türkeş'in ölümünden sonra liderlik koltuğuna oturan Devlet Bahçeli'nin karşısındaki en güçlü aday Koray Aydın.

15 yıl sonra ilk kez çok adaylı bir kurultay gerçekleştirecek olan partide "Değişim ve Şimdi" sloganıyla yola çıkan Koray Aydın'a şans tanıyanların sayısı hiç de az değil.

Delegenin kendisiyle beraber olduğunu ve seçimi açık farkla alacağını iddia eden Aydın,"Tabanın bize gösterdiği ilgi genel merkezi endişelendiriyor. Beni önce ulusalcı sonra cemaatçi olmakla itham ettiler.

Bu iddiaları ortaya atanların hepsinden daha çok MHP'ye hizmetim var. Yakında 'Bu adam aslında solcudur' derlerse hiç şaşırmayacağım" diyor.

Koray Aydın'ın verdiği röportaj şu şekilde:

"ARAZİYE UYDULAR"
- Kurultaya bir aydan daha az bir zaman kaldı. Bugün itibariyle durumunuz nedir? Tabanın, delegenin size ilgisi nasıl? 

Anadolu'nun her yerinde partililer ve delegenin şahsımıza olan ilgisi iyinin de ötesinde. MHP artık değişim istiyor. Görüştüğümüz tüm arkadaşlarımızda, tabanda iktidar olma arzusunu çok kuvvetli bir şekilde görüyoruz. Şunu rahatlıkla söyleyebilirim. MHP tabanının yüzde 90'ının gönlü bizimle.

Tabii kendi şahsi hesabına görev durum, yer ve konum alanları bu yüzde 90'nın dışında tutuyorum. Çünkü onlar konuşamıyor, kişisel beklentilerine uygun olarak araziye uymuş durumdalar.

"SANDIK FARKLIDIR"
- Siz parti tabanının yüzde 90'nın yanınızda olduğunu söylüyorsunuz ama her gün bir il teşkilatı kurultayda Sayın Bahçeli'yi destekleyeceklerini ilan ediyor. Burada çelişkili bir durum yok mu? 

Bu sorunuza geçmişten bir örnekle cevap vermek isterim. Rahmetli Alparslan Türkeş vefat ettikten sonra Tuğrul Türkeş genel başkan olmuştu. Parti o dönemde de kurultaya gitmişti. Seçime kısa bir süre kala 3 il hariç tüm il teşkilatları ortak bir deklarasyon yayınlayarak Tuğrul Türkeş'i destekleyeceklerini ilan etti.

Bu da yetmedi 932 üst kurul delegesi ortak açıklama yaptı ve Tuğrul Bey'in arkasında olduklarını duyurdu. Üzerinden çok zaman geçmiş bir olaydan bahsetmiyorum, 15 yıl öncesini anlatıyorum.

O gün Ankara'da olan herkes hatırlar, akşam sandıklar açıldı ve Tuğrul Bey'e sadece 480 oy çıktı. Kongreyi Devlet Bahçeli kazandı. O nedenle ben bu açıklamaların hangi şartlarda yapıldığını çok iyi bilirim ve dikkate almam.

"BASKI ALTINDALAR"
- Bu destek açıklamaları genel merkezin baskısıyla mı yapılıyor size göre? 

Bakın bunu söylemek çok acı ama delege şu an büyük bir baskı altında. Şahsi hesaplarından arınmış, partisinin ve ülkesinin geleceğine inanmış her delege bizimle beraber. Ben yapılan o destek açıklamalarını genel merkezdeki panik havasının bir yansıması olarak görüyorum.

Ancak zayıf ve kendine güvenmeyen bir yönetim modeli baskı ile destek açıklaması yaptırır. Bu tip şeylerin yaptırana da partiye de bir faydası olmaz. Bugün itibariyle hür iradesini açıkça ortaya koyan delege sayısı bizim seçimi alacağımızı gösteriyor.

"RAHAT ALIRIZ"
- Çok iddialı konuşuyorsunuz. Nasıl bu kadar eminsiniz seçimi alacağınızdan? 

Bu gelişme trendi devam ederse biz kongreyi rahat alırız. Net söylüyorum, baş başa bile geçmez yarış, şu anda açık ara öndeyiz.

"SOLCU DERLERSE"
- Sizin için önce ulusalcı, sonra da cemaatçi yakıştırmaları yapıldı. Nedir bu iddiaların aslı? 

Ben bunlara gülüp geçiyorum, çünkü yapabileceğim başka bir şey yok. Bir insanı hem ulusalcılıkla hem cemaatçilikle suçlamak ancak bu iddiaları ortaya atanların zayıflığıdır. Yakında 'Bu adam aslında solcudur' derlerse hiç şaşırmayacağım. Onlar ne derse desin MHP tabanı, ülkücü kardeşlerim Koray Aydın'ı çok iyi tanır. Ben 80 öncesinden itibaren bir gün bile ülkücü hareketin dışında kalmadan MHP'de siyaset yapan çok az kişiden biriyim.

Gözümü burada açtım, gençlik kollarında çalıştım, ülkücü hareketin bir neferi oldum. Ülkücülerin bu iddiaları hiç dikkate almadığını biliyorum, o nedenle üzerinde durmaya gerek görmüyorum.

FARKLI İDDİALAR

- Hakkınızda çok sayıda iddia ortaya atıldı. Ne hissettiniz bunları duyunca? 

Partinin bütün dönemlerinde görev yapmış bir çizgiyi temsil ediyorum. Yola çıkış amacım MHP'de birlik ve beraberliği sağlamak, iktidara yürümek. Bir kişiyi bile dışarıda bırakma lüksümüz yok.

Dolayısıyla herkesi biraya getirme iddiasındaki bir insanın kendisine kötü söz söyleyenlere bile kızma hakkı yoktur. Şu anda benimle çok uğraşıyorlar, hakkımda söylenmedik laf bırakmadılar. Allah şahit, onları kızmıyorum. Rahmetli Başbuğumuzun temellerini attığı o gönül seferberliğini sağlamak ve hareketimizi ayağa kaldırmak için çalışıyorum.

O arkadaşlarımızla da bir gün mutlaka kucaklaşacağımızı biliyorum.

KAYYUM KONUSU
- Size yönelik bir eleştiri de 2009'da partiyi kayyuma devrettirmek istediğiniz yönünde. Böyle bir girişiminiz oldu mu 3 yıl önce? 

Bu iddiayı ortaya atan arkadaşlarımızın art niyetli olduğunu söylemek istemem, o nedenle bilgisizliklerinden böyle konuşuyorlar diyeyim. 2009 yılında ben Siyasi Partiler Kanunu'nun her üyeye verdiği hakkı kullanarak yeter sayıda imza topladım ve partinin olağanüstü kongreye gitmesini istedim.

Yani yasal hakkımı kullandım. Ancak genel merkez kanuna uymadı ve kongreyi toplayamadık. Bunun üzerine mahkemeye gittim, kongre toplansın diye kayyum talebinde bulundum. Kayyum dediğiniz şey kongreyi yapmakla görevlendirilen üç kişi.

MHP'nin üst yönetimiyle bir alakaları yok, o üç kişi sadece tarafsız bir şekilde kongreyi toplamakla sınırlı bir göreve sahip olacaktı. MHP Başkanlık Divanı aynen görevine devam edecekti. Öyle bir anlatıyorlar ki, sanki kayyum gelecek, MHP'ye el koyacak.

Böyle bir şey söz konusu değil. Dedim ya bunu söyleyenlerin art niyetli olmadıklarına inanmak istiyorum. Herhalde bilgisiz oldukları için böyle bir açıklama yapıyorlar.

TARLADAKİ İZLER
- Devlet Bey'in sizi milletvekili yaptığı, buna rağmen genel başkan adayı olarak onun karşısına çıkmanızın doğru olmadığı eleştirilerine ne diyorsunuz? 

2011 seçimleri öncesinde Devlet Bey beni ve birçok arkadaşımızı aktif siyaset için partiye çağırdı. Ben zaten MHP'den hiç kopmamıştım, davete icabet ettik. Ben Trabzon'da gençlik kollarından başlayarak siyaset yapan biriyim. 1991'de 36 yaşında Trabzon Milletvekili seçildim.

Yani o tarlada çok izimiz var. Bu tip açıklamaları kongre öncesi dönemlerde gündeme getirilen, esasında çok ta bir şey ifade etmeyen konuşmalar olarak görüyorum.

"Aramızda asla bir husumet olamaz"
- Milletvekili seçildikten sonra Devlet Bahçeli ile hiç görüştünüz mü? 

Tabii ki görüştük, hem de defalarca...

Bu partide Devlet Bey'le en samimi insanlardan biri benim. Uzun yıllara dayanan bir dostluğumuz var kendisiyle. Her şey bir yana çok da saygı duyarım şahsına. Kendisi benim ağabeyimdir. Çünkü eskiden beri ben ona hep Devlet Ağabey diye hitap ederdim. Hala aramızda bir ağabey - kardeş ilişkisi olduğunu düşünüyorum.

Eğer kongrede o kazanırsa ben 'Devlet ağabeyim kazandı' derim. Ben kazanırsam o da, 'Kardeşim Koray kazandı' diye olaya bakar. Aramızda zaten bir husumet yok.

KÜSKÜNLER KONUSU
- Biraz da projelerinizden bahsedelim. Diyelim ki genel başkan seçildiniz, sizinle beraber neler değişecek MHP'de? 

Her şeyden önce partiyi demokratikleştireceğiz. Bizim iktidar olmak gibi bir hedefimiz var. Bunun yolu partinin geniş kitleleri kucaklaması ve kendi içinde demokratik bir yapıyı oluşturmasından geçiyor. Önüne böylesine iddialı bir hedef koyan partinin kendi içinde bütünlüğünü sağlaması şart.

Uzun yıllardır tabanda kırılmış, küstürülmüş, dökülmüş ve dışarıda bırakılmış insanlarımız var. Sayıları 100 binlerle ifade edilecek kadar çok olan bir kitleden bahsediyorum. Bizimle beraber partide kırgınlık ve küskünlük devri sona erecek. Bir gün bile bu hareketin içinde bulunmuş herkesi kucaklayacağız.

"SİYASİ REZALET"

- Şu anda MHP'de demokratik bir yapının olmadığına mı inanıyorsunuz? 

Maalesef öyle. Ben rahmetli Başbuğumuz döneminde de parti yönetiminde görev yapıyordum. Dışarıdan bakanlar bu yönünü bilmezler ama rahmetli Türkeş dünyanın en demokratik insanıydı. 80 öncesinde eşi vefat etmişti, yeniden evlenmeye niyetlendi. Bu kararı bile partinin yetki organlarının onayını alarak verdi. Seval Hanım'la evlenme kararını biz parti yönetiminde oyladık.

Eğer aksi bir karar çıksaydı evlenmeyecekti kendisi. Yine o dönemlerde rahmetli Türkeş bir partilimizin ihracını istedi. Biz MYK'da sandık koyduk ve bu talebi oyladık. Sandıktan ihraç edilmemesi kararı çıktı. Başbuğ da hiç itiraz etmeden kabullendi bu durumu. Eski MHP böyle bir partiydi. Şimdiki MHP'de ise partiye üye bile kabul etmiyorlar.

Şu anda kimse gidip elini kolunu sallayarak MHP'ye üye olamaz, bunu biliyor musunuz? İlçelerin çoğunda üye sayısını 400 kişide dondurdular. Bu rakamın üzerine çıkıldığı an kimseyi üye yapmıyorlar. Bu tam anlamıyla siyasi bir rezalettir.

MHP gibi köklü bir partiye yakışmayan anti demokratik bir uygulamadır. Bir anlamda partinin geleceğini yok etmektir.

TÜZÜK DEĞİŞİKLİĞİ
- Kemal Kılıçdaroğlu da seçilirken partiyi demokratikleştirme sözü verdi ama tüzük değişikliği için epey bir zaman bekledi. Siz seçildiğiniz takdirde tüzük değişikliği vaat ediyor musunuz? 

Biz diğer partilere benzemeyiz. 4 Kasım'dan hemen sonra iç tüzük çalışmalarına başlayacağız. Tüzükte demokratik olmayan ne varsa çıkarıp atacağız. Genel başkan seçildikten sonra ilk yapacağım iş üyelikleri serbest hale getirmek olacak. 2015 genel seçimlerine kadar üye sayımızı 3 milyona çıkaracağız.

En ücra mahalle ve köylere kadar giderek vatandaşlarımızı partimize üye yapacağız. MHP tabanına bir sözüm daha var. Milletvekili ve belediye başkanlıklarına gösterilecek adaylarımızı ön seçimle belirleyeceğiz. Bu benim olmazsa olmazımdır. Kimse bana 'Bunu yapacak mısınız' diye sormasın.

Hakim gözetiminde ön seçim yapacağız. Genel Başkan'ın sadece yüzde 6'lık bir kontenjan hakkı olacak, onun dışındaki herkes önseçimle gelecek. Türkiye'de siyasi partilerde demokrasinin gelişmesinde öncü rolü MHP olarak biz oynayacağız. Bu benim şeref sözüm, mutlaka ama mutlaka yerine getireceğim.

GENÇLİK VE KADIN
- Siz Ülkü Ocaklarından yetişen bir siyasetçisiniz. Ocakların eski etkinliğinin kalmadığı biliniyor. Seçilirseniz ocakları yeniden canlandırmayı düşünüyor musunuz? 

Bizim gençliğimizde Ülkü Ocakları bu partinin en önemli dinamiklerinden biriydi. Maalesef bu özelliğini zaman içinde kaybetti. Bunun çok farklı sebepleri olabilir ama hem Türkiye hem de MHP zarar gördü bu işten.

O nedenle Ülkü Ocakları'nı tarihinin en aktif noktasına getirmek benim çok önem verdiğim konulardan biri. Ocaklar, Türkiye'nin meselelerinin tartışıldığı, münazaraların, bilgi yarışmalarının düzenlendiği, milli ve manevi değerlerine bağlı gençlerin yetiştiği kurumlardı. İnşallah bizimle beraber yine eski günlerine dönecek. Şu anda partimizin Gençlik ve Kadın Kolları yok. Bir seçimden diğerini 5 milyon genç seçmen ortaya çıkıyor ve MHP bunlara sırtını dönüyor. Böyle bir şey olabilir mi? Bu iki kitle MHP'yi çok hızlı algılayıp bize yönelecek kitlelerdir.

Gençlerin ve kadınların daha aktif olduğu bir MHP görecek insanlar yeni dönemde.

ERCİYES KURULTAYI
- Gençlik demişken, MHP tabanının çok önemsediği Erciyes Kurultayı uzun zamandır toplanmıyor. Seçilirseniz toplayacak mısınız kurultayı?

Sanıyorum 2007 yılıydı, kene tehlikesi gerekçe gösterilerek kurultayı toplamadılar. Keneler gitti ama ülkücüler bir daha Erciyes'te buluşamadı...

Her partinin geçmişinde iz bırakan, tabanı heyecanlandıran simgeler vardır. Erciyes Zafer Kurultayı da MHP için böyledir. Orası bizim toplanma yerimizdi, şimdi Erciyes'te buluşamadığı için ağlayan insanlarımız var. Ateşin etrafından toplanıp sabaha kadar yapılan sohbetleri özlemiş insanlarımız. Rahmetli Türkeş de büyük önem verirdi Erciyes'e... Hiç aksatmadan katılırdı her sene...

Önümüzdeki sene Allah nasip ederse 1 milyon insan toplayacağız Erciyes Dağı'nda. Köklerimizle yeniden buluşacağız. Köklerini kaybetmeyen bir siyasi hareket gelişime açık olur. Bizim çizgimiz köklerinden güç alan buna göre ilerleyen bir çizgidir.

"DERVİŞOĞLU DA ZENGİNLİĞİMİZ"
- En son Müsavat Dervişoğlu da adaylığını açıkladı. İkiniz de Karadenizlisiniz, çok adaylı bir yarış genel merkezin elini güçlendirmez mi? 

Adaylığını açıklayanların hepsi bizim arkadaşlarımız. Hepsiyle görüşüyoruz, ben birden çok adayın MHP'nin zenginliğini gösterdiğini düşünüyorum.

Birbirimize kötü söz söylemeden, projelerimizle yarışırsak bütün partilere bir demokrasi dersi veririz. Genel başkanlığa aday olmak her arkadaşımızın en doğal hakkıdır"

 

İlk yorum yazan siz olun
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.

Siyaset Haberleri