NTV'de tartışma programına çıkan eski başbakanlardan Rize Bağımsız Milletvekili Mesut Yılmaz, türban teklifinin geri döneceğini ileri sürerek geçmişte yaşananları hatırlattı.
NTV'de Can Dündar'ın sunduğu Neden programına çıkan Mesut Yılmaz AK Parti ve MHP'nin üzerinde uzlaşarak Meclis'e sunduğu türban teklifini değerlendirdi. Yılmaz teklifin Anayasa Mahkemesi tarafından alınan karar yüzünden geri döneceğini ileri sürdü.
Biz 1988'de bir karar aldık çağdaş giyimli olması gerekir dedik. Ancak inancı gereği başını örtenlerin de eğitim hakkının elinden alınmaması gerektiğini yazdık. Dönenin Cumhurbaşkanı Evren Anayasa Mahkemesi'ne götürdü.
Anayasa Mahkemesi bir karar verdi. Ben bu kararı içime sindiremedim. Anayasa Mahkemesi'nin gerekçesinde öyle unsurlar var ki bugüne kadar ileri sürülen veya sürülmeyen tüm argümanlar yer almıştır. Kararda türban takmayı laiklik karşıtı olarak kabul etmiş ve suç saymıştır.
Bugün yapılan teklif bana göre Anayasa Mahkemesi'nin o günkü yorumuna göre geri çevrilecektir. Çünkü çok radikal bir karar alınmıştır. Bu karar daha sonra 1991 de yenilenmiş ve eski karara atıfta bulunulmuştur.
YÖK kanundaki değişikliğin Anayasa Mahkemesi'ne gitmesi halinde ben iptal edileceği endişesini taşıyorum. Ben iptal edilmemesinden yanayım. Burada bir uzlaşıya ihtiyaç vardı. Bana göre tüm muhalefet partileri ve yargının da mutabakatı alınarak bir düzenlemeye gidilebilirdi. Ancak iki parti meclis çoğunluğuna güvenerek hareket etmişlerdir.
Anayasa Mahkemesi'nin bu kararlarına rağmen illere göre farklı ve daha yumuşak bir uygulama vardı. Erbakan ve Çiller'in imzaladığı 28 Şubat kararlarından sonra üniversiteler daha rejit bir uygulamaya girdiler. O dönemde ben Başbakandım bunun toplumsal bir sıkıntı doğurması nedeniyle o dönemin YÖK başkanını davet ettim ben bu kararlar karşısında bir esneklik sağlanıp sağlanamayacağını sordum. Kendileri bu kararlar karşısında hiçbir düzenleme yapılamayacağını söylediler. Maalesef 1997'de çok arzuladığım halde bir rahatlık sağlayamadık.
Bugün meselenin 10 yıl gecikmiş olması meseleyi kangren haline getirilmiştir. Türban siyasi kamplaşmanın simgesi haline getirilmiştir. Türban serbest kalırsa laikliğin elden gideceği ileri sürenler olduğu gibi diğer taraftan da bugünkü durumun insan haklarına aykırı olduğunu savunanlar var.
Bu gerilim devam ettiği sürece her iki taraftaki radikal gruplar daha fazla güç kazanmaktadır. Burada asıl mesele Türkiye'de birbirinden farklı değer ve düşüncelere sahip kutupları bir araya getirmek ve kaynaştırmasını sağlamaktır. Bunun yolu bu düzenleme ile sağlanamaz