MHP'den Trabzon'a çıkarma

"Adım Adım 2023; İl il Anadolu” programı Trabzon'da gerçekleştiriliyor.

Trabzon, aralarında MHP Genel Başkan Yardımcıları, MYK Üyeleri ve milletvekillerinin de bulunduğu toplam 10 üst düzey isme ev sahipliği yapıyor. 

Adım Adım 2023; İl il Anadolu” temasıyla yapılan il ziyaretleri kapsamında Trabzon’a gelen heyette Genel Başkan Yardımcısı Sadir Durmaz, TBMM idare Amiri Ankara Milletvekili Erkan Haberal, Afyonkarahisar Milletvekili Sayın Mehmet Taytak, Kütahya Milletvekili Ahmet Erbaş, Hatay Milletvekili Lütfi Kaşıkçı, MYK Üyesi Ferhat Çakıroğlu, MYK Üyesi Volkan Dudu, MYK Üyesi Afşin Birben, MYK Üyesi Yavuz Tellioğlu, MYK Üyesi Musa Küçük, eski Dönem MYK Üyesi Şeref Oruç yeraldı.

Eski dönem İl Başkanları, Şalpazarı ve Çarşıbaşı Belediye Başkanları, İl Yönetim Kurulu Üyeleri, Disiplin Kurulu Başkanı, İlçe Başkanları, Belediye Meclisi Üyeleri, Ülkü Ocakları Başkanı, Kadın Aile Çocuk Engelli Politikalar Teşkilat, Ticaret Odası Başkanı, Baro Başkanı ve partililerin katıldığı toplantıda saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın ardından Genel Merkez’de gelen heyet ve İl Başkanı Bekir Sıtkı Tarım’la Divan oluşturuldu.

MHP Trabzon il başkanı Bekir Sıtkı Tarım yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullandı;

“DÜNYANIN en kritik coğrafyasında bulunan Anadolu'yu yeniden kontrolleri altına almaya çalışan emperyalist batının iç ve dış müdahalelerine karşı daha dik ve dirayetli, omurgalı bir duruş sergileyerek bu savaşı kazanmak adına, coğrafyasında büyük bir güç olmaya karar vermiş güçlü bir iradeden yana tercih yapılmıştır. Bizim yaptığımız dahili ve harici terörize örgütlerin ve devletlerin kıskacında yaşama ve yok olmama mücadelesi veren ülkemizin bir korunma ve savunma refleksinden başka hiç bir şey değildir. Yalan terörünü çok iyi kullanan Millet ittifakının etrafımızda cereyan eden ateş çemberini, yakan para, silah ve enerji denklemini boşa çıkarmamıza gücü yetmeyecektir. Geçmişteki 57. hükümetin itirazlarını ve yıkılma sürecini gördüğümüzde bugün ki hükümetimize yaşatılmak istenenler eskisinin aynıdır.

ECDADIMIZIN bize bıraktığı en büyük eser olan Türkiye Cumhuriyeti'nin tarihsel hüviyeti ve kaderinin yol haritası Milliyetçi Hareket Partisi ve Lideri tarafından onurlu bağımsızlıkla çerçevelenmiştir.

Aynı anda hem Ortadoğu'da hem de Orta Asya'da oyun kurucu ve çekim gücü pozisyonuna yükselen Türkiye'yi; Dünya'nın tamamını saran küresel ve ekonomik sorunları bahane ederek itibarsızlaştırma gayretleri sonuç vermeyecektir.

1969'DAN BU GÜNE KADAR hangi sancağı ve mirası taşıdığımızı bilerek yolumuza devam ediyoruz. Türk milletini ve Devletini daha düne kadar Fetullahçı ve Amerikancı yörüngeye oturtmaya çalışanlara karşı gösterdiğimiz milli duruşumuzla abideleşmeye devam edeceğiz. Ecdadımızın Türk yurdu yaptığı bu toprakların yeni 1000 yıllarda da Türk yurdu kalması için bedeli ne olursa olsun vazgeçmeyeceğiz. Cumhur ittifakı siyasi bir metin yada rastgele oluşmuş bir protokol değildir. Mücadelesini daha aktif anlaşılır biçimde ve vereceğimizden hiç şüphemiz yoktur.

Ben 1969'da meşalesi yakılmış, 1000 yıllık Türk kültürüyle bezenmiş ve beslenmiş bir siyasi partinin mensubu, Lider Devlet Bahçeli'nin askeri olmaktan şeref duymaktayım. Bu vatana ve bayrağa olan sevgim ve muhabbetimin samimiyetten başka hiç bir karşılığı yoktur. Ülkücünün şerefi çile, ülkücünün onuru gözyaşıdır.

Muma ateş olmadık Mumun ateşiyle yandık biz...

MUHALEFET ÇOK MÜKEMMEL bir ekonomik program açıkladı. Tayyip giderse Dolar düşecekmiş... Milleti sokağa döküp Türkiye'yi seçime götürme gayretlerinin arkasındaki gerçek çok vahimdir.

8 ay içeresinde ekonomi dahil her şeyin düzeleceğini anlamış olmuş olduklarındandır ki; bu süreci yaşayan Türk Milletinin Cumhur ittifakına yeniden güven ve yetki vereceğini bilmektedirler.

Amerika'daki TÜRK DEVLETİNE ayrılmış olan strateji odası güzel çalışmakta, muhalefetimizle muhabbet içinde Türkiye'yi milli politikalarından nasıl döndüreceklerinin gayreti içine girmişlerdir. Mavi vatandan çekileceksin, Suriye'de olana bitene seyirci kalacaksın, Yunanistan'ın menfaatlerine dokunmayacaksın Azerbaycan'ı kendi haline bırakacaksın, terörü bitirmeyeceksin, kukla devlete izin vereceksin; Dolar yarın 8000 liraya düşer. Gerçekten çok kolay gerçekleşebilecek başarılı bir projeniz olur.

Bu düşünce bizim için imkansızdır. Çünkü riske atacak Devletimiz, ateşe atacak bir milletimiz yoktur. Bu ülkede yaşayan hiç bir insan fuzuli değildir. Vatan sevgisinden ve onu korumaktan başka hiç bir derdimiz yoktur. Kimsenin, hiç birimizin şahsi menfaatleri ve beklentileri derdimiz değildir.

Bunları bildiğimiz halde temiz gönlümüzde hiç kimseye öfke biriktirmeyeceğiz. Kötülükleri ve zararlı mahlükları suya atacağız, göğe uçuracağız, toprağa gömeceğiz. Biz siyasetin en güzel yerinde, adamlığın tavan yaptığı merkezde, toplumun oyunu vermese de adam gibi bir adamın ve davasının cesur ve korkusuz adamları diyerek imrendiği en onurlu yerdeyiz.

Çünkü biz CENNETİN ÇOCUKLARIYIZ. Bazılarının bizi anlamasını hiç beklemiyoruz. Sivrisinek ne anlar kovanına bal taşıyan arının aşk sancısını.

Sözlerime son verirken hepinizi sevgi, saygı ve muhabbetle selamlıyorum. Hepiniz Allah'a emanet olunuz.

Allah yar ve yardımcımız olsun. Ne mutlu Türküm diyene.

BİZLER BAŞARILI olmaktan ziyade bu ülke için bir değer olma gayretindeyiz. Toplum kendileri ve bu ülke için neler yapmak istediğimizi anlayabilmeleri için bizim var oluş mücadelemizden vaz geçmemiz gerekmektedir.

Katılımcıları selamlayan MHP’li Yavuz Tellioğlu, “Milletçi Hareket Partisinin 5 stratejik hedefi var. Cumhurbaşkanlığı  Hükümet Sistemini korumak, yeni anayasa yı oluşturmak. 3. Stratejik hedef yeni ekonomik sistemdir. Alt ve orta segmentteki esnafımızı güçlendirmemiz gerek. Yerli ve milli dördüncüsü terörle mücadele etmektir. Tek bir terörist kalmayıncaya kadar mücadelemiz devam edecek. HDP’nin bir daha açılmamak üzere kapatılması gerekmektedir. En kısa zamanda gerçekleşecektir. Beşinci stratejik hedef terör sarmalından kurtulmamız barış ve huzurun sağlanması beşinci stratejik hedefimizdir.” dedi. 

MHP Genel Başkan Yardımcısı Sadir Durmaz, "Dünyada yaşanan krizler sadece Türkiye'de yaşanıyor algısıyla siyaset yaparak insanlarımıza umutsuzluk aşılamak, kapkara bir Türkiye tablosu çizmek ülkemize yapılabilecek en büyük haksızlıktır." dedi.

Durmaz, "Geçmişten bugüne ülkemiz ne zaman kabuğunu kırmak istese, bölgesel güç olmak için kafasını kaldırmak istese içeriden ve dışarıdan çeşitli sorunlarla meşgul edilmiştir." ifadelerini kullandı.

Durmaz, Türkiye'nin 40 yıla yakın terörle mücadele ettiğini, çok ağır bedeller ödendiğini vurgulayarak, bugün savunma sanayisindeki millileşme politikalarıyla terörün belinin kırıldığını, yok denecek seviyeye geldiğini söyledi.

Koronavirüsün tüm dünyayı etkileyen ekonomik ve sosyal bir krize de dönüştüğüne dikkati çeken Durmaz, şöyle konuştu:

"Uzmanlar ekonomik krizin son 40 yılda gerçekleşenlerden çok daha büyük olduğunu bilimsel verilerle açıklamaktadır. Bazı sektörlerde üretim neredeyse durma noktasında gelmiştir. Doğal olarak ülkemizi de etkilemiştir. Küresel salgının etkileri gelişmiş ülkelerin ekonomileri dahil tüm dünyada ciddi kapanma ve kısıtlama tedbirlerini de beraberinde getirdi. Bu salgın ülkemizi de etkilemiştir. Türkiye salgına rağmen 2020 yılında Çin ile birlikte pozitif büyüme gösteren iki ülkeden birisidir. Dünyada yaşanan krizler sadece Türkiye'de yaşanıyor algısıyla siyaset yaparak insanlarımıza umutsuzluk aşılamak, kapkara bir Türkiye tablosu çizmek ülkemize yapılabilecek en büyük haksızlıktır."

Durmaz, Türkiye'nin tarihi bir eşikte olduğunu belirterek, "Ekonomi vasıtasıyla Türkiye'ye saldıranlara, dahası insanlarımızı faiz, kur, enflasyon sarmalına hapsetmek için uğraşanlara fırsat vermemek kalbi vatan ve millet sevgisiyle çarpan herkesin ortak sorumluluğudur. İnsanlarımızın ekonomik sıkıntılarını biliyoruz. Artan döviz kurlarından yakınmalarının farkındayız. Ancak takip edilen politikalar doğrudur ve inşallah Türkiye bu mücadeleden başarıyla çıkacaktır." diye konuştu.

Dolar kurundaki artışa değinen Durmaz, "Dik duruşumuzu, egemenlik haklarımızı savunmamızı, kahramanca savunmamızı dövizle baskılamaya çalışıyorlar. Terörle mücadelemizin rövanşını kur üzerinden almak istiyorlar. Suriye'de, Irak'ta, Libya'da, mavi vatandaki, Karabağ'daki mevcudiyetimizi dövizle püskürtmenin arayışındalar. Bu kez başaramayacaklar. Türkiye döviz sabotajlarına, küresel sermaye çetelerine, terör örgütlerine pes etmeyecektir. Türkiye faiz lobisine eğilmeyecektir." dedi.

Durmaz, iç ve dış düşmanların Gezi olayları, 6-8 Ekim olayları, hendek terörü ve son olarak 15 Temmuz darbe girişimiyle ülkeyi yangın yerine çevirmek istediklerini belirtti.

Cumhur İttifakı'nın 15 Temmuz gecesi tankların karşısında kurulduğunu aktaran Durmaz, "Ülkemizi terörle yıldıramayanların, kaos planlarıyla durduramayanların ekonomik operasyonlarla diz çöktürmeye çalıştıkları ortadadır. Türkiye sokakta bulunmamıştır. Sokak aralarında cirit atan casus ve hainlere de teslim edilmeyecektir." ifadesini kullandı.,

Muhalefeti eleştiren Durmaz, şunları kaydetti:

"Maalesef bugünkü CHP, Atatürk'ün milliyetçilik anlayışından uzaklaşmış bölücülerin doluştuğu bir partiye dönüşmüştür. CHP, her fırsatta ülkemizi batıya şikayet etmeyi gelenek haline getirmiştir. Kanal İstanbul için büyükelçilere mektup yazarak yatırımcıları tehdit etmiştir. Gezi olaylarının finansörü Osman Kavala'nın serbest kalması için mektup yazan 10 büyükelçiye tek kelime edememiş, 'Siz kimsiniz, böyle bir hakkınız ve yetkiniz yoktur.' diyememiş, hiçbir açıklamada bulunamamıştır. Sayın Kılıçdaroğlu, yetmemiş Kanal İstanbul üzerinden ülkemizi 10 ülkenin büyükelçisine mektup yazarak şikayet etmiş. Gerekçesi Kanal İstanbul'un çevreyi kirleteceği. Şikayet ettiği ülkeler dünyayı yeraltı ve yer üstü tüm değerleriyle sömüren, petrolü insan kanına değişen, kendini doğanın efendisi sanan batılı ülkeler. Akıl tutulmaları o kadar ileri derecede ki parti binalarına 'Sınır namustur.' yazdılar. Uzunca bir süre kaldı. Sonra sınırlarımızı koruyacak tezkereye HDP-PKK ile birlikte hayır oyu verdiler. Hani sınır namustu? Gezi Parkının azmettiricisi Osman Kavala'ya sahip çıktılar. 6-7 Ekim olaylarının azmettiricisi, 'Daha bu da birşey mi, bütün Türkiye'ye Apo'nun heykellerini dikeceğiz.' diyen terörist Selahattin Demirtaş'a sahip çıktılar. PKK'nın sözcülüğünü yapan televizyonlara çıkıp anayasanın değiştirilmesi teklif dahi edilemez ilk 4 maddesini tartışmaya açtılar. İzmir'de Kuva-yi Milliyeci kesilip Hakkari'de özerklik sözü verdiler. YPG'ye, PYD'ye terör örgütü diyemeyip sırtını PKK'ya yaslayanlarla seçim ittifakı yaptılar. Daha birkaç gün önce Selahattin Demirtaş'ın sabah yayımladığı karanlık talimatlar akşamına Kılıçdaroğlu tarafından heyecanla telaffuz edilerek siyasi bir programa dönüştürüldü."

"Şehitlerimizin emaneti bizim emanetimizdir"

Durmaz, İYİ Partili Lütfü Türkkan'a yönelik eleştirilerde bulunarak, şöyle konuştu:

"Gazi meclisimizde HDP'li bir kadın milletvekilin 'Bizim oylarımızla o koltukta oturuyorsunuz.' sözlerine cevap veremeyen, burası Kürdistan diyene 'Burası Türkiye Cumhuriyeti'dir.' diyemeyen ama bir şehit yakınının serzenişlerine küfürle karşılık veren bu köksüzlerden de bu memlekete bir hayır olmayacağı hepimizin gördüğü bir gerçek. Şehitlerimizin emaneti bizim emanetimizdir. Şehidimize, ailesine laf söyleyen o ahlaksız derhal gazi meclisten bir dakika bile kalmadan atılması, kovulması, milletvekilliğine son verilmesi gerekiyor. Bunun da sonuna kadar takipçisi olacağız."

Muhalefetin, pandemi ve terörle mücadele sebebiyle Türk ekonomisinde meydana gelen dalgalanmayı fırsat bilerek bir an önce ülkeyi seçime götürmenin telaşı ve gayreti içerişinde olduğunu belirten Durmaz, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'i eleştirerek, "Eğer önünde kağıt olmadan ekonomiye dair 3 tane düzgün cümle söylesin. Ben burada hepinizin önünde özür dileyeceğim. Söyleyemez, öyle bir bilgisi yok. O bir proje." ifadesini kullandı.

Durmaz, İYİ Parti Teşkilat Başkanı Koray Aydın'a yönelik de "Şimdiki İYİ Parti teşkilat başkanı televizyona çıktı, dedi ki 'Bu hanımefendiyi cemaat destekliyor.' O Koray Aydın, dün cemaatçi dediği hanımefendinin teşkilat başkanlığına razı oldu. O hanımefendinin ülkücü hareket içinde çok fazla bir geçmişi olmadığı halde Koray Aydın ona tabi olarak, onun maiyetine girmeyi kabul ederek teşkilat başkanı olarak çalışmaya devam ediyor. Hani bu cemaatçiydi, cemaatin de ne olduğu ortaya çıktı. Sen niye oradasın? Seni oraya mecbur eden ne var Koray Aydın? Seni oraya ne götürdü, çık, bunu açıkla. Zaman gazetesinin 25'inci yıl resepsiyonuna hiçbirimiz gitmedi, tek kişi gitti, Koray Aydın. Bugün de hanımefendinin maiyetinde." şeklinde eleştirilerde bulundu.

Yorum Yap
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (8)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.

Siyaset Haberleri