MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Sümela Manastırında yapılan ayinin, Patrikhanenin ekümeniklik sıfatını fiilen kabul ettirdiği bir ayin halinde olduğunu ve bunu da Türkiye Cumhuriyeti devletinin kabul ettiğini söyledi.
MHP Grup Başkanvekili Vural, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında Türkiye'nin bir referandum sürecinde olduğuna işaret ederek artık bu sürecin amacı ve aktörlerinin açıkça ortaya çıktığını belirtti. Kutsal ittifakın kimlerle kurulduğunu, Truva atının kimlerden müteşekkil olduğunu gösteren gelişmeler yaşandığını kaydeden Vural, Anayasa değişikliğinin, PKK açılımına hukuki kılıf uydurmak için hazırlandığının ortaya koyulduğunu söyledi. PKK'nın ilan ettiği ateşkesin siyasi bir anlamı olduğunun ve
İmralı'yla yürütülen gizli müzakerelerin sonucunda ortaya konulduğunun görüldüğünü dile getiren Vural, "Tablo bellidir. Tablo, Türkiye'nin siyasal bölünmesine yol açacak bir tablodur" dedi.
AK Parti, BDP ve İmralı'nın bu oyunu beraber oynadıklarının açığa çıktığını anlatan Vural, bu nedenle son dönemde demokratik özerklik adı altında bir takım taleplerin dile getirilmeye başlandığına dikkat çekti. Vural, "Amaç, PKK açılımını Türkiye'ye hazmettirmektir. Bu bir tuzaktır" diye konuştu.
AK Parti, BDP ve PKK'nın, Türkiye'nin çözülmesine yol açacak pazarlıklar yaptıklarının ortaya çıktığını iddia eden Vural, sözde ateşkesin de, bu müzakereler sonucu ortaya çıktığını öne sürdü. Başbakan Erdoğan'ın, bölücü terör tehdidinin sanal olduğunu söylediğini hatırlatan Vural, Erdoğan'ın bölücü terörü bir tehdit olarak görmediğini savundu. Vural, "Polisimize, askerimize kurşun sıkanlar, şehitlerimiz, gazilerimiz sanal mı?" diye konuştu.
Başbakan Erdoğan'ın, hakkın rahmetine kavuşmuş şahsiyetleri kullandığını iddia eden Vural, bundan 8-10 sene önce çok ağır eleştiriler yönelttiği Özal'a, Menderes'e, Mustafa Pehlivanoğlu'na atıfta bulunduğunu söyledi. Vural, Başbakan'ın tavrını, 'tam bir siyasi soyka' olarak nitelendirdi.
Başbakan Erdoğan'ın mitinglerinde MHP'ye acımasızca saldırdığını belirten Vural, Erdoğan'ın, MHP'nin içine fitne sokmakla meşgul olduğunu savundu. Vural, "Milliyetçi muhafazakarları içerden fethedip yabancı senaryoları vuvuzela gibi millete hazmettirmek istiyor" dedi.
SÜMELA MANASTIRI'NDAKİ AYİN
Vural, basın toplantısında Maçka'daki Sümela Manastırı'nda Pazar günü yapılan ayine ilişkin değerlendirmelerde de bulundu. Sümela Manastırı'nda bir ayin düzenlenmesine izin veren AK Parti'nin gerçek yüzünü ortaya koyduğunu belirten Vural, "Bugün Sümela Manastırı'nda düzenlenen ayin, patrikhanenin ekümeniklik sıfatını fiilen kabul ettirdiği bir ayin halinde olmuş ve bunu da Türkiye Cumhuriyeti devleti kabul etmiştir" diye konuştu.
Vatikan'ın Roma Kilisesi ile Rum Ortadoks Kilisesi'nin imzaladığı Ravenna Sözleşmesi uyarınca Patrikhanenin ekümenik bir şekilde hareket edeceğinin anlaşmaya bağlandığını dile getiren Vural, tüzel kişiliği olmayan Fener Rum Patrikhanesi'nin başka kiliselerle sözleşme imzalayabildiğini ifade etti. 13 Ekim 2007'de imzalanan Ravenna Sözleşmesiyle Fener Rum Patrikhanesi'nin Türkiye sınırları içinde ekümenik bir şekilde hareket eden bir unsur olarak yaşatıldığına işaret eden Vural şunları kaydetti:
"Türkiye Cumhuriyeti'nde bugün, Osmanlı Devleti'nin yıkımına yol açan müesseseler AK Parti tarafından ihya edilmektedir. 'Sümela Helenizmin kabesidir' diyenler için 15 Ağustos günü yapılan ayin, AK Parti'nin küresel ortaklarla Türkiye'yi hangi noktaya götürdüğünü göstermesi bakımından ibret vericidir. 15 Ağustos Fatih'in Trabzon'u fethettiği tarihtir. Bartholomeos orada bir takım padişahlara şükür duaları okuyor. 2. Mehmet var mı acaba? Fatih Sultan Mehmet niye yok? Çünkü İstanbul'u fethetti ve Trabzon'u fethetti. Geldiğimiz noktada Osmanlı devletinin yıkımına yol açan süreçlerle ilgili aktörler Türkiye'de canlandırılmakta ve sorunlar Türkiye'ye kabul ettirilmektedir."
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın Almanya'da yaptığı bir konuşmada, 'Bir hançer gibi bağrımıza saplanmış Heybeliada Ruhban Okulu' ifadelerini kullandığını hatırlatan Vural, bugün Rum Ortadoks Kilisesi'nin ekümeniklik sıfatıyla Sümela Manastırı'nda ayin düzenleyebilecek noktaya geldiğini belirtti.
Basın toplantısının sonunda gazetecilerin sorularını cevaplayan Vural, Ahmet Türk'ün, PKK'nın BM'ye silahlarını bırakabileceği yönündeki teklifinin hatırlatılması üzerine taşların yerine oturmaya başladığını, Türkiye'nin siyasal çözülmesine yol açacak bir dayatma sürecine girildiğini kaydetti. Bir takım kirli pazarlıklar yapıldığının Cumhurbaşkanı'nın da ifade ettiğini belirten Vural, "BM gözetiminde silah bırakılması, Türkiye'nin siyasi çözülmesi demektir" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı'nın görev süresiyle ilgili tartışmalara ilişkin soru üzerine Vural, 2011 yılından sonra bir daha aday olmayacağını açıklayan Başbakan'ın ağzındaki baklayı çıkarması ve Cumhurbaşkanlığı'na aday olup olmayacağını açıklamasını istedi. Cumhurbaşkanı ve Başbakan arasında bir post kavgası yaşandığını öne süren Vural, yaşanan tartışmaların, içerde bir post kavgası olduğunu ortaya koyduğunu belirtti. Cumhurbaşkanı'nın görev süresinin Anayasa'da açıkça yazılı olduğunu ve görev süresinin 5 yıl olduğunu dile getiren Vural, bunu tartışmanın bir anlamı bulunmadığını söyledi.
Erdoğan ile Bahçeli'nin akraba olabileceklerini ortaya koyan araştırmaya ilişkin soru üzerine ise Vural, "Hepimiz akrabayız. Biz bir milletiz. Biz bir mozaik değiliz, biz bir mermeriz" şeklinde konuştu.
Terör örgütü PKK'nın Hantepe saldırısı sonrası ortaya çıkan görüntüler hakkında Genelkurmay tarafından hiçbir açıklama yapılmadığının hatırlatılması üzerine Vural, Başbakan'ın Hantape'de olup bitenlerle ilgili bir açıklama yapması gerektiğini saeniklik sıfatını fiilen kaböyledi. Askeri idarenin Başbakan'a bağlı olduğuna işaret eden Vural, Başbakan'ın, ortaya atılan iddiaların doğru olup olmadığını kamuoyuna açıklaması gerektiğini dile getirdi. Yapılan hiçbir yanlışın, güvenlik güçlerinin terörle
mücadelesinin meşruiyetine gölge düşüremeyeceğini ifade eden Vural, yanlış yapanların süratle ayıklanması gerektiğini belirtti.