'MİT'in raporundan haberim yok'
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, MİT'in hazırladığı ve Hava Kuvvetleri Komutanlığı Savcılığı'nın da soruşturma başlattığı Türk Silahlı Kuvvetleri içinde illegal yapılanmaya ilişkin rapordan haberi olmadığını söyledi. Başbakan Erdoğan, KKTC'ye hareketinden ö
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, MİT'in hazırladığı ve Hava Kuvvetleri Komutanlığı Savcılığı'nın da soruşturma başlattığı Türk Silahlı Kuvvetleri içinde illegal yapılanmaya ilişkin rapordan haberi olmadığını söyledi.
Başbakan Erdoğan, KKTC'ye hareketinden önce Esenboğa Havalimanı'nda açıklamalarda bulundu. Erdoğan, bir gazetecinin Hava Kuvvetleri Komutanlığı'nın TSK içinde illegal örgütlenme olduğu gerekçesiyle soruşturma başlattığını ve MİT'in de daha önce bu konuyla ilgili bir rapor hazırladığı şeklindeki haberleri hatırlatarak, Böyle bir rapordan haberiniz var mıydı? sorusu üzerine şöyle dedi: Benim masamdan geçmeyen veya benim imzam bulunmayan görmediğim bilmediğim bir yazı, belge hakkında konuşma haddimde değildir. Böyle bir şeyi ben bilmiyorum. Bu sırada yanında bulunan İçişleri Bakanı Beşir Atalay'a dönerek var mı diye soran ve Hayır yanıtını alan Erdoğan, İçişleri Bakanım bilmiyor. Terörle Mücadele Yüksek Kurulu Başkanı olarak Cemil Bey de burada. Böyle bir şey yok ama bizim bilgimiz dışında direk olarak yargıya böyle bir şey intikal ettiyse onu da bilemeyiz diye konuştu.
İRAN'LI YETKİLİLERLE GÖRÜŞME
Son iki gündür Türkiye'ye ziyaret eden ABD ve İran'lı yetkililerle görüşmelerinin ayrıntılarının sorulması üzerine Erdoğan, ''Görüşmelerimiz tek başlıklı değil. Öncelikle ikili temaslar diyebilirim'' dedi.
ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Stephen Hadley ile Türk-Amerikan stratejik işbirliği konusunu geniş biçimde ele aldıklarını anlatan Erdoğan, Türkiye arabuluculuğundaki Suriye-İsrail dolaylı görüşmeleri, Lübnan konusu ve Irak'a gerçekleştirdiği ziyareti geniş bir şekilde görüştüklerini söyledi.
Erdoğan, İran'ın nükleer programıyla ilgili Cenevre'de yarın yapılacak İran-AB müzakerelerini de Hadley ile ele aldıklarını belirterek, ''Olumlu, yapıcı bir yaklaşım sürecine girildiğini görüyoruz. Bu yapıcı yaklaşım süreci doğrusu bizleri memnun etmiş vaziyette. Sabırla geleceği takip etmemiz lazım'' dedi.
Görüşmede ABD'nin gözlemci bulundurmasının ve ABD'nin İran'da ofis açma teşebbüslerinin süreci olumlu etkileyeceğini ifade eden Erdoğan, ''Bu konuda sanıyorum bize de bu süreçte görevler düşecek. Bizler de her zaman olduğu gibi bu sürece elimizden gelen katkıyı vereceğiz'' diye konuştu.
İran Dışişleri Bakanı Manuçehr Mutteki ile yaptığı görüşmede Türkiye-İran ilişkilerindeki hedefleri konuştuklarını ifade eden Başbakan Erdoğan, bu hedeflerin askeri, siyasi, güvenlik ve ekonomik hedefleri içerdiğini kaydetti.
Dış ticarette Türkiye ile İran arasında 2011'de 20 milyar dolarlık bir hedef belirlediklerini belirten Erdoğan, bu yılki hedefin 10 milyar doları yakalayacağını ifade ederek, ''5 yıl önce 1 milyar dolar civarında olan dış ticaret hacmi şimdi bu konumda. Türkiye'nin İran'a satmakta olduğu mal kalemlerini artırmak da önemli hedefimiz olacak'' dedi.
Terörle mücadelede İran ile Türkiye arasında ciddi bir dayanışma söz konusu olduğuna da dikkati çeken Erdoğan, Gerek PJAK gerek PKK noktasında İran'ın tavrının çok çok olumlu olduğunu söyledi.
Erdoğan, ''İstihbarat örgütlerimizin birbirleriyle dayanışması çok olumlu. Şu anda şunu rahatlıkla söyleyebilirim; Türkiye-Amerika-Irak nasıl PKK'yı ortak düşman ilan ettiyse, aynı şekilde PJAK ve PKK'ya karşı da böyle bir tavır Türkiye ile İran arasında söz konusudur. Bütün yapılan hava harekatlarında da bu dayanışmayı gördük'' dedi.
İRAN'IN NÜKLEER PROGRAMI
Bir gazetecinin İran'ın nükleer programı konusunda Türkiye'nin ''görev tanımının adının arabulucuk olup olmadığı'' yönündeki bir soruya Erdoğan,
''Bunu tabii ben şimdi bu kadar ileri düzeyde söylemeyeyim. Çünkü bir şey belirlenmeden, adı konmadan bizim tarafımızdan açıklanırsa bu yanlış olur. Fakat tarafların bu noktada sanıyorum geleceğe yönelik bizlerden, bundan önce de olduğu gibi, yine beklentileri olabilir. Sıkıntılı durumlarda Türkiye'nin devreye girmesi istenebilir. Çünkü, her iki tarafa da bu noktada zannediyorum ki rahat görüşmeler tesis edebilecek ülke Türkiye'dir'' yanıtını verdi.
''Muttaki ile görüşmenizde programın iptal edileceği yönünde izleniminiz oldu mu?'' şeklindeki soruyu yanıtlarken Erdoğan, yarınki görüşmede takvimle ilgili konuların yer alacağını belirtti.
Erdoğan, ''Kendileri arasında mutabakat nasıl olur bilemiyorum. Takvim nasıl çalışır bilemiyoruz. Biz bu konuyla ilgili bize ciddi manada görev tevdi edilirse o zaman taraflarla görüşmeye biz başlarız, ama şu anda böyle bir görev bizde olmadığına göre, 'şöyle olsun, böyle olsun' dememiz tabii ki yanlış olacaktır. Bizim buradaki tek yaklaşımımız, insani amaçlı olan bu tür çalışmalara nükleer enerji noktasında sıcak bakıyoruz. Çünkü aynı şeyi yarın biz yapacağız, ama kitle imha silahına hiç bir zaman sıcak bakmadık, bundan sonra da bakmamız söz konusu olamaz'' dedi.
KIBRIS
Erdoğan, ''Kıbrıs'ta iki kurucu devletin eşit statüde tanınmasının ileride Türkleri azınlığa düşüreceği endişesiyle ilgili görüşünüz nedir?'' şeklindeki soruyu yanıtlarken böyle bir endişeyi paylaşmadığını söyledi.
''5.5 yıllık iktidarımız döneminde KKTC veya Kıbrıs'lı Türkler dünyada azınlık muamelesi değil, her geçen gün adeta devlet ciddiyetiyle karşılanmaya başlandı'' diyen Erdoğan, bunlardan en önemlisinin İKÖ'de daha önce bir topluluk olarak ağırlanan KKTC'nin, şu anda Kıbrıs Türk Devleti ve Gözlemci Üye sıfatıyla bulunması olduğu kaydetti.
Erdoğan şöyle devam etti:
''Bu çok önemli bir adım, ama bunu ne yazık ki görmezlikten geliyorlar. 53 tane ülke olacak ve bunlar sizi gözlemci üye sıfatıyla kabul edecekler ve adınız da Kıbrıs Türk Devleti olacak. Öyle bir noktaya gelmişiz. Bakınız dün Sayın Talat Almanya'da Ban ki-mun ile görüşme yaptı. Değişik ülkelerde Amerika da dahil olmak üzere birçok davetler, Avrupa'da parlamentoda konuşturmalar ve saire... Bütün bunların hepsi bu dönemlerde gerçekleşti. Ve artık Kuzey Kıbrıs'a çeşitli ülkelerden siyasiler, çeşitli ticari heyetler gelip gitmeye başladı, ama bundan önce böyle bir şey yoktu. Suriye Kuzey Kıbrıs arasında ticari yolcu seferleri başladı. Bizim iktidarımıza kadar bu ülkede iktidarda olanlar, KKTC'ye acaba böyle bir itibar kazandırdı mı?
Şu anda bu itibarı kazandıran Anavatan İktidarı, bilesiniz ki bundan sonra daha fazlasını elde etmedikçe asla geri adım atmaz. Bu ilerisi de nedir? Kıbrıs Türk Devleti'nin kabulüdür. Bu da nedir? Kurucu eşit devlet. Bu olacak. Bu başarılmadığı sürece bizler garantör ülke sıfatıyla hiçbir zaman kalkıp da 'azınlık hukukuna tabi ol, bilmem ne yap' böyle bir şeyin içerisinde asla yer alamayız. Bunu da herkes böyle bilsin.''