CHP Trabzon İl Başkanı Necip Yıldız, son günlerdeki açılım ile ilgili olarak, yazılı açıklama yaptı.
İşte Necip Yıldız'ın açıklaması:
"Rahmetli Bülent ECEVİT'in yönetimindeki hükümet 2001 büyük krizinden sonra ekonomide ve bankalar kanununda radikal önlemler aldıktan sonra 2002 yılında yapılan genel seçimlerde iktidarı AKP hükümetine devretti. AKP Hükümetinin çözmesi gereken en önemli konulardan biri Doğu ve Güneydoğuda ki akan kanı durdurmak olmalıydı. Aradan 7 yıl geçmesine ve bölgede binlerce şehit verilmesine rağmen AKP iktidarı çözüm konusunda hiçbir gerçekçi önlem almamıştır. Kuzey Iraktaki istikrarsız durumdan sonra Doğu ve Güneydoğu Anadolu 7 yıl içinde daha da karmaşık ve çözümsüz hale gelmiştir. AKP huzurlu ve mutlu Türkiye hedeflediyse 7 yıldır neden hiçbir çalışmanın içerisine girmemiştir. AKP kurulmadan 3 yıl önce 1999 tarihinde Cumhuriyet Halk Partisi yörenin tüm il başkanlarının katılımı ve 15 kişilik bir heyetle doğu ve Güneydoğu raporu hazırlamış ve çözüm önerilerini sıralamıştır. Hazırlanan rapor tüm kamuoyu ile paylaşılmış bilgi alınmıştır. Sayın İl Başkanına soruyorum. Son günlerde gündemimizden düşmeyen hazırladığınız Kürt açılımı raporunun içeriğini biliyor musunuz? Neyi tartışmaya açtınız. Bildiklerinizi bizlerle de paylaşın da istediğiniz desteği verelim. CHP'nin nasıl bir siyasi parti olduğunu anlamanız için geçmiş de yaptığı ve toplumla paylaştığı tüm çalışmalarını incelemenizi ve ATATÜRK'ün 27 Ekim 1927 tarihinde gençliğe yaptığı hitabeyi okumanızı tavsiye ederim.
Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi
Ey Türk Gençliği!
Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.
Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!