"O kampta silahlı eğitim veriliyor"

 Chp Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Suriye'deki Apaydın Kampı ile ilgili olarak, "Açın Bm'nin sözleşmelerine bakın, çok açık görürsünüz bu kamp yasa dışı bir kamptır. Uluslararası hukuka aykırı bir kamptır. Bu kampta silahlı eğitim verilmektedir. Silah

 

Chp Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Suriye'deki Apaydın Kampı ile ilgili olarak, "Açın Bm'nin sözleşmelerine bakın, çok açık görürsünüz bu kamp yasa dışı bir kamptır. Uluslararası hukuka aykırı bir kamptır. Bu kampta silahlı eğitim verilmektedir. Silahlı eğitim görenler de Suriye'ye geçip çatışmalara katılmaktadır" dedi.

 

Kılıçdaroğlu, Sivas Kongresi'nin 93. yıl dönümü dolayısıyla düzenlenecek törenlere katılmak ve partisinin Myk toplantısını gerçekleştirmek için Sivas'a giderken Yozgat'ın Sorgun ilçesindeki bir dinlenme tesisinde gazetecilerin sorularını yanıtladı.

 

Bir gazetecinin Hatay'daki Suriyeli sığınmacıların kaldığı Apaydın Kampı'na ilişkin açıklamalarda bulunurken, bu konunun "Yüce Divanlık" bir suç olduğunu söylediğini hatırlatması ve bununla neyi kastettiğini sorması üzerine, şunları kaydetti:

 

"Türkiye Cumhuriyeti topraklarında yabancı askerlerin konuşlanması için Tbmm'nin kararı gerekir. Özgür Suriye Ordusu'nun Apaydın Kampı'nda konuşlanması için Tbmm'nin kararı var mı- Hayır. Hangi gerekçe ile orada yabancı ülkelerin silahlı güçleri bulunur. Tbmm'yi yürütme organı ne zamandan beri bypas etmeye başladı. Anayasa ne zamandan beri geçersiz bir hukuk kuralı haline gelmeye başladı. Oraya ne zamandan beri Türkiye Cumhuriyeti topraklarında bir alana, milletvekilleri giremez noktaya geldi. Ne zamandan beri milletvekillerinin bir yere gitmesine Dışişleri Bakanı karar vermeye başladı. Dışişleri Bakanı'nın o kampla ne ilgisi var- Bu ülkede İçişleri Bakanı yok mu- Hangi gerekçe ile Dışişleri Bakanı o kampa milletvekillerinin girmesini engelliyor. 'Benden izin alacaksınız' diyor, kimsin sen. Yasama organına sen nasıl gölge düşürürsün. Güçler ayrılığı ilkesini nasıl içine sindiremezsin sen. Gerçekten de bu Yüce Divanlık bir olaydır. Bunun hesabının verilmesi lazım."

 

-"Yüce Divanlık bir olay"-

 

Apaydın Kampı ile ilgili "Yüce Divanlık" bir olay olduğu iddiasını gündeme getirdiklerinden sonra Tbmm İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu'nun kamplara gitmesinin söz konusu olduğunu hatırlatan Kılıçdaroğlu, "Önlemler alınacak, her şey yapılacak güllük gülistanlık yapılacak, milletvekilleri gidecek. Chp milletvekilleri sizin tiyatro oyununuzun figüranları değildir. Chp milletvekilleri, milletin vekilidir. Milletin vekili olarak yola çıktılar, o kampa girmek istediler, engel oldunuz. Kimin denetiminde o kamp-" diye konuştu.

 

Kılıçdaroğlu, Bm'nin ilgili sözleşmelerine bakıldığında bu kampın yasa dışı olduğunun görüleceğini ileri sürerek, "Açın Bm'nin sözleşmelerine bakın, çok açık görürsünüz bu kamp yasa dışı bir kamptır. Uluslararası hukuka aykırı bir kamptır. Bu kampta silahlı eğitim verilmektedir. Silahlı eğitim görenler de Suriye'ye geçip çatışmalara katılmaktadır. Türkiye'nin saygınlığına uluslararası arenada açıkça gölge düşürülmüştür. Türkiye Cumhuriyeti korsan bir devlet değildir. Yasa dışı işlemler yapan devlet değildir. Siz koskoca Türkiye Cumhuriyeti'ni nasıl bu hale sokarsınız-" ifadelerini kullandı.

 

Türkiye'nin dış politikadaki yanlışlarının onu uluslararası camiada yalnızlaştırdığını da savunan Kılıçdaroğlu, ülkeyi bu duruma düşürenlerin bakanlık koltuklarında oturabilmesini anlayamadığını söyledi.

 

Kılıçdaroğlu, Suriye'den gelen sığınmacıların kaldığı kampları ziyaret edip etmeyeceğine ilişkin soruyu yanıtlarken de, şunları kaydetti:

 

"Suriye'den gelen sığınmacılara bizim kucak açmamıza asla itiraz etmedik. Terörden şiddetten, baskıdan kaçan insanlara elbette ki Türkiye Cumhuriyeti kucak açmalı. Bunlarla beraber olmalı, sorunlarını gidermeli. Türkiye büyük bir devlettir, bunlara hiç bir zaman itiraz etmedik. Ama Türkiye Cumhuriyeti topraklarında yabancı askerlerin konuşlanarak geldikleri ülkeye gidip terör estirmelerini biz içimize sindiremiyoruz. Hukuk devleti anlayışı ile bağdaşmaz. Ben Hatay'a, Kilis'e Gaziantep'e gideceğim, değişik çevrelerle görüşeceğim. Kamplara duruma koşullara bağlı. Belki gider, belki gitmem. Bu konuda henüz karar vermiş değilim."

 

-"Yürekleri varsa çıksınlar vatandaşın önünde tartışalım"-

 

Kılıçdaroğlu, terör sorunun çözümüne ilişkin diğer siyasi partilere yeni bir çağrısının olup olmadığının sorulması üzerine de, "Tbmm'ye gelmeyenler Oslo'ya gidiyorlar. Bunu milletimin düşünmesini isterim" dedi.

 

Ülkenin tüm sorunlarının meşru çözüm zemininin Tbmm olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, terörü konuşmak için Meclis'e gelmeyen iktidarın bunun hesabını halka vereceğini savundu.

 

İktidarın 2002'de terörü sıfır noktasında devraldığını ancak 2012'de gelinen noktanın ülkenin "kan gölüne çevrildiği görüntüsünü yansıttığını" ifade eden Kılıçdaroğlu, iktidarın bunun da hesabını vereceğini demokrasilerde hesap vermenin önemli bir görev olduğunu ifade etti.

 

İktidarın sıkıştıkça Chp'ye çattığını ileri süren Kılıçdaroğlu, "Chp'ye çatmasına gerek yok, eğer bu konuları halkın önünde tartışmak istiyorsa ben hazırım yürekleri varsa çıksınlar vatandaşın önünde tartışalım" dedi.

 

Kılıçdaroğlu, milletvekili dokunulmazlıklarına ilişkin soruyu yanıtlarken de, Chp'nin bu konudaki tavrının açık olduğunu, bu alanın kürsü dokunulmazlığı ile sınırlandırılmasından yana olduklarını hatırlattı.

 

Suça, teröre bulaşan yasa dışı işler yapan yolsuzluk, hırsızlık yapanların Meclis'te olmaması gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, bu konudaki düzenlemelerin oy kaygısından uzak yapılması gerektiğini vurguladı.

 

Dokunulmazlıkların düzenlenmesinde kişiye özel uygulamaların yapılamayacağını da belirten Kılıçdaroğlu, kürsü dokunulmazlığı ile sınırlandırılmış bir düzenlemenin yanında olacaklarını belirtti.

 

-İlkokula başlama yaşı-

 

Kılıçdaroğlu, bir başka gazetecinin yeni düzenlemenin ardından ilkokula başlama yaşına ilişkin soruları da yanıtladı.

 

Başbakan Erdoğan'ın, 66 aylık çocukların ilkokula başlamaması için rapor alan ailelere yönelik sözlerinin değerlendirmesinin üzerine, Kılıçdaroğlu, "Bir Başbakan böyle bir ifade kullanamaz. Siz nasıl ailelerin küçük çocukları rapor aldıkları zaman onlara 'kendi çocuklarınıza geri zekalı raporu alıyorsunuz' gibi bir ifade kullanabilir. Yanlış bir ifadedir. Her anne baba çocuğunu korumak durumundadır" dedi.

 

5 yaşındaki çocukların pedagojik olarak okula başlamaya uygun olmadığını belirten Kılıçdaroğlu, bu yaşlardaki çocuklar arasında ay farkının bile büyük değişlikler ortaya koyduğunu söyledi.

 

Kılıçdaroğlu, "Bunu söyleyen bir Başbakan, annelerin yüzüne nasıl bakacak ben merak ediyorum. 5 yaşındaki çocuk daha kalem tutamaz, parmak kasları gelişmediği için. Pedagoglarla konuştu mu acaba sayın başbakan- Pedagojinin ne olduğunu biliyor mu acaba- Acaba kendisi kaç yaşında başladı okula- Torunlarıyla ilgili herhalde yakında göreceğiz" ifadelerini kullandı.

 

Bu arada Kılıçdaroğlu, soruları yanıtlarken Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, haber alınamayan AK Parti Hakkari İl Başkanı Mecit Tarhan'ın kardeşinin telefonla aradığını ve görüşmek istediğini iletti.

 

Kılıçdaroğlu, telefondaki kişiyle kısa bir süre konuşarak geçmiş olsun diledi.

İlk yorum yazan siz olun
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.

Siyaset Haberleri