'Orada hayatın zorluğunu gördüm'

Bir otelde düzenlenen toplantıya Bakan Aydın’ın yanı sıra, Trabzon Valisi Dr. Recep Kızılcık, Trabzon Belediye Başkanı Dr. Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu, TÜBİTAK Başkanı ve çevre illerin yöneticileri katıldı. Bakan Aydın, “Trabzon’a gelmemizin nedeni, aşağı yu

Bir otelde düzenlenen toplantıya Bakan Aydın’ın yanı sıra, Trabzon Valisi Dr. Recep Kızılcık, Trabzon Belediye Başkanı Dr. Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu, TÜBİTAK Başkanı ve çevre illerin yöneticileri katıldı.

 

Bakan Aydın, “Trabzon’a gelmemizin nedeni, aşağı yukarı bir yıldn fazla süredir başlattığımız bir sürecin önemli noktalarından biri. O süreçte TÜBİTAK olarak yaptığımız bölge toplantıları. AR-GE günü olarak adlandırıyoruz. Daha sonra zannediyorum iki üç yerimiz kaldı. Yaz tatili geldiği için bu dönemin son toplantısı olacak. Amacımız şu benim açılış konuşmamda da var bunlar. Kurum olara kendimizi tanıtıyoruz. Gördükki TÜBİTAK kurum olarak çok az biliniyor. Büyük firmaların özel teşebbüslerin oludğu yerde TÜBİTAK tanınmıyor. TÜBİTAK hem fon sağlayan bir kurum. Hem bizzat kendisi zaten araştırma geliştirmeyle doğrudan meşgul olan bir kurum. Aynı zamanda yurt dışı ilişkilerimizi de bir bakıma yürüten zenginleştiren bir kurum. Özellikle rakamalar baktığımız zaman son zamanlardra büyük destek alan bir kurum.b gerek yurt dışı ilişkileri bakıldığında gerçekten önemli adımlar atmayı başaran kuruluş. Bu bakımdan kendimizi bir tanıtalım. İmkanlarımızı anlatalım. Biz muhtelif yerlerde neler yapıyoruz hangi projeleri destekliyoruz bunlar nasıl yapılıyor bir bakıma fikir alışverişi. Trabzon’u tutarsanız AR-GE yapan firmaların sayısı oldukça az. Biz hem kendimizi anlatıyoruz ne iş yaparız biz nasıl bir kurumuz ama aynı zamanda sanayicilerimizi dinliyoruz, rektörlerimizi dinliyoruz onların ihtiyaçlarında bu anlamda bir görüş yapılıyor. Zaten gelmeden önce biz kurum olarakdan da önceden bilgiler alıyoruz. AR-GE ye konu olacak neler var. İnşallah biter bitmez il yenilik platformları diye çalışma başlatacağız. Buradan aldığımız bilgileri topluyoruz. O bilgilerdende yararlanarar onu ilk basamak olarak topluyoruz. Bunun amacı diyelimki Trabzon’da yer altı kaynakları olarak ne var. Sanayide kaynak teşkil edecek bizim desteklemeye hazır oludğumuz neler var. Yavaş yavaş da bu bölge toplantılarının bazı yerlerde sonuçlarını aldık. Bazı yerlere gidiyoruz güzel projeler geliyor mesela plan ve proje yapıyoruz böylece. Amaç bu bölgede neler var. Bir günlük çalışmalarla hepsinin tüketilecek hali yok. Mermer son derece önemli. Buraya bir yenilik katmak istiyoruz biz. Hizmet sektöründe bu. Devletin bize verdiği görev bu, ayrıca bilim merkezleri projemiz var. Konya’da çağrı usulüyle oluyor bu. Bunlara şimdilik büyükşehir belediyelerinden başladık. Bizim işimiz diğer kurumlarda olduğu gibi paradır. Ne kadar mali deste gelirse çalışmalar o kadar hızlı şekilde olur. Sayın başbakanın ilgilenmesi ile önemli yollar aldık" dedi.

 

 

ÜZÜLEREK SÖYLÜYORUM

Aydın sözlerini şöyle sürdürdü: "

Güney Kore’ye gidilecek. Komşularımızın bazılarıyla işler yapıyoruz. O ülkelere gidiyoruz veya o ülkelerden bize heyetler geliyor. Bizim bu tür çalışmalarımız AR-Genin geliştiği tüm ülkelerde var. Asıl hedef şu çağımız çok hızlı gelişiyor. Eskiden sanayi devrini derdik o devrim yıllarca sürerdi. Ağır bir tempoyla sürerdi. O kdar hızlı bir değişim oluyorki, kısmen görülür bir gelişme oluyorki, bazen kaçırırsanız çok geride kalmanız da kader olur. AB ile zaten Türkiye müzakere eden bir ülke. Üzülerek söyleyeyim ki, bakan olarak açılıp kapanan tek fasıl da bilim ve teknoloji faslıdır. Öbürlerinin 13-14’ü kapandı ama bizimki farlı olarak. İşi biten fasıllar bile kapanamıyor. O konuda akşam öğreniyorumki sayın valimiznde çalışmaları olmuş. Dolayısıyla AB ilerleme raporuna bakacak olursanız, TÜBİTAK olumlu olarak Avrupa Ülkeleriyle ona ısaca biz araştırma alanı diyoruz. Türkiye milli ulusal araşktırma alanı ille Avrupa araştırma alanı ortak olmuş gibi. Birlikte iş yapacak durumdayız. Özel sektörümüz çok sayırda Avrupalılarla çalışarak üretimde bulunuyorlar. Bilimde teknolojide artık bir bakıma ülkenin atar ve toplardamarı niteliğinde. O alanda başarı tüm alanları etkiliyor. Bütün dünyada bu böyle siyasiteniz bilime dayanmak zorunda. Gerek üniversitelerimezde gerek sanayilerimzle işbirliğiyle çalışıyoruz.

 

Üreterek zaten öğreniyorlar, eğer özel sektör bu araştırma geliştirme dediğimiz alanın yüzde ellisini üszerine alabilirse o zaman biz temel bilimler çalışmasına çok daha ağırlık verebilecek bir imkna kavuşabileceğiz. Sanayi ve üniversite iş birliği hayati önem arz ediyor. Ama bunlar birbirini destekleyen şeyler. Türkiye tam bir eşikte açıkçası. İnsanımız artık üretmeyi tüketmeyi satmayı iyice öğrendi. Ve zaten o konumda olduğumuz içinde ekonomik kriz bizi ispanya’yı hatta bir yerde İngiltere’yi etkilemedi. Kalkınma bir bütün. Siz sadece siyasette kalkınmayı gerçekleştiremezsiniz. Veya sadce gelirinizi tek başına düşen miktarı arttırırsınız ama bu dediğim gibi bilim eğitimiyle desteklenmezse sürdürülebilir olmaz. Dünya çok değişti tüfek icat oldu mertlik bozuldu. Mertilğin ne kadarı kaldı bunun sorulması gereikyor. Güvenlik içinde yaşıyacaksak açıkçası o güvenliğin gerektiği her şeyi üretmek lazım. TÜBİTAK kendi araştırmalarında o alanlara da geldi. Bu alanlarda başarı eskisi gibi değil, fizikte önemli bir adım atılabilmesi için önemli adımlar gerekiyordu. 26 bin fulltime araştırmacımız vardı. 2010’a kadar bunu acaba 40’a ulaştırabilir miyiz diyorduk bizi onu tahmin ettiğimiz sürenin yarısında gerçekleştirdik. Türkiye milli hasıla da ümid ediyoruz yüzde 2 civarında bir oranı AR-GE’ye ayırabilecek. Bu işi yapan araştırmacı sayısını da 150 bine ulaştıracağız. 40 bin dediğimiz rakamı 60’on üzerine çıkarabildik. Genç bir beyin gücü var. Türkiye o bakımda çok şanslı. Benz üç senedir bilim ve teknonoljiyle ilgili sorumlu olan bir bakanım. Geçen sene her kamu alanı belli ölçüde sabırlı olmak zorundaydı ama biz mevcut bütçemize ek sağlamakta güçlük çekmedik.z bunu sürdürülebilir kesintisiz devam edebilir hale getirmek zorundayız. 2,. Milyar harcıyorduk 2004 lerde bugün bu 2.5 kattan fazla artışa geldik. Türkiye bilime ve teknolojiye para ayırmanın en ufak bir tereddütü yok. Çok takip edilen bir ülke haline geldik. Türkiye’de neler yapılıyor neler yapılabilir gelin beraber üretelim diyorlar. Millete şükran borçluyuz. Ama biz kendi ihtiyacımızı kendimiz karşılamalıyız diyoruz.kamu tedariklerinin kendi üretimimizle olması lazım. Ama bir gün vermiyorum dedikleri zaman onun ne kadar pahalı olduğunu biliyorum. 1974’te Kıbrıs harekatı sırasında Genelkurmay Başkanlığında yedek subaylığı yapıyordum, amborgo koytdular hayatın ne kadar pahalı olduğunu gördüm. Kendinize ancak kendiniz bakabilirsiniz, bu savunmada da böyledir, bilimde de böyledir. İşin iyice farkındayız. Bütün bunların hepsi bu bütünlük gösteren fotoğrafın içindedir. Mesela büyük yeterli bölge AR-GE merkezlerini oluşturduğunuzda bunları halledersiniz"

 

Toplantı başka bir salonda basın kapalı olarak devam etti.

 

Haber: Batuhan Hazar ÇAVDAR / Haber61.net

İlk yorum yazan siz olun
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.

Siyaset Haberleri