Bayındırlık ve İskan Bakanı Faruk Nafiz Özak, ''Tüm kurumlarımızla afetlerle, özellikle doğal afet zararlarının azaltılmasıyla ilgili çalışmalara büyük önem veriyoruz'' dedi.
Bakan Özak, AA muhabirine yaptığı açıklamada, son yüzyılda Türkiye ve dünyadaki pek çok ülkenin birçok yıkıcı doğal afete maruz kaldığını ve meydana gelen acı olayların halen hafızalarda tazeliğini koruduğunu belirtti.
Son 5 yıl içinde birçok ülkede sel ve deprem felaketleri meydana geldiğini anımsatan Özak, ''Türkiye, tüm kurumlarıyla afetlerle ilgili çalışmalara özellikle doğal afet zararlarının azaltılması etkinliklerine büyük önem vermektedir. Özellikle 1992'de Erzincan'da ve 1999'da Marmara bölgemizde meydana gelen çok yıkıcı depremlerden sonra Türkiye afet yönetimi ve zarar azaltma konularındaki kabiliyetlerini ve eksikliklerini her açıdan gözden geçirdi'' diye konuştu.
Bakan Özak, Türkiye'nin dünyada depremlerin neden olduğu zararlar açısından Çin, İran, Rusya ve Peru'dan sonra 5. sırada yer aldığına dikkati çekerek, ''Türkiye'de doğal afetler içinde yüzde 61'lik oranla deprem birinci sırada gelmektedir'' dedi.
Türkiye Deprem Bölgeleri Haritası esas alındığında, ülke topraklarının büyük bölümünün 1. derece deprem kuşağında yer aldığını kaydeden Bakan Özak, ''Bakanlığımızca hazırlanan bu harita incelendiğinde, ülkemiz topraklarının yüzde 96'sı, nüfusumuzun ise yüzde 98'inin farklı oranlarda deprem tehlikesine sahip bölgeler içinde yer aldığı görülmektedir. Bu geniş deprem kuşağının yüzde 66'sı ise aktif fay hatları ile kaplı. Türkiye'de son yüzyılda meydana gelen depremler, yaklaşık 650 bin konutun yıkılmasına, 100 bin insanın ölümüne neden olmuştur'' diye konuştu.
Yaşanan afetlerin halk üzerindeki etkisinin fazla olduğunu ifade eden Özak, şunları ifade etti:
''Bu nedenle mevcut sistemdeki hataların belirlenmesiyle afet yönetimi sisteminin yenilenmesi için ortak bir irade belirmiştir. Merkezi hükümet, rehabilitasyon ve yeniden yapılanma konularında sistemin nerede tıkandığını ve yanlış gittiğini fark etmiştir. Türkiye, risk azaltılması ve afet öncesi çalışmalara daha fazla önem vermeye başlamıştır. Geçmişten gelen bütün deneyimler, afet yönetiminin bu aşamasında yapılan hataların ve eksikliklerin toplumsal hayat üzerinde can kayıpları, büyük hasarlar gibi yıkıcı sonuçlara neden olduğunu açığa çıkartmaktadır.''
-''ERKEN UYARI SİSTEMLERİ ÖNEMLİ''-
Bakan Özak, afet yönetiminde tahmin ve erken uyarı sistemlerinin çok önemli olduğunu vurgulayarak, ''Çünkü elde edilen tecrübelerle ortaya konmuştur ki, afete hazırlıklı olunması daha az maliyetlidir, daha insancıldır. Her 1 birimlik zarar harcaması, 7 kat iyileştirme tasarrufu sağlamaktadır'' dedi.
Yaşanılan acı tecrübeler ve çalışmaların, afet yönetimi ve afete duyarlı toplulukların oluşması, kuvvetli kurumsal yapılanma, bilgi paylaşımı, eğitim ve duyarlılık kapasitesinin geliştirilmesi, risk azaltma çalışmaları ve daha fazla araştırma yoluyla başarılabileceğini gösterdiğini belirten Bakan Özak, şunları kaydetti:
''Bu yüzden afet önleme ve hazırlık konularının ulusal politika ve programlar içerisinde önemle ve geniş şekilde yer almasının büyük öneme sahip olduğuna inanmaktayız. Türkiye, afetlere hazırlık ve risk azaltılmasına yönelik stratejilerle ilgili katı düzenlemeler yapma ve ulusal politika ve programlarında daha geniş yer verilmesi yolunda önemli deneyimler kazanmıştır.''